YİNE UFUKTA YOLCULUK GÖRÜNDÜ - SUFİ SAJA

.

"Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur."Kemal ATATÜRK .

1 Nisan 2008 Salı

YİNE UFUKTA YOLCULUK GÖRÜNDÜ


Yine ufukta yolculuk göründü. Sevgili İstanbul, sana geliyoruz. Sana ve bağrında bakıp havanla, nefeslerine nefes olduğun sevdiklerime geliyoruz. Eylül 2008 de ilk nefesini senin havandan ciğerlerine dolduracak minik torunumun tarihi mistik gizemli şehrine geliyoruz. Belleğime kötü anıların yansıyan aynasında karanlık görüntülerin yerleşip de çöreklenmediği tek şehir İstanbul, sana geliyoruz.
Nasıl kanatlarımı takıp da uçarak gelmeyeyim ki sana?......…

Kulaklarımda bıraktığın melodin, belleğime doldurduğun eşi emsali bulunmaz güzelliklerin. Birbirinden güzel çocukluk anılarım, salıncaklarım, tornetim, samandan bebeğim, ilkokulum, sahillerinde intiharını gördüğüm balinaların, çubuk şekerlerin, pamuk helvaların rengârenk geçmişim ve geçmişimin ilkleri hep senin bağrında saklı.
Bu yaşamıma senin kucağında "aşıkların mekanında" gözlerimi açtım Ben. Denizlerin maviliklerini, tarihin elle tutulur gözle görülür kalıntılarını sende elledim.İlk kez öpüşen iki kişiye Pendik'te tanık oldum,neyaptıklarını bilmediğimden şaşırdım.Kimselere birşey söyleyemedim. Geçmişinin ve geleceğinin imgelerini senin kıyılarında kurdum, kendi geçmiş ve geleceğimle birledim. Haydarpaşa Garında hala Sevgili Babacığımın hayali duruyordur eminim. Geçmişindeki acılı acısız aşk hikâyelerini önce babamdan dinledim, sonra seni ve bağrında yaşanan aşkları anlatan şairlerden yazarlardan öğrendim seni ve sende yaşananları.
Büyük aşklarını yaşatmak amacıyla Zeynep hanımla Yusuf kâmil Paşa’nın üsküdarda Nuh kuyusu semtindeki bostan tarlasındaki arsalarında ücretsiz hizmet vermek amacıyla yaptırdıkları “Zeynep Kamil Hastanesi”nde sabahın ilk ışıklarında bir kadın doğum yapıyordu o zamanlar. İkinci doğum yapması yasaklanmış bu kadının yani annemin 2.bebeğiyim ben. Doğurursan ölürsün demişmiş ilk doğum doktoru. Annem beni düşürmek için çeşitle çarelere başvurmuş o zamanlarda. Hamileliği sırası neredeyse her gece bir şişe rakı içmiş ama düşmemiştim işte. İstenmeyen reddedilen çocuğum o zamanlar. Ama inatla asılıyorum plasentama ve direniyorum yaşamak için. Göbeğimi Zeynep diye kesiyorlar. Annemde bende hastaneden sağlıklı çıkıyoruz, güçlü sağlıklı bir kadın oluyorum tüm yaşam sürecimde. Annem de 85 yaşında hala hayata bağlı ve vesveseleri dışında sağlıklı yaşadı ve yaşıyor bence Zeynep Dilek koyuyorlar adımı. Hürrem Sultan diye çağırıyorlar. Daha sonra öğrenince sultanın acımasızlıklarını kimsenin ağzına aldırmıyorum o takılmış adımı.İstanbul seni, sana gelince yeniden yazacağım.Belki de anılarımda yeniden doğacağım kimbilir.
..
..

6 yorum:

PEGASUS dedi ki...

sevdiklerim istanbulda o kalabalıgın içine karışıyorlar bensiz ... sabah kalktım telefona sarıldım belki gitmeden görürüm sarılıp kokunuzu içime çekerim diye ama telefondaki kadın neyazıkki kaçırdınız onları der gibi bagrınıyordu acımasızca.izmir boş,kalbim yarım kaldı gittiginiz yere neşe umut güzellik saçan sevdiklerim öpüyorum.istanbula martılara ve tanıdıgım herkese selam

Adsız dedi ki...

Sevgili pegasus'umuz seni oralarda bırakmadık ki seni gönlümüze sokup yola çıktık.Baktığımız ve gördüğümüz hergüzelliğe bizim gözlerimizle bakan ve gören sensin.Seni seviyoruz.sufiler.

Adsız dedi ki...

Siz İstanbul'u severken aslında geride kalmış güzel çocukluk günlerinizi,ilk gençlik heyecanlarınızı,aşklarınızı hasılı size ait anıları seviyorsunuz.Oysa şöyle bir çıplak gözle bakın bakalım İstanbul'a hiç de sevimli gelmiyor.Bir karışıklık,bir yorgunluk,stres altında yüzleri gülmeyen bir sürü insan.Hiç iş çıkışları otobüs duraklarını gördünüzmü özellikle kış aylarında ya da sabah erken? Hayat keşmekeşi içinde İstanbul'u sevmek zor.Ben şahsen sevmiyorum.
Yelda(İstanbul)

Yaşamın kıyısında dedi ki...

Sevgili Sufi,
Yüreğimi dağladın. Canım İstanbulumu anlatışın geçmişin özlemini duyuşun, nasıl da benziyoruz bilemessin.
Keşke İstanbula geldiğinde görüşebilsek çok çok isterim. Haberdar edersen yada istersen diyelim, seni bulabilirim.
Çok sevgilerimle,

sufi dedi ki...

Sevgili Nur, adını senin bloguna yorum yapanlardan öğrendim ,burcunun oğlak olduğunu da.Seninle ben de çok tanışmak isterim.Ancak bu sefer beni affet çünkü İstanbul trafiğini neredeyse hiç bilmiyorum.Bir de çok kısa kalacağım,çocukların zamanından çalmak istemeyeceğime de hak vereceğine inanıyorum.Sevgilerimle.Dilek.

sufi dedi ki...

Sevgili Yelda,inanıyorum ki sevginin tohumu insanın içinde yorum yaptığın gün sanıyorum parçalı bulutluydu yüreğin..Güneşli ve aşk dolu günler ve mutluluklar diliyorum sana.sevgiyle