Bana, ikinci çocuğu düşünüyor musunuz diye soruyorlar bazen. "bakalım, hayırlısı, durumumuz bir çocuğa daha bakacak gibi olursa neden olmasın" diye cevap veriyorum bende. Ara sıra kendi kendime de soruyorum istiyor muyum diye. Cevabı tahmin ediyorsunuzdur. Sonu yok ki istemenin. Anneyiz sonuçta. Birde isteriz iki de, hatta üçü bile isteriz... Tabiiki istiyorum oğlumun bir kardeşi olmasını. Anne babası haricinde güvenebileceği bir desteği olmasını ama bir taraftan da geleceklerini, üzerimize düşen şimdiki zamanın ağır, maddi ve manevi sorumluluklarını düşünüyorum ister istemez.
Eski insanlar beş tane çocuk yapıp onlara gül gibi bakıyorlarmış. Öyle ya da böyle büyütüp ihtiyaçlarını karşılayabiliyorlarmış.
O zamanlar istekler ve ihtiyaçlar farklıymış. Daha doğrusu istekler, ihtiyaçlardan önemli değilmiş. Tamam işleri çok zormuş annelerin hem de çok zor. Çamaşır, bulaşık makinesi yokmuş, her şey elde hazırlanıyormuş, kaynatılıyormuş. (Laf aramızda hazır bezin olmadığını düşünemiyorum bile.) Zorluklarına hak vermemek mümkün değil ama o zamanın çocukları da pek bi mülayimmiş. Bilmiyorum belki de zamanın şartlarından dolayı bahçelerde, mahalle aralarında özgürce yetişip, çocukluklarını o kadar doya doya yaşıyorlarmış ki, anne ve babalarını istekleriyle boğmaya ihtiyaç duymuyorlarmış. Bu zamanda yaşayan akranları gibi hırsız, kapkaççı, ne biliyim kötülüğün her kolunu kendine iş edinmiş insanların korkusuyla evlere kapatılmıyorlarmış. Şanslı olanlar tek kanallı televizyonda renkli çizgi filmler seyredip mutlu oluyorlarmış ama yüz tane kanal içinde bütün gün istediğini izleyen, her şeyi olan ama mutlu olmayan çocuklar gibi değillermiş işte. Savaşlar, krizler, küresel ısınma. Vs dertleri de yokmuş ne güzel. Sebebini bende merak ediyorum. Çocuklar mı farlıymış, anneler mi çok sabırlıymış eskiden. Onlar kendine güveni tam çocuklar olmuşlar bir şekilde...
Şimdiki zamanda çocuk yetiştirmek daha zor gibi geliyor bana. Çok uzak geçmişten bahsetmiyorum benim çocukluğumda bile farklıydı her şey. Şimdiki zamanla arasında o kadar çok fark vardı ki...
Artık küçük çocuk yok sanki. Hepsi büyümüşte küçülmüş gibi. Bilmedikleri şey yok. Bilgisayar istiyorlar mesela. Özel bir oda, kendilerine ait eşyalar, oyuncaklar, play stationlar, örümcek adamlı, winx'li nevresimler istiyorlar. Artık ihtiyaçların yerini istekler aldı çünkü. Bir defteri arkalı önlü iki ders için kullanma devri kapandı. Kitaplar gazete, dergi kapaklarıyla değil, batmanlı, barbie bebekli özel kaplarla kaplanıyor şimdi. Ayakkabılar markalı. Yazlığı, kışlığı, sandaleti, sporu... Hava durumuna göre üst, baş. Bir ayakkabı, bir kabanla kışı geçirmekk çookk uzaklarda kaldı. İstiyorlar da istiyorlar. Onlarda zamana ayak uydurmak zorunda tabii ne yapsın garipler. İstemek serbest. Vay ananın-babanın haline...
Durum böyleyken gelinde düşünün ikinci çocuğu. Hatta bırakın ikinciyi, bir çocuğa bile bakmak isteklerini karşılamak bir mesele artık.
Başka bir açıdan bakarsak olaya, bizler az çok bilinçli, okuyan, araştıran, evlatlarına en iyisini sunmaya çalışan insanlar olarak fedakârlık yapıyoruz da, en doğal isteklerimizi bastırıyoruz da, dünyaya gelmiyor mu gelecek olan? Tabi ki geliyor. Ne yazık ki cahil bir nesil geliyor. Bundan sonrası için daha da endişeli olmamak elde değil. Çünkü kendine dahi bakamayan ya da zor bakan, yoksulluk içinde kıvranan insanlar bizim gibi düşünceli değiller. Yapıyorlar 5 tane sokaklarda büyüyor o çocuklar. O zaman da diyorum ki, "bilinçli bir nesil adına bizim gibi insanların en az üç çocuk yapması lazım!!!"
Bu sözüm size "birilerini" hatırlatsa da onun düşünceleriyle yakından uzaktan alakam olmadığını da belirtiyoooooor bu karmaşanın içinden çıkamayıp hepinize sevgilerimi sunuyorum:))
Umuyorum ki, şartlar biraz olsun düzelir ve bizde oğlumuza bir kardeş isteyebiliriz rahaaat rahaat. Tadını çıkara çıkaraa.
21 Kasım 2008 Cuma
İKİNCİ ÇOCUK
Gönderen sufi zaman: 15:18
Etiketler: ELA'dan mektup
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
10 yorum:
Ne kadar doğru ifade etmişsiniz.Aynı şeyleri düşünüyorum o imkan doğacakmı ve ben 2. çocuğu yapabilecekmiyim bilmiyorum.Çünkü öyle zor bir karar ki öyle çiçek alır gibi manavdan meyve alır gibi basit olmuyor işte.Çocuk bu ve cevremde ardarda çocuk yapanlara bakdıkca inanamıyorum.İnsanın imkanı müsait bile olsa bi düşünmek gerekiyor bence.
Çok yerinde bir yazı olmuş bende dediklerine aynen katılıyorum Ela.Doğurmak değil marifet doğruduğun çocuğa neyi ne şekilde verebildiğin marifet...
Merhaba,
Ben bunları on sene düşündüm :D...Artık nekadar titizlendiğimi siz düşünün...Ama şunu gördüm benim oğlumu bu dünyada yalnız bırakmak gibi bir lüksüm olabilir mi???...Evet kardeşin kardeşe ettiğini diye başlayan çok cümle var fakat herşey sizin yetiştirmenizle alakalı...Ben zor bir hamilelik geçiriyorum şu anda bloğumu takip eden arkadaşlarım bilirler ilk çocuk belli bir yaşa gelince yanlızlığını çk güzel izleyebiliyorsunuz ne kedi ne köpek nede dostların çocukları yetemiyor...Şu an mükemmel bir şeye tanık oluyor biz ailecek 4,5 aydır hamileyiz...Oturmuş araştırmış küçük oğlumun büyüdüğünü görmek beni mutlu ediyor bana nelerin zararlı olduğunu nelerin yararlı olduğunu o herkesten iyi biliyor...Oğlumun her türlü gelişimini oya gibi işleyen bir anneyim ben Ve biz çok güzel bir serüvene çıktık...Çok eğleniyoruz...Zor zamanlarıda beraber aştık...Gelecek kaygılarına gelince her dönem bir önceki dönemden maalesef kötü ama bildiğim tek şey her doğacak bebek Tanrının bizden yana umudunu yitirmediğinin bir göstergesidir...
Sevgilerimle...
Sevgili ELA
Sen ne kadar düsünürsen düsün, plan yaparsan yap, olsun mu olmasın mı diye düsün, nasıl bakarızın hesaplarını yap; gelecek olan zaten gelecektir kendi istegiyle hem de bir reklamda olduğu gibi şampiyon olarak. Milyonlarca rakibini altederek. Üstelik yaşayacağı herşeyi gelmeden önce kabul ettigini belirten bir belgeyi imzalamış olarak inan ki sen sadece bir araç olacaksın onun dünyaya gelmesinde belkide üstlendiği görev seni eğitmek seni büyütmek olacak, sen onu eğiteceğini büyüteceğini düşünsende. Geldiği zaman da göreceksin ki asla sana yük olmayacak: tabii ki sen onu putlaştırmadığın sürece.
SEVGİ İLE KAL
Bende birinciyi doğurmayı düşünüyorum, tabi koca bulabilirsem :D
yazı çok hoştu, doğru konulara değinilmiş...
sevgili Ebru ve rima; bana öyle geliyor ki Sevgili Tutsak'ın dediği gibi biz 2.yide yaparız ona gül gibide bakarız, yada o bize bakar. Gayet memnun gül gibi yaşar gideriz. Hatta 3-3-3-3 diyenlere de "neden olmasın" deriz:) sevgiler...
Sevgili ebru ve rima; bence biz ikinciyide yaparız onlara gül gibi de balarız. Her kötülükten korumaya çalışırız gerisi Allah kerim. Yada sevgili Tutsak'ın dediği gibi onlar bize bakar, büyütür, korur. Sıra gelir üçüncüye:)
Sevgili Aylin ve Tutsak değerli fikirleriniz için çok teşekkürler...
şu dayanılmaz sevimlilikleri ve, o sıcaklık ve aradaki o kuvvetli bağ hissi olmasa offf beee başlarım bebesine boşver denebilir :) ama olmuyo işte. ben bile bazen ilerde baba olup çocuğumu kucağıma aldığım ilk anı düşünüyorum. bunu düşünürken bile gözlerim doluyo.
SEvgili Portkalmavisi; yaşadığın bütün zorlukları geride bırakacağın, daha doğrusu hatırlamayacağın o rüya gibi günlere sağlıkla ulaşabilmeni diliyorum. Yaşadığınız mucizenin farkında olmanız ve beraberce paylaşmanız ne büyük mutluluk...
Sana, ailene ve güzel bebeğine sevgiler gönderiyorum...
Sevgili haccecan, sevimli yorumuna teşekkürler:)ne diyim Allah gönlüne göre versin inşallah. İyi bir eş ve aynı zamanda iyi bir baba, sana yaklaştığımız yeni yılda gelir umarım. Ne güzel olur:)Öpücükler...
Sevgili stickman, düşlerin gerçek olsun, çok sevimli olsun, gözyaşların da mutluluk gözyaşı olsunnn;)
inşallahhhhhh:)
Yorum Gönder