Öğretmenim:
"Allah körleri daha çok seviyor." dedi. Bende;
"Eğer öyle olsaydı bizi kör yapmazdı." dedim.
"Çünkü böyleyken onu göremeyiz." Oda bana;
"Allah görünmezdir..."
"O her yerdedir onu hissedebilirsin!"
"Parmaklarınla onu görebilirsin..." dedi. Ben de her gün parmaklarımın dokunduğu herşeyde, heryerde Allah'ı aradım. Ve ona her şeyi anlattım kalbimdeki sırları bile.
Majid Majidi'nin yazıp yönettiği 1999 yapımı bu İran filminde: Küçük oyuncu Muhammed sadece dokunarak ve duyarak hayatı algılamaya çalışan görme engelli küçük bir çocuğun dünyasını masalsı bir üslupla anlatmış.
Kanada'da düzenlenen Montreal film festivalinde büyük ödülü hakeden bu filmi izlerken ne az düşünüp, ne az şükrettiğimizi iki göze sahipken ne kadar kör olduğumuzu hissettim ben.Ve bu filmi: tüm görme engelli ama bizlerden daha iyi hisseden dostlarım: Kaş/Mehmet, Damla, Hasan, Hüseyin'e ve diğer değerlilere, ve biz gerçek körlere adadım.
Hepinize sevgilerimle.
28 Temmuz 2010 Çarşamba
CENNETİN RENKLERİ/COLOR OF PARADİSE
Gönderen sufi zaman: 10:34
Etiketler: DİLEK'ten mektuplar..., FİLMLER
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
22 yorum:
Hepimiz gerçeği görmekten yoksun bencilleriz..
sevgili sufi,,
video hata veriyor.
"aşık veysel'in bir resmini çizerler. "bak" derler aşığa; "çok güzel çizmişsin ama gözlerimi kapalı çizmişsin" der aşık resmin aşığına..."
Filmi not aldım hemen,Ankara'ya dönünce mutlaka bulup izleyeceğim.
Sevgilerimle
Etkileyici bir tanıtım. Selamlar.
"Göz öyle bir hassedir ki, ruh bu alemi o pencerelerden seyreder."
Dolayısıyla Bakan ve gören RUH dur. Göz değil.Göz sadece pencere vazifesi yapar.
Her insan bakar; Ama her insan göremez. Baktığınız şeyi nasıl yorumladığınızdır görmek, anlam katmaktır, anlam vermektir, şekillendirmektir. Bu nedenle görmek aslında fark etmektir.Bizlerin bakıp bakıp göremediğini engelli çocukların algılarıyla görmek-görmeye çalışmak, hayata dair "bakışlarını!" sorgulayan insanlar için ilgi çekici olacak ve düşünmeye sevk edecektir eminim... (önce herkes demiştim sonrada herkesin olamayacağını düşündüm...çünkü çoğunluğun ilgisi genellikle nesnel şeylerde, sahte boyalarda!bu yüzden seçimleri olan filmler, kitaplar, insanlar, yaşam modelleri, zevkler!.. hep malum!..)
Aslında her gören bakmıştır ama her bakan görememiştir, çünkü görmek icin aynı zamanda düzgün bakmak gerekir. Ayrıca herkes bakar ama sadece görebilenlerdir farkı yaratanlar.
Biri gözlerinden içeri girip beynine işler. Diğeri sadece gözlerinin perdesine asılı kalır.
Bakanın değil görenin algılayabilecegi farklılıklarla bu hayat çok daha anlamlı ve renkli olabilir ancak...Ve birde görülmeyenleri görerek hissedişlerle daha da kutsal!..
Engelli küçük çocukların dünyasından görmeden bakabilen ve hayatı değerlendiren... Majid Majidi'nin yazıp yönettiği "Cennetin Renkleri" filmini daha önceden duymuştum ama atlamışım, notlarımın arasına aldım canım...Tekrar anımsattığın için ve bu güzel paylaşım adına teşekkürler sevgili sufi...
Not: hatırlatmak için videoyu açamadım...eror veriyor...
Video açılırsa görmek için tekrar geldim. Müthiş! Çok sarsıcı.
çok doğru evet kör olmak sahip olduğunu kaybetmek değil sahip olduğunnu farkında olmamak işte!
teşekkürler paylaşımınız için;)
palyözi__
BEN ZAMANINDA NELERİ GÖREMEDİĞİMİ BİLİYORUM SEVGİLİ SUFİ.. AMA BİR ŞEYLER AKSIYOR BEYİN DÜZENİMDE.. GÖRDÜKLERİMİN KIYMETİNİ ANLAYACAK AKLIM BAŞIMA SONRADAN GELİYOR NEDENSE!..
ŞÜKRETMEYİ İSE SADECE KENDİME BİR TEŞEKKÜR OLARAK ALGILIYORUM.. SEBEP OLDUĞUM YA DA MESUL OLDUĞUM HER ŞEY İÇİN..
YAZILARIN BAZEN BİR TOKMAK GÖREVİ GÖRÜYOR OKUYANLARDA FARKINDA MISIN?
Merhaba Canımın içi Tontinim,
Filmi izlerken dokunamadığımız, tutamadığımız o 'an'ları, film bittiği anda 'kafaya dank eder' tanımına uygun olacak şekilde, beyninde ve yüreğinde şimşekler çaktırıyor.
Gülsen hocama katılıyor ve her daim söylüyorum zaten, senin yazıların benim ikinci rehberim oldu, canımın içi..
Ben de, hayatımda yaşadığım iki olay sonrası, kolay kolay isyan etmemeyi, elimdekilere de şükretmeyi öğrendim.. Bu olaylardan biri, benim üniversite sınavını kaçırmama ve vücudumdaki kemiklerin neredeyse yarısının kırılmasına neden olan bir trafik kazasıydı. Diğeri de, meşhur 1999'daki Marmara depremi.. Bu ikisi, benim hayatımda üst üste gelen ve hayatımı gidişini değiştiren olaylardır.
Ben bu değişikliği olumlu anlamda alıyorum. Çünkü, bu olaylardan önceki hayata bakışımla, sonrası arasında müthiş farklar oluştu.
İşte bu nedenle ben başıma gelen bu iki kötü(!) olayın benim hayatıma olumlu katkı yaptığını düşünüyorum..
Canımın içi Tontinim, bizlere böylesi güzel bir tanıtımı paylaştığın ve şahsım olarak da, geçmişime bir yolculuğa vesile olduğun için, sonsuz teşekkür ediyorum..
Eline, aklına, yüreğine sağlık canım Tontinim..
Sevgiler bırakıyorum hanenize..
Bakmak ve görmek arasında ne kadar fark var. İnsan malesef sadece baktığı ama görmeyi beceremediği zamanlarda sahip olduklarının kıymetini anlamıyor da, herhangi bir olumsuzlukta "meğer ne kadar şanslıymışım" diyor sonradan. Sonradan farketmek de çoğu zaman bir işe yaramasa da bakan körlerden olmamak adına zaman zaman kendimizi dürtmeliyiz diye düşünüyorum.
Film tanıtımınız çok güzeldi ve paylaştıklarınız da...
nihansu
Bu muzikten çıakrdığım şu:Bu ses müzik ve muhsin jamboo cennetten gelmişlerdir.Selamalr
Bakmakla, görmek arasında ki fark. Göremedikten sonra bakmanın ne anlamı var dimi can arkadaşım.
ben ızlemıstım bu fılmı tontınım
ınsanı cok dusunduren ız bırakanlardan
aldığımız nefesin bile değerini bilmeyen nankörleriz biz...
hayırlı cumalar dileriz...
gören g/özlerden olabilme duasıyla..
Çok çok ama çok güzel.
Seviglerimle...
Sevgili dalgaları aşmak ne güzel bir şey anlattıgınız.Elbette gönül gözleri açıktı elbette.Aşık veyselin karısının başkasına gönlü düşer ve aşığı ile kaçmaya karar verırler.Aşık veysel bunu gönül gözü ile görür ve irakıplar girömiş araya yar bizden yoz olur gider diye onlar kaçmadan yazar bir parçasında.hasılı karısı ile aşığı bir gce kaçarlar hiç durmadan kaçarlar kaçarlarkaçarlar artık kimsenin kendilerini bulamayacagına emin oldukalrı yerde karısı der ki.Ayakkabımın içinde bir çey ayağıma vuruyor korkudan durup bakamadım bır bakalım ne var .Dururlar yakkabısını çıakrır bakarkı ayakkabısının içinde aşık veysellin magdur olmasınalr parasız kalmasınalr dıye ayakkabısının ıcıne yerleştirdiği parayı bulurlar o zaman aşık veyselin aslında gördüğünü analrlar. çok teşeküre derim.
Derdimi dökersem derin dereye
Doldurur dereyi düz olur gider
Irakipler geldi girdi araya
Korkarım yar benden yoz olur gider
Ilgıt ılgıt yeller eser seherde
Yar beni düşürdü onulmaz derde
Yar ile buluşsak bir tenha yerde
Duyar düşmanlarım söz olur gider
Pervane ateşten sakınmaz canı
Uğruna goymuşum başı bedeni
Doldur tüfengini hedef et beni
Yaram doksan dokuz yüz olur gider
Veysel der çıkayım bir yüce dağa
Ağaçlar bezenmiş yeşil yaprağa
Bir gün olur tenim düşer toprağa
Karışır toprağa toz olur gider
ooff yaa ben de muhterem aılemı alıp cennete gıtmek ıstıorum ama sufı ablacık.cok cook guzeldı valla.
hanenıze sevgılerrr..:))
Sevgili güzel gönüllü dostlar;
Sizlerin herbir yorumunuza ayrı ayrı cevap yazmak istesem de bu sıralar yaz tatili dolayısıyla evin trafiği bir türlü bu fırsatı bana tanımadı.Sizlerin bloglarına iade-i ziyaret yapsam da yorum bırakamadım.Kendimi en yakın zamanda sizlere affettirmek amacındayım.Hepinize teşekkürler ve sevgilerimle.
Çok etkilendim...
Hissedilenlerle birlikte hayatı yeniden gözden geçirmemze neden harika bir yapım..
Teşekkürler sufim..
Sevgiler..
evden eve nakliyat şirketi
evden eve nakliyat istanbul
evden eve nakliyat şişli
evden eve nakliyat anadolu yakası
sarıyer evden eve nakliyat
Yorum Gönder