Günlerden bir gün, köyün birinde, adamın birinin eşeği, kuyuya düşmüş. Niye düşer, nasıl düşer sormayın! Eşek bu. Düşmüş işte. Belki kör bir kuyuydu, ağzı tahtayla kapatılmıştı belki, üzerine de toprak dökülmüştü. Zamanla tahta çürüdü, zayıfladı, toprakta biten otları yemek isteyen eşeğin ağırlığını çekemedi ve güm... Hayvancık saatlerce acı içinde kıvranmış, bağırmış kendi dilince.
Ayıptır söylemesi, anırmış yani.
Sesini duyan sahibi gelip bakmış ki vaziyet kötü. Zavallı eşeği kuyunun dibinde melül mahzun bakınıyor. Üstelik yaralanmış.
Karşılaştığı bu durumda kendini eşeği kadar zavallı hissedip köylüleri yardıma çağırmış. “Ne yapsak, ne etsek de eşeği kuyudan nasıl çıkarsak?” soruları havada kalmış! Sonunda karar verilmiş: “Eşeği kurtarmak için çalışmaya değmez. Tek çare, kuyuyu toprakla örtmek, eşeği işkence çektirmeden tez vakitte öldürmek.” Ellerine aldıkları küreklerle etraftan kuyunun içine toprak atmışlar. Zavallı hayvan, üzerine gelen toprakları, her seferinde silkinerek dibe dökmüş. Ayaklarının altına aldığı toprak sayesinde her an biraz daha yükselip sonunda yukarıya kadar çıkmış. Köylülerin ağzı açık, baka kalmışlarrr.
Mevlana'dan alıntı.
Hayat bu! bazen bizim de üzerimize abanır. Ne bazen? Çoğu zaman... Üstümüzü toz toprakla örtmeye çalışanlar olabilir. Bunlarla baş etmenin tek yolu, yakınıp sızlanmak değil; dökülen toprakları silkeleyip,ayaklarımızın altına aldığımız o topraklar sayesinde yükselmek ve aydınlığa çıkmaktır.
Kör kuyulara düşsek bile...
Sevgilerimizle.
31 Ocak 2010 Pazar
KÖR KUYUDAKİ EŞEK
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
15 yorum:
ne güzel.. gecenin karanlığında umut verdi eşeğin öyküsü..
Sevgili Sufi,
Bloguna uğramaya başlayalı çok uzun zaman olmadı. Okuduğum her şey çok anlamlı,birleştirici, sabır öğütleyici, ders verici nitelikteydi. Biraz fazla sert yaşamış, insanla ilgili pek de ümitvar olmayan biri olarak ütopik bulduklarım da olmuştu. Ama
Mevlana' nın bu alıntısı verdiği mesaj ve umutla çok hoşuma gitti doğrusu.
Çok teşekkür ederim paylaştığın için.
Sevgiler...
Sayın Sufi,
Her zaman olduğu gibi bu kezde yine müthiş bir ders.
Eliniz dert görmesin.
Paylaşım için teşekkür ediyorum.
Sonsuz sevgi ve saygılarımla
Enerjilerin takip edilmesiyle gelen
bir gerçek vardır ve kalbin en derinliklerinde,bir sevgi,gerçeği bilen bir öz vardır.
Mevlana bizi bu asla solmayan ve sınırsız olan alana getirmeye çalışıyor.Bu herkesin kendi çocuklarımız ve torunlarımız kadar
değerli olduğunu anladığımız ''an''
ulaştığımız ''alan''dır.
Saygılarımla,
Yine güzel bir yaşam dersi, teşekkürler.
Sufi, yine muhteşemsin :))
Kör kuyudaki afedersiniz eşek olamıyoruz bazen, öylece durup toprağın üzerimizi örtmesini bekliyoruz..
Emeğinize sağlık..
Baki sevgi ve saygılarımla..
Sevgili Sufi burada şunlara mı dikkat etmek gerekir?
1-Eşek olmayacaksın
2-Eğer eşek olursan kuyuya düşmeyeceksin.
3-Kuyuya düşersen her zaman yukardan toprak atacak kımse bulamayabilirsin.
4-Hayat bizi neden yoruyorsun?
"Çıkmadık canda ümit vardır." Doğrularımızı ideallerimizi gerçekleştirme yolunda ya da İçinde blunduğumuz durumdan kurtulmak için umutsuzluğa kapılıp, savaşmaktan vazgeçmezsek, başarabiliriz. Yeter ki inanalım ve bu uğurda çaba gösterelim. Eşek bunu başarmışsa biz neden yapamayalım..?
Yine çok güzel, düşündüren bir hikaye,yüreğine sağlık.
Sevgiler canım
Tam bu sabah ihtiyacim olan bir ögüttü, durup topragin örtmesini beklemekten vazgecip, silkinmek gerek artik. Ellerinize, yüreginize saglik:))
Hadi ben silkinmeye gidiyorum, gitmeden sarildim, öptüm hepinizi:))
Çok güzel bir öykü, haftaya umut içinde başlamamı sağladı.
Efendim, merhabalar: "Kör kuyuya düşen eşek" anlatınızı okudum.
Köylüler küreklerle eşeğin üzerine toprak atmaya başlayınca ben hemen ilk etapta gayri ihtiyarı "eyvah" demiştim. Ama hikayedeki eşekte mutlaka önce ilk etapta "eyvah" demiştir. Ama, onu da iç güdüsü kurtardı.
Kurtulduğuna iyi mi yaptı kötü mü yaptı orası ayrı bir platformda tartışılır.
Biz bu anlatının vermek istediği mesaja dönersek; sizin de dediğiniz gibi, ölüm hariç, hangi çukurda olursak olalım, mutlaka o çukurdan düzlüğe bir çıkış yolu ama mutlaka vardır.
Bu güzel paylaşımınız için kaleminize, emeğinize ve yüreğinize sağlık ve mutluluklar dilerim.
Allah'a emanet olun ve sağlıcakla kalın.
Sevgili aydedeye havlayan;
Artık eşeklerden bile ibret alır olduk çok şükür, sevgilerimle.
Sevgili Asuman Yelen;
Hayatı sert yaşamış olanlar inan ki bir eli yağda bir eli balda olanlardan daha bir farkındalıklı yaşıyorlar.Böylesi yaşantı daha iyi ve daha anlayışlı olmamız konusunda bizleri pişirip olgunlaştırıyor.Şükredelim derim ben teşekkür ve sevgilerimle.
Sevgili Haykırış;
Ne yapalım artık yeniden masallara efsanelere özümüze dönmekten mutluluk duyar olduk, sevgiler hanemizden hanenize.
Sevgili Jivago;
Ne zaman gözümüzle gördüğümüz herşeyi birleyeceğiz, varlığımızın içindeki gerçek varlığın farkına varıp uyanacağız; İşte o gün neyin önemli olduğunu anlamış olacağız inşaallah. sevgilerimle.
Sevgili Alizafersapci;Ne çok ders var hayatta ders almayı bilebilene değil mi? Sevgilerimle.
Sevgili Derkenar;
Körkuyulardaki eşeklerden bile ders almaya başladıysak anla ki çıkmayı da başaracağız o kuyulardan bir gün dostum. sevgilerimle.
Sevgili
nanopolitika;
Çınar;
Belgin;
Vladimir;
Recep Altun;
1-Eşek olup kendimize semer vurdurmayacağız.
2-Eşek olup kuyulara düşmeyeceğiz.
3-Eşek olup battığımız çamura bir kez daha batmayacağız.
4-Eşekken kedilere özenip sahibimize sürtünüp başımız okşansın diye sırnaşmayacağız.Çünkü Recep arkadaşımızın söylediği gibi"ölüm hariç, hangi çukurda olursak olalım, mutlaka o çukurdan düzlüğe bir çıkış yolu mutlaka vardır." Hepinize teşekkürler ve Sevgilerimle.
Hani herşeyde vardır ya bir hayır. Köylülerin, eşşeğin, kuyunun, hatta toprağın yerine koydum da kendimi.. her birinde o kadar farklı bir güzelliği gördüm ki.
Her birinde bir faydam dokunmuş bir diğerine sanki.
Yorum Gönder