ÇILGIN KARINDAŞIM - SUFİ SAJA

.

"Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur."Kemal ATATÜRK .

12 Nisan 2010 Pazartesi

ÇILGIN KARINDAŞIM

Karındaş-tık... Farklı zamanlarda bile olsa, aynı annenin karnında 9 ayı geçgin ikâmet eden iki varlıktık. Ama ancak bu kadar farklı olabilirdik birbirimizden:) Aynı yerde doğup büyüyen yedi kat eller bile benzer birbirine az buçuk yahu:)
Tip olarak da çok benzeşmezdik, huy bakımından da...
Ben onu hiç kıskanmazdım. Ama o doğuştan kıskançtı. Zavallı annem bana ne alırsa ihtiyacı olsun olmasın, ona da almak zorundaydı. İkizler gibi tek tip giyinir, saçlarımızı bir örnek tarardık. Aman yeterki o "ablamın var benim niye yoooook, benim saçımı da öyle yaap üüüü" diye çığırmasın...
Bir sürü isteğimden sırf ona da alınamıyacak diye vazgeçsem de, en iyi oyun arkadaşımdı o benim. Evimizin bir odası onun evi olurdu, bir odası benim. Akşama kadar bi o bana misafirliğe gelirdi bi ben ona:) İki plastik bebek,plastik tencere, tava, kahve fincanları..
Saatlerce sıkılmadan oynardık şimdiki çocukların aksine.
Çok güzeldi...

Hala aklımdan çıkmayan yusyuvarlak bir surat, ışıldayan gözler, pespembe yanaklar ve sanki kendiliğinden rujlu muhteşem dudaklar. Her zaman dikkat çeken "görenlere kırkbir kere maşallah" dedirten cinstendi yani kendisi.
Ama çok asiydi...
Hep kafasının dikine gider ne yapmak isterse yapar, izin alma lütfunda da bulunmazdı. Ben: kurallara bire-bir uyan, sakin, kafasına vur lokmasını al abla... O: cazgır, erkek çocuklarıyla kavga eden, kural-kaide tanımayan kardeş. :)
Hatırlıyorum da bir keresinde sırf ben arkadaşımda kaldım diye "ben de bugün arkadaşımda kalıyorum!" deyip telefonu kapatıvermişti suratıma. O zaman cep telefonu da yok ki ara soruştur. Bütün arkadaşlarını dolaşmıştık kapı kapı.:) Annemin halini siz düşünün...
Aşırı hayvan sevgisi yüzünden her gün elinde bir kedi yada köpek yavrusuyla gelir bitlerini böceklerini üzerimize salardı :)Hatta bi kere ailecek uyuz bile olduk sayesinde. Koca çukurun içine düşen güvercini almak için ardından o da atlamıştı da çıkamayınca bütün lojmanı inletmişti ağlamasıyla. Apartman sakinleri seferber olup çıkarmışlardı çukurdan kendisini :)Sonraki günlerde bu durumlardan yılan annem eve yavru bir kedi almakta bulmuştu çareyi. En azından temiz ve piresizdi. Uyuz olma tehlikesinden de uzaktık ve arama kurtarma operasyonları da son bulacaktı tabii. Oohhh kurtulmuştuk sonunda.
Yaşı ilerledikçe daha da asileşti. Daha bir gözü kara oldu. Öyle arkadaşlar edindi ki okula bile gitmez oldu. Ve okulunu yarım bırakmak sonradan yaşayacağı en büyük pişmanlık olacaktı. Daha da güzelleşti. O güzelleştikçe annemle ben fenalaştık:)) -O mahur beste çalar, müjgan'la ben ağlaşırız- annemle ben fenalaşırızzzzz...
Polis kolejinde okuyan erkek arkadaşının annesiyle tanışmak üzere, bizden habersiz Isparta'ya gidişinin ardındansa annem hastaneye, bense derin kederlere...
O kadar çok vukuatı var ki, hangi birini anlatayım a dostlar.
Genç yaşımda beni 15 yaş yaşlandırıp, annemin yaşını ikiye katladıktan sonraaaaa 18-ine geldi ve bize "ben evlenicem!" dedi. Haydaaaa buyur burdan yak.
Hayır diyemedik. Desek bile dinlemeyeceğini belki de kaçacağını biliyorduk adımız gibi. Tanışıp isteme faslı, nişan, düğün, dernek...
Nasıl olacaktı da o deli kız ev bark temizleyip, yemek yapıp kendinden 9 yaş büyük kocasını idare edebilecekti? Düşünceliydik... Biraz da rahatlamıştık... Ne de olsa artık kocasının sorumluluğunda ve himâyesinde olacaktı. Ve aşıktı...Allaha emanet ettik. Arkasından günlerce ağladık. O evden gittiğinde; kavgalar ettiğimiz hatta birbirimizi hırpaladığımız her günün acısı topluca çıkarıldı içimden . Anlamsız ve yarım kalmıştım...
Sonraaaa bir yıl geçmeden ilk bebek geldi: Emir'im...Üzerinden 11 ay sonra diğeri: Elif'im... Benim güzellerim papatyalarım. Ve Elif doğduğunda bir yandan da asker kocasının hasreti...
Çalıştı didindi hem evine hem çocuklarına baktı binbir zorluk içinde.
Öyle bir anne ve ev hanımı oldu ki, eski halini bilenler şaşırdı hatta inanamadı. Biz de tabii.
Her zaman temiz evi,sarmaları, mantıları, börekleri, tatlıları, harika yemekleri üzerine ün yaptı.:) Solladı geçti beni...Hatta annemi... Başımızı yardı geçti ummadık taş gibi...
Şimdi 30 yaşında bir çocuk annesi olan ben, 18inde yaşadıklarını düşününce daha çok seviyorum onu daha çok gururlanıyorum. 28 yaşında 10 ve 9 yaşında çocuklara sahip olabilmek ne büyük bir emek ve mutluluk...Onu ve meyvelerini çoook seviyorum.Hep özlüyorum...
Sevgilerimle ELA.

Resim:Alexej Harlamoff

14 yorum:

biggeee dedi ki...

çok keyifli bir yazı olmuş bir yandan gülümserken bir yandan da kardeşimi hatırladım:)

Pabuc dedi ki...

çok hoş anlatım olmuş elinize sağlık..

öykü dedi ki...

ne kadar guzel bı paylasım olmus severek okudum

ruhumun pusulası dedi ki...

Bende kızkardeşime karındaşım derim, ve sizin hikayeye de pek benzer bizimkisi... Ama ne bileyim başkadır kızkardeş her yaşında bir oyun arkadışıdır...

y. dedi ki...

ne zaman kardeş, aile yazıları okusam bu sayfa da bu sefer ağlamayacağım diyorum ama gene olmadı, hatta şimdi bu yorumu yazıp kızkardeşimi arayacağım :)

y. dedi ki...

ne zaman kardeş, aile yazıları okusam bu sayfa da bu sefer ağlamayacağım diyorum ama gene olmadı, hatta şimdi bu yorumu yazıp kızkardeşimi arayacağım :)

Belgin dedi ki...

:)) Kardesinin de benden pek farki yokmus, cocukken bende cok yaramazdim. Babam bana: "Senin gibi bir kiz yetistirmek, oglan kardesin gibi on tane oglan cocugu yetistirmekten daha zor!" derdi:))

Kucak dolusu sevgiler, selamlar, öptüm hepinizi:)

Pusulasız Hayat Kitap Sesleri dedi ki...

Çocukken yaramaz olanalrın büyümüş halleri çok iyi oluyormuş derler.
Ne güzel insanın kardeş olması.
Sevgielrimle...

aysegul dedi ki...

Sayın yas buyugum,

Ayy inanmıyorum güzel gözlüm Sufi
ablacık cok ama cok sevdım kardesını.
Hadı ben kactım,kedım haleye mama
yedırmem gerekıo :Pp

SIMSIKI sarıldım,optum sevgılerımı bıraktım.

Handan dedi ki...

Tam da küçük oğluşum beni umutsuzluğa salmışken ilaç gibi geldi bu hikâye :) Umarım cinnet geçirip bir kenarda yığılıp kalmam da ben de öylesi güzel günleri görebilirim :)

Ela'dan Mektuplar dedi ki...

Sevgili biggeee;
Keyif almana ve sana karındaşını hatırlatmış olmama sevindim bende.Ne yaparlarsa yapsınlar ne kadar üzerse üzsünler Allah herşeyi unutturmaya kodlamış bizi içimize kardeş sevgisini salıp dimi:) sevgiler...

Sevgili pabuç;
Teşekkür ediyorum bende sana. Sevgiler...

Sevgili Öykü;
Sevgiler paylaştıkça çoğalıyo diye boşuna dememişler. Paylaştım szilerle daha çok sevdim bende kardeşimi. Sağolasın. Sevgiyle kal...

Ela'dan Mektuplar dedi ki...

Sevgili ruhumun pusulası;
Şimdi o oyun arkadaşı büyüdü, anne oldu. Büyüdükçe oyun oynayamaz olduk ama hala en yakın arkadaşım yardımcım olduğu kesin...
sevgiler...

Sevgili y.;
Ne güzel şeylere vesile olmuşum ben böyle. Çok mutlu oldum. Ağlamak güzeldir akıorda yaşlar gözünden sakın saaaakın utanmaaa. Bu şarkıyı söylemek istedim bende sana. Hep mutluluktan ağlamanı dilerm. Teşekkürler sana:)

Sevgili Belgin;
Evet burdan anlıyoruz ki çocukken yaramaz olanlar sonradan değişmeyecekler diye bir şey yok. Sanırım yaramazlık yapmaktan bıkıp biraz da normal olmak istiyorlar hı ne dersin? :))Bizden de kocaman kocaman sevgiler ve öpücükler sana...

Ela'dan Mektuplar dedi ki...

Sevgili Özlem;

Evet öyle galiba. Etrafıma bakıyorum da bu tezini doğrular gibi sanki:) Aman sakin olanlar sonradan kudurmasınlar da:)) Sevgilerimle...

Sevgili ayşegül;
Teşekkür ediyorum. Hale'ye selamlar bizden de. Sevgiyle kal...

Sevgili Handan;
Şu anda henüz konuşamayan ama bunun için çok uğraşan, herşeyi garip bağırışlarla anlatan, beceremeyince sinirlenen, bazen beni hiç anlamıyormuş gibi yapan bir ufaklık da bende var. Ama ben tecrübelerime güvenerek umutsuzluğa kapılmıyorum hiç. sende kapılma. Bu zorlukları unutup onları çok özleyeceğimiz günler çok uzak değil. Umut vermeme sevindim ayrıca:) Sevgiler...

Adsız dedi ki...

Merhabalar Sufi,

Bu anlatı, iki kardeşin, iki karındaşın arasındaki sonu mutlu biten çok güzel bir anlatıydı.

Bu anlatının sonu beni mutlu ettiği gibi, eminim tüm diğer blogger okuyucu arkadaşlarımızı da mutlu etmiştir.

Tüm kardeşlere, böyle sonu mutlu biten ve gurur duyulacak kardeşler nasip etsin.

Aksi halde sonu hüsranla biten bir anlatıyla da karşı karşıya kalabilirdik. Allah mutluluğunuzu artırsın.

Allah'a emanet olun ve sağlıcakla kalın.