İŞVEREN-ÇALIŞAN ARASINDAKİ KAN UYUŞMAZLIĞI - SUFİ SAJA

.

"Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur."Kemal ATATÜRK .

29 Mart 2010 Pazartesi

İŞVEREN-ÇALIŞAN ARASINDAKİ KAN UYUŞMAZLIĞI

Güzel Ülkemizde işsizlerimizin sayısının 16 milyona çıktığı şu günlere nasıl geldik? Şöyle bir dönüp bakmamız gerek geçmişe:
Çokbilmiş adamın biri Jack Trout diğeri (ne tesadüf) Jack Welch:
“ farklılaş ya da ÖL”
“Böl ve Yönet”
“Kan değişimi yap”
“Doldur boşalt”
"yumurtlamayan tavuğu KES"
gibi sloganlar atarak, bir işletmede kârlılığı arttırmak masrafları asgariye çekebilmek için çeşitli faraziyeler üretmişler... “Efendiler, köleleri daha en iyi nasıl çalıştırabilir? Yok çalışmıyorlarsa; 40 değnek vurulup, ardından kör kuyulara nasıl atılır? ” formülleri gibi birtakım yöntemleri granül halinde işverenlere yutturmuşlar.

Performans değerlendirme konusunda; çalışanlara aynı ilkokullardaki gibi A-B-C gibi kurdelalar takılmış, çalışanlar birbirine: “aaA şuna bak C=cılız şey sen de!”diyebilir duruma gelmişiz.Ülkemize konferans vermeleri için 80-100 bin dolarcık ödenerek getirilen bu ünlü GURUlar, olmazsa olmaz bu büyük düşünürler; size kalıplaşmış şu sözleri söylemişler sadece, hepimizin bildiği:
“İlk olun.
Sahiplenebilecek nitelikler öne sürün.
Lider olun.
Pazarda uzmanlaşın.
Kurum tarihi yaratın ve bunu kullanın.
Birinci tercih olmayı keşfedin.
Ürünlerinize özel nitelikler yükleyin.
Markanızı ya da ürününüzü çekici ve cazip kılın;
Yakıcı olun.
Pisuvarda bile reklam yapın.
Başarılı olamayanları (yalakalık yapamayan, eğere de gelirim semere de demeyen, ya da sizin tuttuğunuz partiyi veya takımı tutmayan)ları önce yıpratın, ödül gibi gösterip “dünyanın bir ucuna gider misin?” deyin. Olmadı kurdelasını A dan B ye indirin onur yapsın, olmadı kendi işten çıkmıyorsa; "kanımız uyuşmadı" deyip siz işten ATIN.” diyen gurularla (diva ya da danışmanlarla)dolu bir ülkede yaşıyoruz şimdi gördüğünüz gibi.....Söyledikleri şeyler bilinen şeyler de olsa konferanslarına gitmek için 350-400 dolar ödüyorsunuz adı John’sa Jack’se gidiyorsunuz eğer konuşmacımız Ahmet’se “ha şu bizim Ahmet!”deyip onu dinlemekten vazgeçiyorsunuz.Oysa o da aynı şeyleri söylüyor belki ama, O bizim Ahmet işte..Kim takar Yalova kaymakamı misali...

Çeşitli nedenlerle ülkemde işsiz kalan, gönlü yaralı 16 milyon insanımıza ve ailelerine Hak Tanrı yardımcı ola.Hepinize sevgilerimle.Tontini

22 yorum:

haykırış dedi ki...

Sayın Sufi,
Günaydın, Bankamızdan emekli olduktan sonra farklı bir bankadan görev teklifi aldım.
Bana bir lütufmuş gibi sunulan paket içerisinde bulunan "genel müdürlüğe bildirmeden istemediğiniz personelin iş çıkışını yapabilirsiniz" maddesi çok dikkatimi çekmişti ve hatta sözleşmeyi imzalamadan önce bu maddenin çıkarılmasını istemiştim olur ya sinirlenip uygulamaya kalkarsam gibi bir düşünceyle.. Kabul edilmedi o bizim personele karşı silahımız denmişti.
Gençlerimizin mevcut işlerini kaybetmelerini işte o gün üzüntüyle öğrenmiştim..
Sonsuz sevgi ve saygılarımla

Arzu Pınar dedi ki...

bu gerizekalılar yüzünden dünya krizde, bereket kalmadı.

ali zafer sapci dedi ki...

Aydınlatan güzel bir yazı daha.
Severek okudum. Teşekkürler.

sufi dedi ki...

Sevgili meslekdaşım;
Biliyorsun bizim bankamızda işten çıkarma yoktu.Bizler öyle öğrendik öyle gördük.Onun için İş Bankası Hâla İŞ Bankası ve öyle de büyüyecek bence.Çalışanın eksik ve hatta hasta yanları çeşitli seminerlerle ve tedavilerle onarılır ve kişiler 2 kat bankamıza yararlı hala getirilirdi.Başarısızlıkların nedenleri yöneticilere sorulur "geri beslenim eksikliğinden kaynaklanan performans düşüklüğü" gibi nitelendirilirdi ibrelerin düşüşü.Ailedeki şefkat eksikliğinin çocuğa yansıması nasıl oluyorsa işyerimizde de "nerede hata yaptık?" diye bizler (yetkililer) kendimizi sorguya çekerdik.Ben de senin gibi emekli olduktan sonra bankam dışında başka bankalardan gelen teklifleri kabul etmedim.İş Bankası; motivasyon eksikliğimde dert ve sıkıntılarımda, başaramadığım zamanlarımda bana tekme vurmayan, güle-güle demeyen, sarıp sarmalayan, hatta çeşitli nedenlerle ayrılmak istediğimde yazdığım dilekçemi yırtan kutsal ailemdi benim.Ve öyle de kalacak.
Yazıda geçen işverenlerin örnek alması gereken kuruluş işte böyle olmalı bence... sevgilerimle..

sufi dedi ki...

Sevgili
Arzu Pınar;
Ali zafer;
Amerikan sistemi derken ülkemizdeki hızlı büyüme amaçlı şirketlerin ve çalışanların geldiği durum ve Haykırış arkadaşıma yazdığım gibi kendi ilkelerinden ödün vermeyen Atatürk ilkeleri doğrultusunda hareket eden kuruluşun bugünkü durumu sizce de ortada değil mi?
Çalışanını evladı gibi görmeyen işletmeler (evlatlıktan reddedebilenler) bence asla aile olmayı başaramazlar.Böyle sahte aileler de parçalanmaya mahkumdur bence.Sevgilerimle.

NiLaY dedi ki...

çok güzel bilgilendirici bir yazıydı teşekkürler.. bahsedilen politikalar yüzünden şu an işsiz konumda olan bir çok yüksek okul mezunu insan var.. yazık halimize, beyin ve beden güzümüze..

Unknown dedi ki...

Ne diyelim amin diyelim.

öykü dedi ki...

Çok ogretıcı bı yazı olmus
sonundakı dılege ben de katılıyoırum

Esin Bozdemir dedi ki...

Sevgili Sufi,

Ülkemizin içindeki duruma ve geldiğimiz noktaya atıfta bulunduğun yazı ve yorumlara bende yürekten inanıyorum...

çünkü benim çevremde de benzer uygulamalar yüzünden mağdur durumda olan ve işinden olmuş pek çok insan var! her biri nitelikli, donanımlı, eğitimli...ama şu an işsizler!

diliyorum bir an önce düzen değişir ve yavaş yavaş yaralarımız sarılır!..kolay olmayacak elbet 80 yıllık emeğin böyle göz göre göre elden çıkarıldıktan sonra tekrar yerine gelmesi! ama inşallah sabırla tekrar düştüğümüz yerden elbirliği ile ayağa kalkacak bu millet!..ama 15 yılda ama 20 yılda her şey elbirliği ile mümkün...

Ulu Önder Atatürk'ün dediği gibi:
"Hattı müdafa yoktur,sattı müdafa vardır.O satıh bütün bir vatandır!"

Sevgi ve saygılarımla...

Pulsar dedi ki...

Sevgili Sufi,

Yazıda fazla detaya girmeden konunun ana noktalarını çok güzel betimlemişssiniz.O yüzden harika harika bir yazı olmuş diyeyim..Ayrıca sonrasında güzel ve bilgilendirici yorumlarla konu daha da güzelleşmiş..İnşallah insan ve emeğin daha önemli olduğu bir düzene tekrardan dönebiliriz..

Sevgiler..

Vladimir dedi ki...

Çalışanı kağıt üzerindeki istatistik, maliyetinden en kısa yoldan rahatlıkla kurtulunması mümkü olan, haksızlığa karşı sesi kısılmış, amaca ulaşmak için malesef gereken bir "şey" olarak gören kurum ve insan sayısı çok ülkemizde. O yüzden cansız bedenleri sel sularına karışınca, ya da greve gidince sorun oluşturan bir "yaratık" muamelesi görüyorlar. Çalışanına değer veren kurum sayısı malesef az.

sufi dedi ki...

Sevgili Nilay;
Oysa deneyimler ve donanımlar zaman içinde edinilen deneye-yanıla bulunan özellikler.Yeni işe alınanların iş öğrenmeleri için geçecek zamanın işletmelerin performansını ne denli yavaşlatacağı hiç hesaba katılmıyor.
Sevgili Hacivat;
İŞ eşittir zaman çarpı yol...Formül böyle miydi?
Sevgili Öyküm;
"Vardır bir nedeni" diyemez olduk.

sufi dedi ki...

Sevgili Esmir;
50-60 yaşına gelinmeden yani mezara bir karış kalmadan emekli olamayacak insanlarımız artık ya ölerek ya da işten atılarak iş hayatına son verecekler demek ki.Yeni prosedür de genç beyinlerin çalıştırılması ve 35 yaşına gelenlerin işten çıkarılması doğrultuda olunca vay halimize demek düşüyor bize.Dualarımız gerekli mercilere ulaşır inşaallah sevgilerimle.
Sevgili leon;
İşverenlerin kulaklarına dış kaynaklı nifak sokmaların neticesi oluştu bu olgu... Sonunda pişmanlıklara ve ekonomide girilen darboğazlara neden olduğunu birgün dilerim farkedecek, farketmesi gerekenler.İnşaallah geç olmasın.Bizlere her konuda istikrar öğretilmişti. Şimdi ise öğretilmek istenen bukalemon gibi olmak..Sevgilerimle.
Sevgili Vladimir;
Yumurtlayan tavuksan ne alâ bir gün geciktiyse üretimin vay haline? Seni keser yerine makinadan yeni bir tavuk çıkartırım ben."Biri gider biri gelir kalan sağlar bizimdir" hikayesi gibi değil mi?
Yaratık olarak nitelendirilenler de aynı yaratıcının eseri, bu birgün anlaşılacaktır umarım.Teşekkürler ve sevgilerimle.

bilge dedi ki...

dışardan ahkam kesenler paa para diyerek napolyona dönenler sağ olsun daha ne kurdaleler takacaklar bize emeğe saygı senin bilgili olman boşşş bir yerlere dayanman gerekir 3 yıldır iş arayan 2 dil bilen üniversteyi bitirmiş bir kız annesi olarak söyleyecek çok sözüm var ama sabırlı olacağım sabır sabır sabır diyor onları yaradana havale ediyorum..sevgilerimle...

cem dedi ki...

kahrolası amirler..

sufi dedi ki...

Sevgili Bilge;
İsterse 5 lisan bilsin, bizim toplumumuz hükmedebileceği az şey bilen herşeye eyvallah diyebilenlerin "tamam efendim sepet efendimcilerin "memleketi.Biz de riyâkar, yalaka, üç kağıtçı çocuklar yetiştiremedik ne yazık ki.Suçu kendimde buluyorum ben. Ya sen? sevgilerimle.
Sevgili gereksiz adam;
Vallahi kahrolası da demiyoruz onlara sadece zavallılar.Keser dönecek yakında.Sevgilerimle.

Adsız dedi ki...

Merhabalar efendim. "Tontini" sizin bloggerlerin gönlündeki rumuz isminiz olsa gerek.

Bloğumla ilgili ard arda yaşadığım sıkıntılardan sonra, nihayet sorunsuz bir bloğa sahip olabildiğimi sanıyorum.

Bloğuma yaptığınız ziyaretle birlikte manidar bir dörtlükle bulunduğunuz katkıdan dolayı çok teşekkür ederim. Eksik olmayın. Sağolun. Varolun.

Allah'a emanet olun ve sağlıcakla kalın efendim.

Arzu Breda dedi ki...

Canımın içi Tontinim;

Kısa bir süre ayrı kaldım sizlerden.. Sevdiceğimle kısa bir tatil birlikteliği geçirdim.. Bu arada, yazmak dahil her şeyi unutturdu bana.. Bak şimdi ne yorum yapacağımı bile bilmiyorum..

Sen ise, tıpkı kapitalist patronun reklam ve imaj danışmanı gibi, her şeyi sıralamışsın zaten.. Ayol, bunları bir patron okuyup duysa, seni hemen baş danışmanı yapar ve yüklü bir de transfer ücreti alırsın Tontinim.. :)

Valla, bu gidişle insanları 2000 yıl önceki gibi köle toplumuna dönüştürecek bu zihniyet..
Bu gidişe dur demezsek eğer..

Eline, diline, beynine sağlık canım Tontinim..

Sevgiler bırakıyorum kucak dolusu..

Mehmet Osman Çağlar dedi ki...

Dost Sufi , bir zamanlar epey
eleman çalıştırdım.Daha doğrusu şirketimizi kapatmadan,Bağkur'dan emekli olmadan önce..
İnsan kaynakları firmaları vardı.Kalifiye elemanı komisyon karşılığı gönderiyorlardı.

Hizmet sektöründe en zor şey,insanla
uğraşmak,her birinin psikolojisine inmektir.Hele bizim gibi ideolojik
insanların harcı değil.

Kapitalist sistem her zaman sömüren olarak katı olmak durumunda.İnsan unsurunu ön plana alan firmalar iflasa mecburdur.

Bu krizlerin geleceği daha 2000
yılından belliydi.Neyse yazacak çok şey var da sonraya bırakalım.
Sevgilerimle

sufi dedi ki...

Sevgili ra55;
Evet dost Tontini adım takma bir ad ya da mahlas de sen ona.40 yıl Zeynep Dilek'tim şimdi oldum ton-tini.Yeniden doğdum senin anlayacağın.Bu benim için gençlik iksiri.Teşekkürler ve sevgilerimle.

sufi dedi ki...

Sevgili Arzukızım;
Senin yokluğunu farkettiğimi bilmeni isterim.Ancak bu yokluk senin açından mutlu bir yokluk olduğu fısıldanmıştı kulağıma hernasılsa.Bana "canımın içi Tontinim" diyen bir ses olmasa da sen mutlu ol bu yeterdi bana.Daim olsun gönlündeki huzur ve sevinç dilerim seni kucaklayıp öperiiim.Sevgilerimle.

sufi dedi ki...

Sevgili Jivago;
Hak yolunda olan bir insanın insan çalıştırması ve hak adaletten ayrılmaması zor zanaat.Çalışan işleten gibi insanları kategorilere bölüp değerlendirmelere girmenin ne denli zor olduğunu ben de bilen biriyim.Hani heryerde hakkın varlığı varken gel sen birine bir söz söyle erkeksen.Ticaret bizlere göre değil.Anladım ki uzak durmam gerek böyle işlerden.sevgilerimle.