KABAK KOYU NATURALLİFE'daydık geçen hafta - SUFİ SAJA

.

"Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur."Kemal ATATÜRK .

2 Temmuz 2010 Cuma

KABAK KOYU NATURALLİFE'daydık geçen hafta

Tanrı Apollon ve tanrıça Artemis’in doğduğu topraklardaydık geçen hafta, yani Likya yolu üzerindeki Kabak Naturallife’daydık.Kamp sahipleri olan Nilüfer ve Levent Akad’ın en küçük oğulları dağ adamı CİHAN’ımızın sünnet düğünündeydik.Dostumuz ve yolkardeşimiz olan Nilüfer ve Levent elleri ve tırnaklarıyla ve gönüllerindeki doğa sevgisi ve en önemlisi AŞKla donatmışlardı taçlandırmışlardı kampın herbir yanını. Tek bir ağacın dalını kesmeden, orada yaşamayı seçen hiçbir hayvana zarar vermeden kurulmuştu orası. Doğal ortamda pişen ekmekler ve doğal bitkilerle hazırlanan muhteşem tat ve görünümdeki yiyeceklerle ağırladılar bizleri.












Tam 40 kişiydik. Horoz sesleriyle uyandırıldık.Uyuduk ağaç evlerimizde en verimli uykuları, güneşin ufuktan ışımaya başladığı zamana dek.Geceleri yanan ateşin etrafında toplanıp, ellerimizde buzlu rakı bardaklarımız kabak kemani, bendir, gitar, saz ve güzel prensesimiz (yazarımız)Ahu ve eşi Ali’nin ve Emrah’ın söylediği şarkılara eşlik ettik. Cennet orasıydı sanki ve bizler orayı ciğerlerimize çektik..

O güzelim topraklar mitolojiye göre tanrı Poseidon’un öfkesiyle şekillenirken zamanında ne şehirler sular altında kalmış, kadınlı erkekli ne kahramanlıklara ve ölüme bile meydan okumalara şahit olmuştu o kıyılar.Otlara çiçeklere sorduk, dişili erkekli ağaçlara sorduk yaşanılanları sanki tüm tabiat taş-toprak dillenip anlatacak gibiydi gelmiş-geçmiş yaşanmışlıklarını. Çocuklarına “çıkar şu donunu rüzgara da dursun”diyen köylülerin geleneksel rüzgarla bu söyleşisinin nedenlerini araştırdığımızda öğrendik bunun eski bir hikaye olduğunu. Likya’lılar bunlar, Luka korsanlarının torunları; Tanrılara bile kafa tutan binyıldızlı gökyüzünün altında yaşayan güneş ülkesinin kahraman çocukları.Efsane bu ya: Zamanın birinde Poseidon’un dinmeyen nefesine maruz kalan kıyı şeridinde yaşayan Likyalılar Poseidon’un dinmek binmeyen öfkesine çareler aramışlar ve Telmessoslu kahinlere danışmışlar; “nasıl yapsınlar da sular altında kalmaktan korunsunlar? “diye. Kahinler uzun uzun düşünüp karara varmışlar: “Patara’dan batıya doğru tüm eşen ovasının kızları kilometrelerce tüm sahil boyu elele tutuşacaklar. Yüzlerini denize dönüp eteklerini kaldırıp rüzgara karşı donlarını sıyıracaklar. Belki Posei-DON utanır üflemekten vazgeçer “ diye karar almışlar. Tüm kentlere yayılmış bu haber, kadınlar elele dizilmiş sahil boyu atmışlar rüzgara karşı donlarını. Öylece beklemişler bir müddet... Hikaye bu ya: utanmış Posei-DON arkasını dönüp çekilmiş deniz dibindeki sarayına doğru.
1.derece doğal ve 3. Derece tarihi sit alanı olan kabak vadisine geçen hafta tam sayfa övgü vardıNew York Times dergisinde.Sarp dağların ortasına gizlenmiş, endemik bitkilerle donatılmış keçiboynuzu, çam,zeytin ağaçlarıyla ve daha nice ağaç cinsleriyle süslenmiş dağlardan gelen suların Aladere şelalesinden dökülüp ırmak olup denize vardığı bereketli bir yer orası.Ateş böceklerinin kaplan kelebeklerinin mekanı...Carettelerın doğdukları bu sahile yumurtalarını bırakıp yeniden yeniden yaşama döndükleri muhteşem bir vadi burası işte. Anlatılmaz ki anlatılsın...Gidip, görüp, yaşamanız gerek.Orada yeniden YAŞAMa, GÜNEŞ'e ve BİN YILDIZLI GECELERE merhaba demeniz gerek...
Hepinize sevgilerimizle.

KABAK NATURAL LIFE
Telefon +90 252 642 11 85
+90 252 642 11 34
+90 252 642 11 58
0-532 215-35-68
0-505 631-11-87
Email info@kabaknaturallife.com

Adres Kabak Mah.Faralya köyü / MUĞLA-TÜRKİYE
Resim: "Ayçiçeği" Eylem Akman'dan alıntı.

30 yorum:

Sokak Kedisi dedi ki...

Doğaya zarar vermeyen, insan dışındaki yaşam formlarına da saygı duymayı başarabilen tesisleşmelere kesinlikle EVET!

Tebrik ediyorum ev sahiplerinizi bu hassas ve anlamlı duruşları yüzünden, resimlere de bayıldım, ne kadar hoş vakit geçirdiğinizi hissetmemek mümkün değil :))

Sevgiler

beenmaya dedi ki...

ciğerlerinize çektiğiniz cennetten bir parçayı da bana üflesenize nasıl ihtiyacım var :))

bu arada acaba diyorum ağustos başında yıllık izinde ben kendim mi bizzat gidip içime içime çeksem :))

mutfakcini dedi ki...

Ne güzel..masal gibi..Güzel bakan minik gözlere bayıldım.Günebakanlara da..sevgiler..

Sabahattin Gencal dedi ki...

Yaşamın her alanından seçtiğim çalışmaları, yazarlarının izniyle “Bloglardan Seçmeler” adlı sitemde yayınlıyorum.
Sizin de izniniz olursa bloglarınızdan seçtiğim çalışmalarınızı, kaynak göstererek yayınlamak istiyorum.
İyi günler dileğiyle.
Sabahattin Gencal

Esin Bozdemir dedi ki...

Nasıl güzel Memleketimizin her bir köşesi!boşuna değil onca göz! nazar boncuğu gibi turkuaz rengi sularımız, yeşilin her tonu ormanlarımız, güneşimiz, kumumuz...hepsi birarada mükemmel bir ambiyans!şükürler olsun Yaradana'a böylesine cennet toprakları bizlere sunduğu için. Sahip olduğumuz güzellikleri korumak, yaşamak ve böylesinede güzellikleri paylaşmak gerek elbette! 2 yıl önce bu harika koyu görmüştüm ama konaklama fırsatımız olmamıştı.

ne iyi yapmışsınız sufim, cennet yüreğinizden, yüzünüzden, kelimelerinizden süzülüp bizlere kadar yansıyor...yeşili ve maviyi çok özledim bende!darısı tez zamanda bizimde başımıza gelsin diyeyim! sevgilerimle...

Evren dedi ki...

nasıl da iyi geldi gezinmek kelimelerin arasında, herbir duyguyu yakalamak satır aralarında ve fotoğraflarla gözümün önüne gelmesi orada olanın halini.
çok sevdim cenneti.
sevgiler...

y. dedi ki...

bu anıların güzelliği başımı döndürüyor, çoğu zaman söylecek sözüm olmuyor güzelliklerine. bu sayfalardan öğrendiklerimin kıymetiniyse, sormak lazım içime.

Aydedeye havlayan dedi ki...

harika bir yer gerçekten, tarihiyle, güzelliğiyle, ruhuyla gerçek bir harika! Ne güzel vakit geçirmişsiniz. istanbul'un çilesinin ortasında fotoğraflara bakarken aniden gözlerimi kapatınca, duydum müzik sesini, aldım kokusunu ağaçların ve hissettim damağımdaki rakının hoş esansını. belki de benim için de tekrar yollara düşmek zamanıdır :)

Elif Gizem dedi ki...

Horoz sesiyle uyanmak... şu an için fazla hayalperest mi olurum bunu istesem:)

Zeugma dedi ki...

Fotoğraftaki Cihan sanırım. böyle bir güzellik yok. Allah nazardan saklasın...
Her yönüyle size uyan harika bir yermiş...
Böyle bir tanıtımdan sonra yazdık efendim bir kenara.
Bu arada hoşgeldiniz!

Teşekkürler, sevgiler..

Çınar dedi ki...

Yakışıklı Cihan'ı tebrik ederim.
Gecenin bu saatinde içim aydınlandı fotoğraflarla. ve doğayla içiçe doğayı bozmadan onun bir parçası olduğumu hissederek birkaç gün bile olsa o güzelim yerde olmak istedim ben de.

Güzel anlatımınla gezini bizimle paylaştığın için teşekkürler.

Sevgiler

Unknown dedi ki...

Kabak Koyundan gün batımını, geniş ufuk çizgisinde seyretmekten bahsetmemiş sevgili Tontini.Kızılın tüm tonlarını, turkuaz ve yeşilin bütünü ardından seyretmek inanın ömre bedel.Telefonların kullanılamadığı, sadece doğanın tüm sesleri eşliğinde izlenen gün batımı muhteşem. Tesisin sahibi değil, bir süre emanetçiliğini yaptıklarını söyleyen Nilüfer Hanımın, hünerli elleriyle hazırladığı birbirinden lezzetli yemekler de unutulmamalı bu arada.
En çok da neyi seviyorum orda diye sorarsanız; çim alanın ortasına açılmış çukurda yakılan ateşi ve
etrafına yayılan matlara uzanmayı,
yumuşacık müzik eşliğinde yıldızları seyre dalmayı... Koyu çevreleyen dağların ardından yüzünüze yansıyan ay ışığının mistik fonunda herşeyi unutuvermeyi... Elinizi uzatsanız, tutabilirsiniz hissiyle yıldızlarla bütünleşmeyi... Her gece en az bir defa şahit olacağınız, yıldız kaymalarında, belki de dilek tutmayı... Ve veda saati geldiğinde can dostların gözlerindeki yaşlarla uğurlanmayı..
Anlatılamıyor ki, yaşayın hissedin diyorum, diliyorum..

sufi dedi ki...

Sevgili Sokak Kedisi;
O yörenin doğallığının bozulmaması için ne tür engellerin iplerini göğüslediler o sevdiklerimiz bir bilsen.Bir ağaç olsam, bir çiçek, bir böcek örgütleyip herkesi onlara altın plaket verirdim inan. teşekkürler değerlendirmen için sevgilerimle.

sufi dedi ki...

Sevgili Beenmaya'm;
Sen yeterki gitmek ve görmek iste oraları ve tontini beni yolladı de. Dostlarımızın ne şeker insanlar ve oraların ne denli dinlendirici ve muhteşem olduğunu gözlerinle kendin gör.Yalnız kendini Cihan'dan uzak tut.Çapkındır kendisi doğrusu!Sevgilerimle.

sufi dedi ki...

Sevgili Ebruli;
"Güzel bakan minik gözlere bayıldım."demişsin o da sana bayılırdı bence.Güzellerden hiç vazgeçemez.Ama "o minik" demişsin kocaman yürekli adam o ablası. Sevgilerimle.

sufi dedi ki...

Sevgili Sabahattin Gençal;
Kaynak belirterek yazarların izniyle yazıları“Bloglardan Seçmeler” adlı sitemde yayınlıyorum demişsin.Kalemle yazdırandır sahibi tüm yazıların her ne yazıyı yayınlamak istersen blogunda izin senindir dostum sevgilerimizle.

sufi dedi ki...

Sevgili Esmir;
Ne de güzel tanımlamışsın bereketli vatan topraklarımızın önem ve ehemmiyetini.Neredeyse insanoğlu kazıp 7 kat toprağımızın altındaki değerlerimize bile sahip çıkacaklar.Biz de de bu paylaşma içgüdüsü olduktan sonra "Allahın toprağı bu, nasılsa alıp da gitmiyorlarlar" diye diye babamızın malı gibi dağıtırız millete değil mi?Paylaşalım tüm güzellikleri buna sözüm yok.Ancak doğaya olan saygımızı yitirmeden ve buna kimseye izin vermeden olsun inşaallah.Dilerim orada konaklama fırsatı bulursun ve "beni Tontini buraya gönderdi" dersin ve doğa dostlarımızın ne denli doğayı korumak adına orada gönüllü uğraş verdiğine şahit olursun canım. Sevgilerimle.

sufi dedi ki...

Sevgili Evren'im;
Sen cenneti çok sevdin ama cennet seni görse daha çok severdi.Ve "gel şu tahtımda otur, şu şaraplarımdan iç, bu meyvelerimden ye.........ve sadece beni anlat bu bana yeter" derdi belki çocuk. Sevgilerimle.

sufi dedi ki...

Sevgili y.;
Hernedense belgeselleri ve gezi notlarını okurken ve seyrederken ben de kendimden geçerim.Gitmiş kadar olmasam da ekrandaki görüntünün içinde bulabilirim kendimi. Sana da öyle oluyor anlaşılan.Teşekkürler ve sevgilerimle.
Sevgili Aydedeye havlayan;
Senin gezilerin yanında bizimki "devede kulak kalır" demek geldi içimden.Ama inan dost tam sana göre bir yer orası. Ay güneş ve doğa orada tüm sırların döküyor ortaya bilesin. teşekkürler ve sevgilerimle.
Sevgili Elif;
İster inan ister inanma horozlar cemaati sanki birine bizlerin uyandırılması konusunda görev vermiş o horoz her sabah bir bungolovdan öbürüne geçip görevini ifa ediyordu.Sabah erken uyanmanın en güzel yanlarından biri de buydu, sevgilerimle.

sufi dedi ki...

Sevgili Zeugma;
Evet fotoğraftaki adam Cihan'ın ta kendisi.Adam diyoruz artık çünkü korkmadan sünnet oldu.KÖpeklerle güreşebilen, ağaçlarla konuşabilen bir çocuk o.Kabak tarzanını görmek ve tanımak için bile oraya gitmeye değer.Ben teşekkür ederim sizlere, sevgilerimle.
Sevgili Çınar;
Günlük gazeteler gelse de, internet çekse de, telefon dahil insan orada tüm teknolojiden uzak yaşamayı tercih ediyor nasılsa.Herşeyin önem sırası değişti sanki doğayla kucaklaşırken. son zamanlarda yıpranan yüreklerimiz şifa buldu orada. Sevgilerimle.
Sevgili Sedef;
Hani okullarda sıra ve sınıf arkadaşlığının yıllara yayılan anıları vardır. Askerlikte de devre arkadaşlarının, mesela İzmir'li olmanın ve aynı havayı teneffüs edenlerin ortak paydada buluştukları bir takım güzel anları vardır ya; İşte bizler de aynı zamanda Kabak Naturallife'da olmanın anlarını paylaşacağız belki de birçok dönemimizde muhabbetlerimizde."Kabak naturallifelaştırdıklarımızdanmısınız ?"diyelim istersen birbirimize.Unuttuğum şeyleri ne de güzel anlatmışsın yüreğine sağlık sevgilerimle.

Sabahattin Gencal dedi ki...

İzniniz üzerine bir çalışmanız "Bloglardan Seçmeler"de yayınlandı. İyi günler dileğiyle.

Seher dedi ki...

çok güzeldi çok nasıl anlatayım ki zaten sizler anlatmışsınız.İnsan tabiatın bir parçası, ondan uzaklaştıkça mutsuz yaklaştıkça huzurlu ve mutlu oluyor.Bir nevi zihinsel detox yaşadık.İnşallah yine gideriz.
sevgilerimle

Tabiat Ana dedi ki...

ahhh suficim,
nasıl gidesim geldi bir bilsen ...

sufi dedi ki...

Sevgili Seher;
"Zihinsel DetoX" ne güzel bir tanımlama olmuş!Mevlana'nın Yunus için söylediği söz geldi aklıma demek ki tek cümle ile (ete kemiğe büründüm Yunus diye göründüm)anlatılabilirmiş bazı şeyler dedim.Sevgilerimle.
Sevgili tabiat ana;
"İsteyin verilecektir" diyorlar ya, sen gitmeyi dile gidecek fırsat doğar nasılsa sevgilerimle.

YeMeK vAkTi dedi ki...

merhaba
harika bir blog bu:)

muğla her şeyiyle muhteşem bir şehir geçen sene gitmiştim kabak koyu,saklıkent,ölüdeniz,tlos ahhh ahh gene gidebilsem

eylem dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
HayatmnMucızesı dedi ki...

Merhabalar,
satırlarınızı okurken bende sanki sizlerle oraya gittim ve sizlerle o güzel anları paylaştım... teşekkürler...

Sevgiyle kalın...

sufi dedi ki...

Sevgili Aylin;
Güzel değerlendirişin için teşekkür ederiz.O senin güzel görüşün diyelim sevgilerimle.
Sevgili Zeynep;
Keşke bir gün blog dostları olarak orada buluşsak dedim ben de, sevgilerimle.

Unknown dedi ki...

Merhaba ,

Kabak koyu hakkındaki güzel yazınız keyifle okudum, orayı 2007 de keşfetmiş biri olarak çekmiş olduğunuz fotoraflarla aynı anıları yeniden yaşadık.Özellikle cihan oldukça büyümüş geldi.Ayrıca kaynak göstererek eklediğiniz ayçiçeği fotoğrafımı görmekte beni mutlu etmiştir.Saygılar selamlar

Eylem Akman

köpek dedi ki...

2010 yılının Kasım ayında yolum düştü Kabak Koyu'na.. natural life'da kaldım.. Ne bir tavsiye, ne bir duyum..İnternette gezerken tesadüfen bulduğum bir yerdi. Seçimlerim genelde bana olumsuz şeyler yaşatsada, bu defa tam onikiden vurmuşum diyorum. Levent Abi, Nilüfer Abla, sevgili Aslan...İnanılmazsınız hepiniz..Hayatımda insanlardan ve dostluktan ümidimi kesmişken, nerdeyse hayattan vazgeçmişken tanıdım sizleri. Aranızdaki koşulsuz dostluğa, sıcaklığa hayran kaldım. Ordaki doğayı, hayvanları , onlara gösterilen saygıyı anlatabilecek kelime bulamıyorum. Öylesine harika 3 gece geçirdimki orda, tadı hala damağımda.. Evet kesinlikle zihinsel detoks yaşatıyor orası insana.. Yüreği kocaman olan insanları tanımanızı kesinlikle tavsiye ediyorum, bedenim şehre dönsede, aklım, ruhum, kalbim hala orada...