3 yıl önce denize nazır, ailecek çok sevdiğimiz balkonumuzu çiçeklendirmeye heveslendim. Çocukluğumda annemin evimizin bir köşesinde yetiştirdiği o mis kokulu çiçekleri hep özlemiştim. Özellikle o mum çiçeğinin kokusunu hiç unutmam kapıyı açınca yüzüme vururdu, huzur verirdi bana.
Ha bugün, ha yarın derken bir bahçe çiçekçisine girip, derdimi anlattım. 'Ben balkonumun açan çiçeklerle dolu olmasını, hepsinin rengârenk çiçek açmasını istiyorum' dedim. Bir kaç saksı çiçek seçtik beraber. 'Abla' dedi sonra çiçekçi 'bak bunu al. Çiçeği açınca gelip bana teşekkür edeceksin, şaşıracaksın' elinde küçücük bir saksıda garip bir kaktüs duruyordu.
Bir adama baktım bir de kaktüse bu mu dedim içimden 'hadi be, bu açsa ne olur ki.' ..
Neyse çok sıcaktı ve yorulmuştum. Hayır demedim adamcağıza. Diğerleriyle beraber aldım getirdim eve. Büyük bir şevkle saksılarını, topraklarını değiştirdim hepsinin. Ama kaktüsün saksısı ve toprağı yeterli geldi gözüme. Güneş sever demişti adam o yüzden onu en çok güneş gören yere koydum. 1–2 ay geçti hepsi çiçeklerini açtı. Kimisi yerini beğenmedi değiştirdim. Suladım, onlara bakmayı çok sevdim, özellikle çiçekli olanları. Sevdiklerim de daha bir fazla büyüdü farkındaydım, sevgili Kaktüs hariç tabii. Sadece büyüdü o, ne taraftan geliyorsa güneşi o tarafa doğru büyüyordu. Pek fazla su da istemiyordu. Onun suyu güneşti...
3 yıl geçti gitti. Bu baharda topraklarını değiştirmek için işe kalkışınca elim ona gidiverdi. 'Ben bunu atacağım' dedim anneme. Boşu boşuna saksıyı işgal ediyordu. 'Görüntüsü de bi acayip'... Annem 'atma ben onun bir saksını değiştireyim' dedi. İtiraz etmedim. Neyse güzel! Çiçeklerimin arasında yerini aldı yine kaktüs. Diğerleri boy attı, çiçekleri o biçim... Nasıl mutlu oldum ama kaktüste hala tık yoktu işte. Ona öyle alışmıştım artık.
Geçen gün elimde su şişesi sularken çiçeklerimi gözüm kaktüsün saksısındaki kelebeğe ilişti aaaaaa dedim 'ne güzel kelebek'. Elimi attım hemen uçmadan görmek için. Aman tanrımmmm o da neee. Bu nasıl bir güzellik, Allahın bir mucizesi. Kelebek desem değil, denizyıldızı desem hiç değil.
'Kaktüsüm çiçek açtıııııı anneee bakkkkkkk.' Kendime gelmem 5 dakikayı buldu. Çocuklar gibi sevindim. Hemen çiçekçinin söylediği geldi aklıma 'abla çiçeğini görünce bana teşekkür edeceksin demişti şaşıracaksın'...
Hemde ne şaşırdım. O güzelliği görüp te şaşırmamak mümkün müydü? Baktım hatta bakmalara doyamadım, kıyamadım. Hemen resimledim, sizinle de paylaşmak istedim.
Veee hiç ummazdım ama onun sayesinde kendime bir hayat dersi bile çıkardım. Görünüşte hoşumuza gitmeyenler, inanılmaz güzellikleri de saklayabilir içlerinde dedim hemen . İnsanları güzel çirkin diye ayırt etmem asla ama hiçbir şeyi, hiçbir varlığı güzel çirkin demeden sevmek gerektiğini hatırladım sayesinde, o güzel kaktüs nasıl da ders verdi ama. Keşke açmadan görebilseydim içindeki güzelliğini. Onu daha önceden sevseydim daha önce açar mıydı sizce?
Bu arada bu yazımı aramıza yeni katılan ATA’ ya armağan etmek istiyorum. Umarım onunda içinde hep güzellikler açsın. Her mevsim.
Sevgiyle.....
15 Eylül 2008 Pazartesi
KAKTÜSÜM ÇİÇEK AÇTI
Gönderen sufi zaman: 11:32
Etiketler: ELA'dan mektup
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
6 yorum:
Ela yengemiz...Böyle güzel ve anlamlı bir yazıyı Ata'ya armağan etmen bizi çok gururlandırdı...Umarım Ata'da görünmeyen güzellikleri keşfedecek kadar duyarlı bir insan olur..
Sevgiyle..
Hülya
Gerçekten çok hoş duruyor ama,kaktüsleri severim,alma kararınıda şimdi verdim,sevgiler...
Kelebek çiçeği açan kaktüsüne de, balkonundaki anne-baba ve çocuk güvercinlerine de sevgiler.Ellerine sağlık bebişim.Seni,oğluşumu ve Egemi çooook öpüyorum. Tontini
hepinize teşekkür ederimm...
Tontinimm; balkon sohbetlerimizi özledik bizzzz bilginizee;) sçs
bana okursan yorumda yap havamız olsun demiştin..okudum ve çok etkilendim yazdıklarından kuzen..sen neymişsin be..sana,senin sevdiğine,ve o güzel egeme bir ömür mutluluklar..bütün güzellikler sizi bulsun..
Teşekkür ederim canımmm benim. Allah ayırmasın sevdiklerimizden bizi..
Yorum Gönder