Başımıza gelen her olayın, yaşanması gereken her duygunun zorluğunu, katlanılabilirliğini azaltabilir ya da daha da fazlalaştırabiliriz. Kimimiz her şeyin iyi yanını görmeye çalışır, kimimiz karartır da karartırız etrafımızı. İki seçenek arasında gider geliriz. Ya kendimize dert eder, kahrolur, yıkılırız, ya da sakince bekler, tadını çıkarır, hayatımızı yaşamaya devam ederiz. Yaradılışa göre mi değişiyor acaba bu özellik? Görürüz ki bazıları daha katıdır hayata karşı bazıları da Pollyanna gibi her şeyi iyi tarafından görür, daha serinkanlıdır. Hepimizin olaylara verdiği tepkiler faklıdır işte. Belki yaşanan bunca kötü olayların sebebi de her insanın olaylara verdiği tepkilerin bu kadar farklı olmasıdır.
ÖZLEMi nasıl yaşarız peki. Hasreti çekerken ne hallere gireriz? Bir şeyleri,......…
birilerini özlemeyi, -adam gibi- özlemeyi becerebilir miyiz ki? Evet, aynen çoğu şeyde olduğu gibi özlerken de farklı tepkiler veririz. Kimi dibine kadar yaşar, kimi üstünkörü. Bende dibine kadar yaşayanlardanım;)en azından öyleydim, böyle yaratıldığıma inanıyordum. Dönüp bakınca güzel özlemimi! Boşuna harcadığımı, acı çekmeyi bizzat kendimin seçtiğini görüyorum. Tabii yaşadıklarımdan değil, yaşayamadıklarımdan pişman oluyorum…
Gözümde canlanıyor dün gibi hatırlıyorum. Sevdiğimi özlerken ne de çekilmez olmuşum : ) Aşkım yanımda değilken dünyam durmuş, sürekli ağlamışım, o olsun yanımda başka biri olmasa da olur demişim, hep iç parçalayan şarkılar dinlemişim, söylemişim. Bilenler bilir tam bir bunalım yaratmışım ama akıp giden özlemimin güzelliğini bir türlü görememişim ne yazık dimi?
Şimdilerde anlıyorum ki çekilen her acı güzelliklere, sonunda gelecek türlü türlü mükâfatlara gebeymiş. Nasıl bilebilirdim ki o gün çektiğim o dayanılmaz özlemin her dakikasının beni bu günüme hazırladığını. İçinde bulunduğum, yaşadığım huzurumu mutluluğumu (maaşallah deyiniz: ) özleyin sabredin sizinde olur) o günlere borçlu olduğumu nereden bilebilirdim…
Haydi, gelin bundan sonra çiçek gibi özleyelim. Suyumuzu bekleyelim. ammaaaa beklerken de açmayı, misler gibi kokmayı ihmal etmeyelim. Belki uygulamak çok kolay değil ama deneyelim. En azından çaba gösterelim. Artık gidenlerin arkasından ağlamak yerine dönüşünü hayal edip sevinelim, dualar edelim tekrar kavuşmak için. Hayatta başımıza gelen her şeyin iyi yanlarını görelim. . Onu özlemenin, varlığını hissetmenin, sesini duymanın, aynı dünyada nefes alıyor olmanın, her güzellikte onu hayal ederek yaşamanın tadını çıkaralım.
Özlemenin zorluğunu bırakalım bir yana, özlediğimizin de bizi özlemesini isteyelim. Sonra da oturup ardından gelecek güzellikleri bekleyelim… Sevgilerimle...
7 Nisan 2008 Pazartesi
ÖZLEMDEN ÖDÜLE
Gönderen sufi zaman: 21:57
Etiketler: ELA'dan mektup
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder