DİLEK'ten mektuplar:15 - SUFİ SAJA

.

"Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur."Kemal ATATÜRK .

7 Mart 2008 Cuma

DİLEK'ten mektuplar:15


HEM HEP HEM HİÇ OLMAK
Mevlana: ”- Ben onun iki parmağı arasındaki kalem gibiyim ne derse onu yazarım, kılıç yaparsa keserim.” Demiş Mesnevi’sinde. Kişi hangi terkiple oluştu, kemiklerine pembe beyaz kara hangi surette et giydirildi ise ve hatta hangi sıfatla sıfatlandı ise hangi program yüklendiyse mikro-çipine o doğrultuda doğup yaşamıyor mu?
Rüzgara “dur” desek durdurabilirmiyiz? Zamanı geri almayı ya da ileri götürmeyi başaranımız kaç kişi? Bin kollu sarmaşıksam sarılırım alabildiğine taşa duvara, upuzun selvi ağacıysam uzatırım dallarımı gökyüzünün maviliklerine. Bir küçük orkinos isem ırmakta denizde yüzerim suların beni götürdüğü yere.Bir kuklaysam marangozun elinden çıkma, kuklacı benim ipimi nasıl çekerse ona göre oynatırım kolumu bacağımı.Öyle değil mi?
Doğum ve ölüm arası: yaşanılan sadece bir duygu karmaşası bir kandırmaca sanki. İlk durak ve son durak arası o kadar yakın ki birbirine bir anlık sanki bütün mesafe.
Bir dönem dilimde bir tekerleme vardı “Ben bir saman çöpüyüm, Ben gitmiyorum ırmak beni götürüyor” diye. Bu düşünce beni inanılmaz rahatlatan bir kavramdı o zamanlar. Şimdi yine HİÇ olduğumun bilincindeyim ama HEP olmaya çalışanlardanım hiç değilse. Başa gelenleri döşemek dünyanın halısına” alın yazısı “diye yazmak,” kader “diye kestirip atmak güzel.
Güzel de bütün kutsal kitaplarda bütün peygamber ermiş ve velilerin söyledikleri sevap-günah, cennet-cehennem, ceza-ödül gibi ikilemlerin açıklamasını nasıl yapacağız peki.

Hiç yorum yok: