NARCİSSUS=NERGİS=NARSİST
5000 yıl önce ırmak tanrıçası Nana İzmir Mordoğan Mimas dağı eteklerinde badem ağaçları altında çıplak yatarken uykuya dalmış.Efsane bu ya uyandığında hamile kaldığını anlamış.Dokuz ay on gün sonra kainat güzeli Narcissus'u dünyaya getirmiş.
Tanrı Zeus son derece çapkın bir tanrıdır. ancak aynı anda evlidir de. karısı Herayı meşgul etmek için bir peri olan Echoyu görevlendirir. Zeus ne zaman çapkınlık yapmaya çıksa, Echo Hera'yı lafa tutup, meşgul eder. ancak Hera bu olayı farkeder ve Echoyu cezalandırır. Echo artık sadece karşısındaki kişinin son sözlerini tekrar edebilecektir...Gel zaman git zaman:......
Narcissus büyümüş bütün kızların aşık olduğu, genç bir delikanlı olmuştur. Ancak güzel olduğu kadar da kalpsizdir. Karşısına eğer onu öpmezse kendisini öldüreceğini söyleyen bir kıza bir kılı uzatacak kadar kalpsiz...
Günlerden bir gün Echo ile Narcissus ormanda karşılaşırlar. Echo onu görür görmez aşık olur ama aşkını dile getiremez ve suskun suskun önüne bakar. Narcissus "merhaba"der, Echo tekrarlar "merhaba". Narcissus devam eder, "ne kadar da güzel bir gün değil mi?", Echo da devam eder, "...değil mi?". Narcissus duraksar, "iyi misin sen?" der. Echo yapabildiği tek şeyi yapar, "...misin sen?". Narcissus biraz sinirlenir tabi, "sen benimle dalga mı geçiyorsun?, Echo kendini durduramaz, "...dalga mı geçiyorsun?". Narcissus artık çok sinirlenmiştir, "git buradan!" diye bağırır, Echo'nun kalbi kırılmıştır. "git buradan!"'ın tekrar ederek kaçar onun yanından ve Mimas dağının eteğindeki bir mağaraya saklanır, ağlar, ağlar, eriyip gider. vücudu ve kemiklerinin yitmesine rağmen sesi mağarada kalır. ondandır ki dağlara bağrılındığında echonun sesi eskiden yaptığı gibi sizi taklit edermiş.
Echonun başına gelenler aşk tanrıçası afrodit için bardağı taşıran son damla olmuş. Yüzlerce kızın kalbini kıran bu adamı cezalandırma zamanı gelmiştir artık. "Aşk acısının ne olduğunu öğrenme vakti geldi..." der .Narcissus yine bir gün Mimas dağı eteklerindeki ormanda dolaşırken Başpınar'ın önündeki gölden su içmeye gider. Tam suya eğilirken kendisini görür ve tam anlamıyla büyülenir. Ellerini yansımasına uzatır ama elleri suya değer değmez görüntüsü kaybolur.
Narcissus önce üzülür ama suyun durulmasıyla görüntü tekrar oluşunca gölün kıyısına oturup bütün gün kendisini izler. Annesi Nana ve babası onu aramaya ve evine geri götürmeye gelirler ancak Narcissus "hayatının aşkından" ayrılmayı reddeder. Bir gün Narcissus yansımasına sarılmak için suya eğilir ancak göle düşer ve boğulur. Bunu duyan Afrodit pişmanlık duyar ve Narcissus'un ölü vücudunu gölden çıkartıp, bir çiçeğe dönüştürür.İşte Bahar ile birlikte İzmir/Mordoğan dağlarından toplanılıp gelen ve pazarlarda ,köşe başlarında ,çiçekçilerde satılan aşk kokulu NERGİS'in hikayesi bu.
Aynı zamanda Narsistin hikayesi de bu değil mi? Aynayı alır dizine "hey mirror mirror is there anybody in the world beautifull then me?" der.Hoşça kalın ve sevgiyle kalın.
....
20 Şubat 2008 Çarşamba
DİLEK'ten mektuplar:10
Gönderen sufi zaman: 10:19
Etiketler: DİLEK'ten mektuplar...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
1 yorum:
en sevdiğim çiçektir nergis:) bundan sonra daha çok severim ama birazda üzülürüm sanki:)...
koklarken aklıma narcissus gelir :P
*ELa*
Yorum Gönder