NARNARR MIRNAV - SUFİ SAJA

.

"Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur."Kemal ATATÜRK .

4 Kasım 2008 Salı

NARNARR MIRNAV













Şerafettin ile tanışmamız 15 yıl kadar önceydi. Bir sonbahar günü, İzmir Güzelyalı’da kira ile tuttuğumuz evin bahçe duvarından yanımıza atlayıp nasılsa kendi diliyle “hoş geldiniz “ demişti bizlere. Yakın plan fotoğrafı çekilse, millete “aslan” diye yutturabilmemiz mümkün olabilecek irilikte, kocaman kafalı kir-pas içinde bir kedicik işte. Adı bizden önce neydi, bilmiyorum ama bizden sonra Şerafettin oldu.
Kötü kedi Şerafettin: Korkusuz,

cesur, azimli, kıskanç bir kedi. Zaman içinde öğrendik bu tür huylarını.5 Yıl biz evde, o bahçede birlikte yaşadık.Asla vazgeçiremedik evde bizimle birlikte yaşama operasyonlarından.O inat, biz inat…Kapıyı aralık görse koca kellesini taak diye kapıya toslar,fütursuzca ağır ve cesur adımlarla salona süzülürdü kedi adımlarının sessizliğinde.Anladık ki vazgeçmeyecek bu tür neticesiz deneyimlerden, bari beyefendiyi bir güzel yıkayıp eve alalım dedik.File geçirip başından aşağıya, soktuk banyoya, ama ne mümkün feryat figan kurtuldu elimizden.Biz de böylece:”Sokak kedileri sokakta yaşar.”diye koyduk kuralımızı.Şero beyaz peynir yemez, kaşar peyniri sever.Şero pişmemiş et yemez, pişmişini yer, ciğeri etten çok sever vs vs.Öğretti bize tercihlerini.Acıktı mı “ennnnneee! narrnar mırnav” der ve alır nasibini.Artık kabullendik kedi bir oğlumuz olduğunu.
Eve girmesini istemediği negatif kişiler olduğunda, eşiğe boylu boyunca yatar, kapıdan geçirmezdi o kişiyi. İnsanlar zaman içinde huyunu öğrenince bahçe kapısından:
“-Dilek ablaaa şu kedini tutsana sana gelecez geçirmiyor bizi” diye bas bas bağırırlardı. Problemleri olan dostlarım gelip dertlerini döktüklerinde, içerde gözü yaşlı, gönlü yaralı birileri olduğunda, Şerafettin dışarıda öğürür böğürürdü aynı aslanlar gibi. İnsanlar içlerini döker rahatlar giderler bu sefer şeroyla uğraşırdık. Okşar, sever, mutlu etmeye çalışırdık onu. Kedilerden fobi derecesinde korkan ve sevmeyen bir dostum da fark etmişti” ben ne zaman gelsem bu kedicik öğürüyor.”deyip duruyordu bana. İnanılmaz problemler içinde olduğu bir gün yine kedicik başıyla kapıyı açıp içeri girdi ve arkadaşın kucağına yayılıp oturdu ve büyük abdestini salıverdi tertemiz kucağa… Bu titiz arkadaştan Şero hakkında tek bir eleştiren kelime duymadık Allah için. Kızmadı bile.
Günlerden bir gün bizim evde “dertliler günü “toplantısı vardı sanki. Herkes anlaşmış o gün ziyaretime gelmişti. O akşam Şerafettin ölüyor zannettim. Ağzından, burnundan, idrarından kan geliyordu. Boylu boyunca yere serilmiş ara sıra debelenip duruyordu. Can çekişir gibi. Ne yapacağımı şaşırdım. O ara en küçük oğlum:
“-Biz hastalandığımızda bizi nasıl iyileştiriyorsan, o da senin oğlun onu iyileştirmezsen, oğlunu ölmüş bil” dedi ve gittiii.
Beni bu sefer aldı mı bir telaş, dualarla sarımsaklı yoğurtlar mı yedirmedim, kremlerle ağzını burnunu mu sıvazlamadım, eren evliyadan yardım mı istemedim, neyse böylece sabahı ettim. Şero yerde yaralı aslanlar gibi yatıyor. Bende eve girip bir iki saat uyuyayım dedim. Uyandığımda Şero’cuğumun yattığım odanın camında “ mirrevn ennnneeee miyavvvv” diye bana seslenmekte olduğunu duydum. Siz sevincimi tahmin edin artık. Yattığı yerdeki kanları yıkayıp temizleyip onu da yemeğine kavuşturdum.
Bir gün erkek kardeşim tutsak, iş arkadaşım Cem ve ben otururken, Cem’in bunalımlı bir günüydü herhalde ki”Keşke insan kılığında şu dünyaya geleceğime Şerafettin olarak gelseydim “deyip hayıflandı. Beş dakika geçmemişti ki bahçe duvarından bakan köpeğin birine yerden bir metre yüksekten yılan gibi uçan Şerafettin’i görünce: Cem’in “tövbe, tövbe kedi olmak ta zormuş yahu…”dediğini hatırlıyorum.5 yıl böyle hikâyelerle gelip geçti ve aynı sokakta daha büyük bir eve taşındık tabii kedimiz de bizimle geldi. Yine 1. katta oturacağız limon, nar, erik ağaçlarının gölgelediği bahçenin içindeki kepenkli evde. Ancak, dev köpekleri bile korkutan Şero yeni evimize her gün yemek saati bir kedicikle birlikte geliyor ve kendisi kenara çekilip yemeğini ona yediriyor. Hepimiz şaşırdık ve “ İyi sıhhatte olsunlar” demeyi ihmal etmedik. Bizim Şero yemeğini paylaşıyor, olacak iş değil! Sanki kendisinin kopyası bu kediciğe kafasını sallayıp “ye, hadi” diyor.
Yeni misafirimiz dış görünüş olarak Şeromuzun aynı torunu mu ne? Ama huyları başka: nazik ince, duygusal mahzun, mazlum yemeğini patisiyle yiyor kibar mı kibar. Birisi ne kadar saldırgansa, öbürü o kadar itaatkâr. Biz de bu yeni misafire Prenses adını koyduuk. On senedir birlikteyiz kendisiyle. Kapımızı beklemekte.
Şero’ya ne mi oldu, Prensesi getirdiğinin 15. günü hasta Babamı ziyarete hastaneye giderken yolda önüme çıktı bana bir şeyler anlattı “tamam, Şerocum akşam size mama getireceğim hastaneye gidiyorum şimdi” dedim. O hala bir şeyler anlatıyordu kafasını yukarılara kaldıra indire, ama ben pek bir şey anlamıyordum o an.
“Ben akşam gelmeyeceğim, gidiyorum artık, sana Prensesi emanet bıraktım ona iyi bak.”dediğini sonraki gün anladım ne yazık ki. Bunları nereden mi biliyorum bana rüyalarımda yine O anlattı. Onu ne dostlarım ne de ben unutmadık. Sevgilerimle.
...

23 yorum:

Adsız dedi ki...

:( Çok üzücü sonla bitti güzel Şero'nun hikayesi.

Bizim evde de iki tane ufaklık var ve birgün maalesef aynı sonla karşılaşacaklarını bilmek o kadar içimizi acıtıyor ki.

Aydan Atlayan Kedi dedi ki...

Kedileri çok ama çok seviyorum. Kişilik sahibi bence onlar. Belki de bu yüzdendir bu kadar sevmem. Şero'ya da bayıldım keşke onu görmüş olsaydım.

Aylin Ünlü dedi ki...

Çoğu zaman insandan daha insan olduklarını düşünüyorum,sonu üzücü oldu gerçekten.O'nu görmüş olman ve konuşman kendi dilinde büyük şans...

Biraz dedi ki...

Duyarli kediymis hakikaten Serafettin...bir de derler ki olecekleri zaman giderlermis...yakinlarinin yaninda olmeyi istemezlermis...Blogumda kedi olmak diye bir yazim var...zamaniniz olunca bir bakarsiniz (http://hayattanmasallardanbiraz.blogspot.com/2008/10/kedi-olmak_15.html) Sevgilerimle.

glgn dedi ki...

çok duygulandım..bizim sabo'da gitmeden önceki gece,hiç sarılmadığı kadar sarıldı,birlikte neredeyse kucak kucağa sabahladık..bilemedim..bilemezdim.bir daha gelmedi..kedileri çok seviyorum çok.elimde olsa her gördüğüm kediyi alacağım evime..sevgilerimle

Haccecan dedi ki...

bu yazıyı okurken yüzüm kırk şekle girdi. İlk satırlarda tebessüm, ilerki satırlarda şaşkınlık, ilerleyen satırlarda duygusallık, sonunda ise hüzün...
gönlünüze sağlık.

[ fiкяiмiи iиcє güℓü ] dedi ki...

Şerafettin beni ne kadar etkiledi. Bir çok insandan çok daha duyarlı bir kediciğin hüzünlü sonunu okuyunca ağladım desem.:((

beenmaya dedi ki...

sevmiyorum diyemem ama çok haşır neşir değilim kedilerle. köpekler tercihim genelde. ama burada ardarda öyle çok ve güzel kedi hikayeleri okudum ki sanırım artık sevmeye başlıyorum :))

Ela'dan Mektuplar dedi ki...

Beni tam yüreğimden vurdun tontini. İçimdeki yarayı sen az çok bilirsin. Hepsi ayrı bir karakter. hepsi ayrı bir varlık işte ve hepsi yeni şeyler öğretiyorlar bize. Aklıma kucağımda ölen boncuğum, yatağında, uykusunda ölen yumağım geldi. Veee güzel Lilim:(((
Evinize ilk gelişimde de beni ilk karşılayanlardandı prenses...Her ne kadar Şeroyu tanıyamasamda sevgisini içimde hissettim...

tutsak dedi ki...

beni bile ağlattın alacağın olsun senin :D

etki alanı dedi ki...

Beni duygu karmaşasına koydun arkadaşım...
Babamın ismi Şerafettin! Kahkahalarla güldüm yazının başında...
Okudukça,yıllardır evimize aldığımız kedilerimiz aklıma geldi....Her biri ayrı tad bırakarak ayrıldılar hayatımızdan...Ama en unutamadıklarım,"paşa","kınalı" ve dört öksüz ve yetim kedilerim"çırmık,sütlü,obur ve kınalı "oldular....
Şimdi "gazoz"ve "Ayran"bizdeler ve ev ve bahçe arasında ,kah benim tercihim,kah onları tercihiyle bir yaşam içindeyiz.
Şu sıralar bolca resimlerini çekmekteyim.Yakında bir post'da benden gelecek bu konuda....
Bu yazında da ağlattın ya beni,daha ne diyeyim sana...
On ikiden vuruyorsun beni....
Sevgiyle kal arkadaşım..
TüTü

serencam dedi ki...

Olaylara ve her canlıya öyle farklı gözlerle bakıyorsun ki..Bir kediden bir ruh çıkarmışsın ortaya..Ne diyeyim kediler çok yakın olurlar insana..Ama işte tıpkı insanlar gibi onlarda çekip gittiklerinde üzerler insanı ...

sufi dedi ki...

Sevgili Jazzistan; İki ufaklığa narnar mırnavdan sevgiler gönderiyorum.

Sevgili kedi'cim"Aydan atlayan"Kedileri ben de çok seviyorum gizemli sihirli ve büyücüler onlar ..

Sevgili aylin Yaprak;
hayvan sıfatlarını atamamış insanlarla örneğin "tilki sıfatlılar"la birarada olmaktansa insan gibi hayvanlarla bir arada olmayı tercih edenlerdenim. Sevgilerimle.

sufi dedi ki...

Sevgili Biraz;"kedi olmak" yazınızı okudum.Kedili yazıları birleştirip kedi hikayeleri kitabı bastırmalıyız.Onlar pozitif enerji ölçerleri gibiler.Seviyorum kedileri ama en çok da şero'yu sevdim.

Sevgili glgn Senin Sabo'nla benim Şero'm buluşmuşlardır inşaallah.Ölülerini göstermeyen saklayan başka duyarlı hayvan var mı acaba? Sevgilerimle.

sevgili Haccecan ben de yazarken çok şeyi kırptım kestim kısalttım okuyan sıkılmasın diye ..Ama kendim okurken sonunu okuyamadım ağladım çünkü özlemişim şero'yu demek ki.

sufi dedi ki...

Sevgili Fikrimin ince gülü ben de okurken ağladım nedense.Sevgilerimle.

Sevgili Beenmaya kedilerin o kadar gizemli halleri var ki onları takip etsen olacak olayları bile onlardan öğrenebilirsin.Bir de pozitif alanı çok iyi tesbit ediyorlar.Sev onları ne olur.

Sevgili Ela'm bir de Şero'yu tanısan çok severdin, kocana sor onu anlatsın sana.Sevgilerimle.

sufi dedi ki...

Sevgili Tutsak,canım kardeşim yorum yazamayışından anladım ne kadar üzüldüğünü.Çünkü benim kadar sen de onu iyi tanıyordun.Sevgilerimle.

Sevgili etki alanı kedimizin adıyla babanın adının aynı olmasından dolayı özür dilerim.oysa insan isimleri pek koymazdım ama sufi-Cem koydu bu ismi çünkü çok kirli ve salaş
fırlama birşeydi kedicim.Leman dergisinden esinlenmişti.Senin kedilerinin hikayelerini de bekliyoruz .Öptüm dilek.

Sevgili Birikim inan ki o ruhu, kedide yani Şero'da gören sadece ben değilim.O bir kediler padişahıydı onu her gören bunu kolayca farkedebiliyordu.Sevgilerimle.

serencam dedi ki...

Sufim derdim seni tekzip değil..Mutkal dediğin gibidir..Ama sende dünyayı farklı gözlerle seyrettiğini bilmelisin..Buda yaşadıklarının sana kattığı basirettir..Sevgiler..Hayırlı sabahlar..

sufi dedi ki...

Sevgili Birikim'cim
Yorumun için teşekkürler.Basiretli yakıştırman; her nereye bakarsak bakalım hakkın varlığının orada olduğunu düşünmeye çalıştığımızdandır.Sevgilerimizle.

Buzcevheri dedi ki...

Benim de iki kedim oldu. Ayrılmak zorunda kaldım. İnsan nasıl da bağlanıyor bu hınzırlara. Yazının sonunda gözlerim doldu ya. Böhüüü''

glgn dedi ki...

ben yeniden geldim suficim..şeronun resmine bakmak için de geldim bir kaç kez..ve senin de söylediğin gibi bizim kedicikler buluşmuşlardır bence de..sevgiler sana..

sufi dedi ki...

Sessiz,glgn ve onlar
üçü de senmişsin meğer
yeni anladım İzmir'deymişsin
Gönülden ve İzmir'den sevgiler.

sufi dedi ki...

Buuuz cevHE ri O va LA ra yayılır yeni imajın muhteşem olmuş. Tebrikler.

Brajeshwari dedi ki...

Şeronun koca patisinden öpmek istedim.Ne güzel iyi bakılmış, mutlu yaşam sürmüş,sizi de korumuş..Sonra bir de, sizi emanet bırakmış arkadaşına..Onlar 9 canlıdır. Ölmezler ve mutlaka başka bir kedi olarak çıkarlar karşınıza...