İNANÇ, AŞK ve BARIŞ - SUFİ SAJA

.

"Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur."Kemal ATATÜRK .

11 Nisan 2009 Cumartesi

İNANÇ, AŞK ve BARIŞ


Dünyanın en başarılı ressamlarından sayılıyordu ama içinde tuhaf bir sezgi yıllar sonra anımsanmasını sağlayacak en önemli yapıtını henüz yapmadığını söylüyordu. Karar verdi, “En güzel şeyin “ resmini yapacaktı. Günlerce düşünmesine karşın, kafasında tam olarak neyin resmini yapacağına ilişkin bir düşünce oluşmuyordu. Aradığını bulmak için dalgın dalgın yürüdüğü bir yolda, karşısına çıkan yaşlı adama sordu:
“Dünyanın en güzel şeyinin resmini yapmak istiyorum, ancak ne yapacağımı bilmiyorum. Bana yol gösterebilir misiniz?” dedi. Yaşlı adam ressama kendi düşüncesini söyledi:
“ Aradığını her hangi bir mabette, bir Tanrı evinde bulabilirsin oğlum” dedi. Ressam yoluna devam etti. Az ilerde nikâh salonundan çıkmış balayına gitmek üzere olan bir çift gördü. Bu kez çiçeği burnunda geline sordu aynı soruyu:
“ Sizce Dünyanın en güzel şeyi nedir?” Gelin eşinin gözlerinin içine sevgiyle bakarak yanıtladı ressamı:
“AŞK” dedi.” Aşk, fakirliği zenginliğe, gözyaşlarını gülümsemeye döndürür. Azı çok yapar. Onsuz güzellik olmaz.”Duyduğu bu iki ayrı açıklamayı düşünerek yoluna devam eden ressamın karşısına yorgun bir asker çıktı bu kez. Ressam aynı soruyu ona da sordu. Yüzünde yaşadığı ve gördüğü olaylardan derin izler taşıyan asker fazla düşünmeden yanıtladı ressamı:
“Dünyanın en güzel şeyi BARIŞ, en çirkin şeyi de savaştır” dedi. “Barışı bulduğun yerde güzelliği mutlaka bulursun.”Sorusuna aldığı yanıtlar ressamı rahatlatacağına daha da kederlendirdi.
“İNANÇ, AŞK ve BARIŞ” nasıl çizilebilir, nasıl anlatılabilirdi? Evinin önüne geldi. Dalgın bir halde kapıyı açıp, içeri girdiğinde dünyanın en güzel şeyinin tüm yanıtlarını bulduğunu anladı.
“Babacığım” diye kendisine koşan çocuğunun gözünde inancı gördü ve Tanrı’ya onu kendisine verdiği için teşekkür etti. “Hoş geldin” diyen eşinin gözleri aşkla aydınlanmıştı. Ve evinde, askerin sözünü ettiği barış ve huzur vardı. Hiç zaman kaybetmeden tuvalinin karşısına geçen ressam, kısa bir süre sonra en güzel resmini tamamladı. Tablonun adı: “YUVAM” dı.

Hikâye: W.O.Goodwin’den alıntı.

14 yorum:

Belgin dedi ki...

Sevgili Sufim, evet ya, dünyanin en güzel yeri, bu ücünün birlestigi yerdir:) Dünyada kimselerin yuvasiz kalmamasi dilegiyle

Sevgilerimle

Yaşamın kıyısında dedi ki...

Çocukla bütünleşen mutluluğun resmi.
Daha güzeli olamaz.
Sevgiler...

guguk kuşu dedi ki...

canım tontinim,
2 dakika önce telefonda halamla eşlerimiz çocuklarımız için dualaştık. sonra yazını okudum. tevafuk işte. evet haklısın en güzel şey yuva. rabbim sevdiklerimizden ayırmasın, acılarını göstermesin. düşünsene evimizden daha rahat yer var mı?

kubra zeynep kara dedi ki...

evim, evim, vah evim, gönül bucağı evim!
tadım, rengim, ışığım, anne kucağı evim!
n.f.kısakürek

Brajeshwari dedi ki...

""Evdeki huzur, gerçek zenginlik budur"" öyle bir söz geldi bir de aklıma Suficim...

öperim seni..

aysema dedi ki...

İşte ben bu yüzden evimi çok seviyorum...
Sevgiler...

Savaş Çocuğu dedi ki...

uzun yıllar göcebe gıbı bı hayat yasadım. berbat bı gençlik donemi.. herşeye asi gelinirmi ben geliyordum. cok memleket gezsemde cok guzel evlerde kalsamda, evimdeki o huzurun tadına hıcbır yerde varamadım. sımdı sadece tebessumler kaldı o günlere. kocaman tebessümler. acır gibi kendi halime :) perimin siteden uzandım buraya arka fondada pperimin kanrevan parcası çalıyor, biraz garıp bı yorum oldu ama sanırım dolmuşum :( hayırlı sabahlar.

öykü dedi ki...

Ben de tam bı ev kusuyum
nerde olursam olayım
eve döndugumde huzur buluyorm..

sufi dedi ki...

Sevgili belginim;
Dünyanın her neresine gidersen git istersen bu gidiş tüm kadro olsun, eve dönüş yolunda sevinmeyen yoktur sanırım.
Sevgili can dostum;
Çocukların büyümelerine tanık olan odalar ve duvarlar, koruyan kollayan kollar gibi mi algılanıyor acaba? Dilerim çocukların o sevimli sesleri doldursun tüm yürekleri.
Sevgili gugukkuşum;
Çekirdek aile ne kadar mutluluğunu artırır ve kıymetini bilirse birbirinin evrenin selamet kapıları o kadar çok aralanıyor.

sufi dedi ki...

Sevgili kubra zeynep kara;
Gönül bucağı, anne kucağı,neşenin ve kederin paylaşılıp onore edildiği, başımızı yastıklara huzurla koyduğumuz can evimiz.
Sevgili Brajeshwarim;
Huzursuz bir ziyafet sofrasında olmak yerine, evlerindeki tek kap yemeği sevdikleriyle paylaşmayı tercih edecek ne çok dostumuz vardır değil mi?
Sevgili Aysema;
Sevgin artsın eksilmesin canım, Ah bir de torunun seni karşılasa daha da güzel olur değilmi?

sufi dedi ki...

Sevgili savaş çocuğu;
Öncelikle hoş geldin, sefalar getirdin de neden savaş çocuğu ismin?
Göçebe hayatla savaşıp huzuru mücadelelerden sonra bulduğun için mi? O zaman evinin kıymetini daha çok bilirsin.Kendim sordum kendim cevapladım gördün mü?
Sevgili Öykü;
Evimize aldığımız bir demet çiçekle bile tüm eşyanın sevincini algılamışsındır herhalde.Evlerimizi mutluluklarımızla sevindirelim canım.

Ela'dan Mektuplar dedi ki...

Yazmıştım ya evimin kokusunu seviyorum ben. Rahatlığını, huzurunu ve özgürlüğünü. Nerede olursam olayım, ne kadar rahat olursam olayım illa evim de evim:)Şu aralar yine evimin başka bir mekanda, başka bir şehirde olmasını istesemde gittiğim yere evimi de götürmek istiyorum:)

Adsız dedi ki...

O kadar güzel anlatılmış ki yazıda mutluluğun resmi...

Kendime sen bu resmin neresindesin die sorasım geldi :D

Sevgilerimle;

sufi dedi ki...

Sevgili Elam;
Bugünlerde yine hayallere mi daldı çemkiren boğam? Ankara Ankara güzel Ankaram dedikçe rüyana giren o depremi hatırlıyorum hep.Dilerim yuvanız nerede olursa olsun mutluluğunuz artsın eksilmesin canım.
Sevgili ayışığım;
Sana anne diyen o güzel çocuğunun ve seni senden çok sevip kollayacak olan sevdiğinin nefesleriyle güzelleşecek mekanın resmini belki bir gün yapar ve o yuvana getiririm canım.