"Herşeyin bir zamanı vardır" derler... Derler de; Ben de "bu söz ancak, güneş batıdan doğmadıkça." geçerlidir derim.Bir de derler ki: "her ses kayıtlıdır evrende."
Zamanın katmanları eğer varsa ve üst üste, iç içe birikip sıkışmışsa birbiri arasına; dinlemek gereklidir kulaklarını dayayıp zamana... Kapı aralamalıdır dumanı tüten hiçliğe ve yokluğa ... Şahinkaya'da belgelidir Ferhat'ın, tam tepesine attığı zamanki külüngün vınlayan sesi. Lanetler okunmuştur asırlarca; "Ne vurursun kayalara böyle hırsla, Şirin'in öldü, bak sana helvasını getirdim" diyen cadıya. "Şirin'in öldü" diyene inattır FERHAT'ın başını tutuşu, işte o katil külüngün altına.FERHAT bu: tepeleri aşamasa da, deldi dağları, suyu akıttı ya Amasya şehrine, ŞİRİN'in aşkı uğruna...Kulak vermek gerek aşkın çağıltısına adı geçen o dağlarda.Hangi dağı deldi, attığı hangi külüngdü
bunlar herbiri ise bir simge anlayana...
Sert, kesik kesik bir ses var şuan kulaklarımda. AHh!..Herhalde taşı taşla yontuyorlar taaa o eski çağlarda. Çamurdan iki saplı testi yapıyor diğerleri ırmak başlarında. Taş balta bir mağara adamının avucunda ansızın saplıyor onu dinazorun karnına. Görseniz siz de gülersiniz, o sevinçten çıldırmış ilkel adama. Şövalyeler zırhlarını kuşanmışlar at üstünde, kılıç seslerinden yer gök inliyor üstüne üstlük aynı zaman ve aynı sırada.Bombaların biri düşüp biri kalkıyor o sıra, aynı mekana aynı yere...Bu nasıl bir hengâme? Biri hititçe sesleniyor, diğeri sanskritçe, ibranice bir nida duyuyorsun, arabın biri maval okuyor o sıra,nal seslerine kudüm bendir zil ve lir sesleri dolanıyor, haykırıyor Ferhat ve Şirin türkçe, grekçe, rumca...
Acının lisanı tek; Nemrut'un gökyüzüne attığı o melûn okla diller değişse de... Bu nasıl bir arbede?? Fırtına alıyor yerden aldıklarını koyuyor evirip çevirip başka bir köşeye...Şimdi buradayken: rüzgarın ritminde gidiyor gözün gördükleri, başka bir köşeye...Pervazlar ıslık çalıyor, yer yarılıyor, bir uğultu bir gürleme tüm zamanlar bu zamanda çiçeğe durmuş kaktüs gibi varoluyor işte.
Ah nakkaş Ferhat, bak Şirin'in de can verdi duyduğu haberle...
Onlar can verse de kıskanç bir kara gönüllü uğruna, ırmaklar çağıldadıkça AŞK için serden ve benlikten geçenlerin efsaneleri duyulacak hep zamanda. Batıda Kırklar dağı, Ferhat dağı doğuda ; Yeşilırmak,ikisinin arasında süzülür yeşil yeşil,akar gider Amasya'nın Yamaçlarında...Ferhat'la Şirin olmasa da, yine akacak ırmaklar şehirlerin tam orta yercağızında, binlerce birbirini seven genç-yaşlı varoldukça...
Resim:Victor Bregeda
20 Eylül 2011 Salı
KÜLÜNG SESLERİ
Gönderen sufi zaman: 17:07
Etiketler: DİLEK'ten mektuplar...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
19 yorum:
Ne güzel, ne güzel.
Yine çok güzel ve anlamlı yazmışın Sufi..iyiki varsın
Sevgiler
hiç bir şey yazamam... yoramam. Sadece, sana, "sen uğruna dağlar delinecek eşsiz bir kadınsın" diyebilirim..
Yazılarını tıpkı bahsettiğin katmanlar gibi algılıyorum, içiçe geçmiş anlamlar arıyorum. Can Tontinim o yüzden ne yazsam yetersiz kalıyor. Allah seni sevdiklerine bağışlasın:)
sevgi dimi herseyın anahtarı?
sevgı varsa
bı yerde orda hersey var
ve tontınım sen de o sevgıden bol bol var
ıyı kı bızımlesın
Güzel yüreğinize, mükemmel kaleminize sağlık.
Mutlu ve sevgiyle kalın...
Fırtınalar uğultular dinecek, tüm sesler, muştulu şarkılara dönecek her dilde ahenkle söylenen. Ama biraz daha sabır Sufi'm, başaracaksın.
Sevgiler canım
Tontinimmm :)))) Her şey zıttıyla mümkündür. Biz sevgiyle her işin üstesinden geliriz elbet
Irmaklar akacak, kırlar çiçek açacak her daim, böyle güzel insanlar varoldukça.
Umutla, sevgiyle efendim :)
her şeyin bir zamanı vardır, evet. ama sen o zamanı yaşayıp yaşatamazsan, anlamlandıramazsan pek bir faydası da olmuyor maalesef...
can sufim, canım sufim öpüyorum o güzel yüreğinden. iyi ki varsın!
yeterkı umut hıc bıtmesın....yuregıne saglık canım.
Hayat ne kadar garip değil mi? Olaylar herkes için farklı farklı. Acıyı da aşkı da başka başka yaşıyor insanlar, bir tek tarifi yok hiç birisinin. Kim ne derse nasıl anlatırsa hepsinde bir doğruluk payı var.
''Kimseler görmüş değildir cân bedenden çıktığın
Hele ben gözümle gördüm işte cânımdır giden..''
Diyordu Şirin Ferhad'ını görebildiği nâdir zamanlar su gibi geçip de ayrılma vakti geldiğinde..
Aah ah o külüng sesi.. Hâlâ kulağımdadır, taa içimde, nasıl etkilemişti beni o kahrolasıca cadının oyununa gelen Ferhad'ın ölümü..
Yaşarken bir idiler ve ölürken de..
Sevgi ve saygılarımı sunuyorum efendim..
Vesselâm..
Hayatta tek tukenmeyecek sey sanirim ask!
canım Suficim ne güzel yazmışsın.Yüreğindeki Aşk'a sağlık.Ellerin,yüreğindeki enginlere sığmayan Aşk hiç dert görmesin.Can sevgilerimle.
Tontınım nasılsın???
merak edıyorum.
??
senden guzel haberler gelecek
bunu tum yuregımle bılıyor
dılıyorum..
dualarımdasın..
Yorum Gönder