ALEVİLİK / BEKTAŞİLİK - SUFİ SAJA

.

"Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur."Kemal ATATÜRK .

15 Ocak 2008 Salı

ALEVİLİK / BEKTAŞİLİK









HACI BEKTAŞ VELİ








Hacı Bektaş-i Veli Anadoluda Aleviliğe yeni bir içerik kazandırmış ve örgütlemiştir. Anadolunun çok sesliliği içerisinde toplumculuğu, laikliği, hoş görü ve insan sevgisini temel alan bir çığır yaratmıştır. Halkla bütünleşmiş, zaman zaman Selçuklu Aristokrasisine, daha sonraları ise Moğol yönetimine karşı savaşım yürütmüştür.

Bizim;
Marifet: Sermayemizdir.
Hakikat: Durumlarımızdır.
Erdemlilik (Fazilet): Yaşamımızdır.
Sevgi-Muhabbet: Esasımızdır.
İstek- Şevk: Hareket Aracımızdır.
Saygı: Arkadaşımızdır.
Bilim: Silahımızdır.
Kanaat: Hazinemizdir.
Doğruluk: Karargâhımızdır.
Yakınlık (Kuşkudan uzak inanç): Yerimizdir.
Yoksulluğumuz (fakr): Övüncümüzdür.


Hararet nardadır sacda değildir.
Keramet baştadır tacda değildir.
Her ne arar isen kendinde ara .
Kudüs te Mekke de Hac da değildır.


PİR HACI BEKTAŞİ VELİ�DEN
* İnsan için belirletici olan sözü değil davranışlarıdır.
* Biz dile, söze bakmayız; Biz içe duruma bakarız.
* Marifet bilimin meyvesidir. Anlayışlı olmak (aşnalık) ise sevginin, muhabbetin meyvesidir....


*** yazının devamı***


* Zamanından önce yüksek görevlere geçmekte acele eden, kesinlikle sonu gelmeyecek şeyle uğraşmış olur. Yani her kim ki zamanından önce başa geçmek isterse, her ne için çalışsa, kendi aşağılanmasına çalışmış olur.
* Özgür (Azad) odurki: Kimsenin incitmesinden incinmez. Yiğit odurki hakedeni de incitmez.
* Birlik giysisi, Bilgi giysisi, Sevgi giysisi,
* Geçmişi anma ve gelecek için bekleyişte bulunma. Zaman ve durumun gereği her ne ise ona önem ver.
* Akmayan su bozulur;!!!Niçin deniz olmuyorsunuz ki, hem akmaz hemde bozulmazsınız.
* Büyüklük odur ki onun görünen durumu -gerçeğe ermemiş- halkın görünür durumu gibi: içi (batını) ise nitelikli/ermiş insanların içi (batını) gibi ola.
* Görünen huy güzelliği, iç (batını) huy güzelliğinin ünvanıdır.
* Yararsız ve zorunlu olmayan (nafile) işlerle uğraşmak insanı bitirip tüketen şeylerdendir.
* İnsanın yüz güzelliği (cemali), sözünün güzelliğidir. Olgunluğu (kemâli) işlerinin doğruluğundadır.
* (Yani insanın süsü ve güzelliği, sözlerinin iyiliğindedir. Olgunluğu (kemâli) de işinin dürüstlüğündedir.) Sen doğru bak ve doğru görür ol, ta ki daha üstünü bulasın.
* Beş şey mutluluğun delilidir: Bunlar; doğru sözlülük, güzel hareket ve işler, olgunlaşma için gösterilen çaba, doyguyu emekle arama ve halden anlayan dervişlerle sohbet.
* Söylevin (nutkun) üç türlü etkisi vardır: Birincisi ululuk (büyüklük) mertebesinde, ikincisi yüz güzelliği mertebesinde, üçüncüsü olgunluk mertebesinde.
* (Bu yorumdan anlaşıldı ki ululuğun (celalin) görünenle, yüz güzelliğinin (cemalin) içle (batınla), olgunluğun kemâlin için içiyle (batının batınıyla) bağlantısı vardır.)
* Tanrıya karşı doğruluk, halka karşı insaf, büyüklere hizmet, el altındakilere sevecenlik, düşmanlara yumuşaklık, dostlara sevgi(vefa) nefsine düzen, dervişlere cömertlik, bilginlere alçakgönüllülük, cahillere suskunlukla görün.
* Ayağa kalkacaksan hizmet amacıyla kalk. Eğer konuşacak olursan bilgelikle (hikmetle) konuş. Oturacağın zaman saygı ile otur.
* Hamı pişiremezsen, bari pişmişi ham etme.
* Şurası gerçektirki yetenekli taş, güneş ışını ile yakut (lâl) olur.
* Görülmemiş işitilmemiş şey söyleme;
* Kendi ayıbını görür ol;
* Yanıt vermede ivedi davranma;
* Bağışlaki seni bağışlasınlar;
* Elinle koymadığı şeyi alma ;
* Hiç kimsenin ekmeğini yeme. Kendi ekmeğini hiç kimseden sakınma.
* Düşman önemsiz olsada aşağılama.
* Kendine ait azı, başkalarının çoğundan daha iyi bil.
* Kendini, kendi durumunu bilmez tutma
* Mutluluk yerini bilgeler (arif) söyleşisinde (sohbetin de) bil. Kötülerden sakın temizlere dostluk et.
* İlimden gidilmeyen yolun sonu karanlıtır.
* En yüksek iki nesne : ilim ve hilm (yumuşaklık-hoşgörü)
* Ara bul...her ne ararsan kendinde bulabilirsin.
* Kadınları okutunuz.
* İnsanın gerçek güzelliği, sözünün güzelliğidir.
* Yücelik; yol kardeşlerinin kusurlarını görmezlikten gelmektir.
* İbadetin yeri başka, işin yeri başkadır.
* Şu beş nesne, olanların en yazık olanıdır: güneşe karşı yanan ışık, görmeyen göze karşı güzel yüz,çorak tarlaya karşı bol yağmur, karnı tok olana karşı nefis bir yemek, ahmak adama karşı doğru söz.
* Yiğit odur ki, kırılmaya değer bir kimseyi bile kırmaz.
* Okunacak en büyük kitap insandır !...
* Kendisini temizleyemeyen başkasını hiç temizleyemez.
* Bilgelerin ibadetleri düşünceleridir.
* Çalışmadan geçinenler bizden değildir.
* Akıl, yer yüzünde tanrı'nın terazisidir.
* Gönüldeki hakikat yemişi, marifet suyu ile yetişir.
* Kişi, ilim büyüklerini, anadan !.. Atadan bile üstün tutmalıdır
* Hiçbir milleti ve insanı ayıplama
* Düşünce karanlığına ışık tutanlara ne mutlu
* Sana güç geleni başkalarına söyleme
* Aydınlar hem arıdır, hem arıtıcı
* Eline, diline, beline, aşına, eşine, işine sahip ol.

HALLACI MANSUR

Anadolu Alevi-bektaşiliğin temel felsefesini oluşturan İnsan-Tanrı-Doğa iç içeciliğinin bir örneği de Hallacı Mansur’dur.
Bilindiği gibi Alevi -bektaşi düşüncesinde Tanrı görünüm kazanmak ister ve fışkırır;Evren adeta görünüm kazanan tanrının aynasıdır. Bu tür bir anlayış Hallacı Mansur’da da mevcuttur ki ona
“Enel Hak” dedirtmiştir. Anadolu Aleviliğinin özgürlükçü olmasının nedenlerinden biride bireyin Tanrının bir parçası olarak algılanmasıdır.
Tarih boyunca toplumlar, sayısızca düşünce akımları yaratmışlardır. Akımların birçoğu bulunduğu topluluğa, zamana ve döneme özge kalmış,bir süre sonrada hiçbir şey bırakmadan yok olup gitmiştir. Bu tip akımlara rağmen doğduğu toplumda kalmayıp kendini yenileyerek günümüze dek bir şey kaybetmeyip canlılığını koruyarak varlığını sürdüren düşünce akımları da vardır. İşte en kalıcı olan ve bugünlere gelen akımların başında Alevilik-bektaşilik vardır
Günümüze dek gelen bu akımın gerçek nedenlerini inceleyelim.

-Alevi-bektaşi,Bireyci değil,toplumcu ve paylaşımcıdır.
-Çıkarcı değil,özverilidir.
-Ayrılıkçı değil,bütünleştiricidir
-Etnikçi ve bölgeci değil evrenseldir.
-Muhafazakar değil,devrimci ve gelişmecidir.
-Uzlaşmacı ve güdümcü değil,bağımsızlıkçı ve özgürlükçüdür.
-Katı ve bağnaz değil,Hoşgörülü,insancıl ve insan sever.
-Katı kuralcı değil,akılcı.
-Şeriatçı değil,Laiktirler.

İşte bunlar Alevi-bektaşiliğin bir düşünce akımı ve toplumsal hareket olarak günümüze dek gelmesine ve canlılığını korumasına neden olmuşlardır. Bundan da anlaşılıyor ki bu ilkeler incelendiğinde Demokrat bir toplumun ve hareketin özellikleridir bu özellikler.
Bütün bu özellikleri Alevilikte yaşadığımıza göre Alevi toplumu demokrattır. Alevilik-Bektaşilik demokrasinin ta kendisi demektir.

6 yorum:

Adsız dedi ki...

okuduklarım beni kendimden geçirdi,çok güzel teşekkürler,ellerinize sağlık

Adsız dedi ki...

Hacca gitmek yüce dinimizin 5 farzındandır. Bu gerekliliği küçümseyenler ve bu fikri yayanlar, ahiret gününde Allah nezdinde sorumlu olacaktır..

Adsız dedi ki...

Belki de, Arapça'dan Türkçe'ye çevirimi yapıldığında "uyanış, uyanıp silkinmek, kendine gelmek" gibi anlamlar taşıyan, aslında kısaca "jetonun düşmesi" olarak tanımlayabileceğimiz "kıyam" vakitleri gelenler, belki de hac ziyaretinin aslında ne olduğunu anlamaya başlamışlardır Sayın Kadir Hoca.

Konu; Arap ekonomisine -ya da dini ticarete- katkıda bulunmak ve gerçek "Putperestlik" örneği sergileyerek "taşa, toprağa, binaya" saygı göstermek -tapınmak- değildir. Herkes kendi sorumluluğunu kendi farkındalığı ile idrak edebilir sanırım, Kadir Hocam.

Zaten, hac ile ilgili olan bu ifadenin ulaşması gereken yer de idrak sahibi olanların değil, henüz olmayanların -kınamıyorum, küçümsemiyorum- zihnidir, perdelenmiş algılarıdır, uyanmamış farkındalıklarıdır.

Sorumluluk, insanların din, dil ve benzeri bahaneler ile birbirine düşman olmasını engellemekten geçmelidir sayın Hocam.

İnsanlığın tek ilacı sevgidir, sevgiyle kalın.

dDryad dedi ki...

Bende bu aralar bektaşilikle ilgili araştırma yapıyorum. En son okuduğum makalede bektaşiliğin ilk safhasının öncelikle dini görevleri yerine getirmek olduğu yazıyordu. Oruç,namaz gibi. Sülalemizin en son bektaşisi olan büyükninem oruç tutar ve namaz kılarmış. Çok titiz,doğru sözlü bir kadınmış. Bektaşiler genelde oruç tutmaz namaz kılmaz olarak anlatılır ama benim bildiğim kadarıyla bu yanlış. Belkide bir karalama politikası. Ne yazık ki asimile olduğu için sülalemizde bektaşiliği sürdüren yok. Daha çok inkar edenler var.

Adsız dedi ki...

Teşekkürler.

gülsen VAROL dedi ki...

DilekCan ellerine sağlık.. yüreğin dert görmesin.