KÜN ve HÜN - SUFİ SAJA

.

"Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur."Kemal ATATÜRK .

18 Eylül 2009 Cuma

KÜN ve HÜN

Tam 2200 yıl önce Orta Asya’nın Maveraünnehir denilen bir bölgesinde Amu-Derya ile Siri-Derya yani Ceyhun ve Seyhun nehirleri arasında iki TÜRK kardeş yaşarmış. Biz Türklerin soyu taa o günlerdeki bu iki kişiye dayanırmış masal bu ya!
Masallar uydurulur genelde bilinen bölgelerde yaşanılmış gibi olsa da! Bu kardeşler hep el ele imişler ama el ele iken bile biri işaret parmağıyla gökyüzünü gösterir, öbürü yeryüzüne çekiştirirmiş diğer kardeşini. Biri doğuya biri batıya koşmak istermiş, biri gülmek biri ağlamak, biri beyaz dermiş biri kara, biri ruh dermiş önemli, diğeri madde diye ısrar eder, bu örnekler böylece uzar gidermiş.

Biri her şeye muhalefet eder yapma denilene, “yapcaamm” diye cevap verir ve pabuç bırakmazmış dedi-kodulara” sanki kendisi padişahmış. Diğeri ise kendinden emin sanki dünyanın mana tahtı üstünde hüküm sürermiş sessiz ve sakince... Birinin sol eli ile diğerinin sağ eli doğuştan birbirine bağlı, ayrılmaları mümkün değilmiş o zamanlar. O yılların doktorları olan kam ya da atasagunlar bile bitişik elli bu kardeşleri ayırmayı becerememişler bir türlü. Birinin her şeye “OLSuun !” Demesine karşılık, öbürünün “ÖL süünnn “ dediği bu iki kardeşin isimleri de KÜN ve HÜN müş. İsimlerinin Türkçe karşılığı OL ve ÖL, İngilizce karşılığı ise DO ve DİE mış yani.

Neyse, gel zaman git zaman iki nehir arasındaki bu zıtlıklarla dolu yaşantılarında üreyip çoğalmak istemişler insanlıklarının genetik özellikleri gereği. Biri esmer güzeli bir dilber seçerken kendine diğeri lepiska saçlı sarışınla evlenmiş. Kızların isimlerini ben koyamadım isterseniz siz uygun birer isim bulun oncağızlara. Bizler de benim bildiğim bu bitişik kardeşten türeyip gelmişiz, “iki kapılı bu handa” atalarımız KÜN ve HÜN’ün naturası gereği yaşayıp gitmekteyiz işte.Yani Kün’sek bağlıyız Hün’e ellerimizle eğer Hün’sek her şeyden sorumluyuz Kün’le birlikte. Ama yine de bu günlerde Hün’lüğümüz beslenip iyice büyüdü de, Küngillerin sayıları mı azaldı ne? Göremiyoruz her nedense!

Sevgilerimle.

6 yorum:

Belgin dedi ki...

Azaldi ablam azaldi, korkulacak derecede azaldilar...

Sarilip öptüm ablam:))

nilüfer dedi ki...

evvel zaman içinde, OLmayan evrenin,OLmayan gezegeninin,Olmayan ülkesinde, Hünler ile Künler birleşmişler, her Hün içinde Kün, her Kün içinde Hün, ölüp de olmayı, olup da ölmeyi, döne döne kendinden geçmeyi, her kendinden geçişten BENini bilmeyi, bir nefeste erimeyi, kah Kün olup, ılık ılık bir meltem gibi akmayı kah Hün olup, ateşler gibi yakıp yıkmayı , içlerine nefes olup üfleyenin, O olduğunu, nefes candan çıkmadan ANlamayı seçmişlerdi..

içlerinde yedi kat taht, her birinden bİRbİR geçmekteydiler, masal bu ya; orada herbiri kendi masalını yazmakta, yazdıkları masalları da OLan evrenin, OLan gezegeninin, OLan ülkesinde hem oynayıp hem de izlemekteydiler.. iyi masal yazdım ama:)

caanım Sufim, harika bi bayram dilerim..sevgimlee:)

Hayat dedi ki...

Eh, 'Kelaynak' ları korumaya alalım derim hep... :))
Azalmasın iyiler ve iyilikler hiç bir zaman. Öylesine ihtiyaç var ki şimdilerde onlara...
İlginç bir öyküydü, ilk kez rastladım.Teşekkürler sufi'm...!

Bu arada,
Sevgili 'düş' ,
Düş/ünce gücünüzü sevdim, sevgiler... :))

Hayat dedi ki...

İçten dilekleriniz içim teşekkürler...
Nice güzel hayramlara...
Birlikte,
güzelliklere...

Belgin dedi ki...

Bayramin kutlu olsun ablacim:))

Zeugma dedi ki...

Hünler daha başında mecburmuşlar demek Künler'le yaşamaya. Hem de öylesine yanyanaymışlar ki. Her daim, inanılmaz..
Hazır elele vermişken güzelliklere imza atmaları gerekirken olana bakın..
Yaşadığımız son günleri yansıtan çok güzel bir hikayeydi.
Teşekkür ve sevgiler..

Bayramınızın güzellikler içinde geçmesini diliyorum.