HAYDARPAŞA /ANADOLUNUN KALBİ - SUFİ SAJA

.

"Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur."Kemal ATATÜRK .

29 Kasım 2010 Pazartesi

HAYDARPAŞA /ANADOLUNUN KALBİ

Ben bir TCDD çalışanı yani
demiryolcu kızıyım. Okulda "baban ne iş yapıyor?" dendiğinde kısaca "demiryolcu" diye yanıtlardım gururla.O zamanlar önemli bir meslekti çünkü demiryolculuk.Ya da ben öyle sanıyordum. Manyetolu telefonların çalışma sisteminden, telgraf makinasından çıkan nokta-hatların ne anlama geldiğine, bataryaların nişadırla nasıl yapıldığından makasları indirip kaldırmanın ne anlama geldiğine dek sonu gelmeyen sorularımın yanıtını o zamanlar hep babamdan almışımdır çünkü. Türkiye'nin her neresine tayinimiz çıksa;

karavagonlara eşyalarımız yüklenip göçedişimiz hep trenlerle olmuştur dolayısıyla.Babamın Haydarpaşa garındaki hareket memurluğu görevi sırasında o kocaman adamın, hassas, duygusal babamın haydarpaşa garı binasını bana tanımlayışı hala kulaklarımda:" Kızım burası anadolunun kalbi" kalbe giden damarlar gibi trenler de buraya gelir buradan gider. Taşır şimendiferler tren yolcularını sevdiklerine ya da sevdiklerinden gurbete doğru" derdi. "Ben burada trene hareket emrini verirken çok gözyaşı gördüm, Anadoludan tahta bavullarıyla gelip kendilerini bekleyenlerle kavuşanlar birbirine sarıldığında yine gözlerim dolardı" derdi.
Ne zaman o çevrede 7 kuleli Dünya Ticaret Merkezi ve kruvaziyer liman yapılmasının planlandığını duydum, çocukça "Haydarpaşa'nın başına neler getirilecek acaba?" diye endişelendim.Binanın akustiği içinde yansıyan "BA-BA" diyen çocuk sesim yeniden kulaklarımda yankılandı.Ama ne yazık,rahmetli babacığımdan "efendim kızım!" diyen ses çıkmadı.28 Kasım 2010 saat 15:15 de yanan Anadolunun kalbiydi dostlarım. Yanan: kavuşmaların ve ayrılıkların mekânıydı.Yanan benim, bizim yüreğimizdi. Yazık oldu.Hepinize sevgilerimle.

19 yorum:

Asuman Yelen dedi ki...

Bu yazdıklarım çok içime dokundu Sufi.
Öyle doğru bir söz ki. Fiziken İstanbu' da görünem bu muhteşem binanın aslında Anadolu' nun ruhunu taşıdığı gerçeği nasıl unutulur. Benim ailem de göçü oradan kaldırdı Anadolu' ya çıkarken. O tahta bavulların sahipleri umutla heyecanla korkuyla doluydu o gara ilk defa ayak bastıklarında.
İstanbul' a gelince, uçaktan bakanlar, filmlerde ışıklarla dolu manzaraları gururla izleyenler ne derse desin, bu kent de hızla ruhunu yitiriyor.
İki amcası ve dayısı demiryolcu olan biri olarak duygularını içtenlikle paylaşıyorum.
Sevgiler...

Elifin Terazisi dedi ki...

Çok üzgünüm:(

ali zafer sapci dedi ki...

"Vandallık ya da akım olarak Vandalizm, bilerek ve isteyerek, kamuya ya da kişiye ait mallara, araçlara, ürünlere zarar verme eylemidir. Vandal, kırma, yok etme, yakma, boya atma sonucu, bilerek, başkasını ya da kamunun önemsediği sahiplendiği, değerli bulduğu şeylere (okul araçlarına, müzede sergilenen tarihsel eserlere, galerideki tabloya...) zarar verir"
Üzülüyoruz ama işe yaramıyor, örgütlenip direnç oluşturulmalı!

Beyaz Kare Tasarım dedi ki...

Ben de haberlerde gördüm. O yüz yılı aşkın tarih ve hatıra yanarken dediğin gibi insanın da içi yanıyordu... Sayısız yerli-yabancı insanın gördüğü, beklediği, uğurladığı bu eşsiz yapı insanın kendi evinin yanmasından farksız.

Ayşegül dedi ki...

Haberler de yangını gördüğümüz de çok ama çok üzüldük.
Sahip olduğumuz tarihi değerlerimize layıkıyla sahip çıkıp, koruamıyoruz.Çok acı....

haykırış dedi ki...

Sevgili Tontini,
Tarihi kokusuyla bir sluet olan Haydarpaşa'da kimin anısı yoktu ki..
Deniz itfaiyelerinin dakikalarca yangına değilde denize su sıkmaları adeta yüreğimizi yaktı çünkü rant engelliyordu su sıkmalarını.
Muhterem babanıza rahmet diliyorum ne de güzel anılar bırakmış sizlere..
Nur içinde yatsın.
Selam, sevgi ve saygılarımla

Ateş Böceği dedi ki...

İnsan ha kendini yakmış diri diri ha tarihini hiç farkı yok..yazık

gülsen VAROL dedi ki...

Babana selâm durdum önce... buraya yazmaya başlamadan, buraya yazacaklarımı ona anlattım önce sevgili dileğim Sufi'm..
Ve tıpkı dün saatlerce yanışını seyrederken ağlayışım gibi şimdi de satırlarını okurken ağladım..
Ne garip, tekrar hastalanacağımdan endişelenen ve beni teselli etmeye çalışan oğluma da ben dün aynı şeyi söylemiştim..
"yüreğim yanıyor sanki oğlum"

beenmaya dedi ki...

hala üzerimizde dolaşan bu kara bulutlar da neyin nesi? yoksa yanan sadece Haydarpaşa Garı değil mi?

Çınar dedi ki...

Sevgili Beenmaya'nın sorusunu tekrarlıyorum ben de 'yoksa yanan sadece Haydarpaşa Garı değil mi?'

Babacığının dediği gibi; tarihi bir değer olmanın ötesinde Anadolu'nun kalbi özelliğini taşıyan Haydarpaşa Garının yandığı haberi içimi yaktı benim de

nalan dedi ki...

bundan içi acıyanla hiç tınlamayan arasındaki derin uçurum.
ikisinin de birbirini anlaması olası değil.
ben buna sebep olan kişileri/ihaleye izin verenleri/o kör olasıca malzemelere izin verenleri anlayamıyorum...

aysema dedi ki...

Yandı mı, yaktılar mı tartışılır. Akşam yorgun yorgun haberlerde gördüm. Yeni gelmiştik İstanbul'dan. Sanırım İst. valisiydi. "Havadan müdahaleyi gerektirecek kadar önemli değil!" diyordu yangın için. Oysa bir tarih yanıyordu senin de çok etkileyici anlattığın gibi. Gözlerim yaşlı okudum. Ülkemiz elden gidiyor, biz bakıyoruz. Nereye kadar?

sufi dedi ki...

Sevgili
Asuman;
Elif;
Alizafer;
Ömero;
Gezginay;
Haykırış;
Ateş böceği;
Hasret Senfonileri;
Beenmaya;
Çınar;
Nalan;
Aysema;

Yandı mı yakıldı mı sorularına cevap alamayacağımız kesin.Minare çalınmadan kılıf hazırlanıyor çünkü.Burası Türkiye dostlarım 72 milletin gözlerinin üzerimizde olduğu da kesin.Çok söze gerek yok üniversite gençlerinin arasında bir fıkra dolaşıyormuş bari onu paylaşayım sizlerle, sizler anlarsınız nasılsa, hepinize teşekkürler ve sevgilerimle.

"Başbakan, Karadeniz gezisinde bir üniversiteyi ziyaret etmiş.
Sınıfın birinde öğrencilerle tanışmış.
O karizmatik duruşuyla beden dilini de kullanarak bir konuşma yapmış.
Etkili konuştuğunu düşünerek "Sorusu olan var mı?" demiş.
TEMEL; "Ben size 3 soru soracağım." demiş;
"1-Bu kadar yıpranmış olmanız gerekirken oylarınız nasıl oldu da arttı?
2-Özelleştirme adı altında bütün önemli kurumları yabancılara sattınız, bunlardan ne kadar para kazanıldı?
3-Bu paralar nerede?"
Tam bu sırada zil çalmış. Başbakan, "2.derste devam ederiz" deyip çıkmış.
Derse yeniden girince "nerede kalmıştık" diye sormuş.
Bu sefer DURSUN ayağa kalkmış; "Bizim sorularımızı cevaplayacaktınız" deyince,
Başbakan "iyi tekrar sorun bakalım" demiş.

DURSUN, "Size 5 sorum olacak" :
"1-İktidarda yıpranmış olmanıza rağmen oylarınızı nasıl artırdınız?
2-Bütün önemli kurumlarımızı sattınız? ne kadar para kazanıldı?
3-Bu paralar nerde?
4-Tenefüs zili neden yarım saat erken çaldı?
5-TEMEL nerede?????????"

aysema dedi ki...

Duymamıştım fıkrayı, çok güzelmiş...

Unknown dedi ki...

içim parçalandı o görkemin başına gelenlere...

y. dedi ki...

bir gidişi gördüm ben televizyondan ama birebir yaşamış biri ve bu satırlar.
babanız...
birilerinin sırf gelip geçici rantlar uğruna parça pincik edip sattığı ülke topraklarından sonra, haydarpaşa yakıldı. sırada ne var..
hangimizin çocukluğu!

Yazmak Keyiftir dedi ki...

Sevgili Sufi !
Bunların derdi aslında ne ordu, ne Atatürk, ne yargı..bunlar detay. Daha önce de yazdım AY-YILDIZ la kavgası var bunların.
Haydarpaşa Garınında üstünde kocaman bir ay yıldız vardı sevdiğim tren camlarındaki gibi.. sevdiklerimin hepsini birer söküp alıyorlar, geçmişimi belleğimi zorla silmeye çalışıyorlar..

laleninbahcesi dedi ki...

Can Sufi, İstanbul dediğin Kız Kulesi, Dikilitaş Ayasofya Haydarpaşa değil mi zaten... Benim anneannemin bile anılarının olduğu yer orası, bizim ayak izlerimi siliyorlar ...

Suficim senin film izleme rekorunu kırmam mümkün değil... bir kez bir günde üç film izlemişliğim vardı epi topu:)

sufi dedi ki...

Sevgili
Funda;
y.;
Ali ikizkaya;
Lalenin bahçesi;

Eğer yeniden gelirsek bu dünyaya biz de bu suretten başka bir surette görüneceğiz aleme.Ay-yıldızlar, bayrağımız, andımız, özel günlerimiz,istiklal marşımız ayakizlerimiz ,yankılanan seslerimiz silinse de; gönüllerimizden yok olmayacak olan Atatürk sevgimizle doğarız yeniden inşaallah.Hepinize teşekkürler ve sevgilerimle.