ŞANSIM DÖNÜYOR MU NE? - SUFİ SAJA

.

"Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur."Kemal ATATÜRK .

26 Nisan 2010 Pazartesi

ŞANSIM DÖNÜYOR MU NE?

And içmiştim gidip milli piyango gişesinden bilet almamaya. Ancak bilet satıcısı yanıma gelip de "al" derse alacaktım ve öyle inanmıştım bana da çıkacağına. Uzun zaman bekledim gelen giden olmadı...22 nisan günü nasılsa cebimde 5 lira var biletçi kadın yaklaştı yanıma "abla bilet almayacak mısın?" dedi. "Sadece 5 liram var zaten onu da sana verirsem!" deyince öğrendim biletin 4 lira olduğunu ve aldım. Umut dünyası işte, ertesi gün internete girdim numarayı yazdım aldığım cevap "maalesef bilet numaranıza ikramiye isabet etmemiştir"di.. Bugün aynı kadın tesadüfen yine yanıma geldi. Ben hesap sorar gibi; "sen ogün o bileti verdin ve çıkacak dedin hiçbirşey çıkmadı işte!" deyince nazla niyazla, bana kazı-kazan uzattı gülerek "bir gün çıkar güzel ablam "dedi." O zaman ver o yeşil olanı, sözün doğru mu bakalım!" dedim.3 adet 8 lirayı üstüste görünce (ne yalan söyleyeyim) şansımın geri döndüğüne sevindim. Paramı alıp oturduğum kafedeki masanın üstüne gururla koymamla birlikte yanımıza yaklaşan yaşlıca bir teyze,
yaşlı gözlerle 2 torba erik uzattı bize." Evladım Akhisar'a dönmek için yol parasına ihtiyacım var bu erikleri al bana 10 lira ver yeter, otobüs parası edeceğim" dedi.
Çatlamış toprağa dönmüş yanaklarından akan gözyaşları, kimsesiz oluşu, çadırda kaldığını, şeker hastası olduğunu, yeğenine bakmak zorunda oluşunu söylemesi "otur hele dinlen, bir çay iç" dememize neden oldu."Acıkmıştım ekmek verdiler almam demedim, aldım aha burda!" diye de yeminler edip torbasını gösterdi.

10 lira ne olacak, nerelere harcamıyoruz bu paraları deyip teyzeyi muradına erdirdik çok şükür."Erikleri de başkasına satıp, yeğenine birşeyler alırsın" dedik. Cebimdeki bütün parayı o ağlarken vermediğime şuan ben bile şaşıyorum.Neyse aradan 10 dakika geçti geçmedi elindeki erikler bitmiş anayola doğru giden teyze gözümüze ilişti (hani akhisar'a gidecek yol parası bile yoktu ya!.Bizde acımış ve bir de ardından gözyaşı dökmüştük ya!) Ana yolda bekleyen son model kamyonet ön kapısını açtı ve teyzeyi aldı, güle oynaya yaşlı teyzemiz Güzelyalı yönünden Konak istikametine doğru yolaldı...Allah muradını versin, yolu açık olsun inşaallah.
Yıllar önce Karşıyaka'dan Konak istikametine giden vapura yetişmek için hızlı adım yürüyorken 10 yaşında bir çocuğun iç paralayan ağlayışını duymuş ve yanına varmıştım.Ağlama sebebi gevrek tablasını ve gevreklerinin hepsinin belediye zabıtasınca alıkonduğunu çocuğu teselli eden gençten öğrenmiştim."şimdi babam beni eve koymaz, bir de dayak yiyeceğim eve gidince" diyordu hıçkırarak."Kaç para tablan, kaç paralık gevreğin vardı?" diye sorduğumda aldığım cevaba göre, çocuğun eline tüm paramı sıkıştırıp yetişmiştim vapura.Neden sonra öğrendim ki o çocuk o senaryoyu değişik iskelelerde oynuyormuş zaman zaman.Bir başka hikaye de;
Belediye otobüsünün en arkasındayım bir gün, orta kapının yakınında bir genç bayıldı, ağzından köpükler saçılıyordu o anda.Bütün yolcular seferber oldu onu ayıltmak için. Sonradan öğrendik ki sara hastasıymış ilaçlarını alamamış.Bütün otobüs yolcuları seferber olup, gence bir torba dolusu parayı teslim ettik. Genç 2 durak sonra yardımlarımızla otobüsten indi ve 300 metre gitmeden Otobüs şoförü ayağa kalkıp "beyler o çocuk hergün bu otobüste aynı numarayı çekiyor" dedi.Yolcular neredeyse "neden daha önce söylemedin?" diye şoförü dövecekti.
Bu tür olayları yaşamamın nedenlerini düşündüğümde, ben işin içinden çıkamadım doğrusu.Sizlerin bir öneriniz varsa sevinirim sevgili dostlarım?Sevgilerimle.

Not: Fotoğraf "gallery.photo.com"dan alıntıdır.Fotoğraftaki teyze ile hikayedeki teyze arasında herhangi bir bağlantı yoktur.Ancak tıpkısı gibi benzemektedir bilgilerinize sunulur.

28 yorum:

gülsen VAROL dedi ki...

Daha yazının ilk ikinci satırında yaşlı teyze yanına yaklaştığında (niye teğze yazdığını da anlayabilmiş değilim can'ım!!! :)"eyvah bir bit yeniği var bu işin içinde" diye düşünmüştüm.. Ama sonra hemen "kötü düşünceli" oluşumdan utanıp kendime kötü sözler söyleyip devam etmiştim okumaya... ki bir de ne göreyim??? ha ha haaa o teyze malum sahnenin baş oyuncusu imiş!!!
Geçmiş olsun bitanem.. başın gözün sadakası niyetine..

Agresifboy dedi ki...

sevgili sufi bence sen o duruma gerçekten düşmüş bir insana yardım etmiş sevabını kazandın..Zaten ameller niyetlere göre değil mi önemli olan senin niyetin öpülesi kalplere selamlar olsun..

NiLaY dedi ki...

maalesef ben de her aaa yavrum bir bakar mısın diyen yaşlı teyzeye yol falan soracak diye bakıyorum ve para isteyince hemen yanından kaçıyorum :) kesinlikle nakre'ye katılıyorum ama sen sevabını almışsındır canım, bu yönünden bakalım olaya :) sevgiler..

Evren dedi ki...

insana güvenmek ve kendin gibi bilmek herhalde bu durumdan çıkarılacak vazife.... hani, sen düşsen bile el açmazsın ya, düşün ek açan kimbilir ne haldedir...
bir yardım bölgesinde öğrenmiştim; gerçekten ihtiyacı olanlar, ellerini bile uzatamıyorlar...
sevgiler...

aysema dedi ki...

Kime inanacağımızı, neye güveneceğiğmizi şaşırmış durumdayız.

Ben de kapıya gelenlere bir ekmek parası veriyorum genelde, ama yanlış olduğunu da biliyorum. Dilenciliğe alıştırıyoruz insanları.
Bazen genç olanlara, şu camları sil, dediğimde bin türlü bahaneyle kaçıyorlar.

Şansın var zaten Sevgili Sufi'm, Tontoni olmak bir şans değil mi?
Sevgilerimle...

ruhumun pusulası dedi ki...

Bu cin fikirli sadaka dilenenler neden var? hep var belki de para var olalı beri onlar da var çünkü sen gibi bizler gibi yoksula el uzatan iyiliğe gönülden inanan insanlar Allaha şükür ki var olduğu sürece onlar da olacak sevgili Sufi...

Brajeshwari dedi ki...

Benimde başıma geldi.Yolda bayilmiş bir genç..İnsanlar arabayla yanından geçiyor kimse durmuyor. Çıktım arabadan oturttum köşeye.. Cebimdeki tüm parayi verdim. Aynı hafta, aynı yerde gördüm kendisini aynı şekilde...

İnsan kendini aldatılmış, iyi kalpliliği kullanılmış gibi hissediyor Evet ! Ama olsun. iyi niyet insanın kendisinde olan birşey. Onu alanın nasıl değerlendireceğiyle çok empati kurmamak gerek. Yoksa gerçekten ağlayana bakamaz, taş yürekliler oluruz sadece...

Hediye alanındır. Onu nasıl degerlendirip kullanacagı, artık hediyeyi verene değil, alana ait bir karardır...

öpüyorumm...

ali zafer sapci dedi ki...

Yine de , aldatılmış bile olsak vermenin sevinci ruhumuzu zenginleştirmiyor mu?

Zeugma dedi ki...

''Memleketimden insan manzaraları'' bunlar..
Buradaki senaryolara rastlamamıştım.Sayende öğrenmiş oldum sevgili sufim.
Bizim başımıza Bursa Carrefour'ın otopark kısmında geldi. Otomobilin içinde direksiyondan başını uzatıp tüm parasını çaldırdığını, gemiye yetişeceğini, bagajında hediye için aldığı marka kıyafetleri yarı fiyatına, hatta daha ucuza vereceğini söylemişti genç bir adam.İnanmıştık ama almamıştık.
Bir sonraki gidişimizde aynı senaryoyu başka biri oynamaya kalktı bize. Şok olmuştuk..
Bazıları yaratıcılıkta sınır tanımıyor..
Ben de diğer yorumculara katılıyorum.Sen sevabını kesin kazandın. Hatta iki misli kazanmışsındır..
Teşekkür ederim paylaşımın için..
Sevgilerimle...

KİANA dedi ki...

Aynı olayları kaç kez yaşadım bilemezsiniz. Ama şu var ihtiyacım var deyip elini uzatanı asla geri çevirmiyorum. Ben yardıma niyetlenmişim birkere, sevabı bana. Yalan söyleyen düşünsün diyorum içimden.
Birgün ablamla gidiyoruz, dilenci bir kadın öyle yalvarıyorki , sanırsın 1 ytl de versen dünyalar onun olacak. Ablam 10 ytl verdi:)))
Ne desin dilenci kadın, "bu kadarmı" Aaaa öyle şaşırdıkki..
Pişkinliğin bu kadarı pes doğrusu. Verdiğimizi beğenmemişti..
Kalbinizi hiç bozmayın. Sizin verdiğiniz Allah katında yerine ulaşmıştır eminim Tontinim..

sufi dedi ki...

Sevgili Gülsen;
Neden teyze yerine teğze dediğimi ben de anlayabilmiş değilim.Görüyorsun imlâ hatalarından hala kurtulamadı bu dostun.Hemencecik düzelttim hatırlattığın için teşekkür ederim canım.
Boşa mı aktı o kadının ardından o gözyaşlarım? Esas soru bu. Bence hayır!O yaştaki bir kadın o işi yapmasa belki de hastane köşelerinde sabahı zor bekleyenlerden olurdu.Dilenmiyordu da ayrıca, erik satıyordu sözüm ona!!!!Sevgilerimle.

sufi dedi ki...

Sevgili Nakre;
İyilik yapmak ve sevap kazanmak gibi bir erdemin peşinden koşmak niyetim olmasa da, sağ elimle verdiğimi sol elimin görmediği bir kişiyimdir aslında. Burada anlatmak istediğim galiba yaratıcı insan zekasının nelere kaadir olduğuydu.Teşekkürler ve sevgilerimle.

sufi dedi ki...

Sevgili Nilay;
O yaşta olup da dilenmek zorunda kalıp sokaklarda el açmanın ne kadar zor olduğunu empati kurarak anlamak mümkün.Ancak bu tür olaylarda zeka ürünü bir senaryonun bizlerin vicdanımıza sunuluşu enteresan.Bu insanlar "insan psikolojisi" kitabını baştan yazabilirler bence, sevgilerimle.

sufi dedi ki...

Sevgili Evren'im;
Sevgili Aysema'm;
Sevgili ruhumun pusulası;
Sevgili Brajeshwari;

Bilge öğretmenimize; "fakire sadaka verirmisiniz?" diye sormuştuk, "ben fakire sadaka vermem" cevabını vermişti, "Ben Allah'a veriyorum" diye de sözüne söz eklemişti.Dileneni fakir ve sadakaya muhtaç gören bizim gözümüz.Veren de, alan da hakkın öz varlığı olunca ortada dava kalmıyor.Rıza ile para kendi cebinden kendi cebine akıyor.Cebimizdekini zorla gasbetmediği sürece böyle senaryolara imza atabilenlerin zekalarına hayran olmamak ne mümkün. Daha öğrenecek çok şeyimiz var demek ki. Aşkla kalın canlarım, sevgilerimle.

sufi dedi ki...

Sevgili Alizafer;
Evet dost, verdikçe zenginleşiyor insan.sevgilerimle.
Sevgili Zeugma;
Sevgili Kiana;

2 iyi giyimli genç bir dostumun karşı komşusunun kapısını çalıyor "biz emniyetten geliyoruz, sivil polisiz"diyorlar. Yaşlı emekli kadın "nasıl yardımcı olabilirim size?" diyor güvenerek." evinizde kıymetli ne varsa yanınıza alın birkaç günlüğüne bir dostunuzun yanına gidin, çünkü bu çevreden terörist ihbarı aldık çatışma çıkabilir" diyorlar.Kadıncağız çaresiz tüm altınını takısını parasını ufak bir valize doldurup evden çıkıyor.2 adam ellerindeki telsizle merkeze(sözümona) haber veriyorlar "şu adresteki ev boşaltıldı" diye.Kadın teşekkür edip oradan ayrılıyor.Dış kapıda bekleyen diğer görevli kadını takip edip elindeki valizi kapıp kayboluyor.Bir daha o 3 kişiyi gören olmuyoor.Hırsızlar hiç kendilerini riske atmadan eve girmeden kadına kendi elcağızlarıyla kıymetli mallarını toplatmış oluyorlar.
Tiyatro eseri gibi düzenlenmiş saf ve temiz insanlara yönelik bu tür operasyonlardan Allah hepimizi korusun yoksa rıza ile verdiklerimiz alana helal olsun.Hepinize sevgilerimle.

laleninbahcesi dedi ki...

Sevgili Sufi, her gün biraz daha vicdanlarımızı sömürüye uğruyor.
Çocukları kucaklarında ne olur süt parası diyen , yolda kaldım ne olur bir lira diyen iyi giyimli kadınlar erkekler. Düşün 100 kişiden alsa 100 lira. Hesapla aylık geliri vergisi yok algısı yok, temiz para. Üstelik de gönül rızası ile vermişsin. Peki bu arada asıl ihtiyaç sahipleri. Bu sahtekarların yüzünden onlara ulaşamıyoruz.
Geçen yıl apt de oturan yaşlı teyzeye, tanıdığınız ihtiyaç sahibi kimse var mı diye sordum, söylediği isme nasıl şaşırdım. Yıllar yılı karşımda oturan komşu. Sadece pencerede görürdüm. Kadıncağız, eşi ölünce , çocuklarıda olmayınca zaten çok düşük maaşı büyük ölçüde kesilmiş. Resmen açlığa mahkum edilmiş. Nasıl utandım anlatamam, karşımda aç biri vardı ve ben farkında değildim...

DERVİŞ dedi ki...

Sevgili Sufi, bu tarz olayları çok yaşadım ve hala yaşıyorum. Benim tavsiyem bu tarz olaylarda eğer yapabilirsen yardım isteyene para değil ihtiyacı olan ya da istediği ne varsa onu vereceğini söylemek ve birlikte gidip halletmeyi teklif etmek olsun. Eğer gerçekten ihtiyacı varsa kabul edecektir. İhtiyacı yoksa bahaneler uyduracaktır. Torunum banyoda düştü kalçası kırıldı evde yatıyor diyen yaşlı bir kadın gelmişti işyerime. Hemen eşyalarımı topladım ve haydi teyze hemen hastaneye götürelim dedim. Teyze "komşular hastaneye götürüyor şimdi. Ben para bulmak için sokaklara çıktım dedi. Tamam o zaman direk hastaneye gidelim dedim. Eve de uğramam lazım sen işinden geri kalma bana parayı ver ben götürürüm dedi. Ben hastanenin ne kadar fatura çıkaracağı belli değil ki dedim. Hem doktor arkadaşlarım da var konuşuruz fiyatı belki düşürtürüz dedim. Sen verebileceğini ver gerisini ben hallederim dedi. Bende kusura bakma teyze. Gerçekten ihtiyacın olsa bu lafları etmezdik şimdiye kadar yola çıkmıştık dedim.Benden sana beş kuruş yok. Bir gün 10-11 yaşlarında bir çocuk işyerime geldi ve aç olduğunu söyleyip para istedi. Annen var mı dedim evet dedi.kardeşlerin? ona da evet dedi. yakındaki bir marketten yemek malzemeleri ve ekmek alıp iki dolu poşet verdim eline. Götür evinize hepinizin karnı doysun diyerek yolladım. Aradan iki yıl geçti bir gün o çocuk yine kapımda.Abi beni tanıdın mı dedi. Evet, buyur dedim. Sen iki yıl önce bana bir sürü malzeme almıştın.Ben borcumu getirdim diyerek avucundaki bir tomar parayı gösterdi. O an gözlerimden iki damla yaş süzüldü. Ben sana borç vermedim ama helal olsun sana dedim. Bir gün gerçekten ihtiyacı olan birini görürsen sen de ona yardım edersin böylece borcunu da ödemiş olursun dedim. Bir iyi bir kötü örnek. Kötü örneğe sayabileceğim en az 8-10 örnek daha var ama ben sözlerime bir hikaye ile son vereyim.

Meşhur bir golfçü birincilikle bitirdiği turnuvada kazandığı çeki cebine koyar, otoparkta arabasına binerken yanına bir kadın yaklaşır. "Lütfen bayım yardım edin bebeğim hastanede ve onun iyileşmesi için paraya ihtiyacım var. Biraz para verebilir misiniz? der. Adam cebinden çek karnesini çıkararak yüklü bir miktar yazar. Sanırım bu yeterli olur der. Kadın teşekkür ederek gözden kaybolur. Tam bu sırada bir arkadaşıyla selamlaşırlar. Arkadaşı"o kadın senden para mı istedi." diye sorar. "Evet hasta bir bebeği varmış" der. Sevgili dostum bu kadın park yerinde herkesten para sızdırmaya çalışır vermeseydin daha iyi olurdu derken, Adam önce biraz düşünür sonra "Yani ortada hasta bir bebek yok öyle mi?" "Evet yok" der arkadaşı. "Dostum öyle rahatladım ki, bu gün duyduğum en güzel haber. "diye yanıtlar golfçü. Saygılarımla

Fatma dedi ki...

Bu tür olaylarla sık sık karşılaşıyoruz, içimizdeki merhamet duygusu, insan sevgisi elimizde ne varsa verdiriyor. Burada önemli olan hangi duyguyla verdiğimiz. Yaratıcımız bizi biliyor, görüyor. Biz bu davranışı merhamet duygularıyla, Allah rızası için yapıyoruz. Allah hiç kimseyi başkasına muhtaç etmesin ve hep güzel yüreklilerden olalım.

beenmaya dedi ki...

işin kötüsü gerçekten ihtiyacı olanlara inanmaz hale geldik böyle dolanbazla, kendilerini, yaşlarını, çoluklarını çocuklarını hatta hastalıklarını kullananlar yüzünden. ama düşündüm de gerçekten ihtiyacı olanlar hiçbir şey artık istemiyorlar kimseden...

geçenlerde haberlerde vardı bir dilenci çetesi adanadan yola çıkmış ve il il gezmeye başlamış. en son şikayet üzerine yakalandıklarında bir kamyonetle beraber, üstlerinden 3 ayrı hesaba 15bin liralıkk havale yaptıklarına dair 3 dekont çıkmış.

yine haberlerde taksim, istiklalde dilenen bir kadını gösteriyordu. ufak tefek kadın bir gün üzerinde öğrenci kıyafeti hastayım okula gidemiyorum diye dilenirken, bir başka gün kucağında bir bebekle çocuğuma yemek alacak param yok diyordu. en son şikayet üzerine yakalandığında kendisini görüntüleyen gazetecileri tehdit ediyordu...

öyle çok ki böyle örnekler...

Elifin Terazisi dedi ki...

Niyet hayır, akıbet hayır , diyelim Sufim. Sevgiler:)

bilge dedi ki...

Yıllar önce simitci bir çocuk beni anlattığınız şekilde kandırmıştı kesinlikle yardım ediyordum kandırıldığımı bile bile bir gün rüyamda yine sadaka verecektim ama amca bana verme kızım bütün hayırların kabul edilmiştir dediği için rüyamın etkisiyle vermiyorum ama yardımlarımı başka türlü yapıyorum sevgiler...

Mehmet Osman Çağlar dedi ki...

Hani çözüm önerisi sormuşsun ya dost
Sufi , yardımların bire bir
yüz yüze yapılması taraftarıyım.

Ankara ve diğerbölgeler parsellenmiş,
dilenci mafyası, otopark mafyası,vb.
İşin acı tarafı, önlenemez mi? Bazı
polisler ortak olmasa önlenir. İsteyen yetkili bu işi anında çözer.

Sevgilerimle

Çınar dedi ki...

Aynen Sevgili Jivago gibi düşünüyor ve öyle yapıyorum ben de. Gerçekten yardıma ihtiyacı olanı bulup öyle yardım ediyorum ki, böyle bir durumda bile kandırıldığımı anladım bir keresinde. Birgün, senin de söylediğin gibi ağzından köpükler saçarak yerde kıvranan birine yardım etmek için doktor çağırmak istediğimde, bir başkası uyarmıştı beni de bunu hep yapıyor diye.

Kime inanacağımızı şaşırdık.

Sevgiler

Yaşamın kıyısında dedi ki...

Can dostum, canım dostum, güzel arkadaşım benim, okumaya başlarbaşlamaz sonunu tahmin ettim, çünki o kadar çok şahit oldum ve yaşadım ki. Çoğu kez bu son desem bile yine kandım yine inandım. Şimdi yapmamaya çalışıyorum, ama kurunun yanında yaş da yanar misali gerçekten ihtiyacı olanlara erişemiyoruz diye diye kıyısından köşesinden kanıyorum yine de.
Sevgilerimle...

sufi dedi ki...

Sevgili
Lale;
Derviş;
Fadiş;
Beenmaya;
Elif;
Bilge;
Jivago;
Çınar;
Can dostum;

Yıllar önce Kırşehir'de çalışırken doğdu en küçük oğlum.İşe başlama zamanım geldi bir tane kadın bulamadım Allah için.İşimi bırakmam da söz konusu bile değil.Bir gün kapıma bir yaşındaki bebeğiyle bir kadın geldi "Allah rızası için süt parası" diye.Altın bulmuş gibi sevindim. "senin de çocuğun var onu da getir benim oğluma bak sana maaş vereyim "dedim. "Hanımm o bizde AR meselesi bakamam!" dedi öyle şaşırmıştım ki. "bu senin yaptığın dilenmek ar meselesi değil de çalışmak mı ar meselesi?"deyince de onlarda adetin öyle olduğunu öğrendim çok şükür.Yine de dayanamayıp süt parasını eline tutuşturdum.
Dervişin yazdığı golfçünün hikayesi gibi varsın ortada (hasta bir bebek, ameliyatlı bir hasta) falan olmasın.Biz yine ihtiyacı olduğunu söyleyene verelim.Huzurun şehri İzmir'de son üç gündür yaşanan olaylarda parasını vermemek için canından olan 3 gencimize de Allah rahmet eylesin demekten başka bir şey gelmiyor dilimizden. Hepinize kucak dolusu sevgilerimle.Tontini.

A-H dedi ki...

gercektende kimin kim oldugu belli olmayan kotu bir zamandayiz :(
insan kime guvenecegini sasiriyor artik. benimde basimdan boyle seyler gecti daha once herhalde cok yufka yurekli olmamak en iyisi, en azindan kendi guvenligimiz icin.

Uma dedi ki...

Dunyayi sen mi kurtaracaksin derdi Swamiji bana, dunya oldugu gibi tas tamam dogru. Ama tabii onumuze biri gelip yardim et deyince, etmemek olmaz bence. Ederken icimizde olan soru isaretlerinin cevaplari midir senin gorduklerin acaba? Gecenlerde biri de bana geldi. Anlattigi hikayeyi animsamiyorum. Kayinvalide yalan soyluyor kesin dedi. Onemli degil onemli olan vermek dedim. Verdim icimden gecen miktari. Kimseden de duymadim o adamin sahtekar oldugunu. Hani acaba sorguluyor olabilir misin acaba dogru mu dedikleri diye. Neyse ne onemi var :) Onemli olan vermek. Ben'den Ben'e gidiyor nasilsa, gerisi bahane.

sufi dedi ki...

Sevgili A-H;Bizler "iyilik yap denize at, balık görmezse halik görür"diye düşünüp ayrıca kimsenin görmesini de beklemeden yardımımızı yapmayı tercih etmeliyiz.Acabalar ve verdiğinin ardına bakmak bizlere bunları yaşatıyor sanıyorum.Teşekkürler ve sevgilerimle.
Sevgili Huma kuşum;
Hayır, sorgulamak değil benimkisi acımak.."Allah o kulunu görmemiş mağdur etmiş de, ben onu göreyim bari sendromu."Bugün veren elin yarın isteyen ve alan el olmayacağı ne malum değilmi güzel dostum? sevgilerimle.