GOGOL'ün: "yüzyıllar yüzyılları izliyor, yarım milyon tembel mıymıntı insan büyük bir uyuşukluk içinde pinekleyip duruyor." dediği gibi, bu asırda da -milyonlarca insan- çeşitli nedenlerle tembelliğin yamacında pinekleyip duruyor.
"Bir lokma, bir hırka"sözü gereği, Leman'daki bezgin Bekir gibi , kualaların ve kedilerin davranış biçimini benimsemiş bizler, tembelliğimizin irademize;
"-Sen zaten hastasın kendine eziyet çektirme, salla gitsin!"
"-Aman sende, bugüne kadar icraatlara isyan ettin de ne oldu? Otur oturduğun yerde nasılsa senin dediğin olmuyor, bir yapan eden var!"
"-Çalıştın paralandın da ne oldu? Sana madalya mı taktılar? Ağırdan satmak kendini, herşeyi beceriyor olmaktan iyidir!"kışkırtmalarına kulak vererek tembelliğin bize haz şeklinde verdiği rüşvetlerle el altından heybelerimizi doldurup bahanelerimizin gölgesinde uykulara yatmaktan da geri kalmıyoruz doğrusu...
Geçmişe dönüp bir bakmak gerek tüm buluşlar kimlerin yüzüsuyu hürmetine icadedildi? HıI?
Tekerleğin icadı: mağaradan tarlaya gitmeye üşenen tembel...
Kıyma makinası: eti kesmekten üşenen kasap...
Asansör: merdiven çıkmaktan sıkılan insancık...
Uzaktan kumandalar:yerinden kalkmak istemeyen tembel...
Çocuk bezi:Bez yıkamaktan sıkılan tembel bir anne için icad edilmedi mi? laf aramızda benim zamanımda böyle hazır bezler ve ıslak mendiller olsaydı belki 10 tane daha doğururdum doğrusu...Bu OBLOMOVLUK, tembellik, ve miskinlik konusunda bilindik bir hikaye vardır bilirsiniz.Çünkü bu davranışsızlıklar, hastalık gibi algılanmaktaymış o zamanlar:
İşte o zamanların birinde; bir kral ülkesindeki tembelleri toplatıp sarayında bir koğuşta beslemeye başlamış.. Bunu duyan diğer insanlar ekmek elden su gölden diyerek onlar da saraya gelip bu koğuşta yaşamaya başlamışlar, lakin öyle kalabalıklaşmışlar ki kral şüphe duymuş ve vezirine emir vermiş "gerçek (tembellerle)miskinlerle, sahte miskinleri ayırt etmek için koğuşta yangın çıkart" demiş. Vezir padişahın emrini yerine getirdiğinde görülmüş ki tüm herkes kaçışırken 3 kişi kalmış koğuşta 3 gerçek tembel yani miskin!
Biri ateşe yakın olana sigarasını uzatıp;
"-Aha şu sigaramı yanındaki ateşle yakarmısın?" demiş.
Bu 3 kişiden birisinin de kıçı, ateşten ısınan taşın üstünde fena halde yanmış ve azcık hareket edip uzaklaşmış ve diğer arkadaşına dönerek:
"-İnsan oğlu kuş misali dün nerdeydim bu gün neredeyim?" diye hayıflanmış...
Ben de:sıcaklardan mı yoksa hastalıklardan mı bilmem?
"Dün neredeydikkkkk? bugün neredeyiz BİZ de?..." diyor ve çalışkanlara da tembellere de sevgilerimi gönderiyorum. Tontini.
5 Ağustos 2011 Cuma
TEMBELLİK OBLOMOVLUK MİSKİNLİK
Gönderen sufi zaman: 15:21
Etiketler: DİLEK'ten mektuplar...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
25 yorum:
Bu fıkraların biraz daha değişik versiyonlarını eşim anlatır:))
O fıkranın değişik versiyonunu ben de biliyorum.:)
Tembellik neye kime göre tembelliktir bilmiyorum ama kimi parmağını kımıldatır pek bi makbule geçer. Kimisi, sabahtan akşama kadar çalışıp didinir hiçbir kıymeti olmaz.
Enerjimizi güzel ve faydalı şeyler için harcamak en iyisi sanırım. Bir de yaptıklarımız hedefine ulaşırsa ne mutlu bize.
Seni seviyorum Tontinim
Çınara katılıyorum enerjimizi faydalı şeyler için kullanmalı...
yüreğinden öptüm Sufi:)
o miskinn insan benimmmmm :))))))
O calıskan ınsan benım
bugun nerdeyse hıc oturmadım
ekmegımı hakettım:)
Oyy bazan o kadar didinir dururum. Şöyle döner bir bakarım ki hiç bir şeyi tam yapamamışım, kimi buna dünya telaşı bitmez diyor; ya da tembelim çok çalıştım zannedip işleri bitiremiyorum.
Can Tontinim, seni seviyorum:)
Blogunuzu yeni keşfettim. Yazınıza da bayıldım. Emeğinize sağlık.
Bloguma da uğrar, yazılarıma yorum yaparsanız sevinirim.
Ben yazın sıcaklarda tam bir "Oblomov" oluyorum; hakkını veriyorum yani:))
Sevgiyle kalın...
bende miskingillerdenim
Sahi tontinim, başta söylediğin gibi, birileri birilerine güvenerek yaşasaydı sürekli, o güvenilenler de bırakıp her şeyi tembelliğe özenseydi nice olurdu halimiz?
Taş Devri insanları bile boş durmamış. Gördüğümüz her şey, kullandığımız dil bile hep üretken insanların eseri.
Bedenen yorulup dinlenirken bile beynimizi çalıştırıp neler neler üretebilir, belki de yeni buluşlara imza atabiliriz.
Öyle geniş çaplı bir konuya öyle güzel örneklerle el atmışsın ki yine, yazan ellerini öperim...
Sevgilerimle..
YERİMMM SENİ TEMBEL TİNTİNİ:d
SEN TEMBEL OLAMAZSIN HER SANİYENİ SEVGİ DAĞITARAK GEÇİRİRKEN.
Hakikaten bazilari bire bin katar abartirda abartir yaptigi kucucuk seyi. Mislinlikten kim olmus:) Orneklere bayildim
miskinlik, insanlık için çalışıyor! :) yakında fizyolojimiz değişicek zaten. 200 yıl sonra 100 kilonun altında insan göremeyeceğiz belki de. ama ne kadar miskin olsak da ürettiğmiz "muhteşem" teknoloji buna da bi çare bulur sanki. tembelliğimizden ölsek de 90-60-90 yapar bizi. bu şüphem yok da ruhlar nasıl miskinlikten kurtulacak onu merak ediyorum ben :)
Bazı çalışkanlar her şeyin sorumluluğunu kendi üstlerine aldıklarından çevrelerinde miskinler yaratabiliyorlar... Her şey zıddı ile var olduğuna göre. 3 kişinin işini yapmaya çalışan bir çalışkan 3 tane miskin yaratıyor demektir...:)
Öptüm canm ablam
keşke tembellik yapabilme şansım olsaydı!....
Suficim çok güzel yazmışsın.Fıkraya da,örneklere de bayıldım:)Halam bana Oblomov'u hediye etmişti:) Okuyunca neden hediye ettiğini anladım:))Ben de tembelgillerdenim maalesef.
Kucak dolusu sevgilerimi yolluyorum.
Seni çok seviyorum.
Tembellik buysa baş tacı.
Sevgiler sana.
Çok güzel bir yazı. Fİnaldeki fıkraya bayıldım. İnşallah unutmam da bir yerlerde anlatırım.
İnsanın huyu değişmiyor, huylu huyundan vazgeçmiyor. Bir şeyler yapmadan duramamak sürekli üretir olmak bence en iysiidir. Tembellikle, oturup yayılarak sıkıntıdan patlar insan.
Çınar'ın dediğine de katılıyorum. Kimisi kendini paralar çabalarını görmezler kimisi parmağını lımıldatır övgülere boğulur.
Bir de en zor işleri sanki hiç efor harcamıyormuş gibi yapıverenler var. Onların işi en zoru.
Bazen kendimden nefret edecek kadar miskin, bazen de kendimden beklemeyecek kadar arı gibi oluyorum. Her ikisi için de bahanelerim var :) Bir ömür miskin yaşayanlardan olmayalım.
Sevgiler Sufim...
çalışmak lazım vesselam ama önce dinlenmek gerek iyice :)
iftardan sonra daha bi' çok yaşanır oldu bu durum..
merhaba, izler ve yansımalardan tanıdım sizi yorumlarınızdan, merak ettim, tanımak istedim doğrusu. akşam blogunuzu detaylı okuyacagım.
sevgiler
merhaba, izler ve yansımalardan tanıdım sizi yorumlarınızdan, merak ettim, tanımak istedim doğrusu. akşam blogunuzu detaylı okuyacagım.
sevgiler
Benim dostum tembel olmayı beceremez ki!
bu öyküyü babamdan çok dinlemiştim, rahmet istedi yazını okurken. ''Haydi kuş misali bir çay getir yavrum'' derdi.
Gerçekten eskiden tembelhaneler varmış, miskinleri orada toplarlarmış.
seni seviyorum...
ben agirdan satmaya calistikca kendimi, hayatimdaki 3 guzel kadinin onerisine uyup da,
hersey&herkes daha agir olmaya basladi..
Vazgectim ben de,
amaaaan ;)
sevgiler
Yorum Gönder