.

"Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur."Kemal ATATÜRK .
FİLMLER etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
FİLMLER etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

4 Şubat 2014 Salı

HER- İZLENESİ

Yavaş yavaş yalnızlaştığımız dünyada, gelecek dönemlerde yalnızlık Devi ile mücadele ederken, nelerin bizi esir alarak yalnızlığımızın tatmini yolunda ne kadar değişe bileceğimizi anlatan muhteşem bir film. İzlemenizi öneririm.

Konusu kısaca şöyle:
Theodore Twombly hayatını, yakın gelecekte nadir bulunan bir şeye dönüşecek olan el yazımı mektupları yazarak kazanmaktadır. Ve bugünlerde artık insanların işlerini bilgisayar programları yerine getirmektedir. Theodore, karısından boşandıktan sonra bir apartman dairesinde tek başına yaşamaya başlar ve bir gün karşılaştığı bir teknoloji reklamıyla birlikte hayatı değişir. Kusursuz bir yapay zeka sistemi sunan yeni bir telefon modeli, onu son derece çekici bir kadın olan Samantha ile tanıştırır. Sanal bir varlık olan Samantha, Theodore'u dünya ve hayat üzerine sorduğu sorularla bambaşka bir gerçeklikle tanıştırır. Ağır bir depresyonun içerisinde olan Theodore, yavaş yavaş hayatın keyifli yanlarını fark etmeye başlarken yapay zeka programıyla arasındaki ilişki de gitgide tuhaflaşır.

 1999'da Being John Malkovich filmiyle Oscar adaylığı kazanan çok yönlü sinemacı Spike Jonze'un son uzun metrajlı filmi, yalnızlık ve yaratıcılık sıkıntısı çeken bir yazarın dram ve komediyle yoğrulan öyküsünü beyazperdeye taşıyor. Filmin başrolünde Joaquin Phoenix yer alırken, Scarlett Johansson da gizemli bilgisayar uygulamasına sesiyle hayat veriyor.
Devamı Buradan ...>>

21 Eylül 2010 Salı

PRENSESİN UYKUSU-ÇAĞAN IRMAK ve REDD


Saf iyiliğin ve merhametin filmi olduğu söylenen "PRENSESİN UYKUSU" aslında prensesin uyandırılması için anlatılıyormuş. Redd'in müziği ile Çağan Irmak'ın büyülü ve masalsı anlatımı 19 Kasımda gösterime girecek olan bu filmde bizi bir kez daha biraraya getirip düşündürecek galiba.Oyuncular:Genco Erkal,Çağlar Çorumlu, Sevinç Erbulak,Alican Yücesoy, Şevval Başpınar,Ayşenil Şamlıoğlu ve Funda Şirinkal.
Çağan her filminde olduğu gibi görelim bakalım bu filmde de bizlere ne mesajlar verecek.Filmin fragmanındaki "kızın ruhu benimkiyle takas edilecek, başka yolu yok..."sözü benim filmi seveceğimin bir işareti oldu. Tesadüf diye birşey olmadığının ispatını ve bununla birlikte birçok masalsı gerçeği hepbirlikte izleyelim ve görelim...Hepinize sevgilerimle.
Devamı Buradan ...>>

7 Ağustos 2010 Cumartesi

ARK ANİMASYON

Animasyon - Nuh'un Gemisi (ARK) [HQ]


Desem ki;SEN'sin sözün sahibi...
Söz sahipliği şöyle dursun SEN'sin bu koca Dünya'nın sahibi ve tek hakimi...
Sen ne dersen o oluyor...
Kıble SEN, secdeler sana oluyor...
Desem ki; Bu DÜNYA'da yaşayanların dilleri lâl...Sanatçısı, edebiyatçısı,düşünürü, yazarı, yargısı, medyası, polisi, askeri, üretici-tüketici, amele, işçisi hepsi senin denetiminde...
Desem ki;SEN sınırsız sonsuzsun aynı ALLAH gibi...
Ölüme çare bulabilecekmisin peki?
Can bedenden yükselirken, tutup tekrar bedene geri verebilecekmisin?
Uzağa gitme;
Bugün geceye dur gelme, gündüze gitme, güneşe yakma, yağmura yağma diyebildin mi?
Küçücük mikroskobik bir VİRÜSe hükmedebilecekmisin peki?
SEN; O, değilsin işte...
Sözüm yok sana bundan gayri..
Muktedir misin şimal yıldızının ışığını bir gecelik söndürmeye? Hadi SÖYLE!!!
Var SEN o babayiğitsen hadi taşa çiçek açtır.
Halkına dağıtmak için; Hadi gökyüzünden topla yıldızları bir-bir...
İşte bu sefer sana ve senin yasalarına eyvallah değil maazallah diyoruz.
William Shakespeare'nin dediği gibi:
Hayat dediğin ne ki:
Yürüyen bir gölge, bir zavallı kukla bu sahnede:
Bir saat boy gösterip, boyun kırıp gidecek!
Bir daha da duyulmayacak artık sesi.
Bir aptalın anlattığı bir masal bu:
Kuru gürültüler, deli saçmalarıyla dolu.

Devamı Buradan ...>>

28 Temmuz 2010 Çarşamba

CENNETİN RENKLERİ/COLOR OF PARADİSE

Öğretmenim:
"Allah körleri daha çok seviyor." dedi. Bende;
"Eğer öyle olsaydı bizi kör yapmazdı." dedim.
"Çünkü böyleyken onu göremeyiz." Oda bana;
"Allah görünmezdir..."
"O her yerdedir onu hissedebilirsin!"
"Parmaklarınla onu görebilirsin..." dedi. Ben de her gün parmaklarımın dokunduğu herşeyde, heryerde Allah'ı aradım. Ve ona her şeyi anlattım kalbimdeki sırları bile.

Majid Majidi'nin yazıp yönettiği 1999 yapımı bu İran filminde: Küçük oyuncu Muhammed sadece dokunarak ve duyarak hayatı algılamaya çalışan görme engelli küçük bir çocuğun dünyasını masalsı bir üslupla anlatmış.
Kanada'da düzenlenen Montreal film festivalinde büyük ödülü hakeden bu filmi izlerken ne az düşünüp, ne az şükrettiğimizi iki göze sahipken ne kadar kör olduğumuzu hissettim ben.Ve bu filmi: tüm görme engelli ama bizlerden daha iyi hisseden dostlarım: Kaş/Mehmet, Damla, Hasan, Hüseyin'e ve diğer değerlilere, ve biz gerçek körlere adadım.
Hepinize sevgilerimle.

Devamı Buradan ...>>

1 Temmuz 2010 Perşembe

RANGO ANİMASYON

Yeniden selamlar, tam bir haftadır post girmeyen sufi-saja ekibi kısa bir doğa'ya yolculuk sonrası(bu yolculuk sizlerle daha sonra paylaşılacak)yine sizlerle. Sizlerinde gönlünü almak amacı ile ayağımızın tozu kurumadan 2011 yılı mart ayında vizyona girecek olan bir animasyon filmini sizlerle paylaşmak istedik.
Animasyondan kısaca bahsetmemiz gerekirse Karaip korsanları filminin emekçilerinin bir çalışması. Animasyonda ana karakter bir bukalemun ve onun başından geçen maceralar anlatılıyor. Seslendirmesini ise johnny Depp Yapıyormuş bizden söylemesi.

Devamı Buradan ...>>

12 Mayıs 2010 Çarşamba

DEĞERLİ KIZLARIMIZIN ANISINA/ PRECİOUS

ACI BİR HAYAT HİKAYESİ
Precious:Based on the Novel push bay sapphire-adı üstünde- Amerikalı yazar Sapphire’nin bir romanına dayanan, Geoffrey Fletcher’in senaryosunu yazdığı, Lee Daniels’in de yönettiği birçok dalda Oscar-a layık görülmüş bir yapıt. İnsan denen hayvanın en hayvani tarafını gösterirken, seyircisinin içini kanırta kanırta acıtan, hassas bünyeleri de allak bullak edecek olan bu senaryo, anlatılanların günümüzde de bolca yaşandığını hatırlamak ve konuyu irdelemek, değerli kızlarımıza sahip çıkmamız adına mutlaka izlenilmesi gereken psikolojik, seyir önceliği tanıyabileceğiniz kalitede mükemmel bir film bizce.
Kimisi; “hadi canım ordan, bu kadar da olmaz!” dese de, toplumumuzda çokça yaşanan ama üstü örtülen gerçekleri seyrettikten sonra oldukça uzun bir süre etkisinden kurtulamayıp yaşlı gözlerle boş boş ekrana bakmaktan da kendinizi alamayacaksınız belki de. Her açıdan farklı ve kusursuz kotarılmış bir film olarak bütün tacize uğramış değerli kızlarımızın anısına "PRECİOUS"u izlemenizi tavsiye ederiz. sevgilerimizle.
Devamı Buradan ...>>

7 Ocak 2010 Perşembe

HEP YANLIŞ ANLAŞILDIM

Olumsuzu olumluya çevirmek,
Negatifi pozitife döndürmek,
Çirkini güzelleştirmek,
Öfkeyi yapıcı kılmak potansiyeli elimizde...Gerçeği görmek için; bakmasını bilmek gerek. Seyredip görelim, hepinize sevgilerimizle.


Devamı Buradan ...>>

22 Kasım 2009 Pazar

ZIPLAYABİLMEK İÇİN KIRPILMAK GEREK

Bizim de amacımız; Pixarın animasyon filmindeki pembe kırpılmış KUZU gibi olabilmek.Kabullenebilmek olmuş olanları, başa gelenleri.Herşeye rağmen gülümseyebilmek,içimize çekmek tarçın adaçayı kekik kokularını. Neşeyle ve özgürce aşağı yukarı zıplayabilmek, sevindirebilmek bunca acılar içinde yoğrulmuş fedakar ülkem insanlarını .Beklentilerimizi,tercihlerimizi, benliğimizi,alkışları birtarafa bırakıp(kırptırıp)somut verilerden, soyut pembeye (ruhsal)boyuta ulaşabilmek.Çünkü mutluluk;"ne mutlu yaşıyorum ve ne mutlu Türküm" diyebilmekte.

Link: Boundin - By Pixar(Turkce Altyazili)

Bu videoyu kendi blogunda yayınlamasına rağmen ikinci kez bizim de yayınlamamıza rıza gösteren Sevgili DÜŞ (var aslında yok) arkadaşımıza gönülden teşekkür ediyoruz.İyi pazarlar dostlar. Sevgilerimizle.
Devamı Buradan ...>>

27 Ağustos 2009 Perşembe

THE BOOK OF ELI/ AVATAR/KISKANMAK/NEFES vb.


Çoğu insan tarafından rahatsız edici olarak algılanan, Ağustos böceklerinin muhteşem senfonileri, yakında mevsim değişimi ve doğalarının gereği bizleri terk edecek. Yaz mevsiminin insan bedeni ve beyninde yarattığı rehavetin; sonbahar, ardından kış-ın da gelmesi ile daha bir aktiflik ve enerjiye dönüşeceğini düşünüyoruz. İşte bu enerjiden etkilenecek sektörlerden birisi de SİNEMA. 2009 kış aylarında ve 2010 döneminde bizleri enteresan filmler bekliyor gibi. Bunlardan bazılarının treiları yayınlanmaya başladı bile. Dikkatimizi çeken önemli noktalardan birisi de, filmlerin yoğun bir biçimde elektronik ortamdan etkilendiği ve fantastik öğelerin filmlerde yoğun oluşu. Herneyse yakın zamanda izleyeceğimiz filmlerden bazıları şunlar: 2012, AVATAR, THE BOOK OF ELİ. Türk sineması da bu arada boş durmamış, inanılmaz filmlerin yapım aşamasında olduğunu ve bunların bir çoğunu yakın zamanda izleyeceğimiz belirtilmiş.Çağan Irmak'ın, KARANLIKTAKİLER; Tuna Kiremitçi'nin, ADINI SEN KOY; Ezel Akay'ın, 7 KOCALI HÜRMÜZ, 11'e 10 Kala, Zeki Demirkubuz KISKANMAK ve uzun zaman önce yazdığımız Arkadaşlarımızın da oynadığı NEFES filmi bunlardan bazıları. Umarım hayatın kısa bir özetini kısa zamanda sunmaya çalışan filmler, bizlere 2009-2010 sezonunda yepyeni vizyonlar sunar. Bekliyelim ve görelim...
Devamı Buradan ...>>

1 Ağustos 2009 Cumartesi

MASKELENDİRİLENLER.

Masquerade from Aziz K. on Vimeo.


Maskelendirilerek zehrettiysek kendimize yaşanılası hayatımızı;
Örttüysek varlığımızın sevda dolu tüm ayrıntılarını,
Acıları saklayıp,(güne örtüsünü seren gece gibi)
Acımasız düşlerin karabasanından soyup çıkaralım bir gün
Dışarı hep birlikte zorunluluklarımızı.
O gün yüreğimizi elimize alıp güleceğimiz gün olacak.
O gün perdeler kalkıp gerçek olan OYUN başlayacak.
Yazılacak insan olmanın acınası manzumesi.

Ama nasıl?
Devamı Buradan ...>>

14 Haziran 2009 Pazar

PİXAR PARTLY CLOUDY


Kısa filmleri ile tanıdığımız Pixar; Pixar kısa filmlerini seven bizler için yeni bir görsel lezzet daha yaratmış. Bu sıcak pazar gününde "havada uçarken göreceğiniz leyleklerin" yüzünüzde düşündürücü bir tebessüm bırakması dilekleri ile iyi seyirler.


Devamı Buradan ...>>

24 Ocak 2009 Cumartesi

İÇİNDE DEĞİL İNSANLAR SADECE ARASINDALAR


Uzun zaman önce izlediğim Bana bir şeyhler oluyor adlı tiyatro gösterisini tekrar hatırlatmak istedim. Hatırlamaya da gerçekten ihtiyacımız da varmış, Gösteri içerisinde geçen sözlerin bazılarını alta ekledim.İzlemeyenlere ısrarla önerebileceğim seyirliklerden.
"..sevmenin pek az çeşidi vardır gönül raflarında. Birini, ya da bir şeyi, seversiniz, ya da çok seversiniz. Ama iş "sevememeye" gelince, sonsuz seçenek vardır önünüzde. İster sinir olursunuz, ister gıcık olursunuz, iğrenirsiniz tiksinirsiniz, hatta sık sık nefret bile edersiniz. Ne yazık. Ne yazık insan, sevmeme çeşitlerine harcıyor mesaisini çoğunluk. Oysa sevin dedi tanrı. Adı "sevgili" olanlar bile karşılık istiyor kalbinin atış hızına. Ben seni seviyorum ama dur bakalım sen de beni "benim seni sevdiğim kadar" seviyor musun? Oysa sevin dedi tanrı. Önce sizi sevmeyenlerden başlayın işe, karşılık istemeden, pazarlıksız sevin, sizi seveni de sevmeyeni de. Oysa sevin dedi tanrı, önce sizi sevmeyenlerden başlayın işe, karşılık istemeden, pazarlıksız sevin, sizi seveni de sevmeyeni de. Oysa sevin dedi tanrı, önce, sizi sevmeyenlerden başlayın işe..."



"hiç kitap okumayan bir adam niçin merak eder seneye yazılacak kitapları?
Bu dünyada bile yaşamayı beceremeyen niçin merak eder diğer gezegenlerdeki hayati?
Geçmiş ve bu gün ne zaman bitirildi de gelecek sorgulanıyor?
İşler hala kalleşçe hallediliyor ikili ve uluslararası ilişkilerde...
Her ülkenin sinir komşuları dost ve kardeş düşman ülkeler.
Doğru düzgün top bile oynayamıyorlar kavgasız!
Oyunları savaş gibi görenler savaşı da oyun gibi görüyor elbet.
Aynı kadına sevdalananlar birbirini vuruyor, ayni şeyden nefret edenler can ciğer arkadaş.
bir şeyi, bir kadını, bir erkeği ya da bir ülkeyi sevmenin cezası ölüm bile olabiliyor bazı.
Devamı Buradan ...>>

19 Ocak 2009 Pazartesi

THE COLOR PURPLE/ MOR YILLAR


İzlenesi filmde eğer izlemediyseniz hafızalarınızda iz bırakacağına inandığım filmlerden biri The Color Purple Türkçeye çevrimiyse Mor Yılları önermek istedik. Konusu ise kısaca şöyle:
1900'lerin başlarında, güneyli bir siyahî kız olan Celie, babası tarafından hamile bırakılır, ardından yıllar boyunca efendisi olarak göreceği adama evlenmek üzere satılır. Kocasından gördüğü şiddete rağmen tek tesellisi kız kardeşi Nettie'ye yazdığı mektuplardır. Fakat babası Nettie'nin cevaplarının ona ulaşmasına engel olmaktadır. Celie sonunda onun hayatını değiştirecek güçlü bir kadın olan Sofia ile tanışacak ve hayatında büyük bir değişim başlayacak. Mutlaka izlemelisiniz On Üzerinden dokuzluk bir film bizim için.


Devamı Buradan ...>>

14 Ocak 2009 Çarşamba

LOST AND FOUND ANİMASYON

Lost and Found
Studio aka'nın hazırladığı 25 dakikalık Animasyon, sevenlerin ilgisini çekecek gibi görünüyor. Konusu ise: yalnız bir çocuk ve o çocuğun yanındaki penguenin macerasını anlatıyor. Şimdilik kısa Trailer'nı izliyebiliyoruz.


Devamı Buradan ...>>

8 Ocak 2009 Perşembe

It's A Wonderful Life / İzlenesi Film


İnsan, Hayatın koşuşturmasından çevresinde olup bitenleri tam olarak algılayamıyor. Yaşama baktığımız anlar, onun sona erdiğini hissettiğimiz anlarda oluyor genellikle. İzlemenizi önereceğim Film de Hayatın anlamlı sandığımız tarafının ne kadar anlamsız ve yalan olduğunu.Anlamsız saydığımız tarafınında ne kadar anlamlı olduğunu, çok güzel anlattığını düşündüğüm filmler den.
Konusu ise kısaca şöyle:
İflas etmekte olan George Bailey (James Stewart) bir Yılbaşı gecesinde kendini nehre atarak intihar etmek üzeredir. Doğduğu andan itibaren bu küçük kasabada yaşayan Bailey kendisini buraya ve insanlarına adamış, hoşgörülü, güvenilir ve yardımsever bir insandır. Büyük bunalım'ı hasarsız atlatmış, babasından devraldığı konut ve finans şirketi aracılığı ile kasabalıların neredeyse tamamını konut sahibi yapmıştır. Bu arada para kazanmayı, mimar olma fırsatını, dünyayı gezmeyi, kısaca tüm hayallerini ertelemek zorunda kalmıştır. Kasabaya yaptığı bunca iyilik, kötü yürekli banker Henry F. Potter (Lionel Barrymore)'ın çıkarları ile çakışır. Potter, Bailey’in sürekli peşindedir artık. Bir gün aradığı fırsat çıkar ve Finans şirketine ait önemli bir miktarda para Bailey'in alkolik ve yaşlı amcası Billy Bailey (Thomas Mitchell) 'in dalgınlığı sonucunda Potter'ın eline geçer. Banka müfettişlerinin yaptığı bir denetlemeden sonra şirketin açığı ortaya çıkar. Bu iflas ve tutuklanma anlamına gelmektedir. Çareyi intiharda bulan Bailey kendini nehre atmak üzere iken yeryüzüne gönderilen melek Clarence (Henry Travers) onu ölümden kurtarır. Melek, Bailey’in bir arzusunu yerine getirerek ona "kendisinin hiç doğmamış ve yaşamamış olduğu" bir dünyayı gösterir. Bailey kendisine gösterilen bu dünyanın hiç de güzel olmadığını görür ve insanların çevrelerine sayısız katkıları, iyilikleri olduğunu, ama her zaman bunun farkına varamadıklarını anlar. İZLE

Devamı Buradan ...>>

16 Kasım 2008 Pazar

CRASH/ GÖRÜNMEZ PELERİN


Mesleği: bozuk kilitleri değiştirmek olan bir adam, yine bozuk kilidiyle başı dertte olan bir dükkân sahibi tarafından çağırılır. Dükkân sahibi göçebedir ve yaşadığı yerin dilini çok iyi bilmemektedir. Kilitçi işini yapmış ama asıl problemin kapıda olduğunu ve kapının da değişmesi gerektiğini anlamıştır. Bunu dükkân sahibine anlatmak ve parasını almak için içeri girer ve durumu aynen anlatır. Anlatmaya çalışır daha doğrusu. Dili çok iyi değil ya, adam anlamaz ve onu kazıklamaya çalıştığını düşünür. "Kapı dükkânı olan bir arkadaşın mı var yoksa" diyerek iftira bile atar, anlamaz, anlayamaz bağırmaktan. Adamın bu tutumu kilitçiyi çok rahatsız eder ve elindeki fişi çöpe atıp, para istemediğini söyler ve dükkânı terk eder.
Bu dükkân sahibinin ilk olayı değildir zaten. Bir kaç gün önce silah almak için gittikleri mağazada yine bir olay çıkarmış, en sonunda adamın kızı araya girip silahı ve sadece rengini beğenip almaya karar verdiği bir kutu mermiyi de alıp babasını büyük bir kavgadan kıl payı kurtarmıştır.


Evinin yolunu tutar kilitçi. Huzuru bulduğu yuvasına gelir ve kızının odasına girer. Yatak boştur. Eğilir ve kızının yatağın altında yattığını görür. Ona
"Bir daha taşınmak ister misin?" diye sorar. Küçük kız babasına bakar korkuyla evet der gibi. Oysa zenci-beyaz çatışmalarının sık yaşandığı mahallelerinden daha yeni taşınmışlardır. Küçük kızın odasına giren kurşun bardağı taşıran son damladır çünkü. O gece kız yine bir silah sesi duyunca korkup yatağın altına girmiştir. Kilitçi baba;
"ben neden senin gibi korkmuyorum biliyor musun?" der
"anlatırım ama sen bana inanmazsın".
Anlat der gibi bakar kız. Adam devam eder.
—inanmayacağın için anlatmam
-tamam anlat bana baba
-Küçükken benim bir perim vardı,
-tabi (gülümser)
-bak inanmadın işte. Anlatmayacağım.
—Kanatları var mıydı peki.
—Evet, odamın içinde uçar dururdu. Bende senin gibi korkardım kurşunlardan o gelene kadar. Bana bir pelerin verdi. Görünmez bir pelerin."Seni her türlü kurşundan, kötülükten koruyacak bu pelerini sana veriyorum artık korkma ve bunu sakın üzerinden çıkarma. 5 yaşına geldiğinde sende bunu kızına verirsin" demişti ama ben unutmuşum. İstersen onu şimdi sana verebilirim...
Kız öyle güzel inanmıştır ki ister babasından pelerini. Adam görünmez pelerinin iplerini boynundan çözer ve kızının boynuna geçirip bağlar. Sonrada sorar "çok sıkmadı değil mi?"
Kafasını sallar kız. Yatağına yatar ve güzel uykusuna dalar.
Bu arada kilidini değiştirdiği ve bir türlü derdini anlatamadığı dükkâna hırsız girer. Dükkân sahibi çok sinirlenir ve bunun kilitçinin suçu olduğunu düşünür. Kendi kendine intikam planları yapmaya başlar. Sonunda kızının aldığı silahı alır, mermileri yerleştirir ve çöplerin arasından kilitçinin buruşturup attığı fişi arayıp bulur. Adamın adresini bulup evinin önüne çeker arabasını ve beklemeye başlar.
Kilitçi arabasını park edip iner arabadan. Kapısının önünde dükkân sahibiyle karşılaşır. Üzerine bir silah doğrultulmuştur.
"senin yüzünden her şeyim gitti. Mahvoldum. Her şeyin sorumlusu sensin."
O sırada küçük kız camdan bakar ve "baba baba" diye bağırmaya başlar babası da ona gelmemesi için bağırmaktadır. Kız huzursuzdur çünkü babası pelerinini ona vermiştir.
—Hayır, onun pelerini yok...
Annesi tutmaya çalışsa da kız fırlar kapıdan ve babasına sarılacağı anda silah patlar.
Bammmmmmmmm..
Kurtardım seni baba...
Adam donakalmıştır. Kilitçi ise kızına sıkı sıkı sarılıp yarasını görmeye çalışır. Sırtına, karnına, kafasına her yerine bakar ama bir damla kan bile yoktur. Kız sapasağlam kucağındadır.
Nasıl mı?
Çünkü adamın kızının silah mağazasında sırf rengine gözü takıldığı için, belki de aceleden, aldığı mermiler kurusıkıdır.
Hayat küçük ayrıntılarda saklıdır ya, işte bu ayrıntılar ikisinin de hayatlarını kurtarmış.

Çok büyük bir heyecanla izlediğim bir filmin bazı sahneleri bunlar. En çok etkilendiğim sahneler aslında. Kısaca paylaşmak istedim. Umarım izlerken yaşadığım heyecanı azıcık olsun yansıtabilmişimdir. Başlarda, bildiğimiz ırkçılık konulu filmlerden sanmıştım ama izlediğim en güzel filmler arasına koydum, bu aslında eski sayılacak filmi. İnsanların ayrıntılarla kesişen hayatlarını öyle güzel anlatmış ki. Sonuç olarak herkes birbirine muhtaç olabiliyor. Siyah ya da beyaz hiç fark etmiyor...
Paul Haggis’in yazıp yönettiği”CRASH” adlı film en iyi özgün senaryo, en iyi film, en iyi kurgu dallarında Oscar almış 2004 yapımı bir film. İç içe hikâyelerden oluşuyor. Brentwood’lu bir ev kadını ve savcı kocası... İranlı bir dükkân sahibi... Aynı zamanda sevgili olan iki polis memuru... Zenci bir televizyon yöneticisi ve karısı... Meksikalı bir anahtarcı… İki araba hırsızı... Acemi bir polis... Koreli orta yaşlı bir çift… Hepsi Los Angeles’ta yaşıyor ve önümüzdeki 36 saat içinde, hepsinin hayatları kesişiyor. Emmy ödüllü yazar-yapımcı Paul Haggis’in ilk sinema yönetmenliği denemesinde Sandra Bullock, Don Cheadle, Matt Dillon’dan oluşan ünlü oyuncularla kamera karşısına geçmiştir.

Sevgilerimle..
...
Devamı Buradan ...>>

11 Kasım 2008 Salı

Disney ve Pixar'in yeni filmi/ 29 Mayis 2009


BALON DOLU BİR EVDE YAŞAMA HAYALİM GERÇEK OLDU

Çocukluğumdan bu yana hemen hemen kimsenin bilmediği bir hayalim vardı. Rengarenk balonlarla dolu bir evde yaşamak. Sokaktan eve geldiğimde kendimi yumuşacık yuvarlakların üstüne atıp mutlu olmak. Çünkü yıllar yıllar önce torunlarımın yaşındayken babam beni İstanbul'da sinemaya götürmüştü.İlk filmim "Kırmızı balon"du. Televizyonun olmadığı bir zamanda ben sinema nasıl bir şeydir o gün öğrenmiştim. İşte o günden beri balonlarla, filmdeki çocuk gibi hep konuştum ve onları hep sevdim.
2009 Mayıs ayında gösterime girecek olan pixar filminin yapımcısı sanıyorum hayallerimi çalmış. Benim yerime şehrin gürültü ve karmaşasından kaçmak isteyen ihtiyar bir adamı balon dolu bir evle gökyüzünün maviliklerine uçurmuş. Ama o da ne?
verandanın kapısı çalıp ta kapıyı açtığında yalnız olmadığını anlaması bir olmuş. Ben tontini olduğum için huysuz değilim ama bu ihtiyar adam huysuz işte. Görelim bakalım bu iki insanın maceraları nerelere varacak? Ben de merakla bekleyeceğim. Bu filmi tüm blog dostlarım ve miniklerine torunlarıma ve çocuklarıma armağan ediyorum. Ne de olsa hayal benden çalınmadır. Sevgilerimle Tontini.
Devamı Buradan ...>>

11 Ekim 2008 Cumartesi

ZEİTGEİST.ADDENDUM 2008 İZLE


"Zamanın Ruhu" olarak yayınlanan belgeselin birinci bölümünden sonra şimdi de Zeitgeist
Addendum belgeseli çok konuşulacağa benziyor.4 bölümden oluşan 2.belgesel ilk filmin birinci bölümündeki eleştirilere maruz kalan dini konular dışında, dünyadaki olayların nedenlerini çarpıcı örneklerle seyircilere aktarmıştı.Zeitgeist 2 yi ise daha çok beğeneceğinize inanıyoruz.Çünkü ne olduğumuzun ve nereye gittiğimizin yorumlu anlatımını göreceğiz "venüs projesi" çerçevesinde.İyi seyirler dileriz.

Devamı Buradan ...>>

7 Ekim 2008 Salı

DİNLE NEYDEN\FİLM


“Dinle Neyden”, 1798 Osmanlı-Fransız savaşının yaklaştığı günlerde, İstanbul’da barış arayan bir avuç insanın çabalarıyla, iki genç Saray mensubu arasında yaşanan duygusal ilişkinin tanığı olan genç bir Mevlevi Dervişinin mistik dünyasını anlatıyor;
Mevlevihane defterlerini tutmakla görevli Derviş, aynı zamanda eski bir Osmanlı Paşası olan Nuri Dede efendinin hizmetindedir
Dede efendi ve onun eski dostu olan bazı Fransız diplomatlar yaklaşan harbi önlemeye çalışmaktadır. Gayriresmi olarak sürdürülen bu çalışma, Sultan III.Selim’in kızkardeşi Beyhan Sultan’a ait Sahilsaray’da gerçekleştirilmektedir.
Rahatsızlanan Dede efendiye, diplomatik müzakereler sırasında eşlik eden Saray Tabibi Halil ile Beyhan Sultan’ın yardımcısı Gülnihal Kalfa arasında bir yakınlık yaşanmaktadır.
Dede efendiyle birlikte Sahilsaray’a gelen genç Dervişin defteri, tamamına tanık olduğu bu hikaye ile Hz.Mevlana’nın öğretisinden yansıyan satırların bir araya geldiği sayfalarla doludur
..
Devamı Buradan ...>>

4 Ekim 2008 Cumartesi

LOST SONGS OF ANATOLİA/ ANADOLU'NUN KAYIP ŞARKILARI


Antik kültürleri, imparatorlukları, mitolojileri ve yaşanmış görkemiyle dünyada eşi benzeri olmayan Anadolu’nun 10 binyılı aşan bir geçmişten kalma egzotik mekanları ve insanları arasında yaşanan bir müzikal yolculuk.

Anadolu’nun Kayıp Şarkıları, bir müzikal-balgesel olarak belki de türünün ilk örneği: Anadolu halkının kendi mekanında ve provasız kaydedilen otantik performansları, 20 benzersiz şarkı halinde yeniden düzenlenirken bazıları ise orijinal halinde bırakıldı.

Bu yolculuk, müzik ve kültürün nasıl olup da hayat, coğrafya ve çalışma ortamından türediğini gözler önüne sererken, Anadolu’nun zengin kültürleri de müzik, dans ve ritüeller temelinde keşfediliyor. Bu insanları saran ve yaşam biçimlerini etkileyen büyüleyici çevre de filmin şiirsel anlatımına katkıda bulunuyor.Yakında vizyona girecek Mutlaka izlemenizi öneririz.


Devamı Buradan ...>>