.

"Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur."Kemal ATATÜRK .
ŞAİRLER etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
ŞAİRLER etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

27 Şubat 2015 Cuma

RAYLAR BOYUNCA MENDİLİMDE KAN SESLERİ




ve zaman dediğimiz nedir ki ahmet abi,
biz eskiden seninle
istasyonları dolaşırdık bir bir.
o zamanlar malatya kokardı istasyonlar
nazilli kokardı...

bilmezlikten gelme ahmet abi,
umudu dürt
umutsuzlugu yatıştır.
diyeceğim şu ki ;
yok olan bir şeylere benzerdi o zaman trenler,
oysa o kadar kullanışlı ki şimdi
hayalsiz yaşıyoruz nerdeyse...

ah güzel ahmet abim benim,
gördün mü bak;
dağılmış pazar yerlerine benziyor şimdi istasyonlar,
ve dağılmış pazar yerlerine MEMLEKET.
gelmiyor içimden hüzünlenmek bile,
gelse de
öyle sürekli degil,
bir caz müziği gibi gelip geciyor hüzün.
o kadar çabuk
o kadar kısa
işte o kadar...

ahmet abi, güzelim, bir mendil niye kanar,
diş değil, tırnak değil, bir mendil niye kanar

mendilimde kan sesleri...
                                         
Edip Cansever.

Devamı Buradan ...>>

22 Mart 2010 Pazartesi

PEN: 2010 ŞİİR ÖDÜLÜ

Dünya yazarlar birliği PEN: 2010 şiir ödülünü bu yıl Özdemir İnce’ye vermiş.Şiir günü bildirisini de böylece Özdemir İnce kaleme almış.Kendisini ve tüm şairlerimizi buradan kutluyor ve bu günün önemiyle ilgili bildiriden aldığımız bir hikayeyi sizlerle paylaşmak istiyoruz.Sevgilerimizle.
NewYork''ta, Brooklyn Köprüsü üzerinde dilenen kör bir dilenci birgün, bir şairin dikkatini çeker.Dilencinin boynunda asılı bir tabela vardır. Şair, dilenciye günlük kazancının ne kadar olduğunu sorar. Dilenci de sekiz dolar kadar olduğunu söyler. Bunun üzerine şair, dilencinin boynuna asılı tabelayı ters çevirerek birşeyler yazar;"Şimdi buraya senin kazancını arttıracak birşeyler karaladım. Bir hafta sonra yanına geldiğimde bana sonucu söylersin" der ve oradan ayrılır.Şair, bir hafta sonra dilencinin yanına uğrayıp kendini tanıtınca dilenci;"Bayım size ne kadar teşekkür etsem azdır. Bir haftada kazancım ikiye katlandı. Çok merak ediyorum tabelaya neler yazdınız?"Bunun üzerine şair gülümser ve: Tabelanda "Doğuştan körüm, yardım edin"
yazıyordu.Bense; "Bahar gelecek, ama ben yine göremeyeceğim. diye yazdım" der.


Önemli olan, anlatılmak istenen şeyi en iyi şekilde anlatmak olduğuna göre,
her şeyin daha iyi anlatılabileceği bir yol vardır.
Yeter ki onu bulmaya, uygulamaya ve ufkumuzu bu doğrultuda genişletmeye
uğraşalım...


Resim:images.com'dan.
Devamı Buradan ...>>

18 Mart 2010 Perşembe

BOŞVERDİM YAŞI BAŞI


Dün bir dostum doğum günü armağanı olarak Can Yücel'in bu şiirini göndermiş bana.Ben de "sana ne alalım?" diyen sufi-Cemden trambolin istemiştim.Hediyem geldi, siyahları ve grileri bir tarafa atıp bu yaşta boynuma kırmızı kaşkol bağlayıp çocuklar gibi zıplayan bir kadınım artık. Şiir de video da bana pek uydu sizlerle paylaşayım dedim. İyi ki varsınız. Hepinize kucak dolusu sevgilerimle.
Boşver be yaşı başı!
gönlün ne kadar şık sen ondan haber ver?....
şöyle atıp koyu grileri-siyahları sabahtan,
sarı bir kaşkol atabiliyor musun boynuna,ondan haber ver?
koyma bir kenara yüreğini,aç kapılarını,


gelene geçene yol verme girsin diye içeri ama
gömme başını toprağa bir çift güzel göz uğruna.
Bilirim yine yeşerecek bir çiçek bulursun bir dalda,
ama aklını kaybedecek kadar bir aşk varsa avuçlarında,
bırak aksın yollarına.
yağ geç.yık geç,kimse inanmazsa inanmasın.
sen inan yüreğine,
hem ona geçmezse kime geçer sözün?
büyü büyü...
bak ellerin ayakların kocaman,
aklında maşallah yerinde,
e ne diye tutarsın yüreğini uçmasın diye.
akıllı ol yüreğin gelir peşinden,
boşver yaşı başı,
aşk var mı aşk,sen ondan haber ver?

takılmışsın yüzündeki gözündeki çizgilere.
o çizgilerin yüreğine neler kazıdığını düşün,
atmak mı istiyorsun kendini bir dereye soğuk bir kış günü.
öl gitsin...
parayı pulu savurup,
bir balıkçı köyünde balık tutmak mıdır istediğin,
savrul gitsin...
boş ver be yaşı başı,
kim tutar seni kim,
kendi yüreğinden başka kim?
aklını alda öyle git,
ister bir duvara,ister bir odaya,ister kıra bayıra vur da git.
dert etme ellerini,onlarda gelir seninle bırakmadıkça birine.
O biri de gelir gerçekten istediğin oysa,
seveceksen ve öleceksen uğruna....
yaşa be,yaşa da öyle git,gireceksen toprağa...

yaş 70'e gelse bile,hayat daha bitmemiş,
sen mi biteceksin?
çekeceksen bile bayrağı,
YAŞADIM ULAN DİBİNE KADAR diyemiycek misin?

Can Yücel

Devamı Buradan ...>>

20 Mart 2008 Perşembe

BİRAZ'DA HAYYAM

Biz gerçekten bir kukla sahnesindeyiz:
Kuklacı Felek usta, kuklalar da biz.
Oyuna çıkıyoruz birer, ikişer ikişer;
Bitti mi oyun, sandıktayız hepimiz.












Ehil insana canım feda olsun;
Ayağı öpülse öperim onun.
Bir de git ehil olmayanla konuş:
Cehennem ne imiş görmüş olursun.......

Hayyam, olsa olsa bir çadır senin bedenin,
Can sultanımızın bir süre oturması için;
Ecel hancısı bir başka konak döşeyince
Sultan göçer gider, viran olur çadırın senin.

Günahlarım çok olmasına çoktur benim,
Ama dinsizler gibi umutsuz değilim:
Cennet cehennem umrumda değilse de
Ötede hem şarap olacak, hem de sevgilim.
..
..
Devamı Buradan ...>>

17 Ocak 2008 Perşembe

NEYZEN'DEN




(Atatürk'e dil uzatanlara)



Ne ararsın tanrı ile aramda
Sen kimsin ki orucumu sorarsın?
Hakikaten gözün yoksa haramda
Başı açığa neden türban sorarsın?

Rakı, şarap içiyorsam sana ne,
Yoksa sana bir zararım, içerim.
İkimiz de gelsek kıldan köprüye
Ben dürüstsem, sarhoşkende geçerim.

Esir iken mümkünmüdür ibadet.
Yatıp kalkıp Atatürk’e dua et.
Senin gibi dürzülerin yüzünden,
Dininden de soğuyacak bu millet.

İşgaldeki hali sakın unutma,
Atatürk’e dil uzatma sebepsiz.
Sen anandan yine çıkardın amma,
Baban kimdi bilmezdin şerefsiz…

Neyzen Tevfik
17 ocak 2008 tarihinde çeşitli kaynaklarca Neyzen Tevfik'e ait olduğu belirtilen yukarıdaki şiirin, Mutlu Çelik'e ait olduğunu şairin; 1997 yılında Ankara 5. Asliye Hukuk Mahkemesi'nden aldığı kararla kanıtlamış olduğunu araştırıp öğrendik.Bize yorum bırakan "aliturka.blogspot.com'"a nazik uyarılarından dolayı teşekkürlerimizi borç biliriz.Bilgilerinize arzolunur.
Devamı Buradan ...>>

16 Ocak 2008 Çarşamba

GÜL LÜTFUNDAN ŞU SİNEME HAR DÜŞER









avuçlarımdan yere inci inci zâr düşer
kudretle alnıma bir uzun intizar düşer

hüsnünün karşısında bülbül olamadım da
yine de gül lütfundan şu sineme hâr düşer

ben hâlâ yanıyorum, gönül unutmadı ki
nitekim nisyanın kalktığı yere nar düşer

pay etmiş adaletle güya canan zamanı
bilmem neden hep bana uzun sonbahar düşer

vuslat ümidi bile gençleşmeme yeterken,
bir lahzalık firakla gönlüm ihtiyar düşer

kelime yarla başlar,hece müdamdır yarla
ve cümlenin sonuna nokta gibi,yar düşer

bir baktın ki sevgili parçaladın kalbimi
sanırsın sinem üstüne şak-ı Zülfikar düşer

ey kalkanı hâr, ölme ne olur başka yerde,
sinem kabristanında sana da mezar düşer

çarhı almış figanım, ay utanıp saklanır
derdime sema ağlar,tek tek yıldızlar düşer

çözdüğün zaman hani zülfün dudak büker ya
kalbimin en sıcak noktasına kar düşer

sual ederler benden “seviyor musun hâlâ”
dudağımdan cevaben sükûtla ikrar düşer



Mustafa TANRIKULU
Devamı Buradan ...>>