Volkan Kemal arkadaşımız aşağıdaki satırlarında sufi ailesine yönelik samimi sorularını satırlara geçirmiş. Dostun, CESARET yazımıza içten yorumunu ve kısaca cevabımızı sizlerle de paylaşmak istedik.
SORU:
Merhaba
Ben de "cesaret" edip bir şey sorma cüretinde bulunmak istiyorum:
Blog'unuzun başında "Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur" özdeyişi var M. K. Atatürk'e ait olduğu söylenen, İsmet İnönü tarafından kaleme alındığı varsayılan "Gençliğe Hitap”ın en son cümlesi..Türk Gençliğine böylesi hitap.."Sufi""Sufizm" düşüncesiyle/felsefesiyle bağdaşıyor mu?
Mesela, benim kanımın "asil" olup olmadığını nereden ve nasıl anlamam ve ispat etmem gerekecek.
Asillik unvanı, neye, kime nasıl neden verilir?
Asil olmayan, kanları sulandırılmış olan (!) "kölelerin" özgür yasama/konuşma hakki ellerinden nasıl alınır..?
Bu tür soruları sorunca, deşince, işin içinden "Çapanoğlu mu" çıkar?
Dostlukla
Vkemal
Ve CEVABIMIZ:
Biz sufi- saja yı hayata geçirmeye karar verdiğimiz ilk gün itibari ile tüm dinlerin esas öğretisinin: insanın iç dünyasında var olan büyük kudretin farkındalığına varma ritüeli olduğu bilinciyle yola çıktık. Allah’ın yukarılarda bir yerlerde değil de İnsanın içinde (şahdamarından da yakın)olduğu mesajını naçizane bir şekilde verme fakirliği içerisinde geliştik. İsmimizin sufi oluşu nedeni; bize daha önceleri yasaklar ve günahlar, cehennem zebanileri portreleriyle diretilerek öğretilmeye çalışılan, dinler anlayışının dışına çıktığımızın anlaşılması duruşudur. Bu anlayış nedir sorusuna ise; yüz yıllardır semavi dinlerle söylenmiş sözlerin söz söylendikten sonra başkaları tarafından değiştirilmiş olmasından kaynaklanan sebepten dolayı, anlayamadığımız İnsanın İnsan olması öğretisidir. İnsanın insan olması öğretisi ise gördüğümüz her yaratılmışı kendimiz olarak bilme (köle-efendi diye) ayırmama anlayışıdır kısaca(zor olsa da.)Yaşam bizi her an olgunlaştırıyor, bilincimiz ve bakış açılarımız değişiyor. Bloğumuzun başındaki bize göre kutsallığı şüphe götürmez yüce önder Atatürk’ün bu sözünün derinine inildiğinde çok ufak bir duruşunu anlatmaya çalıştığımız sufizmle nasıl bağdaştığını daha iyi anlayacağımızı düşünüyoruz. İnsanoğlu hep arar: hayatı ve hayatın anlamını, ne olduğu, ne olacağını, nereden gelip, nereye gittiğini. Bu söz işte, bazen ufak sözlerin ne kadar önemli mihenk taşı olduğunu gösteren bir sözdür bize göre. “Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur” sözü bizim için, Kuran ayeti gibi: Aradığın sende, uzakta değil Anlamı taşımaktadır.
Bizleri bu güne kadar yakından takip edip, zaman zaman takdir eden, imajımıza ters düşen sözlerimizi tesbit ettiklerinde, bizleri samimiyetle uyaran blog dostlarımız bu konuda ne düşünür acaba dedik ve bu soru ve cevabımızı burada yayınladık?
Sevgilerimizle.Dilek-Cem
16 Haziran 2009 Salı
BİR SORU , BİR CEVAP ve SUFİ BAKIŞI
Gönderen sufi zaman: 20:10
Etiketler: DİLEK'ten mektuplar..., SUFİ
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
11 yorum:
Bugun bir pedagogla sohbet ediyorduk. Oturdugumuz okul lobisindeki Ataturk'un Genclige Hitabini gosterip insan istedikten sonra Tanri'yi burda da gorebilir dedim gulerek :)
Saka gibi degil mi :)
Allah goren goz ihsan eylesin...
ASKla
Sevgili Hüma kuşum;
Sen bu yorumu yazdığın dakikalarda Ayyüzlüm de beni aradı "sana, İstanbul'da olduğunu haber vermem için"...Herşeyin gerçek ve bilincin tek olduğunun en güzel isbatı.Aşkla gören gözlere kavuşmamız dileğiyle.Sevgiyle.
iki emailden de yolladim numarayi, hala eline gecmezse bana sen yolla numarani hemen ararim seni
Sevgili Sufi dost,
M.K.Atatürk ü kutsallatıran yazınızı okuyunca şaşırmadım.. Kemalizmin bir din olduğu savını ortaya atanlara hak verdim...dinde dinin yayıcısının bile kurtsanmayacağını.. tanrıdan başka kutsanacak birşey bulunmadığını öğrenme hatasına düşmüşüm demekki..
Kan ın asilliğini ölçen bir aletin olup olmadığını.. kırbir ayrı dil din ve kültürden oluşan anadolu insanının kanının "asillik" oranının ne olup olmadığını soruma eklemeyi unutmuşum...(!)
Soru sorma cesaretimden dolayı beni mazur görünüz..
Sanırım burada asıl üzerinde durulması gereken o sözün altındaki manadır.Bazı sözler vardırki;
dümdüz basit bir kelammış gibi görünür velakin aslında manasıyla derinliktir.
Atatürk'ün bu sözünü, içinde
olunulan tarihi şartlarda düşünürsem,
kendine "hasta adam" denilen, manda sistemi ile yönetilmek
istenilen bir ulusun evlatlarına, "sen değerlisin", "bir baksan
kendine, bunu göreceksin"mesajını alabilirim.
Asalet insanın özünden gelir,
insan kendini sadece bedende bilince, sefilinde sefili olabilir,insan
kendini O'ndan ayrı sanınca, adinin de adisi olabilir, bunlar maddenin illüzyonlarıdır.
Hiç bir can ne adidir, ne de sefildir, özünde her can, asalet taşır, çünkü O'nun yansımasıdır.
Ancak her yorum kişiye özgüdür,bu yaptığım yorumda nihayetinde ayrı bir benlik algısına sahip olan egomla yapılmaktadır,
yorum adı üstünde illuzyonu nasıl anladığıma dairdir ve hiç bir yorum,
gerçeği anlatmaz, sadece nefsin "evet yaa ben haklıyım" sesini yükseltir inancındayım..
Sevgili Volkan Kemal;
Asillikle ilgili soruna Sevgili DÜŞ cevap vermiş.
Sevgili Düş;
Nasrettin Hoca,hikayelerini çocukken okurdum ama sözlerini ancak şimdi daha iyi anlayabiliyorum. Hikaye şöyle; Hoca yaşadığı yerde bir dönem kadılık yapmaktadır.Bir gün iki adam,Nasrettin Hocaya gelerek birbirlerinden davacı olurlar.Hoca adamlardan birini dinler ve ona -Sen haklısın,der Diğer adam itiraz eder.
Hoca onu da dinler.Adama -Sen de haklısın,der.Olup bitenleri izleyen Nasrettin Hocanın hanımı -Hoca bu nasıl iş?Hem ona hem de diğerine Haklısın!dedin.Böyle şey olur mu?der.Hoca bu sözler üzerine hanımına döner ve -Sen de haklısın be hanım,der.
Teşekkürlerim ve sevgilerimle.
ATATÜRK'E BİR GÜN SORARLAR...
Paşam her zaman Türklük üstüne birşeyler söylüyorsunuz ancak Türk kimdir? Derler.
Ulu önder Mustafa Kemal ATATÜRK bana bir kağıt kalem verin der ve yazmaya başlar.
TÜRK KİMDİR?
BU MEMLEKET DÜNYANIN BEKLEMEDİĞİ ASLA ÜMİT ETMEDİĞİ BİR MÜSTESNA MEVCUDİYETİN YÜKSEK TECELLİSİNE, YÜKSEK SAHNE OLDU.
BU SAHNE EN AŞAĞI YEDİBİN SENELİK BİR TÜRK BEŞİĞİDİR.
BEŞİK TABİATIN RÜZGARLARIYLA SALLANDI.
BEŞİĞİN İÇİNDEKİ ÇOCUK TABİATIN YAĞMURLARIYLA YIKANDI.
O ÇOCUK TABİATIN ŞİMŞEKLERİNDEN, YILDIRIMLARINDAN, KASIRGALARINDAN KORKAR GİBİ OLDU SONRA ONLARA ALIŞTI.
ONLARI TABİATIN BABASI TANIDI, ONLARIN OĞLU OLDU.
BİRGÜN O TABİATIN ÇOCUĞU TABİAT OLDU, ŞİMŞEK, YILDIRIM, GÜNEŞ OLDU,
TÜRK OLDU.
TÜRK BUDUR
YILDIRIMDIR, KASIRGADIR, DÜNYAYI AYDINLATAN GÜNEŞTİR...
M.Kemal ATATÜRK
Dolayısıyla da kanı Asil'dir...
Sorumun altinda "capanoglu" arayanlar yaniti oylesine guzel verdiler ki..Ilkokul seviyesindeki bir tarih bilgisiyle donanimlamis bir blog sayfasina girdigimi anlamama yardimci oldunuz..
Bilhassa "adsiz" kardesimin yaniti beni fazlasiyla tatmin etti.. MHP lilerin sayfalarinda bile boylesi senlikle karsilasmamistim..!
Hepinize tesekkurler..
Sufizmin "Turk" versiyonunu boylece kavramis "titremis ve kendime donmus" oldum..
Asil kaniniz kurtarsin sizleri..amen..
saygilar..
Vkemal
sa.tafafuk sayfanıza girmem okuduklarım beni çok mutlu etti hatta çok duygulandırdı..ne güzel dedim kendi,kendime çok güzel ne istediğini bilen.bildiğiyle amel eden bir gençlik var..RABBİM sayılarınızı artırsın duamız, gözümüz arkada kalmasın..sağolun,varolun gençler..A.E.O
müthiş bir irdeleme ve cevaplar,yorumlar...
herkese göre yorumlama farklı olabilir.Ama yaradan hepimizi eşit yaratmış,Yaradanın resimleriyiz,sevgiyiz...
dolayısıyla tüm yaradılanlar asildir.
Sevgiler
Volkan Sana daha ne diyelim ki,
Senin anlayacağın dilden konuşalım madem...
Avustralya topraklarına ingilizler ilk ayakbastıklarında aborjinleri katlederek başladılar işe, sonra onların torunlarını gemilere doldurup Çanakkale'ye ölüme yolladılar kendi çıkarları uğruna, Çanakkalede ölenlerin torunları da şimdi dedelerini anmak ? için hersene Çanakkaleye gelip sabahlara kadar eğlenip içiyor...
Milli benliğini kaybetmiş milletler başkalarının avıdır...
Sen kaybetmişsin bari sahip çıkanlara saygı duy...
Ata'm ve asil kanlı Çılgın Türkler olmasaydı, buralarda sanatını icra edip para kazanabilecek miydin...
Yorum Gönder