NE KADAR HÂKİMİZ KENDİMİZE? - SUFİ SAJA

.

"Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur."Kemal ATATÜRK .

9 Ocak 2010 Cumartesi

NE KADAR HÂKİMİZ KENDİMİZE?

Dilimizin ucuna kadar gelen sözcüklere dur diyebilmekse kendine hâkim olabilmek,
Ne kadar hâkimiz kendimize? Bir dönüp kendimize bakmak gerek…
İçimizde fırtınalar koparken, sakin sessiz bir liman görüntüsünde olabilmekse,
Kontrolsüz iç yangınlarımızın çevreye sıçramasını önleyebilmek,
Bir aslan kadar yırtıcıyken okşayabilmekse pençelerimizle avımızı,
Küfür dolu kelimelerimizi sevgi sözcüklerine döndürebilmekse,
Elimizi uzatmışken bir bizim olmayan şeye o elleri geri çekebilmekse kendine hâkim olabilmek?
Yalan söylediğini bile bile karşımızdakinin yüzüne vurmamaksa doğruyu,
Kin dolu gönlü görmezden gelip, şefkat toplarımızı atabilmekse,
Gereksiz eleştirilerde zıplamadan boyun büküp “sen de haklısın!” diyebilmekse karşımızdakine,
İnsan olma yolunda; dıştan içe bir adım daha atabildik, kendimize az-buçuk hâkim olabildik demektir. Öyleyse ne mutlu bunu başarabilenlerden olabilenlere!
Sevgilerimle.

25 yorum:

haykırış dedi ki...

Sayı Sufi,
İnsan olmanın erdemini ne güzel yorumlamışsınız, tamamını değil birazını başarabilme kudretine sahip olabilseydim diye düşünür buldum şimdi kendimi.
Bu arada göremiyordum sizi umarım bir rahatsızlık söz konusu değildir.
Sonsuz saygılarımızla

sufi dedi ki...

Sevgili Haykırış;
Hanemiz şenlendiği, askerimiz yemin andını okuyup yuvamıza çocuğu ve sevgili eşine yani gelinime kavuştuğu için (2 günlük bir kavuşma olsa bile)fırsat bulup da sizlere iadeyi ziyaret yapamadım bugünlerde.Günün büyük bir kısmını torunum ve mutfak arasında geçiriyorum, sizleri de özledim.Fırsat buldukça geleceğim ,Sevgilerimle.

aysema dedi ki...

Hepinizi öpüyorum...

Unknown dedi ki...

hayırlı kavuşmalar olsun hayırlı teskereler :)

haykırış dedi ki...

Sayın Sufi,
Çok sevindim Rabbim her daim mutlu ve şen kılsın sizi ve aile efradınızı, gözünüz aydın olsun.
Hanemizden sevgi ve saygılarla bolca selamlar

Arzu Breda dedi ki...

Canımın içi Suficim;

Şu dizelediğin sözlerin bir çoğunu, canım babamda, bazılarını da anneciğimde görüyorum..
Bir kaçını da kendim yapmaya çalışıyorum, elimden geldiğince, dilim döndüğünce..
Ama, daha çok fırın ekmek yemem lazım..
Bunu biliyor ve zamanın bana hoşgörülü davranmasını bekliyorum..
Umarım ki, beklemem boşa çıkmaz..

Çok güzel öğüt ve telkinler vermişsin yine..
İçinden seçip alabilene ne mutlu..

Çok teşekkürler Suficiğim.. :))

Sevgilerimle..

Evren dedi ki...

sorulardan sonra durdum, bazılarını dönüp tekrar okudum. nekadarını yapabildim, nerede ve ne zaman dedim... şimdi sorularımın cevaplarını bulmaya gidiyorum... ve seni ziyarete gelmeyi çok ama çok seviyorum... hep ol emi...

aysegul dedi ki...

Sayın yaş büyüğüm Sufi,
Sizden yine değişik şeyler öğreniyorum.Çok teşekkür ederim.

Fırınlarla ekmek yemenin sonu olmadığı gibi...İnsan ölünceye kadar olmanında sonu yok...Hatta
öldükten sonra bile olmanın sonu yok...Sonsuzluk bir bu bilgi...

Sizin engin bşigilerinizden o kadar çok şeyler öğreniyorum ki
ne kadar teşekkür etesem azdır efendim.

Sonsuz şükran ve saygılarımla,

Ayşegül

Adsız dedi ki...

çok güzel bu...ellerinize sağlık...ne mutlu hakim olabilene ve yaşamı bi mahkeme algılayıp kendine avukat aramak ve hep kendini savunmak zorunluluğundan sıyrılıp tek başına hâkim yaşabilene!

Elifin Terazisi dedi ki...

Satırlarınızı okurken, "insan olmaya geldim" diye bir deyiş vardı.Onun dizeleri uçuştu kafamda, olabilene ne mutlu...Sevgiler:)

sufi dedi ki...

Sevgili Aysema;
Biz de seni öpüyorum güzel anneanne.
Sevgili Funda;
4 ayımız kaldı neler bitmedi ki o da biter teskere gelir bir gün inşaallah.
Sevgili Haykırış;
Kavuştuğunda ayrılacağını bilerek sarılmanın ve kavuşmanın mutluluğu buruk oluyor galiba dostum. Yarın askerimizi teslim ediyoruz bir gözümüz gördü ya öbürü?Ona da şükürler olsun sevgilerimle.

parka dedi ki...

Can dostum

Neye ne kadar hakim insan derken, umarım olumsuzluklara karşı sessizliğin bir siniklik haline dönüşmesinden bahsetmiyoruzdur. Acıları doğuranların kayıplarımız olduğunu unutmamalı insan. Bu yaşamın döngüsünde insan vakurluğu onur ve şahsiyetten ödün verip sinik kalmaysa zulüme ve baskıya, insan direncini kusmalı ve susmamalı diye düşünüyorum.

Ben yazılarımda küfreder gibi olumsuzluğun ön eklerini dillendirirken, düşünebilen sessizliklere seslendiğimi umarak yaşıyorum. Günü eleştirmeyenin ve sorgulamayanın yarınları olamaz. Bunun farkındalığına hakim olabilmek yürek cesaretimizle ilgilidir. Ben bu ülkeyi soyup, insanlarının cesaretlerini kıran bir sisteme her gün küfrede bilme yetimi iki metrekarelik toprağıma kadar taşımak yolundayım. Baş ucuma su dökenede eyvallah, tükürenede der gibi giderim. Ama asla yaşadığım sürece doğru bildiklerimden ödün verip bir kenarda ezik ve sinik ölmeyi beklemiyecek kadar da insanlığımı kaybetmedim deme cesaretinide göstere biliyorum.

Bak burada iki lokmaya muhtaçlıklar gözlemliyorum. Bak burada ilaç parasını bulamadığı için çıldır otundan ağrı kesici yapan insanımızın avuç içlerini kokluyorum. Bak burada banka ATM sinde bir gece yarısı uyurken bulduğum sokak çocuğunun, anne düşlerini göz yaşlarımla okşuyorum. Bak memleketimde sadakaya muhtaç ettirilen insanlarımın feryat seslerinin kapı önüme kadar geldiğini duyuyor, kulak zarlarımı onlara ulaşabilmek adına patlatırcasına zorluyorum. Bir insanlığımız varsa eğer, görebildiklerine şaşmaktansa, susmayıp yüreğimdekileri kusuyorum.

Askerimin gözlerinden öpüyor, göz aydınları diliyorum değerli arkadaşım.

Ahmet

sufi dedi ki...

Canımın içi Arzu Bredam;
Aslında söylenen sözlerin hepsi bana kendime...Ne kadarını başardım? Bir yerde başardım gururlandım kendimden. öbür tarafta sınıfta kaldım..Bu saydıklarım insan olma yolunda bir basamak, daha bunun gibi 39 basamak var.Zor dostum zor...Yine de "Allahtan umut kesilmez" diye bir atasözümüz var Allahtan! ya!...sevgilerimle.
Sevgili Evren'im;
Ben de sizlere gelip ziyaret edip sizlerle siz olabildiğimde keyif alıyor insan olduğuma ve blog dostlarıma şükrediyorum. Ne çok şey öğreniyoruz dostum birbirimizden?Ben gitsem de bana ait olduğunu sandığım kelimelerim kalır geriye ,hem ben gider gider gelirim inşaallah dostum sevgilerimle.
Sevgili Ayşegül;
Seni kızım gibi dizlerime koyup başını, saçını okşayasım geldi nedense inan.Teşekkür ederim tüm sözcüklerine sevgilerimle.
Sevgili Palyözi;
Avukatları işten çıkarıp kendi kendimizi savunacak bir tek ses bırakmamak içimizde esas mesele.O savunmaya geçen avukatlar kendimizi haklı gösterecek ne savunmalar düzenliyorlar çoğu kez bize değil mi? yalancı onlar dikkat etmek gerek, Sevgilerimle.
Sevgili elif;
"İnsan olmaya geldik" "ölmeden önce ölmeye" hakkın varlığında yeniden dirilmeye geldik, hak nasip eder inşaallah canım, sevgilerimle.

Yaşamın kıyısında dedi ki...

Öncelikle gözün aydın Dilek'cim,
Allah tamamına erdirsin, ne güzeldir şimdi sizin ev, dolu dolu...
Yazındaki satırlar ne yazık ki bana yapışmış durumda, ne yazık ki! diyorum hiç iyi değil be can dostum. Ben bu yolda çok hırpalandım,kullanıldım,acı çektim.
İsyanları içe dönük yaşamak yıpratıcı. Kabullenmek! ne olursa olsun kabullenmek ezilmeye yol açıyor. İtiraz! zor, yutarken boğazı parçalanıyor insanın.
Hele bildiğin halde yalanı hazmetmek bir o kadar yürek hırpalayıcı. Devir o hale geldi ki! duyduğun sevgi ve saygı geri dönüşümü tokat gibi iniyor yüzüne.
Ahmet kardeşimizin açıklamalarında
ne kadar gerçekci payı olduğunu ben çok iyi anlıyabiliyorum.
Sakın yanlış anlama itirazım yazına değil aslında olması gereken belkide bu, itirazım sadece kendime arkadaşım.
Sevgiler...

öykü dedi ki...

SABIR
HOŞGÖRÜ
İNSAN SEVGİSİ
tasıyan bu satırların hepımıze verdıgı cok sey var
ıyı kı varsın sufıcım
sevgılerımle..

guguk kuşu dedi ki...

Canım Sufi,
Ben de Evrenin tarzında okudum yazını. Kendimi objektif olarak yargıladım bu konuda. Yapabildiğim zamanlar olduğunu gördüm yapamadığım zamanlar için de bazıları içn hiç pişman olmadığımı, bazıları için deliler gibi yandığımı. Sonra düşündüm de tekrar sanki hepsinin öyle olması gerekiyordu ve acı tatlı yaşananlar hepsi tatlı meyvelere dönüştü. durum böyle olunca içim rahatladı.

Unknown dedi ki...

Sevgili Sufi iyi bir insan olmak anlayışlı sessiz kızmayan gereksiz yere haksızlıklara yanlışlara susan ınsan demek degıldır.Iyılık ınsanın kendıne zarar vermesı yada vermemesıdır ve sadece kışısel bır durumdur bu konuda bır cok ınsana yanlış dusunceye kapılmya neden olur.

MAVİ TUTKU dedi ki...

Yazdığınız bazı şeyleri yapabilsem de bazılarını yapamıyorum. İkiyüzlü ve yalan söyleyen insaların yüzüne vuruyorum, ki kendilerini başarılı birer yalancı görmesinler. Tevazu güzeldir, ama gerektiğinde sevdiğinin uzaklaşması pahasına yanlışlarını söyleyip kral çıplak diyebilmek gerektiğine inanıyorum.
Hayırlı teskereler diliyorum. Allah sağlıkla tamamına erdirsin.

nanopolitika dedi ki...

Sevgili Sufi iyi bir insan olmak anlayışlı sessiz kızmayan gereksiz yere haksızlıklara yanlışlara susan ınsan demek degıldır.Iyılık ınsanın kendıne zarar vermesı yada vermemesıdır ve sadece kışısel bır durumdur bu konuda bır cok ınsana yanlış dusunceye kapılmya neden olur.

Aydan Atlayan Kedi dedi ki...

Sevgili Sufi,
Üzerinde düşüne düşüne okudum her bir cümleyi. Nerede susmayı becebildiğimi ve nerede susmadan duramadığımı düşündüm. Sanırım susmak ya da susmamak sonuçları o an için düşünmeye bağlı. Ve sonuçların ne olacağı susmanın haklı veya haksızlığının bir göstergesi. susmadığım zamanlar var elbet. Haksızlığa karşı susamadığım zamanlar bunlar. Sustuğum zaman benim ve diğerlerinin başına başına vurulduğu ezilmek bir yana iyice yerin dibine batırıldığımız zamanlar. Adil olmayanın adaletsiz yanına karşı susmak mümkün müdür? Sustuğum zamanlar ise sevdiğim insanın o anlık öfkesinin eseri kelimeler. Çünkü o kelimelerin o öfke dindiğinde hiç bir anlamı olmayacak bilirim. Ve susmamak iyice alevlendirecek herşeyi. Sanırım susacak zamanları ve susulmayacak zamanları bilmek önemli. Ben böyle düşünüyorum.

sufi dedi ki...

Sevgili karakalem;
Sevgili nanopolitika;

Sizlerin yorum ve fikirlerinize cevabımı blogda bugünkü yazımla vermeye çalıştım.Fikirleriniz benim için çok değerli onun için hatam varsa affola.sevgilerimle.

sufi dedi ki...

Sevgili Yaşamın kıyısında;
Bu yollarda ne çok hırpalandık, yerlere düştük yeniden kalktık. Susmayıp isyan ettiğimizde de bir şey kazanmadığımızı gördük.Susmak ve kendine hakim olmak züğürt tesellisi gibi de görünse mazlum olmanın çok büyük yaptırım gücü olduğuna şahit olduk galiba yaşımız gereği sevgilerimle.
Sevgili Öykü;
Tasavvufda hakkın varlığını yaratılmışta görme çalışması deniyor galiba bu tür çalışmalara.Başaranlardan olalım inşaallah.sevgilerimle.
Sevgili guguk kuşum;
Önce kendi binamızı mamur edip etmediğimize bakmamız gerek canım. Hatalarımız ve günahlarımızla geçmişimize göz attığımızda herşeyin yerliyerinde ve olması gerektiği gibi olduğunu pişmanlık duymadan gözlemlersek "külahımızı elimize aldık" demektir.Sebep-sonuç ilişkilerine geniş bir yelpazeden bakıp gözlemleriz artık, bu da bizim kârımızdır senin de dediğin gibi acı olan meyvelerimiz tatlanmıştır sonunda.Sevgilerimle.

sufi dedi ki...

Sevgili onuncu köyün adamı;
Sen de haklısın arkadaşım.Bir kişinin yalan söylediğini bile bile (söylenenleri yutmuş ve inanmış gibi davranmak) da riya ve bir nevi yalan gibi olsa da; o kişinin bir daha bir daha aynı hatayı yapmasını bir yerden sonra önleyebiliyor bence.Birçok söz söylemek yerine herşeyi bildiğinizi belirten bir bakışın o kişide çok daha etkili olduğunu gözlemlerimizle görmüşüzdür çoğu kez."Cısss! "demek gibi birşey işte.Yine de anlayana! sevgilerimle.
Sevgili kedim;
Yerine göre susmak...Nefsin sözleriyle değil de sevginin sözleriyle konuşmak en güzeli.Öfkeyle kalkıp zararla oturmamak için ses frekansımızın bile yapıcı ya da yıkıcı gücünün farkındalığına varabilmek erdemini yakalamak ne güzel.Ne doğru söylemişsin;"Çünkü o kelimelerin o öfke dindiğinde hiç bir anlamı olmayacak bilirim. Ve susmamak iyice alevlendirecek herşeyi."diye özetlemişsin benim bütün söylemek istediklerimi. teşekkür ederim sevgilerimle.

beenmaya dedi ki...

yerine göre susmak ya da susar gibi anlatmak belki de olanı biteni...ama öyle zor ki aslında o an yaşananla, yaşatılanla ilgili...

sufi dedi ki...

Sevgili mayam;
İşte o ya zor olan; kendine hakim olma, olabilme sırrı.Nefsin konuş dediğinde susmak...Yapıcı aklının konuş demesiyle; konuş...İkisini birbirinden çok iyi ayırabilmemiz gerek.
Sevgilerimle.