SEZGİSEL BULUŞMA - SUFİ SAJA

.

"Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur."Kemal ATATÜRK .

1 Ekim 2009 Perşembe

SEZGİSEL BULUŞMA

Uzak doğuda bilgeliğin gizlerini aramak için gelenleri kabul eden bir Budist tapınağının;oraya kabul edilebilmek için geçerli olan tek bir kuralı vardı;anlatmak istediklerini konuşmadan sözsüz açıklayabilmek.

Bir gün tapınağın kapısına bir yabancı gelir ve kapıda öylece durur ve bekler. Kapıda herhangi bir tokmak, zil veya çan yoktur. Çünkü burada sezgisel buluşmaya inanılmaktadır. Bir müddet sonra kapı açılır ve dışarı çıkan bir Budist yabancıya öylece bakar. Neden sonra selamlaşırlar ve sözsüz konuşmaları başlar. Yabancı tapınağa girmek ve orada kalıp öğreti almak istemektedir. Budist ne demek istediğini yürekten anlar ve bir süreliğine gözden kaybolur. Sonra elinde ağzına kadar suyla dolu bir kapla döner ve kabı yabancıya uzatır. Bu yeni bir arayıcıyı kabul edemeyecek kadar DOLUYUZ demektir. Yabancı tapınağın bahçesinden aldığı bir gül yaprağını kabın içindeki suyun üstüne usulca bırakır. Gül yaprağı suyun üstünde sakince yüzer ve su da hiç taşmaz. Su kabını taşıyan Budist saygıyla yabancının önünde eğilir ve kapıyı sonuna kadar açarak yabancıyı içeriye alır. Çünkü suyu taşırmayan bir gül yaprağına tapınakta her zaman yer vardır.

13 yorum:

siirimsi dedi ki...

galiba seçici, olmanın eski usulü...

Yaşamın kıyısında dedi ki...

Kabını taşırmayacak bir gül yaprağı bulmak çok zor artık.
Ne kadar umutsuz olmak istemesem de!

Hayat dedi ki...

Çok sevdiğim bir öykü, teşekkürler sufi.. :))
Ben ümitsiz değilim, çok hoş gül yaprakları var hâlen, biz gönülden dilemesini bilelim yeter ki...
Gerisi geliyor. :))
Sevgiler...

Ateş Böceği dedi ki...

ben hep diyorum yaa..
Sen huzursun ..
bu yazılarda öylee...
Geldim kendime bir tutam huzur aldım gidiyorum :):)

isimsiz dedi ki...

Anlam yüklü, düşündüren bir öyküydü. Seçiciliği böylesine incelikle algılayıp karşılığını gösterebilen bir yaklaşımı tarzı. Dilerim her insan sukut içinde ve gönülden isteyerek dileklerinin karşılığını alır. Sevgiyle ve hoşgörüyle...

Güzel paylaşımların için sağol sevgili Sufi...

Yürekten sevgilerimle...

Adsız dedi ki...

çok etkileyici...
Sevgiyle kalın...

sufi dedi ki...

Sevgili Ferkul;
Bunun adına seçici olmak mı denir yoksa nasibi olanın kabulü mü tartışılır.
Sevgili Nur'um;
Dostum ben, umutsuz olmak istemiyorum,gül yaprağı kadar hafifleyeceğimiz günlere kavuşmak dileğimle demeliyim.
Sevgili Hayat;
Gül yaprağı kadar hafifleyeceğimiz günler de gelecek inşaallah.Ağırlıklarımızdan kurtulup "bir don bir gömlek "kalacağımız günlere, sevgiyle.

sufi dedi ki...

Sevgili Ateş böceğim;
Huzur gönlünde, sofranda gözünde yüreğinde olsun.Huzur yoksa neyin önemi var ki? Sevgilerimle.
Sevgili Esmir;
Senin bloguna ne zaman gelip yorum bırakmak istesem inan başaramıyorum.Kaç yorumum böylece silindi.O güzel yazılara çok kişinin yorum bırakmak isteyip başaramadığına eminim.Ne olur düzelt yorum kısmını can kuşum sevgilerimle.

sufi dedi ki...

Sevgili Elvan;
Bizden de sana gönül dolusu sevgiler.

Hayat dedi ki...

Sevgili sufi,
Birkaç gün sonra inşallah gerçekleştirmek nasip olur 'emâne'ini... Onur duyarım canım. :))
İçtenliğin aklıma şu dizeleri getirdi:

" Ehl-i dildir diyemem sînesi sâf olmayana
Ehl-i dil birbirini bilmemek insâf değil "

Aşağıdaki yazılanlar da hoşuma gitti, konuyla ilgili:

# gönül ehli birbirini tanır. tanımaması akıl kârı değildir. birinin boş bıraktığı bir şeyi bir başkası doldurur. hacı bektaş veli'nin reddettiği yunus'u taptuk emre bağrına basar. zira hacı bektaş taptuk emre'ye gönül emaneti olarak göndermiştir yunus'u. aradığı "nefes" i onda bulacağını bilerek göndermiştir. dîl, gönül demektir. hacı bayram velî bir gün ankara pazarında dolaşırken adamın birini tilki kürkü satarken görür. adam şiveli bir şekilde bağırmaktadır:

-dîlkuuuuuuuu!

hacı bayram veli bunu duyunca ağlamaya başlar. niye ağladığını soranlara; "dil" gönül demektir. "kû" nerede demektir. "gönül nerede?" diye anlayınca ağladım der. gönül ehli gönül ehlini arar. arayanı görünce ağlar. aradığını bulunca coşar...
(sinimmar, 28.12.2002 21:55

# .....

yukarıda, gönül ehli gönül ehlini arar, denilmek suretiyle veciz bir izaha kavuşturulmuşsa da, muhtasar ve ilaveten:
ehl-i dilin ehl-i dili bilmemesinin insaf olmayışı; tanımalıdır, yakınlaşmalıdır, yakından tanımalıdır, tanış olmalıdır, diye anlaşılırsa, şöyle demeye geliyor mısra: ehl-i dil olan, yekdiğerini, kardeşini, yoldaşını arasın! karşısına çıkınca onu tanısın, onunla tanışsın, yakınlaşsın; onu örgütlesin, kendisini onun örgütlemesine açık tutsun. ehl-i dil olan, diğer ehl-i dillerden yana gözünü dört açsın, duyularını keskinleştirsin, çitlerini devirsin, duvarlarını yıksın. insaf etsin; aradan senliği benliği, naylon poşetleri, deniz analarını, beyaz balinaları, karlı dağları, kara bulutları kaldırsın.

***
'DÎL'imdesin!...
Sevgiyle...

sufi dedi ki...

Sevgili Hayat;
Güzel yorumun ve candan sözlerin için sendeki sana şükranlarımı iletirim .
Emrah'ın aşağıdaki deyişini 2 yaş 3 aylık torunum Yaseminin dilinden sana dinletmek isterdim ama şimdilik sözlerini sana armağan etmek istedim, sevgilerimle.
"Bugün ben bir güzel gördüm, bakar cennet sarayından
Kamaşti gözumun nuru Onun husnu cemalinden
Bahçenin kapisin açtim Sandım ki cennete düştüm
Sevdim costum helalleştim Buse aldim yanagindan
Salındi bahçeye girdi Cicekler selama durdu
Mormenekse boyun eydi Gul kizardi hicabindan
Bahçenin kapisi güldür Dalında öten bülbüldur
Emrah da biR edna kuldur Bağişla geç günahindan."

Dost dostu nerde görse tanır canım, sen de benim dîl-imdesin.

Fakru Zaruret dedi ki...

Harika bir öykü gerçekten. Bana bir başka öyküyü anımsattı:

Öğretmen bir kovayı taşlarla ağzına kadar doldurur ve öğrencilerine sorar: "Kovanın durumu nedir?". Öğrencilerden biri cevap verir: "Kova ağzına kadar dolu." Bunun üzerine öğretmen kovaya kum döker ve kum taşların bıraktığı boşluklara dolar. Öğretmen: "ya şimdi?" der. Öğrenci: "Bu sefer gerçekten doldu." diye cevap verir. Öğretmen bu sefer kovaya bir testi su döker ve öğrencilerin şaşkın bakışlarıyla bütün su kovaya dolar ve hiç taşmaz.

isimsiz dedi ki...

Sevgili Sufi,

Sitendeki yazıları ve yorumları okurken, tarafıma verdiğin yanıtını şimdi görebildim. Gerçekten çok sağol arkadaşım...

Yani biraz tuhaflık olduğunu neden mi düşünüyodum! Elbet yazılarımı okuyan da yorum yapan da yapmayan da sağolsun ... Ama ziyaretçi sayısı ile karşılaştırdığımda yorum sayısı örtüşmüyordu... Sanırım template sorunu olsa gerek...programda yazılım hatası da var sanırım yazılar kayıyormuş...

En kısa zamanda yeni bir template bulayım o halde...Çok sağol tekrar...her birinize yürekten sevgilerimi gönderiyorum...O güzel ışığınız hep daim olsun...