.

"Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur."Kemal ATATÜRK .
MÜZİK etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
MÜZİK etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

27 Şubat 2015 Cuma

RAYLAR BOYUNCA MENDİLİMDE KAN SESLERİ




ve zaman dediğimiz nedir ki ahmet abi,
biz eskiden seninle
istasyonları dolaşırdık bir bir.
o zamanlar malatya kokardı istasyonlar
nazilli kokardı...

bilmezlikten gelme ahmet abi,
umudu dürt
umutsuzlugu yatıştır.
diyeceğim şu ki ;
yok olan bir şeylere benzerdi o zaman trenler,
oysa o kadar kullanışlı ki şimdi
hayalsiz yaşıyoruz nerdeyse...

ah güzel ahmet abim benim,
gördün mü bak;
dağılmış pazar yerlerine benziyor şimdi istasyonlar,
ve dağılmış pazar yerlerine MEMLEKET.
gelmiyor içimden hüzünlenmek bile,
gelse de
öyle sürekli degil,
bir caz müziği gibi gelip geciyor hüzün.
o kadar çabuk
o kadar kısa
işte o kadar...

ahmet abi, güzelim, bir mendil niye kanar,
diş değil, tırnak değil, bir mendil niye kanar

mendilimde kan sesleri...
                                         
Edip Cansever.

Devamı Buradan ...>>

8 Şubat 2013 Cuma

ALİ RIZA ALBAYRAK HÜSEYİN ALBAYRAK BÖYLE BUYURDU AŞK

Uzun zamandır albüm çıkarmasını Aşk ile beklediğimiz Ali Rıza ve Hüseyin Albayrak kardeşlerin bir albümünün haberini sizlere de vermek istedik, umarım sizde bizim aldığımız o kokuyu alır aynı kokunun birlikteliğinde buluşuruz.

Dinlemek isterseniz Buradan dinliye bilirsiniz.
Devamı Buradan ...>>

26 Ocak 2011 Çarşamba

KARSU DÖNMEZ / DİNLENESİ

Karsu Dönmez Hollanda'nın Amsterdam şehrinde yaşayan önümüzdeki zamanlarda sesini çok duyacağımız sanatçılardan. Kendisini bir caz sanatçısı olarak niteleyen Karsu Dönmez sadece bir şarkıcı değil, aynı zamanda yetenekli bir piyanist, besteci, aranjör ve söz yazarı olarak kabul ediliyor. Sanatçı caz, blues, funk ve etnik müziklerin çağrışımlarından oluşan şarkılarını kendisi yazıyor ve besteliyor. Yakın zaman önce ilk albümünü çıkaran Karsu’nun albümü: Türk müziği motifleri, klasik müzik ve caz karışımından oluşuyor. Bu güzel albümü Sufi-saja Dinlenesi müzikler listesine ekliyoruz. Albümün ön dinlemesini kendi sayfası olan buradan dinleyebilirsiniz. Videosunu da yazının devamında izliyebilirsiniz.Sevgilerimizle.


Devamı Buradan ...>>

25 Nisan 2010 Pazar

HİNDİ ZAHRA / DİNLENESİ

Yarı Fransız yarı Faslı olan Hindi Zahra, hayatını Paris ve Londra arasında mekik dokuyarak geçiriyor. Amerika, İngiltere ve Avrupa ülkelerinde verdiği konserlerle geniş bir hayran kitlesine sahip olan genç şarkıcı,
A’dan Z’ye albümünü tek başına hazırlamış ve İngiltere’nin en önemli müzik dergilerinden The Wire tarafından ‘yeni Billy Holiday’ olarak tanımlanmış Zahra, “Bir söz yazıyorum, bir riff çalıyorum, gitarları kaydediyorum, sonra da sözleri üzerine yerleştiriyorum” diyerek bu ‘el emeği, göz nuru’ üretim sürecini özetliyor.
Albümünde Fas köklerinden de kopmadığı gözlenen Hindi Zahra, şarkılarında bendir gibi geleneksel enstrümanlara da yer veriyor. Alternatif/indie müziğin dünya müziğiyle kulağı okşayan bir özgünlükle harmanlanışına tanık olmak istiyorsanız bu albümü kaçırmayın!
Hindi Zahra - Beautiful tango

Hindi Zahra - Handmade | MySpace Müzik Videoları

Devamı Buradan ...>>

11 Mart 2010 Perşembe

EZGİNİN GÜNLÜĞÜ - ESKİ ARKADAŞ

Uzun zamandır Dinlenesi müzikler arasında bir albümü tanıtmamıştık sizlere. Bu tanıtamama eksikliğimizin hakkını vereceğine inandığımız, sizlerin de yakından tanıdığı "Ezginin Günlüğü"nün yeni Albümünün çıktığını haber vermek istedik. Bu Albümü dinlerken baharın esintilerinin yüzünüzü hafif hafif okşayışını hissedecek, bulutların arasından güneş huzmelerinin gözünüze "ben buradayım" göz kırpışlarını tadacaksınız. Bizden ısrar ile dinlenilmesi tavsiye olunur. Albümün tanıtım parçalarını dinlemek isterseniz Buradan dinleyebilirsiniz.Sevgilerimizle.
Devamı Buradan ...>>

22 Aralık 2009 Salı

GÜZEL KÖYÜM NE ZAMAN UYANIRSIN

Candan Erçetin,Yaklaşık altı yıl aradan sonra çıkardığı “Kırık Kalpler Durağında” isimli yeni albümünde ses getirecek bir şarkıya yer verdi. Sanatçının, sözlerini Aylin Atalay ile birlikte yazdığı “Ninni” adlı şarkı, Türkiye’nin siyasi geçmişini benzetmelerle, masal tadında anlatıyor.
Erçetin albümün teşekkür yazısında da; politik duruşuyla ilgili ipuçları veriyor. “Tam 5 yıl, 5 ay, 27 gündür susuyorum. Yaşıyorum, görüyorum, hissediyorum, düşünüyorum, yazıyorum ama susuyorum... Sanırım artık bir şeyler söylemenin zamanıdır” diyen Erçetin, son dönemde yaşanan politik olayları resmettiği “Ninni”de “Güzel köyüm ne zaman uyanırsın?” diyor.Sufi saja ekibi olarak sanatçıyı mutlaka dinlemenizi tavsiye ederiz.Sevgilerimizle.

Uyusun da büyüsün ninni. Tıpış tıpış yürüsün ninni.
Dertlerini sürüsün ninni. Oğlum kızım uyusun ninni.
Evvel zaman içinde kalbur saman içinde,
Çok da uzun olmayan belli bir zaman önce,
Çok da uzak olmayan çok güzel diyarın birinde,
Bereketi dillerden düşmeyen bir köy varmış…


Denizi de bilirmiş dalga bilirmiş bu güzel köyün insanı.
Yağmurda yürür, karda kayar ama güneşli günleri severmiş.
Meze yaparmış bu köylüler iki kadehe tüm acılarını.
Böylece birden unutuverirmiş geçmiş dargınlıklarını.
Aslına bakacak olursan çok zenginmiş tarlaları.
Ama nedeni bilinmez bu köylüler her daim fakir.
Yokmuş galiba köydeki kargaların bunda bir etkisi.
Böyle gelmiş böyle gidermiş. Ne de olsa alın yazısı.
Dayanamamış biri sonunda kargalara baş kaldırmış;
Hakkımızı yiyorlar diyip bütün köyü ayaklandırmış,
Sonunda başa çıkmış köyü istila eden kargalarla.
Ama kendisi de göçüp gitmiş tabii eninde sonunda.
Uyusun da büyüsün ninni. Tıpış tıpış yürüsün ninni
Dertlerini sürüsün ninni. Oğlum kızım uyusun ninni.
Ardından ağlamış köydeki herkes çok uzun yıllarca,
Ağlarken ağlarken köy unutmuş kargaları tamamıyla.
Üzülüp dövünüp dururken birden övünmeye başlamış
Ancak övünüp durduğu sadece hatıraymış.
Günün birinde köyün üstüne kapkara bulutlar yerleşmiş.
Kimse bulutları kargaların getirdiğini fark etmemiş.
Köydekiler yaz yağmurudur gelir geçer zannetmişler.
Ama bu kara bulutlar kopacak fırtınanın habercisiymiş…
Kargaların çalacağı emekten medet uman bazı kurnazlar;
Köylüye ninniler söyleyip apaçık hedef şaşırtmışlar.
Soytarısıyla, yalancısı bu köyün bir gün gelmiş el ele vermiş.
Bildik beyaz camın içine girip siyah yalanlar söylemiş.
Onların baktığı yerden bütün köy çok aptalmış,
Çünkü aptal olmasalar böyle aldanmazlarmış.
Değil mi ki bütün köy olana bitene ses çıkarmadan bakmış!
O zaman başlarına gelenlere müstahaklarmış…
Ah ne güzel ninniymiş bu cehalet, Herkes dalıp uyumuş nihayet
Top atsan uyanmazmış ne rehavet E benim köyüme ee ee
Aslında köyün akıllısı çokmuş. Âlimi, dedesi, filozofu çokmuş
Var diye bas bas bağırıyorlar, ama hiç birinin söz hakkı yokmuş.
Çünkü bilene, düşünene, yazana kargaların itirazı çokmuş
ve onlardan öğrendikleriyle kurnazlar herkesi uyutmuş.
Güzel köyüm ne zaman uyanırsın. Bu duruma ne kadar dayanırsın?
Sanma ki uyurken kazanırsın. Hadi köyüm ne zaman uyanırsın?

Devamı Buradan ...>>

4 Aralık 2009 Cuma

FARKLI GÖRÜNSEK DE

Elbiselerimiz ayrı... Oturduğumuz evler, bulunduğumuz yaşlar ve zaman...Sokaklarımız ayrı... Eşlerimiz, dostlarımız, çocuklarımız... 7 delikli tokmak gibi olsa da yüzümüz, insan olarak benzemesek de birbirimize; hepimizin gideceği yer mekansızlık ve giyineceğimiz giysiler ak kanatlı melek giysileri değil mi?



Teşekkürler Hayko Cepkin'e ve bu videoyu (çok sevdiği için)yayınlamama sebep olan Efe'ye.
Tontini.
Devamı Buradan ...>>

16 Kasım 2009 Pazartesi

ALATAV

Geçen gün kendilerini TV de yayınlanan bir program aracılığı ile tanıma fırsatı buldum, ama çok üstüne düşmemiştim ki tekrar karşıma çıktılar. sufi-saja olarak sokak müziği yapanların hep yanlarında olmaya çalıştık. Naçizane Alatav'ın da sesini, o sesi duymamış olanlara duyurmayı istedik. İnternette Alatav'ın (uzun zamandır sokak müziği yapan şahısların bir araya gelerek kurdukları bir gurup) olduğunu yazıyor. Biz dinledik ve beğendik. İstanbul'da yaşayanların bu seslerle karşılaşma olasılıkları çok fazla. Mutlaka dinleyin derim. Hatırınıza gelirsek bizden de selam söyleyin.

Divanelik zordur kardaşşşş
açılmaz sırrı divana rücü etmeyene.
Yüzü dönüktür yüze karşı.
Diz üstü çökmüş bakar yârin yüzüne,
Akar gözyaşları manayı vücut içre.
Görmez, gözle bakan Gözleri, iki bakmak ile
Kendin arar yokluk yar-ında her gün
Atar o yardan kendini kendine.
Ölüp ölüp bulmak için yârini lakin …………………… nafile.
Çünkü Emir haktandır.
Dost Yolunda Ölenler Ölmeye.
Devamı Buradan ...>>

6 Ekim 2009 Salı

"DOĞA İÇİN ÇAL" a destek

sufi-saja ekibi olarak; manâ kelimelerimizi görünmeyen denizin, görünmeyen sularına şişe içerisinde bırakmaya başladığımızdan bu güne dek tercihimizi hep özden yana kullandık. Karşıt olduğumuz şeyler ise; hep insan doğasını tehdit eden unsurlar oldu, GDO'lu ürünler, suyun ticaretleştirilmesi, plastik poşetler, acımasız savaş vs gibi. Zaman içerisinde doğa'yı hoyrat bir bilinçsizlikte kullanan insanoğlu; artık öğrenilmiş yalan gerçekliğin farkındalığına varmaya başladı. Artık "ses yakına değil uzaklara da duyurulması gerekiyor" diyen farkındalıklı bilinç; uyarı vazifesini anlayan gönüllere ekmeye başladı. İşte biz de bu ekim aşamasındaki görevimizi yerine getirerek ses verenlerin sesinin duyulmasına yardımcı olmak, 45 sanatçıyı biraraya getirerek Doğa için çal projesi çerçevesinde başlatılan bu çalışmaya emeği geçenlere destek olmak istedik. "Ağaçlar.net'e" çok teşekkür ediyoruz.Saygılarımızla.

Doga icin cal ! / Divane Asik Gibi - Official Video from Doga icin cal on Vimeo.


Devamı Buradan ...>>

29 Temmuz 2009 Çarşamba

RUH'a GIDA/ CAN'a SAFA: MÜZİK


“Bütün sazların sesi ruhlar âleminde bulunan derderten adlı bir sazdan çıkarmış.
Allah Âdemi yarattığı vakit ruh onun çamurdan bedenine girmek istememiş, Allah o vakit derderten sesini cennete göndermiş. Ruh bu ses ile kendinden geçip mest olunca Âdem’in bedenine girivermiş. İşte bugün musikinin ruha gıda, cana safa olmasının sebebi oymuş.”
İskender pala, Katre-i Mateminde böyle yazıyor.

M.Ö.(580-500) yılları arasında yaşamış olan Pisagor; “ vücuttaki harmoninin bozulması ile oluşan hastalıkların en etkin devası MÜZİKtir” demiş onun ardından Platon, Aristo, İslam’da Razi, Ud’un mucidi Farabi, İbn-i Sina gibi bilginler “nabzın vuruşları makamların usullerine göredir, aykırı ise bu hayırlı bir belirti değildir “diye belirtmişlerdir. Seher vakti doğa uyanış mahmurluğundayken
SABA makamındaki;

“Ben kalender meşrebim güzel çirkin aramam
Gönlüme bir eğlence isterim olsun
Dideleri şahbaz, gerdanı beyaz
Biraz da nazlı olsun”
Şarkısını dinlediğimizde ruhumuzun okşanacağı tespit edilmiş.
*********

RAST makamında;
“Açılan bir gül gibi gir kalbe gönül gibi
Coşarım sen gülersen, ağlarım ben küsersen
Kalbime gir, bahar ol yüreğim tazelensin.
Kalbime gir, bahar ol yüreğim tazelensin.” Ya da;
********
“Güle sorma o bilmez aşkı sevdayı neşeyi
Laleye sor çiğdeme sor mor menekşeye sor
Ne güzel de oynarsın fıkır fıkır kaynarsın
Şen şakrak hem güzelsin ateşine yakarsın.”
********
“Rüya gibi her hatıra her yaşantı bana
Ne bulduysa kaybetti gönül aşktan yana
Ömür çiçek kadar narin bir gün kadar kısa
Ağlama değmez hayat bu gözyaşlarına.”
Şarkılarını dinlersek içimize neşe ve huzurun doğacağını, nabzımızın yükselmesine yardımcı olacağını, kemiklerimize ve beynimize safa getireceğini tespit etmişler.
********
UŞŞAK makamında bir beste dinlediğimizde; örneğin,

“Bu akşam gün batarken gel sakın geç kalma erken gel
Tahammül kalmadı artık, sakın geç kalma erken gel
Cefa etme bana mah’ım, sonra tutar seni ahım
Üzme beni şivekârım, sakın geç kalma erken gel.”
Şarkısını dinleyip de içimize sevinç ve gülme hissi dolacağını kalp ve ayak, karaciğer sıtma ve mide ağrılarımıza iyi geleceğini söylemişler.
********
ACEMAŞİRAN makamında;

Kemikler ve beynin etkileneceği, yaratıcılık ve ilhamımızın artacağı doğumun kolaylaşacağı, anne karnındaki çocuğun yanlış duruşunun düzeleceği, ağrı ve spazmların çözüleceği Yaratıcılık duygusu ile ilham vereceği anlatılmış.

Türk Müziği makamlarının ruha olan etkileri Farabi’ye göre ise şöyle sınıflandırılmıştır:
Rast makamı: İnsana neşe ve huzur verir. Rehavi makamı: İnsana sonsuzluk fikri
Kuçek makamı: Hüzün ve elem Büzürk makamı: Korku
İsfahan makamı: Hareket kabiliyeti güven hissi.
Neva makamı: Lezzet ve ferahlık.
Uşşak makamı: Gülme hissi.
Zirgüle makamı: uyku
Saba ve buselik makamı: Cesaret ve kuvvet
Hüseyni makamı: Sükûnet ve rahatlık
Hicaz makamı: Alçakgönüllülük yani tevazu verirmiş.

1682 yılında Edirne’yi ziyaret eden Evliya Çelebi: Sultan 2. Beyazıt külliyesinden “Orada bir Darüşşifa vardır ki dil ile tarif ve kalemler ile yazılmaz”.
Diye bahsetmiş. Ünlü seyyah külliye için şu ilginç tanımlamaları kullanmıştı. “Böyle dikkat ve özenle yapılmış şifa yurdunun anlatılan odalarında çeşitli hastalıklara tutulmuş zengin ve fakir, ihtiyar ve genç doludur” “Bazı odalarda ilkbaharda delilik mevsiminde Edirne’nin aşk denizi derinliğine düşmüş sevdalı âşıklar çoğalıp, hekimin emriyle bu tımarhaneye getirilerek altun ve gümüş yaldızlı zincirlerle kerevetlerine takılıp, her biri aslan yatağında yatar gibi kükreyip yatarlar. Kimisi havuz ve şadırvanlara bakıp kalender hülyası kabilinden söz eder, nicesi dahi o kemerli kubbenin etrafında olan gülistan ve bağ ve bostan içindeki binlerce kuşların cıvıltılarını dinleyip, delilerin perdesiz ve ölçüsüz sesleriyle feryada başlarlar”.
Evliya Çelebi, hastanenin musiki ile tedavi konusunu da şöyle anlatmış.
“Merhum ve Mağfur Bayezid Veli Hazretleri Vakfiyesinde, hastalara deva, dertlere şifa, divanelerin ruhuna gıda ve defi seva olmak üzere 10 adet hanende ve sazende gulan tayin etmiş ki, üçü hanende, biri neyzen, biri kemancı, biri musikarcı, biri santurcu, biri çengi, biri çenk santurcu, biri udcu olup, haftada üç kez gelerek hastalara ve delilere musiki faslı ederler. Allahın emriyle, nivesi saz sesinden hoşlanır ve rahat ederler. Doğrusu musiki ilminde neva, rast, dügah, segah, çargah, suzinak makamları onlara mahsustur. Ama zengule makamı ile buselik makamında rast karar kılsa insana hayat verir. Bütün saz ve makamlarda ruha gıda vardır.”demektedir.

Ya unutulmaya yüz tutmuş Türk sanat müziği dinlemek yerine olur olmaz müzikler dinleyerek ruhumuza sukunet ve sağlık yerine gerginlik taşkınlık ve öfke aşılayan müziklerle bundan böyle gençlerimizin ruh sağlığı nereye varacak dersiniz?
Bestekâr Rüştü Şardağ’ın hepinizin hatırlayacağı RAST makamındaki şarkısının sözleriyle konuyu noktalıyoruz;

"Bu kadar yürekten çağırma beni Bir gece ansızın gelebilirim
Beni bekliyorsan uyumamışsan Sevinçten kapında ölebilirim
Beni bekliyorsan uyumamışsan Sevinçten kapında ölebilirim
Bir gece ansızın gelebilirim”

Sevgilerimle.

Devamı Buradan ...>>

5 Haziran 2009 Cuma

KIZILBAŞ; DİNLENESİ ALBÜM


“Kızılbaş” sözcüğü, kökeninde pek çok rivayet bulunan bir kavramdır: Bazı araştırmacılar tarafından kökeni İslam öncesi kaynaklara kadar giden bu terim, yine araştırmacılar tarafından Safeviler döneminde kızıl başlık takan Anadolu Aleviler’i için kullanılan bir terimdir. “Kızılbaş”ın Alevi-Bektaşiler için anlamı, birlik olmayı ve kendi “yol”una sıkı sıkıya bağlı bir inanışı vurgularken; Alevi-Bektaşi olmayanlar açısından ise bu inanca mensupları karalama ve sapkın sayma anlamına gelir. Bundan dolayı yüzyıllar boyunca bu inanca mensup olanlar, Seyit Nesimî’den Pir Sultan Abdal’a, İmam Hüseyin’den Şah Kalender Çelebi’ye, Dersim’den Sivas’a, Maraş’tan Çorum’a, geniş bir tarih aralığına uzanan yüzyıllar boyunca asılmış, kesilmiş, derisi yüzülmüş, türlü kırıma uğratılmıştır. Bu örnekler günümüze kadar aralıksız sürdürülmüş; “Kızılbaş” sözcüğü, Alevi-Bektaşi olmayanlar tarafından her türlü aşağılamanın kavramsal karşılığı olmuştur.
Hacı Bektaş Veli’nin “72 millete bir nazarla bakmak” sözünden yola çıkarak, albümde yer alan eserlerde Alevi-Bektaşi inancının farklı kaynaklarından deyişleri bir araya getirirken, geniş bir coğrafyada yaşayan tüm Alevi-Bektaşi topluluklarına aynı nazarda bakış yer almaktadır.

Harabî’nin, “Vahdet sarayına girenler için / Hakkı Hakk’el yakin görenler için / Bu sırrı Harabî bilenler için / Birlik meydanında cevlan eyledik” dizelerinde söylediği gibi, bir “sır” bütünü olarak günümüze kadar gelen inanç birikiminin, bir albüm ya da stüdyo ortamında kayda geçirilmesi, aktarılan eserlerin bağlamından koparıldığı düşüncesini doğurabilir; ancak bu ortamların, günümüzde politik bir mücadele veren Alevi-Bektaşiler için, kendilerine karşı yürütülen politikalara bir karşı duruş manasında verimli ürünleri çıkarabilecek ve bunu toplumun diğer kesimlerine aktarabilecek ortamlar olarak da görülebilir. Elinizdeki çalışma da bu ürünlerden birisidir.
Alevi-Baktaşi inancına sahip tüm toplulukların kabul ettiği bir söz olan “Âşığın sözü, Kur’an’ın özü” felsefesinden yola çıkarak, bu inanca benzer inanca sahip tüm toplulukların en temel değerlerinin “âşıkların sözü” olduğunu düşünüyoruz. Bundan dolayı, inanç veya kültür bağlamında bu âşıkların sözlerinin her şeyi anlattığını ve özetlediğini söyleyebiliriz. Albümde yer alan eserler de bu bakış açısıyla seçilmiştir. Ancak bunların, zâhir (görünen) manalarının yanında bâtın (gizli, iç) manalarının da olduğunu unutmamak gerekir; hatta asıl “sır”rı oradadır.Sevgilerimizle.
ALINTI: KALAN MÜZİK
Devamı Buradan ...>>

19 Mayıs 2009 Salı

SELİM DEMİRDELEN'den DUT AĞACI


Uzun zamandır ruhun besin kaynağı olan dinlenesi albümler başlığı adı altında bir albüm yayınlamamıştık. Bu gün sizlere mutlaka dinlemenizi önereceğim bir albüm tanıtımı yapmak istedim. Son zamanlarda dinlediğim insanı içine alan nadir çalışmalardan biri olmuş.Bizden tavsiye.Daha Fazla Dinlemek için Myspace Albümdeki parçalar Levent Yüksel,Aylin Aslım,Koray Candemir, Sezgi Olgac,Adile Yadirgi,Özge Fiskin Tarafından seslendiriliyor.

Devamı Buradan ...>>

9 Nisan 2009 Perşembe

KAPISIZ DUYGU BAHÇELERİ


Öyle anlarımız vardır ki; içine müziğin o içli ritimleri süzülerek girdiğinde canlanır hatıralarımız. Akıp giden zamanın içinde, neresi olduğunu bilmediğimiz, sınırları ve kapıları olmayan kilitsiz anahtarsız girilebilen duygu bahçesindeyizdir bir anda. Odaklanıp notaların esintisine geçmişte kaldığını düşündüğümüz çerçeveleri getirip asıveririz duvarlarımıza. Fikret Kızılok’un bu parçasını her dinlediğimde kendimi böyle hissetmişimdir daima. Bir huzur ile duygusallık oturup yüreğimin tam ortasına, görüntüler mutluluk ve hüzünleri de toparlayıp atlayıvermişlerdir odanın tam ortasına.
Acaba herkes benim gibi mi hisseder merak ettim, siz de geçmişin ezgilerinden birini dinlediğinizde aynı hisle dalgalanır mısınız? Nedir nereye gidersiniz ve ne hissedersiniz? Yorum bölümüne yazdığınız yorumlarınızı bu başlık adı altında toplayıp içeriğini birlikte yaratacağız. Tabi izniniz olursa.


Devamı Buradan ...>>

21 Mart 2009 Cumartesi

MELİH ÜNEN/ KITALAR BİLE BİRBİRİNE DAHA YAKIN


Kimi zaman dinlediğimiz müziklerin içinde mutluluk enerjisi yakalarız. Bugünlerde dinlerken o enerjiyi yakaladığım şarkılardan bir tanesi de Melih Ünen'in Video'su ile birleşen Parçası oldu, bunu sizinle de paylaşmak istedim. Siz de benim gibi o duyguyu hissedersiniz inşallah. Kısaca kendisini söyle tanıtmışlar internette:

Melih Ünen'in müzik tutkusu birçok müzisyen gibi okul yıllarında başlamış. Milliyet Müzik Yarışmalarında alınan ödüller bu tutkusunu perçinleyince, daha sonra Viyana'ya giderek orada müzik eğitimi almış. Bu dönemde değişik gruplarda solistlik yaparak şarkıları radyolara kadar ulaşmış ve bazı yarışmalarda bu gruplarla ödüller bile almış. 90'ların ikinci yarısı İstanbul'a döndüğünde Kamelion grubunu kurmuş ve Hayal Kahvesi, Kemancı, Line gibi seçkin mekanlarda uzun yıllar program yapmış.
Tarantino filmleri tadında gitar tınılarıyla, retro soundların modern bir biçimde birleşimini ortaya koyan Melih Ünen'in "Arkası Yarınlara" albümü Yakartop Muzik etiketiyle 03 Mart 2009'da müzik marketlerde satışa sunuldu.Tema olarak aşk ve modern ve zamanları ele alan albüm balad ve rock'n'roll gibi, hüzünle birlikte umut taşıyan retro-modern soundlu şarkılardan oluşuyor. Albümün çıkış parçası ve klibi çekilen Beşiktaş Üsküdar'da Göksel de vokal yaparak eşlik ediyor.MELIH UNEN - BEŞİKTAŞ ÜSKÜDAR (feat. GÖKSEL)


Devamı Buradan ...>>

13 Mart 2009 Cuma

İNCESAZ 6 / KALBİMDEKİ DENİZ / DİNLENESİ


1997 yılında bir araya gelen, 1999’da ilk albümünü yayınlayan İncesaz grubu altıncı albümlerini yayınladı: “İnce saz 6 - Kalbimdeki Deniz”.

Kendine özgü müziğiyle, ilk yıllarda müzik marketlerin hangi başlık altında sınıflayacağını bilemedikleri İncesaz, geçen on iki yıl içinde kendi tarzını oluşturdu ve dinleyicisini buldu. Toplumun her yaş ve her kesiminin beğenisini kazanırken, aynı zamanda tüm dünyada ilgi gördü. İncesaz bir yandan geleneksel müziğimizin makam, ezgi, ritm ve tınılarını, klasik kemençe, tanbur ve kanun sazlarının icra tavırlarını korurken, diğer yandan da evrensel armoni, ezgi, ritm ve tınıları müziğine kattı.

İncesaz müziğini üretirken yüzyıllardır tartışılan “Doğu - Batı Sentezi” parantezine sıkışıp kalmadı. Kendi müzikal ifadesi için doğru bulduğu evrensel müzik dilinin çoğu unsurunu kullanarak sözünü olabilecek en özgür biçimde söylemeyi seçti.
İncesaz’ın “6 - Kalbimdeki Deniz” albümü 14 eserden oluşuyor. Albümde Neveser Kökdeş, Muhlis Sabahattin Ezgi ve Sadi Işılay’ın birer şarkısının yanı sıra, Murat Aydemir’in bir saz eseri ve Cengiz Onural’ın saz eserleri ve şarkıları yer alıyor. Şarkıların solistleri, “4 - Mazi Kalbimde” albümünün de solistliğini yapan Dilek Türkan ve “Oya - Bora” ikilisinden tanıdığımız Bora Ebeoğlu. Albümü dinlemek için Burdan

Alıntı KALAN MÜZİK
Devamı Buradan ...>>

10 Mart 2009 Salı

DİNLENESİ ALBÜM/ TRİ A TOLİA


Sessiz bir yürüyüş içerisindedir aşk yolunun yolcusu; duyulmaz ne ayağının sesi, nede nefesi. Bir gizi muamması vardır gittiği yolda, kendine doğrudur yol, sabahın sessiz güneşi gibidir ateşinin ısısı. Aşk derdine düşen bilir ve görür solmuş benizleri ve yaralı ciğerleri. Bilmez aşk derdine düşmemiş olan ne bilsin yürek sancısını. Gözünün gördüğüne ve sanmaya devam eder kendinde var olan zan ile. Oysa sessiz bir yürüyüş içerisindedir aşk yolcusu.Onu ne bağ duyar ne de bağbancı...Türkü sözlerinin sahibi Teslim Abdal'a ve seslendiren Melike'ye gönülden teşekkürler.Sufi(Cem)


Discover Tri a tolia!

Devamı Buradan ...>>

26 Şubat 2009 Perşembe

MELİKE DEMİRAĞ/ GERİ DÖNÜŞÜM Albüm Dinlenesi


Melike DEMİRAĞ 1970 li yılların 12 Mart darbesinden sonraki dönemleri yaşayanların ARKADAŞ’ı olan bir sanatçı. Bu hüzünlü yüz, duygulu ses uzun bir aradan sonra “Geri dönüşüm”albümüyle eski ve yeni arkadaşlarının karşısına çıktı. Bir gün bir yerlerde: ”Sevginin gücü, güce olan sevgiyi yendiğinde bu dünya barışa kavuşacak.”diye bir yazı okuyor ve bütün insanoğlunun insanlığa hizmet için görevli olduğunu düşünüyor.23 yaşında anne olmuş ve bugün bir torun sahibi Melike bu albümünün dağıtımını Sezen Aksu’nun tavsiyesiyle DMC şirketine vermiş. Küresel ısınma ve çevre felaketlerine gönderme yaptığı için “duyun beni” klipi “Greenpeace Akdeniz örgütü” tarafından da destekleniyor. Haydi, biz de “gafil gezme şaşkın” türküsünü bu kez Melike’nin sesinden dinleyelim.
Devamı Buradan ...>>

21 Ocak 2009 Çarşamba

ZUHAL OLCAY AŞK'IN HALLERİ / DİNLENESİ


Uzun bir aradan sonra Zuhal Olcay'ın 7.albümü çıktı. Ben dinlerken çok zevk aldım sizleri de bu zevkten mahrum bırakmak istemedim.İki adet çalışmasını tadımlık sundum.Dinlenesi diyoruz.Bilmem siz ne dersiniz? AŞKLA....


Devamı Buradan ...>>

3 Ocak 2009 Cumartesi

SİYA SİYABEND/ DİNLENESİ MÜZİKLER


Uzun zamandır cumartesi günlerinin dinlenesi albümler bölümünde; bu seferde yayınlamak istediğimiz bir grup olan Siya siyabend'i tanıtmak istedik. Kiminiz tanıyordur kendilerini. Gizemli İstanbul sokaklarında müzik yapmaya başlayıp, Fatih Akın’ın filmi ile birlikte bizler tarafından da tanınmışlardı. Bir zamanlar Kaş’taki caffemizin kapanış müziği yapmıştık Hayyam şarkılarını, şimdi de sizlerle paylaşmak istedik, dinlerken sizlerin de zevk alacağınızı umuyoruz.

Sizlere,Grup üyelerinden arkadaşımız: Dede Murat’a, sevgili eşine ve güzel kızları Zeze’ye sevgilerimizle...
Devamı Buradan ...>>