En küçük oğlum; yıllar önce bayramlarda harçlık olarak topladığı kâğıt paraları ütü ile ütülerdi.”Ne yapıyorsun?” dediğimde de “paranın mikroplarını temizliyorum” derdi. O zamanlarda bile bu söz düşündürmüştü beni. Emeklilik sonrası bir butikte yöneticilik yapıyordum ve kasanın kenarındaki kolonda asılı duran bir çerçeveye, Efe'yi hayran hayran bakarken yakaladım. “Oğlum, nereye bakıyorsun öyle? “ dediğimde, mağazanın açılışında çerçevelenmiş ilk siftah parasını gösterip “işte bu tabloya bakıyorum anne, keşke benim de böyle bir tablom olsaydı diye düşünüyordum!” dedi. O zaman “duygu sömürüsü yapma bana” deyip gülüp geçmiştim tabii de kova burcunun tüm insancıl sıfatlarını bünyesinde barındıran paraya hiç değer vermese de, oluşturmayı iyi beceren Efe'nin para ile hesaplaşmaları hiç bitmemişti.
Bir sabah erkenden kalkmış “Anne bana acil 50 lira lazım” demişti.”Oğlum ay sonu birkaç gün sonra ancak verebilirim hem ne yapacaksın 50 lirayı?" deyince “bir pantolon ve tişort beğendim kendime onları bugün mutlaka almam lazım “demiş, ben de “aybaşını bekle güzelim” demiştim. Efe’de aniden yürekten bir sesle, “Nil bana bu gün 50 lira yolluyorsun, tamam mı?” diye boşluğa yakarmıştı. Ben de o gün Nil arkadaşıma ziyarete gidecektim zaten, ondan haberi de yoktu Efe’nin. Neyse ziyaretimin başlarında namaza durmuştu arkadaşım, ikinci rekâtı daha tamamlamadan selamsız sabahsız seccadeden doğrulup “Efe’me 50 lira vermem lazım, bana çocuğa bu parayı hemen ver” dediler dedi. Benim gözlerim yaşarmıştı, nasıl iletişim kurduklarına, Efenin duasının nasıl yerine ulaştığına, arkadaşımın temiz gönlüne hayran olmuştum.
"Ey GÖNÜL; sen nelere kadirsin!" demiştim o gün.
Shakespeare: “Atinalı Timon” unda PARA için şöyle der:
Bağlar, çözer dinleri; günahkârı kutsar;
Cüzamlıya bile taptırır insanı;
alır hırsızı,Unvan verir, nişan verir, şan verir,
Oturtur senatörle yan yana: budur
Kocamış dulu yeniden gelin eden;
Çekil karşımdan, kahrolası çamur ,
İnsanlığın orta malı orospu, sen,
Ulusları birbirine düşüren."
Eğer cebinizde paranız yoksa huzurunuzda yoktur. Eğer paranız yoksa belki dostunuz da, hatta eviniz, barkınız, bankada hesabınız, ekecek tohumunuz, hastaysanız şifanız ayağınızda sizi ısıtacak ayakkabınız bile yoktur. Paranız yoksa hayalleriniz… Paranız varsa; yaşadığınız gerçekleriniz vardır… Gitmek isteyin yeter ki, sadece bastırırsınız paranızı gezebilirsiniz şehir şehir, ülke ülke. Paranız varsa; “akşama ne pişireceğim?” derdiniz yoktur… Hiç olmadı yersiniz yemeğinizi bir restoranda. Çocuğunuzun isteklerini yapamamanızın sıkıntısı, ev kirası ödeyememenin, elektrik su telefon faturalarınızın toplam tutarının kabarıklığı fırlatmaz yuvalarından göz bebeklerinizi. Para yoksa: Dert var, sıkıntı, huzursuzluk, mutsuzluk, hatta hastalık var bunca olumsuzluğun getirisi. Paranız varsa: ayaklarınız bile ağrısa size gitmek istediğiniz yere taşıyan arabanız var. Derdiniz var ama sorunlarınızı çözecek psikiyatristiniz, yaşam koçunuz var. Böbreklerinizden hastaysanız bile önünüz ardınız koşturup size böbrek nakli yapmak isteyen doktorlarınız var. Size şefkat gösteren dostlarınız, sizi yaşatmaya çalışan yakınlarınız, hatta gözünüzün içine bakıp size,"NE OLUR, DUR GİTME!" diye yalvaran sevgiliniz bile var.
Ey PARA; sen nelere kadirsin!
Kiminin gözünde; Açgözlülük, sefalet ve hırsla kirlenmiş kâğıt simgeler.
Kiminin gözünde; Güç, kuvvet, iktidar bunlar.
Kimi zaman bir hayatı silmeye muktedir,
kimi zaman yeni bir hayata başlamanın sebebi ve sonucu simgeler.
Kiminin kör gözünü görür yapar, kimi yaşlıyı genç…
Kimi mazluma zalim damgası vurdurur, kimi zalimin adını mazluma çevirir.
Kimi namusluyu düşürür kötü yola, kimini çıkarır çamurdan oturtur altın tahtına.
Ey PARA; Sen çok şeye kadirsin de, yine de tapmıyorum işte ben sana!
Efe'min dediği gibi: Önce mikroplarını temizlemek gerek senin.Sonra girmelisin masum insanların cüzdanına.
Sevgilerimle, Tontini.
Resim:www.allsposters.com’dan alıntı.
12 Ekim 2009 Pazartesi
PARANIN MİKROPLARINI TEMİZLEMEK
Gönderen sufi zaman: 10:05
Etiketler: DİLEK'ten mektuplar...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
11 yorum:
Çok çok doğru tesbitleriniz var,
Malesef parayla da olmuyor parasız da olmuyor.
Oğlunuzunda gerçekten büyük enerjisi var
Sayın sufi,
O güzel ve saf duyguların haberleşmesinin ne güzel örneğini vermişsiniz.
Keşke o tür his ve duygularla bezenmiş olsak.
Sevgi ve saygılar
Efe'ye bu bakış açısını veren güzel annesine nasıl gıpta ettim nasıl...Aile içi sevgi,eğitim,çocukları güvende ve özgüveni yüksek bireyler haline getiriyor...
Sevgiler
Bazen bir şeylerin hayatımıza yön verdiğini ve bize işaretler gönderdiğine bir çok kez tanık oldum.
Yazıdan aklımda kalan paradan çok Nil ve Efe arasındaki iletişim oldu. Ve bunu yapan ilahi güç.
herşey değil elbette ama çok şey ne yazık ki...
Efe, zamanında Nil'le aralarında kurdukları o güçlü bağı artık Allahla kurmuş bir adam. O bitmeyen hesaplaşmalar da artık bitmiş gördüğüm kadarıyla. Teslim etmiş kendini ne güzelll. İmreniyorum:) Asla kafaya takmıyor borcu, harcı. Bir şekilde de geliyor ona parası sende biliyorsun. Verdiği kadar alıyor işte. Aynen sesleniyor Allaha ver deyince veriyor çok şükür...
Sadece para konusunda değil her konuda. Bize genişlik gibi gelen, dışarıdan bakınca "ne gamsız adam" dedirten inanılmaz bir teslimiyetle yaşıyor. Bazen kızıyorum bazen de onun adına çok seviniyorum. Ve bana hep diyor ki" düşünüyorsun da ne oluyo, eline birşey mi geçiyo" :) O kadar haklı ki anca düşünüyorum işte:).
Ve son olarak çok şükür ki para bizim hayatımızda sadece bir araç bir HİÇ!!! Varsa var yoksa yok...
Sevgiler size...
Canım Dilek'cim,
Günlerdir yokluğun beni merak ettirdi, hasta olduğunu biliyorum, geçmiş olsun. Lütfen dikkat et.
O para ki insanı hem öldürür hem güldürür.
Gerekli olduğu kadar herkese nasip olsa yani Allah payı değilde kul payı olsa belki!!!
O zamanda dünyanın dengesi!!!
Ne yapsam olmadı değil mi?
Sevgilerimle...
Efe ne kadar sanslı
ama bız de bı o kadar sanslıyız
cunku bızımlede bu guzel ogretılerı paylasıyrosun
para konusuna gelınce
hıc hırsım yok o konuda..
ama ne yazık kı onsuz da yasanmadıgını bılıyorum..
Sevgili Uçurtma;
Bugüne kadar hep sevgiden aşktan,insanı ve yaratılmışı sevmekten bahsettim yazılarımda.Paradan bahsetmekse nereden geldi aklıma bilmiyorum.O da hayatın bir gerçeği ve mutlu olmak için ona da ihtiyaç var galiba.
Sevgili Haykırış;
O saf duygular 7-8 yaşındaki Efe'ye aitti.Büyüdü evlendi eşi ELA'nın da dediği gibi her istediğini temiz yürek ve teslimiyetle oluşturur oldu.Öğrenecek ne çok şeyimiz var..
Sevgili Delfina;
Ben babamdan ilerde çocuğum da benden ilerde diye düşünüyorum.Zaman zaman ben de onlardan çok şey öğreniyorum.
Sevgili Efsa;
Efe iletişim konusunu nasıl başarıyor ben bile çözebilmiş değilim.Onun işi gerçekten Allah'la.Zor da kaldı mı "bana ne benim sorunum değil, ben işimi havale ettim ona" diyor.Bakmışsın konu çözümleniyor nasılsa.
Sevgili Maya;
Yazının sonundaki videoyu izledin mi bilmem? Gitar kabının içinden paralar saçılınca ortalığa, sevgilisine "gitme kal" diyen kızın sözleri düşündürücü geldi bana.
Sevgili ELA;
Efe'min sevgili eşi, torunumun annesi.Beni en iyi sen anlarsın diye düşünüyorum.Çünkü onunla gün ve gece yaşayan artık sensin canım.Onun gamsız olmadığını da ancak biz anlarız değil mi?Yavaş yavaş "felek işler ahmak çabalar" sözünü öğreniyoruz işte.Sevgilerimle.
Sevgili Nur;
Şu son zamanlarda senin hastalığından sonra olsa gerek,Ufuk'un gidişi, Belgin'in ve diğer blog dostlarımızın duyarlılıkları "olağan bir hastalıkta" beni de kabuğuma çekilmeye itti belki.Şimdi iyiyim canım teşekkür ederim ilgileriniz için.
Biri bana "şunu herkese pay et" dediğinde, "kul gibi mi Allah gibi mi?" diye sorarım ben de.Onun dağıttığı adaletsiz gibi görünse de vardır bir sebebi can dostum sevgilerimle.
Sevgili Öykü;
Ben de o kadar şanslıyım ki sizler gibi anlayışlı ve duyarlı dostlara sahibim.Yaş sınırı, zaman ve mekan gözetmeden ummanlara akışı yaşatıyorsunuz bana sevgilerimle.
Yorum Gönder