Zamanın birinde bir Ülkenin kralı 17 yaşını dolduran prensesinin doğum gününü kutlamak için sarayında büyük bir parti verir ve ülkenin bütün ileri gelenlerini bu mutlu şölene davet eder, hatta büyücüleri bile. Ancak on üçüncü büyücüyü bu davete çağırmayı unutur. 13.Büyücü de; intikam almak için prensese büyü yapar. Prensesin eline, 18. yaş gününde iğne batacak ve bütün saraydakilerle birlikte prenses anında derin bir uykuya dalacaktır.
Bunu duyan birçok prens saraya ulaşmaya çalışır ama sarayın her tarafını dikenli sarmaşıklar sarmıştır. Çokça zaman sonra olanları duyan cesaretli bir prens kendi ülkesinden buraya gelip, elinde kılıcı ve cesaretiyle sarmaşıkları kesmeye başlar... Ve sonunda saraya ulaşıp, dikiş odasında kucağında eline batan iğneyle uyuyan güzeli bulur, anlına kondurduğu bir öpücükle büyü bozulup, prenses ve saraydakiler derin uykularından uyanır. Bu bir masaldır hepimizin bildiği. Ancak içinde yaşadığımız şu yıllarda UYUYAN GÜZEL PROJESİ’nden haberi olanlarınız vardır sanıyorum. Bu bir masal değil, Zihin kontrol Programı’dır..
Projenin amacı; İnsan beyninin uzaktan kumandası, beyinyazımızda da belirttiğimiz gibi yönetilip yönlendirilmesi.
Gerekçesi ise; Toplu ayaklanma ve karşı gösteri hallerinde insanları kontrol altına almak sakinleştirmek ve teslim olmalarını sağlamak. Proje üzerinde çalışan yetkililerin, beyin kontrolü projesi ile ilgili çarpıcı bir gerekçeleri var ; "Biz bu araştırmayı, insanlığın hayrı için yapıyoruz. Bu teknikle toplu bir ayaklanma, ya da gösteri halinde kimsenin canı yanmadan olay yatıştırılacak. Bunun yanında terör örgütlerinin eylemlerinin engellenmesi için de bu proje önemli" denmektedir. İnsanoğlunun yapamayacağı hiçbir şey yoktur, yeter ki azmetsin. Ancakkk, Allah'ın izni olmadan bir yaprak kıpırdamıyorsa; gelsinler “sivrisineğin kanadını yapsınlar” diyorum ben de.
Elbet uyuyanları bir öpücükle uyandıracak bir yiğit çıkacaktır bir gün, tam burada bu yerde...
Sevgilerimle.
14 Ocak 2010 Perşembe
UYUYAN GÜZEL PROJESİNE BİR ÖPÜCÜKLE ÇÖZÜM
Gönderen sufi zaman: 17:51
Etiketler: DİLEK'ten mektuplar...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
11 yorum:
Sevgili Tontini bu yazıya yazılabilecek en iyi yorum şudur:Sarı saçlım mavi gözlüm neredesin.
Cevapda şu olsa gerek hepimiz birer Mustafa Kemaliz.Hepiniz birer Mustafa Kemalsiniz.
Türkiye'de böyle projelere gerek yok ki zaten uyuyoruz uzun süredir hepimiz..
uzay filmlerinde vardı böyle projeler hani bize çok imkansız gibi gözükürdü, hani kurgu gibi birazda... ne tuhaf galiba gelecek geldi... fanusta birbirinin klonları insanlar olacak yakında çok yakında...
Ah Atatürk üm ah !
Yok zaten ona ne gerek varki ablam hepbirlikte uyuyoruz zaten..
Bu projenin gündelik hayattaki şekli, orantılı güç kullanımı, biber gazı, basınçlı su vs.
O YİĞİT bize geldi be Sufim, şimdi öte geçelerde bize kızmakta....
hayat şartları şu anda insanın beynini kontrol edebilecek en iyi sistem herhalde.
yaşam mücadelesi vermekten geçim sıkıntısı çekmekten herşeye duyarsız tepkisiz kalmış bulunuyoruz tez zamanda gelir inşallah şu prens herkes uyanır uykusundan..
ne diyelim hepimiz prensiz ya da prens olma adımlarını atmak için çabalayanlarız saygılar sevgiler..
Artık bir prens çıksa gelse de, uyuyanları uyandırırken, bazılarını da İnsanlığın hayrı için,ebediyyen uyutuverse ne güzel olurdu.
Sevgiler canım benim
Yazının buraya varacağını işin aslı tahmin etmemiştim ama sonu güzel olmuş. Bir imam Humeyni aforizması ile sonlandırıyorum Sırrı Süreyya Önder dilinden "Sizin ayağınız bir taşa bile değse siz yine de bir kere amerikaya sövün".
Yazıya anahtar kelime veriyorum artı ya da eksi "Bilinç".
Sevgili Sufi ablacığım,
Bireyselliklerini satışa çıkaranlar
toplumun onlar hakkında verdiği
mahkumiyet kararını kendi gönüllü yargıçları olarak benimser.böylece kendilerine yapılan haksızlığı da
nesnel olarak haklı çıkarmış olurlar.Yaptıkları,özel gerileyiciler olarak genel gerilemeninönüne düşmektir ve gürültülü muhalefetleri bile zayıflıktan ötürü baş vurulan uyarlamanın daha ince bir biçimidir sadece.
Ben siyaset bilimi okuyorum.Bugün
sizin bloğunuzu bir doçent hocamıza
gösterme gereksinimi duydum.epey
inceledi.Söylediği,evrensel ve çok
aydınlatıcı bir blog olduğunuz.
Hocamız evrensel sosyalist olmasına rağmen;Anarşizm felsefesi ile Fettullah Gülenin sınırsız
dünya görüşünü savunan birisi.Ve
önümüzdeki yıllara siyasetle birlikte din unsurunun birlikte damgasını vuracağını söylüyor.Ben
daha oralarda değilim,ama benim gibi bloğunuzu çok beğendi ve faydalı buldu.
Sevgi ve saygılarımla,
bazen bu ülkede,bu İstanbul şehrinde,her günü yaşamaktansa uyuyan güzel olmak yeğdir diyorum.Daha dün,içki satılan işyerimde yaşı ufak gözüken iki okul etekli genç kıza içki verilmediği için bağırıp çağırıp küfür edip olay çıkarttılar ve ben müdahale edip kollarından tutup dışarı atmak zorunda kaldım.2 saat sonra caddemizin yukarısındaki biriken kalabalık ve ambulans sayesinde öğrendikki kızlar birbirlerini bıçaklamış.Hangisine yanayım?o genç kızların ( kimliklerine göre biri 17 yaşındaydı ) güpegündüz saat 12 de içki içmek isteyebilmelerine mi;o kızların bu hale gelmesini fark etmeyen veya izin veren ,görmeyen kör ebeveynlerine mi;ya ben cengaverce dışarı atarken o bıçağı bana soksaydı ne olurduya mı;keşke beni bıçaklasaydı da 17 yaşındaki öbür kız kasık arterinden yara almasaydı,ben kendimi daha iyi korurdum düşüncesine mi;hepsinden öte,nereye gidiyoruz,çocuklarımıza neler oluyor?
En azından bir şeyler düzelene kadar uyuyan prenses olsam ben olma mı:(
Yorum Gönder