Dün Cumhuriyet Gazetesindeki PENCEREnde "Anlaşılmaz bir iş" başlığı altındaki
yazında;
"Yatıra mum dikmek çok eski bir görenek; her dinde yeri var mum dikmenin. Mum oldum olası ilgi çeken bir sözcük: Sağdan da okusan , soldan da okusan bir!..Ateşe tapan insanın gönlünde yanan mumu hiçbir peygamber söndürememiş...
Ya mumun ne işi var edebiyatta?..
Eski ozanlar mum ile pervane üzerine şiir yazmaktan bıkmamışlar...
Niçin?..
Çünkü pervane, mumun çevresinden ayrılamaz, döner de döner, ölünceye değin sürer bu dönence...
Eski yüzyılların şairlerinde "gül" ile "bülbül" bir ikilemdir...Mum ile pervane ikinci ikilem...Çözülemeyen iki ikilem.İkilem zaten bağdaşmaz iki önerme arasındaki almaşıklıktır. Sözcüğün felsefi içeriği bir yana, ne mum ile pervane bağdaşır, ne de gül ile bülbül!..Aralarında bir türlü kavuşamayanların çekiminden doğan sevda sürüp gitmiştir.
Pervane neden mum alevinin çekim gücünden kurtulamıyor, yaşamı pahasına sürdürdüğü ölüm dönencesinin yörüngesinden çıkamıyor?..
Yanıt vermek güç...
Pervane mumun alevine aşık, ama, mum da alevinin ışığını ancak kendisini tüketmek pahasına sürdürebiliyor. Eriyip tükenen, sararıp solan insana "mum gibi eriyor" denir.Ama mumun ancak yandıkça eridiği unutulmasın!
............
Kimi insan bir mum gibi yaşamını bir amaca bağlıyor; sözcüklerle, tümcelerle, dizelerle uğraşıyor. İnsanlar arasında eşitlik ve adalet istiyor.Düşkünleri, yoksunları kendisine dert ediniyor...Davalarını üstleniyor...
Neden?..
Nedenini pervaneye sormalı!.." demiştin. Ardarda dizilmiş bu ve bunun gibi diğer manidar cümlelerini okumuştum köşende.Her sabah Allah'ın adını anarak başladığım güne senin pencerenden bakarak devam ediyordum ben, ya şimdi?..Bugün sen ateşe koşan pervaneler gibi aslına ve ÖZ ışığına kavuştun...Işığın kaynağında varoldun, bizleri aydınlatmaya devam et, ışıksız bırakma bizi yine yüce kalem.Teşekkürler İlhan Selçuk, teşekkürler BİLGE ÖĞRETMEN...Güle-güle git... Seni ve sözlerini asla çıkarmayacağız gönlümüzden.
21 Haziran 2010 Pazartesi
CUMHURİYETİN BİLGE ÖĞRETMENİ İLHAN SELÇUK 'u kaybettik
Gönderen sufi zaman: 15:07
Etiketler: DİLEK'ten mektuplar...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
14 yorum:
basımız sağolsun:(
başımız sağolsun...
başımız sağolsun
Ne güzel bir anmadır bu.. Ve ne kadar doğrudur her ölümün erken ölüm olduğu..
Okuyan ve bilgilenecek olan herkes adına teşekkürler sevgili Sufi.
Sahiden de 'Bilge Öğretmen'. Görevini fazlasıyla tamamlamış, aydınlanmış, aydınlatmış bir yüce ruh...
Özleyeceğiz...
Sevgili
Hesperid;
Beenmaya;
BeyazÇiklet
Gülsen'im;
Renkli tasarımlar;
İlhan SelçuK ergenekon soruşturması akabinde geçirdiği kalp ameliyatı öncesi okuyucularına yazdığı son mektubunda da "Ölüme eyvaallah!" demişti hatırlarsanız(onu da paylaşayım istedim):"İkisine de Eyvallah...
Arabayla asfalt yolda giderken birden karşına bir levha çıkar..
"Yol kapalı"
Bozulursun...
Ama yapacağın bir şey de yoktur.
Bugün Pazar!..
Pazartesi günü yürekten ameliyat olacağız, söylenenlere bakılırsa epey gıllı gışlı bir operasyonmuş, nalları havaya dikersek bozulmayalım, olur böyle şeyler.
.....
Nalları dikmezsem...
Daha görüşürüz...
Dikersem, her ne kadar kusurumuz da olsa, affola...
İkisine de eyvallah...
Hepinize sevgilerimle.
Ben de çok teşekkür ediyorum ona.Çok büyük bir kalemdi, ışığıyla aydınlatan..
Hepimizin başı sağolsun...
Basımız sagolsun..
Nurlarda yatsın koca çınar. Başımız sağolsun
Sevgiler
Bilen bilgili ,öğretendi nurlarda yatsın ..ruhu şad olsun..
yolu ışıkla dolsun...
Nur içinde yatsın bilge öğretmen,bir aydın daha kaydı ellerimizden:((
Nur içinde yatsın,
başımız sağolsun:(
Yeri kolay doldurulamayacak cesur bir değerimizdi. Allah rahmet eylesin, toprağı bol olsun, huzur içinde uyusun. sevgilerimle..
Yorum Gönder