Olgun insan güzel söz söylemesini bilen insan mıdır, yoksa söylediğini yapan insan mıdır?
Her gün her yerde boş vaatler veren insanlarla karşılaşırız hepimiz. Televizyonda insanları göz göre göre kandıran siyasetçiler, bahçelerde çocuklarına tutamayacakları sözler veren anne babalar, karısına seni seviyorum diyen ama bunu hissettirmeyen kocalar, kocalarına hiçbir emek vermeden sürekli karşılık isteyen kadınlar, çalışanlarına kıymet vermeyen patronlar vs…..
Her yerde çok kolay görülebilir bu insanlar. Doğruyu bilmek yeterli değil hiçbir zaman. Doğru bildiğini yapmakta her zaman iyi sonuçlar doğurmayabilir. Ama doğruyu bile bile yanlış yapmak, nasıl davranacağını bildiği halde gereksiz egolar yüzünden tam tersi davranışlarda bulunmak, gereksiz inatlar uğruna kalp kırma, en kötüsü bence.
İyi insan, olgun insan neyin nasıl yapılacağını bilen ve bunu aynen uygulayan insandır diye düşünüyorum. Çoğunuzun da böyle düşündüğünden eminim. Düşünceler icraata geçmedikçe söylenen her şey askıda kalır. Birine seni seviyorum diyorsanız her zaman her yerde her koşulda sevginizi göstermelisiniz, dibine kadar hissettirmelisiniz sevdiğinizi. Çocuğunuza verdiğiniz sözlerin tutulup tutulmaması zaten onun size geri dönüşleriyle belli edecektir kendini -tıpkı hayatın kendisi gibi- Birine gel diyorsanız ne yapsam da gitse diye diye düşünmemelisiniz. Tabi birde arada sırada yapılan HATALAR var ki onlara diyecek lafımız yok. Tabii tekrarlanmadıkça.
“Bilgelik; uygulamaya konmuş bilgidir.” Sözü ne kadarda güzel özetliyor düşüncelerimi. Her yerde her şeyi bildiğini söyleyen insanlardan uygulamalar bekliyoruz. Söylediklerinin aksini yapan değil, sonuna kadar sözünde duran insanlarla muhatap olmak istiyoruz. En azından ben bunu istiyorum. Doğruyu bilen değil doğruları uygulayan insanlarla yaşamak istiyorum.(z) DOĞRU olan da bu değil mi zaten?
Bunu isteyen insanlar adına bir nebze olsun bir şeyler anlatabildiysem ne mutlu bana…
....
5 Ağustos 2008 Salı
BİLGELİK: UYGULAMAYA KONMUŞ BİLGİDİR
Gönderen sufi zaman: 10:00
Etiketler: ELA'dan mektup
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
6 yorum:
Herşey bizim istediğimiz gibi olsa, dünyanın dengesi bozulurdu belki de bebeğim.gece@gündüz
iyi@kötü
beyaz@siyah
sevgi@nefret
bak hepsi birbirinin zıttı.Bütün organlarımızın bile zıt fonksiyonları var.Eller örneğin sever de döver de.Dilimiz örneğin sever de söver de.Biz inşaallah güzel olan seçeneği seçeriz öptüm seni.Dilek
Çok güzel birkonuya değinmişsin Ela.
Bunun en güzel örneklerinden birini Mevlana ile Şems in yaşantısında da görebiliriz. Mevlana Şems gelmeden önce çok bilgili bir din alimi idi. Birsürü öğrencisi vardı. Şemsle tanıştıktan bir müddet sonra Şems onun tüm kitaplarını suya atarak işin sadece bilgi ile kalmaması gerektiğini uygulamanın ne kadar önemli olduğunu ona göstermekle kalmayıp yaşatarak mevlananın Mevlana olmasını sağlamıştır.
SEVGİ İLE KALIN
bu yazdıklarını dile getirdiğinde çocuk olmakla büyümemekle suçlanmak ne tezat dimi,olgun,bilge değil de,büyümek,olgunlaşmak işbilir olmak demek çoğu için ne yazık ki
Çok güzel bir yazı sunmuşsun bizlere,hepsi doğru bir de şunu eklemek istiyorum,şunu yapıcam bunu yapıcam deyip bir hırsla kalkışan,fakat bu esnada sanki yapmış kadar olduğunu hisseden ve bırakan insanlar da var,ben onlara da bu yazıyla uyarıda bulunmak istiyorum,söylemek yapmak ile eş değer değil...
Kalemine sağlık...
Olgun insan söylediğini yapan insandır dediğin gibi.Çevresindeki yaldızlı sözlerle avutup yüreğinde farklı şeyler hissetmek olgunluk değildir..
Yani kalp dili ,dil kalbi yalanlıyorsa bu olgunluk olmayacaktır..
Başka bir penceren bakabilmektir olgunluk.Olgunluk farklılıktır ama kazanılması zordur..
Kalemine sağlık ,düşündük yine ,irdeledik hayatı :..
Yine düşündüren bir yazı düşmüş bloğunuza.
İnsanlar hissetmediği veya yapamıyacağı şeyleri söylerken sadece diliyle söyler, gerçegi yürekten söylenen gözlerle tasdik edilendir bana göre.
Yarım ağız söylenen sözleri duymaktan bu gerçeği kolay anlıyorum artık.
Sevgiler...
Yorum Gönder