<strong>KIZILBAŞ;</strong> DİNLENESİ ALBÜM - SUFİ SAJA

.

"Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur."Kemal ATATÜRK .

5 Haziran 2009 Cuma

KIZILBAŞ; DİNLENESİ ALBÜM


“Kızılbaş” sözcüğü, kökeninde pek çok rivayet bulunan bir kavramdır: Bazı araştırmacılar tarafından kökeni İslam öncesi kaynaklara kadar giden bu terim, yine araştırmacılar tarafından Safeviler döneminde kızıl başlık takan Anadolu Aleviler’i için kullanılan bir terimdir. “Kızılbaş”ın Alevi-Bektaşiler için anlamı, birlik olmayı ve kendi “yol”una sıkı sıkıya bağlı bir inanışı vurgularken; Alevi-Bektaşi olmayanlar açısından ise bu inanca mensupları karalama ve sapkın sayma anlamına gelir. Bundan dolayı yüzyıllar boyunca bu inanca mensup olanlar, Seyit Nesimî’den Pir Sultan Abdal’a, İmam Hüseyin’den Şah Kalender Çelebi’ye, Dersim’den Sivas’a, Maraş’tan Çorum’a, geniş bir tarih aralığına uzanan yüzyıllar boyunca asılmış, kesilmiş, derisi yüzülmüş, türlü kırıma uğratılmıştır. Bu örnekler günümüze kadar aralıksız sürdürülmüş; “Kızılbaş” sözcüğü, Alevi-Bektaşi olmayanlar tarafından her türlü aşağılamanın kavramsal karşılığı olmuştur.
Hacı Bektaş Veli’nin “72 millete bir nazarla bakmak” sözünden yola çıkarak, albümde yer alan eserlerde Alevi-Bektaşi inancının farklı kaynaklarından deyişleri bir araya getirirken, geniş bir coğrafyada yaşayan tüm Alevi-Bektaşi topluluklarına aynı nazarda bakış yer almaktadır.

Harabî’nin, “Vahdet sarayına girenler için / Hakkı Hakk’el yakin görenler için / Bu sırrı Harabî bilenler için / Birlik meydanında cevlan eyledik” dizelerinde söylediği gibi, bir “sır” bütünü olarak günümüze kadar gelen inanç birikiminin, bir albüm ya da stüdyo ortamında kayda geçirilmesi, aktarılan eserlerin bağlamından koparıldığı düşüncesini doğurabilir; ancak bu ortamların, günümüzde politik bir mücadele veren Alevi-Bektaşiler için, kendilerine karşı yürütülen politikalara bir karşı duruş manasında verimli ürünleri çıkarabilecek ve bunu toplumun diğer kesimlerine aktarabilecek ortamlar olarak da görülebilir. Elinizdeki çalışma da bu ürünlerden birisidir.
Alevi-Baktaşi inancına sahip tüm toplulukların kabul ettiği bir söz olan “Âşığın sözü, Kur’an’ın özü” felsefesinden yola çıkarak, bu inanca benzer inanca sahip tüm toplulukların en temel değerlerinin “âşıkların sözü” olduğunu düşünüyoruz. Bundan dolayı, inanç veya kültür bağlamında bu âşıkların sözlerinin her şeyi anlattığını ve özetlediğini söyleyebiliriz. Albümde yer alan eserler de bu bakış açısıyla seçilmiştir. Ancak bunların, zâhir (görünen) manalarının yanında bâtın (gizli, iç) manalarının da olduğunu unutmamak gerekir; hatta asıl “sır”rı oradadır.Sevgilerimizle.
ALINTI: KALAN MÜZİK

3 yorum:

Yazmak Keyiftir dedi ki...

Kim ki görmek ister Hakk-ı
Sever Eşref-i Mahlukatı
Parlatır kendi Aynasını.

Güzel bir albüm.
Eyvallah diyelim

nilüfer dedi ki...

dün Alevi kimliğini ve bir alt kimlik olarak ötelenmesinin nedenlerini tartışmıştık ve bektaşiliğin, yeniçerilerin derdest edilmesinden sonra yaşadıkları kan kaybını, enterasan burda da muzikleri..herşey AN da mı oluyor ne?:D

sufi dedi ki...

Sevgili Ali İkizkaya;
Sevgili Düş;
Konu alevilik olunca sadece cesaretle sizler bu alıntı yazımıza yorum yazdınız, teşekkür ederiz.Aşık Veyselin aşağıdaki dizeleriyle cevap vermek istedik biz de, sevgilerimizle.

Şu alemi yaratan bir
Odur külli şeye kadir
Alevi sünnilik nedir
Menfaattir varvarası

Cümle canlı bu topraktan
Var olmuştur emir Haktan
Rahmet dile sen Allah’tan
Tükenmez rahmet deryası

Veysel sapma sağa sola
Sen Allah’tan birlik dile
İkilikten gelir bela
Dava insanlık davası