DİKEN ve İĞNE ÜSTÜNE çeşitleme: - SUFİ SAJA

.

"Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur."Kemal ATATÜRK .

18 Haziran 2009 Perşembe

DİKEN ve İĞNE ÜSTÜNE çeşitleme:


Mecnun bir fırsatını buldu, Leyla ile baş başa kaldı. Leyla da ondan bir dilekte bulundu:
“-Ey âşık! Neyin varsa getir!..”
“-A Ay yüzlü!..Senin aşkınla ne suyum kaldı, ne kuyum. Ne ciğerimde azıcık kan, ne geceleri gözümde uyku. Aşkın aklımı yağmaladıktan sonra her şeyim birer birer gitti. Şimdi sahip olduğum tek şey yaralı bir kuşa dönmüş canım. Senden bir emir bekliyorum. Ver dersen hemencecik vereyim.”

Leyla güldü bu sohbete. Sonra sitem etti:
“-A Yiğit!..Ben senden bunu ne vakit istersem alırım, başka neyin var?!..
Bu söz üzerine Mecnun biraz düşündü, bakındı, arandı. Sonra birden hatırlamış gibi partal giysilerinin eprimiş yakasından çıkardığı bir iğneyi Leyla’ya sundu:
“-Vallahi varlık âleminde malik olduğum tek şey işte bu. Bundan başka hiçbir nesneye sahip değilim. Bunu taşımamın sebebi ise yine sensin a gönlümü alan!..Çölde, ovada, dağda, kırda senin hayalini izlerken çok düşüyorum; dikenler ayağıma batıyor. Bu iğne onları ayağımdan çıkarmak için.”
“İŞTE BENde tam da ONU arıyordum… Aşkta gerçek isen, bu iğne sana nasıl layık oluyor, a perişan aşık!..Bencileyin bir güzelin peşindeyken ayağına diken batsa o dikeni çıkarmak doğru olur mu? Eğer o dikeni çıkarırsan seninkine vefa derler mi? GÜL DİKENİ, bir gül elde etmek için her yıl dikenlere sabrediyor da SEN gülfidanından da aşağı mısın ki ayağından bir dikene sabredemiyor, onu iğneyle çıkarıyorsun? Leyla’nın aşkıyla ayağına batan diken, onun başkalarına armağan edeceği yüzlerce gül demetinden daha değerli değil mi yoksa?”
Alıntı:” Katre-i matem”

Bu da Mevlana’nın Şems’e niyazıdır.
Başın kille ıslaksa da, ayağına diken batmışsa da, durma gel Allah aşkına, gel demeden kurtar beni. Ey âşıklar peygamberi, gönül ateşinde yanmışım ben, boğulmuşum gözyaşına. Git sor Allahın seversen: Ne yol gösterir sevgili, Ne çare yazar bana?
Sevgilerimizle.

15 yorum:

Ateş Böceği dedi ki...

Ya bu çok güzeldi ...

Arzu Eylem dedi ki...

Aşk ve iğne. Aslında birbirine en uygun iki kelime. Kim aşk olmak isterse bir iğnenin deliğinden geçmeyi öğrenmeli önce.
Çok güzeldi, kaleminize ve yüreğinize sağlık:)

Belgin dedi ki...

Muhtesem bir hikaye bu...
Asik olan dikeni hissetmemeli:))

Cok tesekkürler

Ela'dan Mektuplar dedi ki...

offffffffff. Ayağıma, elime, oraya, buraya batan dikenleri çıkarmaya çalışırken ben, cuk diye geldi oturdu üzerine bu güzel hikaye.
iğnemi tekrar alıp takayım yerine bari;)
Yine yaptınız yapacağınızı...
öptümmm:)

beenmaya dedi ki...

aşk aşk demekle olmuyor sevgi sevmekle bitmiyor işte öyle değil mi...

Maryjade dedi ki...

AŞK'ta gerçek isen,iğne sana layıktır! battı çok fena bana...

nilüfer dedi ki...

ağladım ama...

Yazmak Keyiftir dedi ki...

Sevgili Sufi!
Bülbül ile Gül. Gül ile Diken. Bu sembolizmalar İran kaynaklı. Bana göre yaradılışın da, AŞK'ın da sırrı ve dengesi burda. Bir de herşey zıddı ile kaimdir var. Gülün sebebi diken ya. Eline ve yüreğine sağlık.

Uma dedi ki...

Bugun bir arkadasim anlatiyordu. Gecmisinde onu kirpiye benzetmis bir arkadasi, disin dikenli ama icin yumusacik senin demis. Cok cok severmis kirpileri. Dun gece de bir kirpi gormus. Ayyuzlun onu ona yolladi diye yorumlamis :) Sonra bugun bana anlatti. Simdi senin yazinla beraber o kirpiyi dusunuyorum. Ne kadar sevimli bir yuzu oldugunu, nasil mutlu, huzur dolu ve sefkatli baktigini animsiyorum belgesellerden kalan karelerde. Ve sirtindaki dikenlerini :)

Anne İş'te dedi ki...

AŞK'a aşk ile bağlı olanlara batmaz ne iğne ne diken!

efsa dedi ki...

sadece hepimiz sabırsızız ve hissettiğimizin, gördüklerimizini batanların dayanılmaz olduğunu sanıyoruz bazen.

sufi dedi ki...

Sevgili ateş böceği;
Bugünü yaşama arzusu;
Sevgili Belgin;
Sevgili Ela;

Aşk ve iğne, iğne ve diken, diken ve gül...Aşıksa; iğne deliğinden de ateşten yanmadan geçer.O makama erebilmekse esas mesele!Sevgiler benden size.

sufi dedi ki...

Sevgili beenmaya;
Sevgili maryjade;
Sevgili Düş;
Sevgili ali;

Cananı için can verenler nasıl da ölümsüz eserlere konu oluyorlar değil mi?"Serçe gibi daldan dala konmaktansa gülün dalını beklemek bülbül gibi"söylencesi bu olsa gerek.
Sevgilerimle.

sufi dedi ki...

Sevgili Uma;
Bülbülün kanatlarını dikenlere çarparak kanattığı gönül yarası olmasaydı gül al rengini nereden alırdı?Aşkla.
Thank you,Roberta. I will visit your blog.
Sevgili Anne İşte;
Ne güzel tek kelimede yorumlamışsın yazıyı."Aşığa batmaz ki ne iğne ne diken!"diyerek.
Sevgili Efsa;
"Kimine sivrisinek saz, kimine davul zurna az"dedikleri gibi kimine iğne batırsan zıplar feryad eder, kimi sineye çekip sabreder.Sevgilerimle.

Lezzet sarayı dedi ki...

izlemek üzere siteme beklerim