.

"Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur."Kemal ATATÜRK .
ALTERNATİF TIP etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
ALTERNATİF TIP etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

25 Mart 2008 Salı

PEPİNO


Yakın zamanda hayatımıza girecek olan yeni meyvalardan birisi PEPİNO. Peru menşeyli olup, G.Amerika' nın diğer ülkelerinde de yetişmektedir.Ülkemizde de yeni yeni yetiştirilmeye başlanan, tadı "kavun,muz,salatalık,elma,ananas"karışımı olan çok şifalı bir bitki- meyva olduğu söylenmektedir.Besin değerinin yüksek olması dolayısıyla her geçen gün rağbet gördüğünü, başta şeker hastalığı ve kemik erimesi olmak üzere, dalak yetmezliği, bağırsak kanseri, tansiyon, kollestrol, gen hastalığı ve iştahsızlığa çok iyi geldiği, vücudu dinç tuttuğu öne sürülmektedir. A ve C vitaminleri sayesinde idrar yolları, solunum yolları enfeksiyonlarında vücudun direncini arttırır. Ayrıca yara ve diş iltihaplarına karşı etkilidir. Kan damarlarının kuvvetli olmasını sağlar.Bundan böyle rakı sofralarının mezesi olacağını da unutmamak gerek.Sufi-saja ekibi olarak biz tadını çok beğendik,siz de beğenirsiniz umarız.
Devamı Buradan ...>>

23 Mart 2008 Pazar

PSİKODRAMA/Alternatif çöküntü


Psikodrama J.L.Moreno'nun temellerini attığı yaygın olarak kullanılan felsefe, kuram ve teknikler bütünüdür. Grekçe Psyche(ruh) ve drama(eylem) sözcüklerinden gelmektedir. Moreno’ya göre bu, insan varlığını ya da durumun gerçeğini dramatik yöntemlerle araştırmakta olan bir bilim dalıdır. Psikodrama başka bir tanımla bir tür dramatizasyondan ya da başka bir ifade ile spontan tiyatrodan yararlanılarak gerçekleştirilen bir ruhsal geliştirme tedavi yaklaşımıdır. Ortada yazılı her hangi bir metin yoktur:§ bir spontan tiyatro sergileyerek izleyenleri eğlendirmek ya da eğitmek de amaç değildir.......


Sahnede görülen spontan tiyatro, gerek oyuncuların gerekse izleyenlerin ruhsal yönden gelişmelerini iyileşmelerini amaçlayan karmaşık bir sürecin, ancak su yüzündeki bölümüdür.(2) Psikodrama’da her şey mümkündür. Buradaki ‘’her şey’’ in altını çizmek isterim. Kişiler psikodrama sahnesine geçmiş de yaşadıkları bir takım olayları getirebilecekleri gibi geleceğe ilişkin hayallerini, rüyalarını, hatta deja-vu yaşantılarını ya da halüsinasyonlarını da getirebilirler. Ne tür olursa olsun, geçirdiğimiz bir iç yaşantıyı psikodrama sahnesinde tekrar yaşama şansımız vardır. Söz konusu ‘’tekrar yaşama’’, geçmişteki bir olayın yeniden yaşanması şeklinde olabileceği gibi, geleceğe ilişkin bir hayalin provası şeklinde de olabilir. Psikodramanın niteliğini ve temel özelliğini Moreno’nun Freud’a söylediği bir söz, kanımca veciz bir şekilde özetlenmektedir. ‘’ Dr. Freud, siz bir gün yapay bir ortamda, insanların görmüş oldukları rüyaları analiz ediyorsunuz. Ben ise onları, görmüş oldukları bir rüyayı tekrar görmeleri için yüreklendiriyorum.’’ Gerçekten de Moreno’nun dediği gibi, insanlar, niteliği ne olursa olsun bir takım yaşantılarını psikodrama sahnesinde tekrarlama, yeniden yaşama şansına sahiptirler. Bir takım yaşantıların psikodrama sahnesinde tekrarlanması, iyileştirici / tedavi edici işleve sahiptir. Moreno’nun bu işlevle ilgili görüşü de ilginçtir. Ona göre ‘’İkinci kez yaşanan her gerçek, birinciden kurtuluştur.’’ Belki şöyle dersek daha belirgin olabilir; eğer bir gerçeği ikinci kez yaşarsak, bu gerçeği kontrolümüz altına alabiliriz. Yani ilk kezBurdan yaşadığımız bazı olaylar, bizi kontrollerine alabilir; fakat biz bu olayları Psikodrama sahnesinde ikinci kez yaşarsak, bu durumda biz onları kontrolümüz altına alırız. ‘’İkinci kez yaşanan her gerçek, birinciden kurtuluştur.’’ demek yerine ‘’ ikinci kez yaşanan her gerçek, birincinin verebileceği zarardan kurtuluştur.’’ diyebiliriz . Bir çocuk, havlayarak kendisini korkutan bir köpeği yalnız kaldığında taklit ederek korkusunu hafifletmeye çalışır. Muhtemelen eski çağlarda ilkel insanlar da böyleydi; kendilerini korkutan doğa olaylarını ve hayvanların davranışlarını, dans ederek ya da benzeri yollarla tekrarlıyor, onlar karşısında duydukları kaygıyı denetim altına almaya çalışıyorlardı. Kuramsal bir takım temellere oturtulmuş, çeşitli tekniklerle bezenmiş Psikodrama’da ise, sistematik bir ‘’yeniden yaşama’’ etkinliği söz konusudur. Psikodrama yöneticilerinin organize ettikleri bu etkinliklerin kişilerin katarsis sağlamalarına bir takım ağırlıklarından kurtulmalarına yardımcı olur.Devamı Burdan
URL:http://www.genbilim.com/
..
..
Devamı Buradan ...>>

4 Şubat 2008 Pazartesi

MÜZİKLE TEDAVİ-MUSIC THERAPY



Müzik, eski zamanlardan beri insanlarda hem zihinsel hem de bedensel olarak önemli bir yer işgal etmiş-tir. İnsanlar üzüntülerini, sevinçlerini, kahramanlıklarını, heyecanlarını, sevgilerini vb çoğunlukla müzik sanatını kullanarak ifade etmeye çalışmışlardır.Müzik insanları pisikolojik olarak etkilemiştir ve duyguları yoğunlaştıran bir özelliğe sahip olduğundan dolayıda pek çok medeniyetlerde dini duyguların güçlenmesinde, hastalıkların tedavisinde oldukça yaygın bir yöntem olarak kullanılmıştır.bizim toplumumuzda'da müziğin büyük rolü olmuştur.Büyük İslam bilgini ve filozoflarından İbn Sina (980-1037) Farabi’nin eserlerinden çok yaralandığını ve hatta musikiyi de ondan öğrenerek tıp mesleğinde uyguladığını ifade etmiş ve şöyle demiştir: "Tedavinin en iyi yollarından, en etkililerinden biri hastanın aklî ve ruhî güçlerini artırmak, ona hastalıkla daha iyi mücadele etmek için cesaret vermek, hastanın çevresi sevimli, hoşa gider hale getirmek ona en iyi musikiyi dinletmek ve onu sevdiği insanlarla biraraya getirmektir."Toplumumuzda tedavi için kullanılan müziklerse şunlardır:.......

1) RAST MAKAMI: Kemik ve beyne etkili. Fazla uyumayı engeller. Nabzın yükselmesine yardımcı olur. Özellikle çocuk bünyesinde nem hakim olduğu için; bu nedenle oluşan dengesizlikleri düzeltir. Akıl hastalıklarına iyidir.

2) IRAK MAKAMI: Kuşluk ve ikindi vakti etkilidir. Menenjit, beyin ve akıl hastalıklarına faydalıdır. Omuz, kol ve ellere etkilidir. Başın üst tarafına etkisi belirtilmektedir. Lezzet verir, düşünme ve kavrama konusunda etkilidir. Korku gidericidir. Saldırganlığı önleyici ve nevrotik hastaları tedavi edici etkisi vardır.

3) ISFAHAN MAKAMI: Ateşli hastalıklardan vücudu koruyucu özelliği vardır. Ense, boyun, omuzlar ve sol dirsek için etkilidir. Güven hissi, uyum sağlama, hareket yeteneği, zihin açıklığı, gönül yenileme, düzgünlük verme, zekayı açma ve hatıraları tazeleme özelliği vardır.

4) ZİREFKEND MAKAMI: Sırt, mafsal ağrılarına ve kulunca faydalıdır. Beyinle ilgili ağız çarpılmasına, kalp, ciğer, göğüs, kalça ve sağ omuza etkilidir.

5) BÜZÜRK MAKAMI: Kulunç ve beyin hasarı ile ortaya çıkan şiddetli hastalıklara yararlıdır. Güç kazandırır. Boyun, boğaz, göğüs, ciğer kalp ve yan böğür (basen) için etkilidir.

6) ZENGULE MAKAMI: Kalça eklemleri ve bacak içleri ile ilgisi bulunur. Kalp hastalıklarına, menenjit ve beyin hastalıklarına etkilidir. Beyin hastalıkları ve ruh hastalıklarının tedavisi için mide ve karaciğer ateşini yok eder. XIII. asırdan önce hicaz makamından ayrılarak oluşmuştur. Hayal ve sırlar telkin eder, uyku verir, masal duygusu verir.

7) REHAVİ MAKAMI: Sağ omuz, baş ağrıları, burun kanamaları, ağız çarpıklığı ve balgamdan gelen hastalıklara, akıl hastalarına faydalıdır. Doğuma yardımcı olur. Göğüs, mide ve yan böğür için faydalıdır.

8) HÜSEYNİ MAKAMI: Güzellik, iyilik, sessizlik, rahatlık verir ve ferahlatıcı özelliği vardır. Karaciğer ve kalbin iltihabını söndürür. Mide hararetini giderici özelliği vardır. Ateşli nöbetlerin giderilmesinde faydalıdır. Sol omuza etkilidir. Sıtma hastalığına iyidir.

9) HİCAZ MAKAMI: Kemiklere, beyne ve çocuk hastalıklarına tedavi edici etkisi vardır. Üro–genital sisteme ve böbreklere etki gücü fazladır. Alçakgönüllülük duygusu verir. Düşük nabız atımını yükseltir ve göğüs bölgesi diğer önemli etki alanıdır.

10) NİHAVEND MAKAMI: Kan dolaşımı, karın bölgesi, kalça, uyluk ve bacak bölgelerine etkilidir. Kulunç, bel ağrısı ve tansiyon rahatsızlıklarına faydalıdır.

11) NEVA MAKAMI: Göğsün sağ tarafına, böbreklere, omurilik, kalça ve uyluk bölgelerine etkisi vardır. Üzüntüyü giderir ve lezzet verir. Gönül okşayan makam adıyla bilinir.

12) UŞŞAK MAKAMI: Kalp, ayak rahatsızlıkları ile nikriz (damla) ağrılarına faydalıdır. Gülme, sevinç, kuvvet ve kahramanlık duyguları verir. Çocukları etkileyen yellerde ve erkeklerdeki ayak ağrılarına faydalıdır.

13) ACEMAŞİRAN MAKAMI: Kemiklere ve beyne etkilidir. Yaratıcılık duygusu ve ilham verir. Durgun düşünce ve duyguları canlandırır. Hanımlarda doğumu kolaylaştırır. Anne karnındaki çocuğun yanlış duruşlarının düzelmesine yardım eder. Ağrı giderici ve spazm çözücü özelliği vardır.

14) SEGAH MAKAMI: Şişmanlık, uykusuzluk, yüksek nabız, kalp, ciğer ve kas rahatsızlıklarına faydalıdır. Beyin nöronlarına etkisi vardır. Mistik duygular oluşturur.

15) PENTATONİK MELODİLER: Pentatonik müzik, Asya kökenli Türk musıkîsinin en önemli ve karakteristik özelliğidir. Kendine güven ve kararlılık verir, rahatlık sağlar. Çocuklara, 9–10 yaşına kadar sadece pentatonik müzik dinletilmesi öneriliyor.
..

Devamı Buradan ...>>

21 Ocak 2008 Pazartesi

REİKİ



Reiki şifa ve ruhsal çalışmalara dayanan binlerce yıllık ve enerji aktarımı ile şifa vermeye dayalı bir tekniktir. Batıya yayılmaya başladığında "Evrensel Yaşam Enerjisi " olarak tercüme edilmiştir.


Ancak ezoterik olarak "yüce kaynağın bilincini taşıyan, ruhsal amaçla çalışan yaşam gücü enerjisi "açıklaması anlamını daha iyi ortaya koyar.
Yani; Reiki bir Ruhsal Şifa Tekniğidir.
Kaynağının Tibet olduğu sanılan Reiki, 19.YY.da Japon Budusti olan Dr. Mikao Usui tarafından yeniden ortaya çıkarılmış ve bir şifa tekniği halinde sunulmuştur.
Reiki, bedende meydana gelen enerji dengesizliklerini ve negatif enerji blokajlarını çözebilmek için yetersiz veya eksik kalan kendi enerji bedenimizi dengeleyip, tamamlayarak ve temelde bilinç değişikliği gerçekleştirerek ruhsal, dolayısıyla da fiziksel iyileşme sürecini başlatmamız yolunu açar.

Reiki fiziksel, zihinsel, duygusal sorunların tümünde kullanılabilir.
Reiki bir din değildir ve hiçbir inanca bağlı tutulmaz.burdan
Japonya, Amerika ve Avrupa'nın bazı bölgelerinde Reiki klinikleri bulunmaktadır.
Reiki Türkiye'de de son yıllarda yaygın bir şekilde kullanılmaktadır.
Devamı Buradan ...>>

18 Ocak 2008 Cuma

ALTERNATİF SAĞLIK



ALEXANDER TEKNİĞİ

Duruş eğitimi olarak tarif edilse de bu basit kavramın ötesinde vücudun ve zihnin uyum içinde olmasının sağlandığı bir teknik olarak görülmelidir. Alexander tekniği hastaya, vücudunu öğrenilmiş, sonradan eklenmiş hareketlerden kurtarıp, kendi temel, doğal duruşu ve hareket biçimlerini kazanmayı öğretir.

Tekniğe kendi ismini veren F. Matthias Alexander , 1869 yılında Tasmanya'da doğdu. Şiir ve şarkılar söyleyen Alexander, sesini yavaş yavaş yitirmeye başlayınca bunun nedenlerini araştırdı. Ayna önünde şiir okurken kendini incelediğinde vücudunu yanlış kullandığının farkına vardı. Her söyleyişe başlarken kafasını geriye itip boğazını kalınlaştırdığını gözlemledi. Bu garip duruş biçimi kendisine normal görünse de, düzeltmenin iyi olacağına kanaat getirdi ve böylece bu garip hareketleri yapmayıp, gerilim yaratmadan konuşabilinceye kadar egzersiz yaptı. Sonunda sesi düzeldi ve bundan sonra sesini konuşurken hiç kaybetmedi....

****YAZININ devamı****
Alexander, nefes alma ve daha düzgün durma alıştırmaları yapmaya devam etti. Bunun sonucunda kendini daha sağlıklı hissetti ve kendine olan güveninin arttığını gördü. Daha sonra başkalarına da değerli bulgularını öğretti ve onları bu konuda cesaretlendirdi, alınan sonuçlar çok iyiydi. Bundan sonra kendini ve diğer insanları gözlemleyerek, insanları en azından faydalı olmayan, günlük hayatta alışık oldukları hareketlerden kurtulmaya ve onları garip, doğal olmayan duruş ve hareketleri bırakmaya cesaretlendirici bir sistem yarattı. Avustralya ve Yeni Zelanda'da on yıl öğretmenlik yaptıktan sonra 1904 yılında Londra'ya gitti. Çalışmaları ve fikirleri yavaş yavaş tanınmaya başladı. Daha sonra New York'ta 1943'e kadar çalıştı. Küçük kardeşi A.R.Alexander'ı metotlarını geliştirmesi için ABD'de bıraktı. "Kendini Kullanma" adlı kitabını 1932'de yayınladı ve o tarihten itibaren de öğretileri Batı dünyasında hızla yayıldı. 1955'te öldüğünde 87 yaşındaydı. Arkasında kendi çalışmalarını devam ettirecek az sayıda öğretmen bırakmıştı. Günümüzde dünyanın her yanında okulları mevcuttur ama bunların en önemlileri Londra'da bulunmaktadır. İsrail, Zürih, Londra, San Francisco, Chicago'da da önemli okulları vardır.

Nasıl Uygulanır?



Doğru oturuş şekli
Diğer alternatif tıp terapilerine benzemeyen Alexander tekniği yalnızca birinin diğerine birşeyler yaptığı bir tedavi değildir. Daha çok, bir uzmanın denetlediği ve cesaretlendirdiği bir kendi kendini eğitme sürecidir. Alexander tekniği hastaya, vücudunu öğrenilmiş, sonradan eklenmiş hareketlerden kurtarıp kendi temel, doğal duruşu ve hareket biçimlerini kazanmayı öğretir.

Olgunluk yaşına eriştiğimizde bir çoğumuz zihni ve fiziki gerilim yaratan zararlı duruş alışkanlıkları kazanmış oluruz. Alexander prensibi kendini organize etmenin yeni bir yoludur ve ciddiye alınması gerekir. Bütün diğer faydalı terapilerde olduğu gibi ilk önce bir tür teşhis yapılması gerekir. Alexander öğretmenleri - ki, onların büyük bir çoğunluğu tıp doktoru değildir- kişideki hatalı duruş alışkanlıklarını ortaya çıkartırlar. Öğretmenlerinin kullandığı metotlar kişilere, günlük hayatın normal hareketlerinden sonra en uygun duruş haline gerilimsiz olarak dönebilmeleri için yardım etmektedir.

Her şeyden öte, hepimiz bazı şeyler yüzünden gergin duruyoruz, bir çoğumuz ofis masalarında eğik oturuyor, direksiyon başında kamburlaşıyor ve televizyon karşısında uygunsuz pozisyonlarda uyuyoruz. Bu gibi yanlış hareketler Alexander tekniğini bilmeyenlerde iyice alışkanlık yaratıyor ve de fiziksel hastalıklara yol açıyor.


Yanlış oturuş şekli
Gerçekten stresli yaşam koşullarımıza ek olarak bir çok kişi yürürken, otururken ve dururken tembellik yapmakta ve bunun sonucunda da yıllar geçtikçe vücutları, bezgin oturuşlarını, çökmüş omuz başlarını, çökmüş sırtlarını ve düşen başlarını düzelteyim derken dengesizleştirmektedir. Bu bezgince eğri oturuş göğüs kafesinin genişleme kapasitesini etkilemekte, bu da solunumu zorlaştırmaktadır.

Ne için kullanılır?
Alexander tekniği vücuda duruş dengesini yeniden kazandırmayı amaçladığından özellikle aktörler, müzisyenler ve danscılar gibi eğitimden büyük oranda faydalananlar için çok değerlidir. Bununla beraber, kişinin kendini iyi hisettemesini sağladığı ve kimi zaman da sağlığı yerinde olmayanları iyileştirdiği için bir alternatif tedavi türü olarak gittikçe daha popüler olmaktadır. Önemle üzerinde durulması gereken odur ki, her ne kadar bazı doktorlar bilinen tedavi yöntemlerine ek olarak kullanıyorlarsa da, Alexander tekniği ilk elde belli hastalıkları iyileştirmenin bir yolu değildir.

Alexander tekniği özel duruş problemleri, soluma güçlükleri ve konuşma bozuklukları olan kişilerde etkin olmaktadır. Alexander'in kendisi de metodunun, hiçbir zaman tıbbî bir tedavi yöntemi olduğunu ima etmemiş, bir tür kendi kendine yardım metodu oluğunu belirtmiştir.


AROMA TERAPİ
Aromaterapi:

Aromalı kokan bitkilerin kulanımı çok eskilere dayanır. Kurutulmuş çiçek, odun, reçine, meyve veya kabukların yakılarak tütsülenmesi ile hastalar tedavide, temizlikte veya bazı ilkel kabilelerde batıl inançların tapınmalarında kulanılmıştır. Çiçekler ezildikten sonra sabun, kozmetik madde yapımında ve tedavi maksadıyla kulanılmıştır.
Bitkilerin çiçek, kök, gövde, reçine veya kabuklarından özel metotlarla damıtılarak esanslar eldeedilmiştir. Tarihte ilk defa su buharı ile damıtmayı (destilasyon) İbn-i Sina MS: 1000 yılında gerçekleştirmiştir. Büyük bir Türk alimi olan İbn-i Sina batılılar tarafından ya iranlı veya arap olark bilinmeke, fakat asla Türk olduğından baksedilmemektedir.

Arkolojik kayılardan destilasyonun MÖ: 3000 yıllarında şimdiki pakistanda kulanıldığı bilinmektedir. Sedir, tarçın ve çam terpeninin MÖ:1400'lü yıllarda Mısırda subuharı ile damıtılarak ve hatta eteryağı sabityağ içinde çözerek, bundan fitil, krem, yakı, ve tozlar imaletikleri tesbitedilmiştir. Filistin, Sümer, Asur, Rom, eski Hint ve eski Çinlerinde bitki esanslarını kulandıkları bilinmektedir.

İbn-i Sinanın (980-1037) su buharı ile damıtma (destilasyon) metodunu geliştirmiş ve tarihte ilk efa saf eter yağı (ucucu yağ, eterik yağ veya esans) eldeedilmiştir. Bu buluş tek başına İbn-i Sinaya ayit olmayıp kendinden önce bu alanda islam alimlerinin yüzlerce yillık bir çalışmasınıa son noktayı komuştur. İbn-i Sinanın yazdığı yüzlerce eserden malesef istifade edemiyoruz. Milli Eğitim ve Kültür Bkalıkları ne işe yarıyor.

İngiliz asıllı doktor ve astrolog Nicholas Culpeper (1614-16549) aromalı bitkiler üyerine araştırmalar yapmış ve eserler yayınlamıştır. Bir çok alim onu takipetmiştir. Aromaterapinin asıl kurucusu frasız asıllı kimyacı Rene’ ‚Maurice Gattefosse’ olup 1936 yıllında ‚Aromaterapi’isimli eserini yazmış ve o günden beri bu ilim dalı Aromaterapi diye anılmnıştır.
1-) Aroma yağı:
Kişi çok sevdiği eter yağından 8-10 damla aroma lambasının üstündeki suya ilave edilir ve suyun altındaki mum yakılır. Suyun ısdınması ile birlikte içindeki eter yağıda buharlaşır ve odaya yayılarak güzel bir koku verir. Limon ve gül yağından 8-10 damla yeterli gelirken, laden ve topalak yağı çok ağır olduğundan ancak 1-2 damla yeterlidir.

2-) Masaj yağı:
Bazı eter yağılarının ise masaj yağı olarak kulanılmasının çok güzel etkileri olur. Eter yağlarından 1 ml alınır ve 49 ml ana yağ ile karıştırılır. Ana yağı zeytin yağı, badem yağı ve jojoba yağı olabilir. Ana yağın seçimi eter yağına göre farklı olabilir. Ana yağdan 49 ml ve eter yağından 1 ml ile karıştırılark masaj yağı eldeedilr.

3-) Enhelesyon yağı:
Genelikle nefes yollerı rahatızlıklarına etkili olan eter yağları secilir ve bunların özel karışımı ile iksirler elde edilir. Eter yağından 10 ml 90 ml %96’lık alkolle (etil alkol) karıştırılır ve buna 200 ml damıtılmış su ilave edilerek %32’lük inceltilmiş eter yağı eldeedilir. Bu şekilde inceltilen eteryağı enhelasyonda veya dezodorizan (fena kokuları yok edici) olarak kulanılır.
Bu alanda oldukça çok natürel ilaçı eczanelerden teminetmek mümkündür. Mesela: 10 ml nane yağı (Eter yağı) ve 5 ml okaliptus yağı 85 ml alkollü (Etanol) (Fahrenberg, Selg ve ekibi) karıştırıldıktan sonra eldeedilen bu iksirle başağrısı ve migren rahatsızlığı olan hastaların şakaklarına 2-3 damlama günde 3-4 defa sürülmesi ile hastaların rahatladığı tesbitedilmiştir.

Eter yağlarını özelikleri: Burada adı geçen hiç bir bitkinin eter yağının etkisi Aloe Vera, Noni ve Aloxi’nin etkisi ile karşılaştırmak mümkün değildir. Örneğin limon tansiyon düşürücü, fakat tansiyonun sebep olan etkenleri ortadan kaldırıcı özeliği yoktur. Budan dolayı etkisi kalıcı değil geçicidir. Oysa Aloe vera, Tahitian Noni veya Aloxi sebebi ortadan kaldırıcı vede vücudun bütün hücrelerini yenileyici (rejenerasyon) özeliğe sahiptirler.

Devamı Buradan ...>>

6 Ocak 2008 Pazar

Kİ ENERJİSİ SHİATSU


İgnesiz akupunktur ya da diger adıyla shiatsu Japonca shi ="parmak" ve atsu ="basınç" kelimelerinden olusan Shiatsu, parmak ve avuç içleri ile uygulanan bir masaj teknigidir
Shiatsu Uzakdogu'da asırlardır kullanılan bir iyilestirme yöntemidir. Ki denilen hayat enerjisinin aktıgı meridyenler (kanallar) üzerindeki belirli noktalara uygulanan basınç sayesinde vücudun çesitli bölgelerinde bulunan gerginlikler ve kasılmalar giderilir. Onemli bir tedavi ve iyilestirme yöntemi olan Shiatsu, aynı zamanda saglıklı kisilerin saglıklarını korumasına da katkı saglar.
Shiatsu'nun temeli, dogu felsefesi ve tıbbına dayanır. Buna göre beden ile dıs dünya arasında uyumlu bir dengenin kurulması ve korunması amaçlanır. Bu dengenin bozulması, bir baska deyisle, hayat enerjisinin aktıgı meridyenlerde düzensizliklerin veya tıkanmaların olusması sonucu bedende çesitli rahatsızlıklar veya hastalıklar nüksedebilir.
Kosusturmalı ,telaslı sehir yasamının içinde strese neden olacak ve hem bedende hem zihinde yorgunluklara yol açacak o kadar çok sey varken bu rahatlatıcı masaja fazlasıyla ihtiyacımız var.Shiatsu bu anlamda bizim bedenimizin farkında duyarlılıgında olma ve bedenimizdeki olumsuzlukları gidermenin ya da kendi saglıgınızı elleriniz ve parmaklarınız yardımıyla düzeltmenin yolunu bulmanızı saglayacaktır.
Vücudumuzun herhangi bir bölgesinde bir uyusukluk ya da tutulma dedigimiz agrılar olustugu zaman,içgüdüsel olarak o bölgeyi ovusturur ya da o bölgenin üstüne bastırırız.bu basit hareketler bile bedendeki aksaklıkları dogal dengesine bir dereceye kadar getirebiliriz.İste bu bastırma islemini düzenli yaptıgımız takdirde bedenimizin kendi kendini iyilestirme sistemini uyarmıs ve sorunlu bölgeyi saglıklı hale getirmis olabiliriz.
Shiatsu basparmagın ya da öteki parmakların uçlarıyla ,avuç içiyle bedenin yüzeyindeki belirli noktalara basınç uygulayarak yapılır.Bedendeki bu noktalar yorgunlugun ve gerginligin biriktirildigi yerlerdir.Bu noktalara bastırmak rahatlamayı saglar.
Shiatsu da eller hem teshis hem de tedavi için kullanılır.Giderek duyarlılıgı artan parmak uçları dokunulan bölgedeki sertlik, katılık,gerginlik ve sıcaklık sogukluk degisimlerini farkeder duruma gelir.Bu farklar bedenin durumunu gösteren belirteçlerdir.bu noktalara yapılan basıncın derecesi ,çesidi ve süresi her bölgenin ve shiatsu yapılan kisinin özel durumuna göre ayarlanır.
Shiatsu tatbiki sonucu kas dokusunun esnekligi artarak kisiye huzur verir, zihnini berraklastırır, bas, sırt, bel, boyun v.s. agrılarını geçirir, iç salgı bezlerinin ve iç organların çalısmalarını düzenler, sindirim sistemi, romatizma, kireçlenme v.b. sorunlarda etkilidir, sinir sisteminin düzenli çalısmasını saglar, stresin etkilerini azaltır ve giderir, nihayet uykunun kalitesini yükseltir. Shiatsu'nun hiçbir yan etkisi yoktur.
Kendinize ve baskalarına düzenli shiatsu yaparak bedenin gereksinimlerini ve bedendeki olumsuzlukları açıga vuran belirtileri farketmeye baslayabilirsiniz.
Devamı Buradan ...>>