İÇTİM ATA'M İÇTİM - SUFİ SAJA

.

"Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur."Kemal ATATÜRK .

29 Ekim 2009 Perşembe

İÇTİM ATA'M İÇTİM

Yıl:4 Haziran 1937
Fener yolu istasyonu o gün hınca-hınç dolu. Semaforu açıp makası indirdim. Eskişehir’e gitmek üzere Haydarpaşa’dan hareket eden ATA’mın treninin gelişini bekliyorum şimdi. Manyetolu telefondan aldım cemali- nur olan Mustafa Kemal’imin gelişini. İçimde bir heyecan, ilk kez göreceğim çünkü ulu önderimi. Kalbimde uçmaya hazırlanan bir kelebek var sanki. O titreşimler içimdeki gönül ateşimi körüklerken bir taraftan da çiseliyor üstüme üstüme yağmur taneleri.

Ben babamı hiç hatırlamıyorum, çünkü uzun yıllar olmuş bizi terk edip öbür âleme göçeli. Annemi de teneşirde yıkanırken gördüm en son, hareketsiz, çıplak upuzun bedeni, kaplamıştı bir masanın üstünü. Bahçe duvarının ardından gördüğüm bu manzara “annemin çevresinde bir yığın kadın” merakıma mucip olmuş, kadınların elinden onu kurtarmak adına atlayıvermiştim bahçeden içeri. Hafızamda sadece onun kokusu, çıplak yıkanan hali ve göğsüne ellerimi sokup uyuyuşum kaldı. Daha sonraki günlerim;

her sabah 6 da uyanıp gevrekçi fırınından aldığım gevrekleri satarak geçti. Bu rutin gevrek satışlarım liseyi bitirene kadar hüzün ve mücadele içinde sessiz sakindi. Evlerinde kaldığım Yakup ağabeyimin“Sabahattin; Yakında liseyi bitiriyorsun, ben senin bir an evvel hayata atılıp, kendi başının çaresine bakmanı istiyorum. Devlet Demiryolları sınav açmış, bu sınava gir ve ne yap ne et mutlaka kazan!” demesine kadar “harita mühendisi” olma hayalim; dizginlerinden kurtulmak isteyen atlılar gibi hep içimde bir yerlerdeydi. Ağabeyim 1. Dünya savaşında Galiçya’da savaşan kahramanlıklarıyla ünlü biriydi. Bana Mustafa Kemal’i o sevdirmiş, onun dilinden dinlemiştim onun yüce erdemlerini. Sınav ve kurslar sonrası başarı sertifikamı alıp Atatürk’ün Demir ağlarla ördürdüğü anayurdumun Feneryolu istasyonunda hareket memuru olarak buluvermiştim kendimi. 18 Yaşımda görevli olduğum istasyonda Atatürk’ün trenini karşılamam sanki hayatımda duyup duyacağım unutulmayacak tek ve en büyük gurur ve onur kaynağımdı.
Neyse, Ata’mın trenini çeken lokomotif, buharlarını puflaya puflaya ak duvağını ve tülünü rüzgâra savuran gelin kız gibi süzülüverdi istasyona. Ben, hazıroldayım, şapkam başımda, düdüğüm dudaklarımda kaldırıyorum işaret panelimi, şimendiferle göz-göze geliyorum o anda. Mutlu gülümsüyor, (nasıl gülümsemesin ki?) kömür atarken alevler içindeki kazana Ata’mı taşıyan aracına daha bir şefkatle bakıyor, sarılıyordu işine daha bir aşkla. Onun yerinde olmak istedim o anda.
O senenin sonunda “Atatürk’le ilgili anınızı yazın bize yollayın” diye bir yarışma açıldığında ben de yazdım. Yazarken inandım en unutulmaz anının benimkisi olduğuna. Oysa yazabileceğim kelimelere dökebileceğim çok bir şey yoktu; yerimde hareketsiz, hazır olda, bir heykel gibi gururlu ve onurlu kendimi ona göstermek onu yakından görmek istercesine ben orada ruhum benden ayrı durakalmışlığım dışında. Tren; sevgilisinin koynuna uzanıveren âşık gibi rayların üstünde çeliğin çeliğe sürtünmesinden çıkan o iç gıcıklayıcı sesle yavaşça durduğunda, durmuştu sanki zaman da. Kalabalıklar susmuş başlar otomatik olarak Ata’nın kompartımanının camına yönelmişti. Atam doğruldu yerinden kompartımanın camını yarıya kadar indirip iki dirseğini zarif bir özenle camın pervazına yaslamıştı. Can alıcı gülümsemesiyle halkı selamlayışı ve göz-göze gelişimiz anı benim hayatımın bir miladı olmuştu sanki. Hemen önümde dim-dik duran iriyarı gence hitaben;
”-senin adın ne evladım?” dediğinde,
“-Ali pehlivan, efendim” demişti pehlivan gür sesiyle.
“-Bize eşlik etmek ister misin, birlikte bir şeyler içer muhabbet ederiz.”
dediğinde,
“-İÇTİM ATA'M İÇTİM seni görünce içmiş gibi sarhoş oluverdim BEN” deyivermişti. Sanki benim durumuma tercüman olmuştu pehlivanın sözleri. Pehlivan; hazır-olda bir ANIT, ben hemen ardında, sanki aşkın akıl sır ermez heyecanında kalakalmıştık.

"Sevgili dostlarım; yukarıda anlatmaya çalıştığım Atatürk’le ilgili anı babamın bana gözyaşlarıyla aktardığı bir anısıydı.. Daha sonraları Atatürk “içtim Ata'm içtim" diyen pehlivanın kendini geliştirmesine destek vermiş ve Pehlivan o zamanın meşhur bir pehlivanı olmuşmuş. Ben sadece adını hatırlıyorum ayrıntıyı bilemiyorum. Babam 2000 yılında ölüm döşeğindeyken beni yanına çağırıp eliyle eğilmemi istemişti ve “Kızım 1919 da doğdum bu sene 2000 ben inanıyorum ki Atatürk’le benim bir bağlantım var. Ben gidersem sakın üzülme dolapta rakı var bir kadeh benim için bir kadeh de atam için iç dünya 81 de ona kavuştu ben de 81 yaşımda ona kavuşacağım” dedi günlerden 4 Hazirandı, yani babamın Ata’sını ilk görüşünün sene-yi devriyesi. Ve ertesi gün 5.6.2000 babam ruhunu sevinçle teslim etti. Hepinizin CUMHURİYET BAYRAMINI can-ı gönülden kutluyorum. Sevgilerimle."

Fotoğraf:Galeri.İstanbul’dan alıntı

16 yorum:

Arzu Breda dedi ki...

Böylesine güzel bir anı, elbette sevinç gözyaşları ile hatırlanır ve anlatılır..

Ben de okurken, aynı sevinç gözyaşlarımı dışarı taşırdım, senin adına ve kendim için..
Ne mutlu sana, her zaman sevinçle hatırlanacak, böylesi güzel bir anıya sahipsin.. :))

CUMHURİYET BAYRAMINI YÜREKTEN KUTLARIM..

Sevgilerimle..

Arzu BREDA

buraneros dedi ki...

Sadece müthişti diyebiliyorum. Çünkü gözümün ucunda bir damlayla soluksuz kaldım.

Kubilay Kızıldenizli dedi ki...

Çok güzel bir anı.
Teşekkürler.

Belgin dedi ki...

Ictim ablam ictim, sözlerini su gibi ictim, öyle bir sarhos oldum ki, anlatamam.
Cumhuriyet Bayramimiz kutlu olsun ablacim.
Öptüm seni cokcaa..

haykırış dedi ki...

Elinize sağlık nefis bir anı yazısını aktarmışsınız.
Bayramımız kutlu olsun...

beenmaya dedi ki...

kutlu olsun bayramımız...

SeRiOuuS dedi ki...

Çok güzel bir anıydı gerçekten.
Bayramımız kutlu olsun..

aysema dedi ki...

Anı da anlatı da çok güzel...

Atatürk o kadar yüreklere işlemiş ki tüm uğraşlar geri tepiyor bu yüzden...

Teşekkürler Sufi, kutlu olsun.

EV HANIMI dedi ki...

Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun

Zeugma dedi ki...

İnanılmaz güzellikte ve derinlikte bir anı.Dönüp bir kez daha okudum..
Ne mutlu babanıza.Nurlar içinde yatsın inşallah..
Paylaştığın için çok teşekkür ederim sevgili sufi.

CUMHURİYET BAYRAMIMIZ KUTLU OLSUN!
Sonsuza kadar...
Sevgilerimle...

Evren dedi ki...

az önce içtik. eve geldim ve bu anıyı okudum. iyi ki içerek andık dedim, iyi ki içebildik. sevdiği müzikleri dinledik, 3 cumhuriyet çocuğu yüreğimizdeki umutla ilk kadehi ona kaldırdık, iyi ki iyi ki Atamız dedik...

SiL BaştaN dedi ki...

Ne mutlu bir baba Atamıza kavuşmak için mutluluk içinde can veriyor. Bayramımız kutlu olsun, Cunhuriyetimiz ilelebet baki kalsın...

Sevgilerimle...

Stil Direktoru dedi ki...

Ne güzel bir anı Sufican bu! Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun,bir 86 yıl daha Cumhuriyet ile yönetilebilmek dileğiyle,sahip çıkalım....sevgiler

sufi dedi ki...

Sevgili blog dostlarım;
Arzu Breda
Buraneros;
Kubilay Kızıldenizli;
Belgin;
Haykırış;
Beenmaya;
SeriOUuus;
Aysema;
Ev hanımı
Zeugma;
Evren;
Sil Baştan;
Stil Direktörü;

Atatürk bizlere; Bir milletin büyüklüğünün temel nedeni kendine güvenme ve birbirine dayanma olduğunu içimizdeki manevi kudretin damarlarımızda akan ulvi kanda mevcut bulunduğunu belletmiştir.Onun bize aşıladığı duygu "yurtta sulh cihanda sulh"sloganıdır.Onun ölümünün üstünden bir asıra yakın bir süre geçmesine rağmen Bu gün yeryüzünde onun bu söylediklerini söyleyebilen tek bir lider var mıdır? Bu bile onun ne kadar yüce bir İNSAN olduğunun kanıtı.
Hepinize yorumlarınız ve beni sabırla okuduğunuz için teşekkür ediyorum.Dilerim Atamızın kurduğu bu ülkede onun değerlerine ilke ve inkilaplarına elbirliğiyle sahip çıkarız hepinize sevgilerimle.

Ela'dan Mektuplar dedi ki...

Atatürk'ü yakından görebilmek...
Ona bir nefes kadar yakın olabilmek, o güzel gözlerine bakabilmek, bakışabilmek...
Allahım ne güzel olsa gerek.
Bir masal okuyormuş gibi okudum bu güzel anıyı. Sanki hazır-olda duran benmişim gibi, onu gören gözler benim gözlerimmiş gibi heyecanlandım.
Böyle günlerde hep ağlarım ben. İçimde tarif edemediğim bir gurur, bir yandan da kocaman bir burukluk...
Gönüllerindeki Atatürk sevgilerini bizlere akıtan annelere, babalara, dedelere, ninelere, gazilere, askerlere, öğretmenlere, şehitlere armağan olsun bu yazın.
Sevgiler...

sufi dedi ki...

Can kuşum Ela;
Ben de ne kadar isterdim Ata'mı yakından görmeyi, onunla gözgöze gelmeyi.Ancak bir iki kez rüyamda gördüm.Bir gemideydik ve "kadınlar günü" kutlanıyordu.O rüyanın heyecanı bile yıllarla sürdü.Allah onun sevgi ve aşkını gönlümüzden çıkarmasın dilerim, sevgilerimle.