İNSAN veİNSANLIK=kelime oyunu - SUFİ SAJA

.

"Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur."Kemal ATATÜRK .

14 Nisan 2008 Pazartesi

İNSAN veİNSANLIK=kelime oyunu
















Kuran’da” Kendi kitabını oku, bugün sana hesap sorucu olarak kendi nefsin yeter”<17/14>yazmaktadır. Nerede kendi kitabını okuyup siyahı beyazdan, doğruyu yanlıştan ayırabilme yeteneği! Bizler Eşeğin bile yaptığını yapamamakta, ayak diretip tekrar tekrar aynı bataklığa batışımızı tanımlamakta bile aciz kalmaktayız nedense.
Çünkü eşek bir kez bir yerde çamura batsa, öldürsen bir daha oradan onu geçiremezsin çamur kalksa yer kurusa bile.
Ya bizler! İnsan kalıbında yaşamayı hak kazanmış; düşünen, akıl, fikir sahibi Allahın halifem dediği en güzel surette yaratılan varlıklar, ya bizler neler yapıyoruz insanlık adına?......…

Allah rızası için doğru oturup doğru söyleyelim; aile içi ya da akrabalarca tacize uğramamış kaç kişi var aranızda. Hafıza kayıtlarımızdan clear tuşuna defalarca basıp sildiğimiz biz yanlış anlamışızdır gibi yanılsamalarla gündemden düşürdüğümüz, kendimize” itiraf edersen aşağılanmış gibi hissedersin kendini” dediğimiz hiç mi tacize uğramışlığımız olmamıştır. Sözle, Gözle, elle ya da bilindik başka yaratılmış organlarla kendi çemberimizin dışına çıkıp diğer çemberlerde cirit atıp koşturmadığımız olmuş mudur acaba? Kendimize de dönüp bakmalıyız bir kez. Taciz illa da CİNsel taciz olmayabilir. Bir annenin oğluna;
” Hayır, o kızla evlenemezsin eğer evlenirsen sütümü sana helal etmem” deyişi bile taciz değil mi sizce? Sanki sütü emek vererek üretiyormuş gibi… Anne çocuğunun tecavüz zanlısı olduğunu öğrenir inanamaz;
“ Ben onu el bebek gül bebek büyüttüm, benim oğlum öyle bir şey yapmaz der.
Ama küçükken belleğine doldurduğu kızlarla ilgili engramların hiç ayırdın da değildir. Sünnet fasafisosu örneği:
Senin organın için düğünler şenlikler düzenledim seramonisi, en büyük en yüce en tapılası en en en imajının verilmesi…
Babanın “Ayağı sandalyede oturduğunda yere basan her kızla beraber olabilirsin ” gibi sözlerinin ardındaki geri beslenişlerle çocuk kendini bir şey sanır.
Çapkınlıklarıyla gurur duyar sırtını sıvazlar, bir kızdan ayrıldığında acı çekiyorsa oğlu;
”Olsun oğlum, o olmazsa başkasını alırız bir kız bile sana az “der.
“ Karı gibi ağlama, o karı işi, karı gibi sevme gibi” beslenir beslenir bu günlere getirilir. Erkek insanlıktan işte böyle çıkarılır.
Yeşil renk tutkunu fotoğraf sanatçısı Pippa Bacca’ya tecavüz eden, yetmezmiş gibi boğazlayan cani sapık Mustafa Karataş işte bu günlere böyle getirilmiş olmalı.
Kız çocuğunun ilk kadınlığa adaylığa geçişi kutlamalara konu olmazken, erkeklere uygulanan bu çifte standart protesto edilmeli, baş kaldırılmalı bu acımasızlıklara. Erkeğe tacizlere neden olan organının burnundan parmağından yanağından daha önemli olmadığı öğretilmeli. İnsan olmanın kuralının yürekten geçtiği, sevginin hoşgörünün ayrım gözetmeden her yaratılmışta hakkın varlığının görülmesi, organınla ancak sevgiyle ve karşı tarafında rızası varsa” CİN-sel birleşme” değil ancak İBADET edebileceği anlatılmalı. Söze bile gerek yok, biz arpa ekersek tarlamızda arpa bitecektir, Badem ağacıysak ta badem vereceğiz emin olun. Hesap sorucu olarak kendi nefsimiz bize yeter. Bu ve bunun gibi olaylarda biraz da kendimizde aramalıyız nedenleri…*Dilek*
..
..

7 yorum:

[ fiкяiмiи iиcє güℓü ] dedi ki...

Sevgili Dilek, ne kadar da güzel anlatmışsın, insan olmanın erdemlerinden bihaber, insancık olmaya doğru hızla ilerleyen bizleri bizlere. Kendinin farkında olabilmek, bu kadar üstün vasıflara sahip iken, bir hayvandan bile aşağı hareket etmek niye? "Neden böyle olduk" un cevabını, sanırım yine öze dönüp kendinde aramalı insanoğlu.

Erkek evlatlarını yetiştiren ve onları şekillendiren de yine bir kadındır. Sonuna kadar katılıyorum, özellikle bu görüşüne.

Kalemine sağlık... Yüreğine sağlık.

Sevgiyle...

Adsız dedi ki...

Dünyaya kendimizi ulusal özgünlüklerimiz veya sahip olduğumuz nice değerlerle tanıtmak varken bakın şu Murat Karataşın yaptığına.Yine kötü reklamı yapıldı Türkiyemizin 3 sabıkası bulunan sapık vatandaşımızla.Ama ne diyelim yazık bize, sahip çıkamadığımız tüm değerlerimiz için.Dışarıdan bakıldığında erkekleri barış elçisine tecavüz edebilen ve kadınları çarşafa sokulmak istenen.İşin en kötüsü Amerikanın müstemlekesi olma yolunda hızla ilerleyen Türkiye için.Bir kez daha yazıklar olsun bizlere, eli kolu bağlı herşeye seyirci kalan bireylere...SDF

Yaşamın kıyısında dedi ki...

Sevgili Dilek,
Yazın çok güzel ellerine sağlık.
Dediğin gibi insandır insanı yetiştiren insansa eğer. Aile mirasıdır insanlık. Bize ailemizden kalan en büyük mirastır sevgi ve saygı.
Çocuk yüreğine sevgi ekersen insanlıktan nasibini alır yoksa yoktur.
Bahsi geçen şahıs ve onun gibiler çoğalmayada başladı.
Korkutucu gelmeye başladı bana. Sevgilerle..

Tabiat Ana dedi ki...

"Hesap sorucu olarak kendi nefsimiz bize yeter" ve ondan daha kuvvetli bir hesap sorucuda yoktur galiba...
Yazdığın her cümle çok güzel olmuş ellerine sağlık..
görüşmek üzere.sevgiler...

Berrin dedi ki...

erkek cocukların bu sekılde yetıstırılmesıne bende karsıyım..cok dogru tespıtler yapmıssınız..

sevgıler.

etki alanı dedi ki...

Ben çocuklarıma biraz daha güzel düşünceler tohumundan ekmeliyim...
Güzel gittiğimi düşünüyorum ama,oğlum için yeni tohumları ekmenin zamanıdır...13-14 yaş erkekler için dönüm noktası çünkü...Ne ekersek onu biçeriz...
Olağanüstü yazın için seni kutluyorum..
TüTü

sufi dedi ki...

Sevgili kelime oyuncusu arkadaşlarım: Anneler topluluğu oluşunuzdan mı geleceğe temiz düşünen, pozitif, hoşgörülü, sevgi dolu bireyler emanet edebilme aşkıyla dolu olduğunuzdan mı
bilmem hepinizi yürekten kutluyor ve kucaklıyorum.Yazılarınızla ve yorumlarınızla en güzel yarınlarda buluşmak umuduyla.Sizleri seviyorum.
Dilek