Belki de bu hikayeyi bilmeyeniniz yoktur. Doğrusu ben bilmiyordum.. Bildiğim ve yarım asırcık ömrümde milyon kez titizlikle üstünde durup deneyimlediğim konulardan biriydi "GÜVEN" aslında. Verilmiş bir sözüm varsa, söz verdiğim kişinin bana güvenini yıkmamak için (iki elim kanda bile olsa) sözümü gerçekleştirmem gerekirmiş gibi bir hayat tarzı ve kuralı yani. Bu titizliğimizin sonucunda; Evrene ne veriyorsak aynını evrenden beklemek gibi bir şartlanmışlığımızı da gözardı etmemek gerek. İşte tam burada hep yanıldık bunca yıl, ta ki evren avucumuzda hardal tanesi kadar olana dek. Şimdi mesajlarımız değişti: "Asla aldatmadığımız kişi hep bizim güvenimizi sarsıyor, hep aldatılıyoruz" sözüyle; "Evren biz ne istersek onu bize sunuyor, karşımıza hep güveneceğimiz kişiler çıkıyor"sözünü takas ettik. Ne büyük benlik değil mi? Evrenin avucumuzda hardal tanesi kadar olduğunu iddia etmek. Hayır! bunu ben demiyorum: biz demeden bizim dilimizden söyleyen diyor.Hani "pozitif düşün pozitif olsun" sözü gibi birşey bu da. Bir ara "sefana da cefana da eyvallah "demiştim ya; yaşadım ve gördüm ki cefalar bizden de sefaların tümü onun eseri, hakettiğimiz sürece...Masal gibi hikayemiz de şöyle:
İngiltere'de yargıçların maaşı yokmuş. Onun yerine ihtiyaçları oldukça kullandıkları kredisi sınırsız çek defterleri varmış.
İngiliz devleti hakimlerine o kadar güveniyormuş yani...
Birgün hakimin biri bir bankaya gidip 1.000.000 poundluk bir çek bozdurmak istediğini söylemiş. Tabii ortalık birbirine girmiş. Banka yöneticileri en üst makamdan onay almadan bu kadar parayı veremeyeceklerini söyleyip hemen Içişleri Bakanlığı, Adalet Bakanlığı,Başbakanlığa filan telefon etmişler. Ancak aradıkları her yerden gelen cevap aynıymış: ÖDEYIN!
Gel gelelim bankada o kadar nakit yokmuş. Hakimden ertesi gün gelmesi rica edilmiş. Ertesi gün para bir bavul içinde hazırmış. Aradan birkaç gün geçmiş. Hakim çıkagelmiş. Parayı bankaya geri vermek istiyormuş. Banka yönetimi şaşırıp kalmış. Hemen Adalet Bakanlığı'nı aramışlar. Derhal bakanlık müfettişleri devreye girmiş ve hakime hareketinin sebebini sormuşlar. Hakim: "Kraliçenin hükümeti bize gerçekten bu kadar güveniyor mu? Onu sınadım" cevabını vermiş. Raporlar bakanlığa iletilmiş ve aynı gün hakim azledilmiş..
Adalet bakanlığı hakime gönderdiği yazıda gerekçeyi şöyle açıklamış: "Kraliçe hükümetinin saygın bir hakimi, devletine güvenmiyor ve onu sınıyorsa, devlet ona asla güvenmez."
- "Güven" çok ince bir çizgi. Biz evrene güvendikçe evren de bizim kırılmamızı önleyici eylemleriyle cevap veriyor. Güvenmediğimizde ise başımıza istemediğimiz herşey geliyor zannımca. Ya sizce??????
Resim:Victor Bregeda
28 Temmuz 2011 Perşembe
GÜVEN ÇOK İNCE BİR ÇİZGİ
Gönderen sufi zaman: 18:08
Etiketler: DİLEK'ten mektuplar...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
24 yorum:
Neyi düşünürsek onu üzerimize çekiyoruz ya öyle birşey olsa gerek. Ne istersek o oluyor...
Pek çok kişinin de kucaklama öpmelerine kendiminkini de ekleyip sana sunuyorum Tontinim...
Tontinim, evren senin aracılığınla bana cevap verdi, kocaman teşekkürler, öpüyorum:)
İngiltere örneği bize Külkedisi masalı kadar uzak Sufi' cim. Sen incelikli hikayende nüanslardan bahsediyorsun. Bizim buralarda güven kelimesi en kaba şekliyle bile anlamını yitirmiş durumda.(Kurumsal anlamda)
Söz konusu insan olunca da durumlar pek değişmiyor. Keşke incelikler incelikle, özenler özenle, sevgiler sevgiyle, dostluklar dostlukla karşılansa. Dünya cennet olurdu.
Sevgiyle öpüyorum seni...
bu evren dediğiniz kim abi :p :p
bu evren dediğiniz kim abi :p :p
Sevgili Sufi bir hukukçu olan beni bu hikaye çok ve derinden etkiledi. Ne devlet ne de onu oluşturan mekenizmada güven kavramının çekirdeği dahi kalmamış durumda.Kimse kimseye güvenmediği gibi yoldan çıkmanın ve birbirini satmanın bedeli malesef var ve çok da düşük.
Malum, görünen köy klavuz istemiyor aslında..
Sana kocaman sevgiler ve sıhhatler !
guvenımın sarsıldıgı donemler yasıyorum..
guven evet cok ınce bı cızgı hayatmızda
gecısler ani olabılıyor..
SÇS Tontınım.
Güzel bir öykü. Ben de bilmiyordum. Aslında hepimizin ufak tefek de olsa benzer öyküleri var. Burada anlatılan kadar çarpıcı, akılda kalıcı olmasa da yaşamın ta kendisinin barındırdığı güven- güvensizlik vb kavramlarını sorgulatan türden onlarca yüzlerce öykü. Ne yazık ki artık insanlara körü körüne güvenmeyi bırakalı epeyce oldu. Bırakmak zorunda kaldığım öykülerim yüzünden..
Offf şahane bir hikaye; gerçekten çok ince bir çizgi güven.
Sevgiler kocaman :)
bir hikaye de benden: adamcağızın çok kıymetli bir yükü varmış. gemiyle memleketine gidecekmiş. gemiye binmiş. seninkinin yükü kıymetli ya sırtından indirmiyor. etrafdakiler buram buram terledğini görünce: yere koysana, yolumuz daha çok uzun, dayanamazsın diyorlar ama adam: yok yok ben taşırım diyor. ancak zaman geçtikçe taşıma daha da zor bir hal alıyor ve artık etraftakiler yarı alayla karışık acır bakışlarını ona doğru açıkça yönlendiriyor. bir süre sonra çocuklar bile adamla dalga geçiyor adam zaten yorgunluktan perişan ve sonunda GÜÇ BİTİYOR. Seninki birden elindekini zaten gitmekte olan gemiye bırakıveriyor ve birden şaşkınlıkla: hay allah gemi zaten gidiyor ve bizi aynı yere götürüyorken ben bu aptallığı neden yaptım neden kendime zulmettim diyor.
Canım masalcı annem senin masalların kıvamında olmasa da seninkini okuyunca aklıma geliverdi işte. güven=allaha iman
Ben dostluklarıma ve arkadaşlıklarıma heps adık oldum. Sıkıntılı anlarında hep yanımda oldum. Ancak son bir yıldır yaşadıklarım esnasında dostluğun gereklerini benden görmüş olan herkes bi anda sanki bomba atılmış gibi etrafımdan toz zoldular. Şaşırmıyorum, üzülmüyorum, kırılmadım. Onları öyle kabul ettim. Ama iki yüzlü insanların arasında ne kadar verici olursan o kadar kullanılmış oluyorsun. Bu yaşım bana bunu bunu öğretti. Bakalım neler olacak daha. Hayat kullarını hep eğitiyor, sınıyor. Çok zor işimiz.
Günümüzde, güvendiğimizde daha fazlası geliyor bence..
Güvenmenin de sınamanında bedeli ağır olabiliyor. Doğru ne?
O kadar güzel ve anlamlı bir hikaye ki.Çok etkilendim.Bizimle paylaştığın için sağol Suficim.Ben de inanıyorum.Evrene güvendikçe bizim kırılmamamız için gereken herşeyi yapıyor,cevabını iletiyor.Aşk ile kal.Seni çok seviyorum.
o kadar ince bir çizgi ki bir kere geçtikten sonra ne yaparsan yap hiçbir şey eskisi gibi olmuyor...
İnsanlara güvenip güvenmemeyi en iyi hasta olduğumuzda anlıyoruz..önemli bir hastalığa sahipsek onlardan birşey isteyecekmişiz gibi yok oluyorlar...beni en cok yaralayan bu galiba yıllarca güvendiğim ve hastayken bir anda kaybettiğim dost değil iyi gün dostlarımmış:(
Sevgiler
Bence guvenmek bir tercih meselesi. Kimse kimsenin guvenini kazanamaz. Evrenle iliski de boyle. Evren bana bugun benim dert gordugum seyi verir, ben bak ben soyle boyle yaptim ama simdi bu da boyle geldi derim. Ama zaman gecer anlarim ki evren iyibirsey vermis megersem ben kotu sanarken. Ama evren kotu sandigim birseyi verdginde bunu simdi kotu saniyorum ama O'ndan bana asla kotuluk gelmez bu sadece benim algim dersem (ki bunu demek bir secimdir) hergun gulluk gulistanlik olur, aglamaktan perisan oldugumuz gunler dahil :)
ASKla...
Güven kurulması çok zor olan ama yıkılması ince bir çizgiye bağlı olan duygu.. bulup kaybetmemek dileğiyle..
Masal gibi hikayeyi duymamıştım, çok güzelmiş.
Sevgi, saygı ve güven..
Bozulmaması gereken muhteşem üçlü. Eğer taraflardan biri hikayedeki gibi, yani durduk yerde bozgunculuk çıkarıyorsa hak ettiği kendisine kısa sürede geri döner.Hem de çok benzer bir şekilde döner.
Özetle; o kişi sonrası için hak ettiğini yaşar.
Ellerine sağlık tontinim.
Sevgilerimle.
ben öpüp gideyim. öyle içimden geldi de...
TONTİNİM ÖYKÜ SENİ ÇOK SEVİYOR
NE KADAR MI ?? BAKKKKK BU KADARRRRR
Bu evrene mesaj yollama meselesini çözemedim ben bir türlü. Birgün kalktım "Seni seviyorum evrencim sana güveniyorum. ve bugün çok mutlu olacağım biliyorum, hissediyorum" dedim. Gerçekten de enerjim tavan yapmıştı çok güzel bir gün bekliyordum. Olmadı çok üzüldüm o gün. :(( :))
Her seferinde yanılsam yine de güven duygumu yitirmemeye gayret ediyorum. Biliyorum ki güven duygusu olmadan yaşanmaz. Önce Yaradan'a, ( ne yaşatırsa yaşatsın mutlaka iyi bir nedeni olduğu konusunda) sonra kendime ve çevremdekilere.
Öptüm canım
Tontinim, öpüyorum seni:)
Harika bir hikaye. Guven karsilikli birsey hem kazanmalisin hem vermelisin.
Güven karekterin temsilcisi gibidir. Güven duyarız çünkü güven duyulması konusunda kendimiz gibi düşünürüz.
İşte öyle ince bir çizgidir güven di mi? canım.
Yorum Gönder