'Ayrılık günü, aynı zamanda toplanma günü mü olacak?
Benim akşamımın aslında şafağım olduğu söylenecek mi?
Sabanını tarlanın ortasında bırakana,
üzüm cenderesinin çarkını durdurana
ben ne verebilirim?
Kalbim meyveyle yüklü bir ağaca dönüşse de
derleyip onlara sunabilsem..
İştiyakım bir pınar gibi aksa da kaplarını doldurabilsem...
Bir yücenin elinin dokunmasını bekliyen bir harp mı,
yoksa nefesinin içimden geçeceği bir flüt müyüm?
Sessizliğin arayıcısı olan ben, sessizlik içinde
başkalarına güvenle dağıtabileceğim
nasıl bir hazine buldum?
Eğer bugün hasat günüyse, hangi tarlalara
ve hangi anımsanmayan mevsimlerde
tohumları ekmiş olabilirim?
Ve eğer fenerimi yükselteceğim saat gelmişse,
içinde yanan benim alevim olmayacak...
Kendimi bomboş ve karanlık hissederek
fenerimi kaldıracağım...
Ve gecenin bekçisi fenerimin içine yağı koyacak;
onu yakacak da...'
26 Aralık 2007 Çarşamba
HALİL CİBRAN
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
1 yorum:
One of my favorite books! :-)
Yorum Gönder