Çocukların dillerinde yara oluştu mu, dut pekmezi ile çare bulurduk da, diğer dil yaralarına ömrüm geldi geçti çare bulamadım ben! Ağız mağarası açılmaya görsün, bekçi gibi önce dil görünse de sözler dilden önce plaf-plaf denetimsiz uçup atlayıverir kulaklardan gönüllere.Dil kıvrılır bükülür söyler sözü, sonra geri çekilir süzgeçsiz yuvasına.. "Suçum yok benim masumum!.." der bir de utanmazca.Şevki Beyin ne güzeldir:
"Dil yâresini andıracak yâre bulunmaz
Dünyâda gönül yâresine çâre bulunmaz
Her derdin olur çâresi meşhur meseldir
Dünyâda gönül yâresine çâre bulunmaz"şarkısı.
Zamanın birinde Siyasi suçlu bir Mehmet efendi varmış cezaevinde...
Suçlusun diye tutuklamışlar adamı. Haberi yok ne tür bir eylem yaptığından, dememiş o güne kadar "gözünün üstünde kaşın var!" diye bir söz kimseye.Siyasetten de pek anlamazmış aslında. Nasıl olduysa olmuş işte konuşturmak ifadesini almak için, adama tüm yöntemler uygulanmış. O: "Bilmiyorum... Tanımıyorum...Ben öyle birşey demedim! "dedikçe yemiş sopayı, yemiş copu atılmış bir soğuk ve karanlık hücreye..Siz anlayın işte...Günler dayak yemekten, yemek yiyemez hale gelene dek sürmüş gitmiş böylece tutukluyken, hakkında belli bir suçtan mahkemece hüküm giymeden. Neyse! Günün birinde Mehmet efendi sorgu sualde çatır çatır başlamış itirafa...
"Şunu sen mi yaptın?"
"Şu adamları tanıyormusun?"
"Şu kişi hükümet aleyhine örgüt kurduğunda yanında mıydın?"
Cevapları hep "Ben yapmadım, o adamları hiç tanımıyorum olsa da; "Evet...Evet...Eveett gittim, gördüm, tanıyorum" olmuş bundan böyle hernasılsa!...Suçu çok büyük!!!. Hakkında karar verilmiş. Yaz kızım: "Mehmet efendinin ömür boyu hapsine mahkememizce karar verilmiştir" diye.Bir de imzalamış ifadelerinin altını güzelce...Sopadan kurtulayım derken, bulmuş kendini vicdan azabının tam ortasında. Tanımadığı ama tanıyorum dedikleri de tutuklanıp atılmış tutukevine gece vakitleri( hep öyle olur ya!)."Be herif! beni tanımazsın etmezsin nasıl uydurdun bu yalanları?" diyenlerin sorgusu ve vicdan azabını nasıl temizleyeceği telaşı tutmuş Mehmet'i...Bir güüüün paslı traş bıçağıyla nekadar dirense de, kökünden kesivermiş DİL-ini.."Yazık oldu Mehmet efendiye!!!" sözü de herhalde burdan çıkmış.
Sözüm meclisten dışarı, hepinize sevgilerimle.
Resim: Erika Madrid
23 Temmuz 2010 Cuma
YAZIK OLDU MEHMET EFENDİYE
Gönderen sufi zaman: 15:15
Etiketler: DİLEK'ten mektuplar...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
13 yorum:
Ne hoş bir paylaşım olmuş. Konuşmak ya da susmak. Doğru yerde tercih edildiğinde ne büyük kapılar açar.. Yunus Emre'nin de dediği gibi ; "Söz ola kese savaşı, söz ola kestire başı"
Bazen de söyleyediği kelimelerin doğuracağı olayları düşünmeyip ve bunların sorumluluğunu alamayıp, karşısındaki yok yere suçlayan dil...
Yazık oldu böyle biten bir ilişkiye...
Resmi büyütüp daha iyi görmek istedim ama olmadı, etkileyici bir paylaşım. Teşekkürler.
Yazık olmuş mu Mehmet Efendiye. Yazık olmamış bence:))
Sevgiler..
Sevgili Tontini,
"Söz gümüşse, sükût altındır" bazen susmak, verilecek cevapların en hayırlısıdır.
Mamafih Mehmet efendi hikayesini bilmiyordum sayenizde öğrendim eksik olmayın.
Sonsuz sevgi ve saygılarımla
Bu deyısın hıkayesını sayende ogrenmıs oldum
sevgıler tontınım:)
Bunun aynısını yengemin babası yaşamış maraş olaylarında. O kadar yorulmuş ki dayaktan kimi sorsalar "Ben öldürdüm nehre attım." demiş.
Hikaye uzun belki bir gün yazarım blogda ama bilirim dayaktan yorulmayı, suçsuz yere itiraf etmeyi...
Sevgili Sufi,
Mehmet Efendiyle ...ilgili bu hikayeyi de bak sayende öğrendim daha önce hiç duymamışım...
Ne güzel atasözlerimiz, deyimlerimiz var!ama o atasözleri içinde hoşgörüyü, sevgiyi ve özün içindeki gerçek iyi niyeti ifade edenler de var!..bazen de;" dil söyler ama gönül söylemez de der!"
"keşke gönül gözlerimiz görmesini istediklerimiz karşısında açık olabilseydi!" dilin kemiği mi var ki! oysa yüreklerde neler yok!..bu da mehmet efendi den değil de esmir den bir söz oldu:)
güzel paylaşımın için teşekkürler
Sevgili Bozbek;
"Söz ola kese savaşı, söz ola kestire başı"İşte bu sözle noktalanmış yazının mesajı.Teşekkürler ve sevgilerimle.
Sevgili Efsa;
İşte en zor olan şey sağlam durabilmek. Bilmediğin ve görmediğin şeyler konusunda değil suçlamak, hatta konuşmamak bile gerek.Göz bile yanlabilir çünkü sevgilerimle.
SEvgili Alizafer;
Teşekkürler dost sevgilerimizle.
Sevgili Masal;
Mehmet efendi kendi dilinin cezasını kendi vermiş aslında da yazık olmuş mu olmamış mı tartışılır aslında!O işkence altında 100 kişiden kaç kişi sağlam durabilirdi diye düşündüm ben de,sevgilerimle.
Sevgili Haykırış;
"Sükut altındır"da "DA"sı var.Öldürülse gam yemezdi Mehmet Efendi, işkence altında ölmedi süründürüldü...Sevgilerimle.
Sevgili Öykü;
Bir de hicaz makamındaki bu şarkıyı dinlesen dersin ki "eskiler ne güzel mesajlarını veriyorlarmış bizlere..." SEvgilerimle.
Sevgili Esrik;
Mehmet efendi bir simge, kimbilir işkence altındayken yapmadığı ne çok şeyi "evet yaptım" diyen insan vardr bu dünyada.Günlük hayatın içinde bile bizlere bir konuda 3 kez sorgu sual edilse herbirinde belki de ayrı cevaplar verebiliriz.Esrikçim Yengenin babasının hikayesini de bekliyoruz senden sevgilerimle.
SEvgili Esmir;
"keşke gönül gözlerimiz görmesini istediklerimiz karşısında açık olabilseydi!" İşte baş kesen söz bu olmuş Esmirim, keşkeyi bırakıp " gönül gözlerimize GÖR" diyelim artık. sevgilerimle.
İçeri girmek önemli değil önemli olan ruhumuuzn dışarda olması.Gardiyan sormuş kaç yıl kalacaksın tutuklu cevap vermiş ben 5 yıl sen kaç yıl kalacaksın.Şair demişki şu kocaman dunyayı bu küçücük hapishanelere nasıl sığdırıyorlar? Çünkü hapishaneler içimizde. Mehmet efendiye yazık olmuş mu olmamış mı bilemem ama aslında hepimiz birer mehmet efendiyız sevgili suficiğim dünya güzeli bir adam var adı Erol masnisalı bir diğer dünya güzeli bir adam var Prof haberal bir diğer bir dünya güzeli var 80 yasında ısrarla çocuklaarımza aydınlık cumhuriyeti bıralım diye mucadelen Kanadoğlu bu yaşında karanlıklara karşı mucadele ediyor bu adamalramı yazık oluyor yoksa bizemi burada mehmet efendi sahte zavallı imzsız ıhbar mektupları yazanlarmı oluyor yoksa bu yukarda saydığım çınarlara sahip çıkamayn zavallı bizlermiyiz bence mehmet efendi bizleriz ve bize yzık oluyor üzgünüm hakketen çok üzgünüm. :((((
Yorum Gönder