Annesine heyecanla koşuyordu Aze, kırmızı üstüne siyah benekli kanatlı canlıyı incitmemek için özenle avucunun içinde tutarak….
”-Anneee!” Diye bağırdı. Sesimi ne kadar çabuk annemin kulağına ulaştırırsam “elimde tuttuğumun adının ne olduğunu çabucak öğrenir hem de ona zarar vermiş olmam” diye düşünüyordu.
“-Efendimm!” dedi annesi.
“-Annecim nedir bu canlının adı?” Kadın kızının elindekini gördüğünde çok şaşırmadı. Kendi kuşağına ait belki de ondan öncekilerin de yaşadıkları zaman diliminde “umudu, mutluluğu, sevgiyi” simgesel olarak “kanatlanıp uçmasına” atfettikleri ufak bir böcekti sadece O.
UĞUR BÖCEĞİ’ydi.
Bahar yağmurları sonrası, yaz aylarının ve onu bulan ve gören kişinin dileklerinin olacağının müjdeleyicisi gibi algılanırdı varlığı. Yani elinde tutup onu uçuran kişiye uğur getireceğine inanılırdı her nedense!
“-Uğur böceği, kızım bunun adı, sana uğur getirecek “dedi. Aze çok mutlu oldu. Annesi tekerlemesi olduğunu onu söyleyerek uğur böceğini uçurması gerektiğini de sözlerine ekledi. Anne-kız;
“Uç uç böceği…
Annen sana terlik pabuç alacak.”der demez böcek kanatlarını gövdesinden titreterek kaldırıp havalanıp uçtu ve gittii.
Geçenlerde okuduğum bir gazetenin gülmece köşesinde Sokrat’a arkadaşı; “tatile gittim ama hiç dinlenemedim” diyor,Sokrat’ın yanıtı da; “Kafanı da yanında götürdüysen, dinlenemezsin.”yazıyordu. Hayatımızı kendi algılarımız doğrultusunda kendimiz yaratıyoruz diye düşündüm. Uğur böceğine “uğur, güzel şans” simgesini yükleyen aklın; ŞANS ve UĞUR’a kapı araladığını biliyordum.Karga’ya da aynı şansı tanısam belki onu da her gördüğümde “Mutluluğun ve sevginin” müjdesini alacağıma inanacak ve MUTLULUK çağrıldığı yere kuzu kuzu gelecekti, ama NERDeee! Aklım ve zihnim karganın varlığına UĞURSUZDUR imgesini yüklemişti bir kere.
Resim:www.İStockphoto.com dan alıntı.
15 Ekim 2009 Perşembe
UĞUR BÖCEĞİ ve KARGA
Gönderen sufi zaman: 09:00
Etiketler: DİLEK'ten mektuplar..., SUFİ
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
17 yorum:
karga değilde panda olabilir:D
güzel bir hıkayeyle ders verdın gene bıze :)
Uğur böceğini kim sevmez ama kargayıda ailece severiz, hatta ne tesadüftür ki bu günkü yazıma bir kargayla başlamıştım. Kargaları çok karakterli bulurum, tek eşlidirler, sadıktırlar, uzun yaşarlar .Gak demeleri bile kısa kesin net. Hiç bir kuş cinsiyle karıştırmazsınız, öten hangi kuş demezsiniz hemen anlarsınız kargadır O. çok keyifli bir yazıydı.
imgelere yüklemişiz duygularımızı, yüreğimize yüklesek ya...
o zaman şans da şanssızlık da bizim dışımızda oluşmaz ama, bahane bulmak gerektiğinde bir kapımız olsun aralamak için, ki baktığımız da gördüğümüz kargaysa işimiz kolaylaşsın dimi ama :)
Haziran ayıydı. Deniz kenarında otururken uğur böceği konmuştu omzuma. Ama kırmızı üzerine siyah benekli değil, siyah üzerine beyaz benekleri vardı. Arkadaşımla yoğun bir tartışmanın ardından (o bunun uğur böceği olmadığını bense olduğunu savunuyordum.) uğur böceği olduğuna karar verdik. Sonra elimin içine alıp o meşhur "uç uç böceği..." şarkısını söyledik ve uçup gitti. Ertesi günü sarı üzerine siyah benekli bir uğur böceği omzumu ziyaret etti. Uğur böceklerini çok severim ancak onların bile renklerini değiştiren bir dünya yarattık. Şansı ona biz yükledik belki ama doğadan gelen renklerinide biz bozmadık mı? Benim için hüzünlü bir düşünce. Senin paylaştığın hikayeyi okuyunca aklıma geliverdi. Paylaşmak istedim. Sevgiler
:) çok güzel bir yazı evet karga ve baykuşlar nedense pekte sevimli gelmez bizlere suç kimde onlarda mı bizde mi?neyi nasıl istiyorsak düşünen ve yapan bizler herşeyide istediğimiz gibi yönlendirip sunuyoruz hayata sevgiyle kalın.
Tek korkmadan dokunabıldıgım bocektır ugur bocegı:)
Bütün yil bizim kücük elinde ugur böcekleriyle gezdi desem yalan olmayacak, bu yil buralarda o kadar coktularki, sahilde güneslenen insanlarin üzerine bulut gibi yigildilar. Bizim kücükte onlara kutularin icine ot cöple evler bile yapti:))
Kargalarsa cok akilli hayvanlar, o kadar akillilarki bahcemizden aldiklari cevizleri asfalta atip kiriyorlar, eger orada kirilmazsa götürüp arabalarin gectigi yola birakiyorlar ve arabalar üzerinden gecipte, ceviz kirildimi gidip aliyorlar. Birde gecen yaz bahcede unuttugumuz ekmek kurumus, onu götürüp su kovasinin icine islatmislar, kovanin basinda öylece bekliyorlardi:))
Öpüyorum ablam:)
peki ya karga kimin kötü bir anına denk gelmiş de uğursuz saymışız onu merak ettim şimdi...çok güzel bir anımıza denk gelse belki onu da uğurlu sayarız, iyi hatırlarız.
Sevebildiğim, bakarken ödümün kopmadığı, bana doğru gelirken çığlık atmadığım, hatta üzerime üzerime gelmesini istediğim tek böcektir kendisi. :)
Küçükken gittiğimiz pikniklerde saatlerce peşlerinden giderdim. Bence gerçekten uğurlu onlar. Annem, babam terlik merlik almasa da uğurlu... ;)
Sevgiler.
Her canlıya nasılda anlam katıyoruz.
Kimisi uğurlu bir böcek, kimisi uğursuz bir kedi. Oysa ne varsa insanın kendinde var. Hayvanlara sorulsa herhalde onlar için en uğursuz canlı biz insanlar olurduk.
Siyah kedi de uğrsuzluk getirir derler.
Aslında hiç bir hayvan uğursuz değildir, belki biz insanlar onları sınıflandırıyoruz.
Ama uğur böceğide "böcek" sözünü sevdiren tel yaratıktır.
Sevgiler...
Yazdıklarım uçuverdi canım, bir taraftan da müzik dinlemeye çalışırken karıştırdım bir şeyler sanırım.. :))
Özlemişim misafirin olmayı, yazılarını okumada sorun yok şükür de, iş yoruma gelince...
İstanbul denilen şahane dilberin zorlayıcı şartlarına rağmen fazlaca cesur davranmamın azizliğine uğruyorum sanırım.
Çok güzel, ruha şifâ bir yazıydı yine...
Sokrates' ın cevabı düşündürürken gülümsetti. :))
Sevgili Âhu, gecikmeli olarak mahcubiyet içerisinde, yeni görevinde çoookk iyilik ve güzellikler görmeni diliyorum.
İçten sevgiler... :))
Sevdiğim eserlerdendir.
Sevenlere gelsin... :))
http://video.eksenim.mynet.com/albeymeta/Alaturka-Duayenler-Ruzgar-soyluyor/334404/
Ziyaretlerinde güzel yorumlar bırakarak bana yazdıklarımın okunduğunun mutluluğunu veren sevgili dostlar;Paylaşmak ve aynı duygulara tercüman olmak, hatalarımızı tarafsızca kaleme alabilmek, nerelere takıldığımızı itiraf edip kendimizi sorguya çekebilmek ne güzel değil mi?Böylece ayırtgözetmeden sevmeyi öğreneceğiz herhalde.Çünkü her yaratılmışın bir yaratılma nedeni vardır elbette.Baykuşu hiç sevmezken 4 yaşındaki oğlumun "bayan kuş nerde anne?" demesiyle o kuş cinsinin de bir ailesi olabileceği düşüncesi sevdirmişti bana bu özel hayvanı.Kargaları; akıllı davranışlarını görünce sevdim.Kara kedilere yaptığım isnatlar için onlardan af dileyip barıştım..Farelerle ise hala içimdeki mücadele sürüp gidiyor ama,onu da miki mause ve retatu ile yeneceğim inşaallah.Hadi kurtulalım bu şartlanmışlıklarımızdan, her hayvan uğurludur deyip geçelim. Hepinize kucak dolu sevgilerimle.
Ben zaten kargayı daha çok severim. İhsan Oktay Anar'ın Puslu Kıtalar Atlası romanında Kubelik adlı karakter koca İstanbul'daki kargaların yuvalarını dolaşa dolaşa belirliyor ve sonra yuvalardan topladığı değerli eşyaları satarak geçiniyordu. Aklıma geldi paylaşayım dedim.
Böceklere gelince kendilerinden tiksiniyorum. Hadi en düzgün böcektir uğur böceği. Ama o da zamanında elimize az etmedi sarı sarı. =)
Sevgili Buz cevheri;
Uğur böceğinin sarı pisliğinin de tarımda çok işe yaradığı falan yazıyordu bir yerlerde.Ama şu anda tam olarak hatırlayamadım.Sevgilerimle.
Yorum Gönder