ONLAŞIYORUZ - SUFİ SAJA

.

"Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur."Kemal ATATÜRK .

11 Ağustos 2012 Cumartesi

ONLAŞIYORUZ

Bir heykeltıraş, işleyip heykel yapmak üzere mermer satın almak ister. Bir mermercinin bahçesinde dolaşırken, köşeye atılmış bir kaya parçasına gözü ilişir. “Bu mermer parçasının fiyatı nedir?” diye sorar. Mermerci “Bedava” cevabını verir ve  ”eğer işine gerçekten yarayacağını düşünüyorsan, para vermeden götürebilirsin.” der.  Heykeltıraş şaşırmıştı:”Neden bedava veriyorsun bunu?” diye sorar. “Şekli bozuk çünkü” der, mermerci, “kimse satın almak istemiyor ve bahçemi işgal etmekten başka bir işe yaramıyor. Alıp götürürsen, beni ancak mutlu edersin.” Diye de ekler.
Birkaç ay sonra, heykeltıraş mermercinin dükkanına elinde bir kutuyla gelir ve kutuyu mermerciye uzatır. Mermerci kutuyu açar. İçinde harika bir heykel durmaktadır. “Şu güzelliğe bakın!” der mermerci. “Eminim bu sanat eseri için büyük paralar isteyeceksin. Peki ama onu neden bana getirdin? Biliyorsun, ben sadece mermer taşı satarım.” Dediğinde, “Hayır, hayır bu sana bir hediye.” diye cevaplar sanatkar ve, “Buraya altı ay önce gelmiştim ve bana bahçenin köşesinde duran bir taş parçasını bedava vermiştin. İste bu heykeli bana verdiğin o taştan yaptım.” Der.   
“Evet, o heykeltıraş sendin. Şimdi hatırladım.” Der mermerci ve altı ay önce söylediği sözleri hatırlayıp utanır ve, “Tanrım! Bu harika heykelin o çirkin taştan çıkabileceğine kim inanabilirdi ki?” diyerek de şaşkınlığını gizleyemez.
Michelangelo’nun  da, başka heykeltıraşların almak istemediği bir mermer bloğu alıp, o dünyaca ünlü Davud heykelini yaptığı bilinir.
Kendisine bu harika sanat eserlerini nasıl yaptığını soranlara da şu cevabı verdiği söylenir:
“Ben her mermerin içinde bir melek görürüm ve onu özgürlüğüne kavuşturuncaya kadar, mermeri keski ve çekicimle oymaya devam ederim. Yapmamız gereken, hayat taşımızın üzerindeki fazlalıkları atmak ve içimizdeki meleği açığa çıkarmak değil mi?  
Tamda yukarıda anlatılan hikaye gibi Tontini de bizim yaşamımızdaki bir Heykeltıraştı. Bize  içimizdeki meleği ortaya çıkarmamız için sevgisini, sınırsız bir sofra gibi ortaya sunardı, şimdi hepimiz meleksiz kaldık ama hepimiz melek olmak için onun bize bıraktığı malzemeler ile kendimizi tontinileştiriyoruz. tontinisisiz ama hepimiz onlaşıyoruz hayatın çıkılmaz noktalarında. Bize söyledikleri kulaktaki küpe misali hatırımızda daimada öylede olacak. Sevgi ve Aşk'la 

6 yorum:

laleninbahcesi dedi ki...

sayfama düşen her yazı, ondan bana gelen bir selam gibi...

Elifin Terazisi dedi ki...

Ne güzel işte...

guguk kuşu dedi ki...

tam da dediğin gibi.
son telefon konuşmalarımızdan birinde bana: o da allahın garibi kızım! demişti. hiç aklımdan çıkmıyor bu sözü. işte bu hikayeyle ve yazdıklarınla tam da bunu anlattın. sufim gitmedi:D

sufi dedi ki...

Sevgi en güzel parfüm misali insanların birbirleri ile olan bağları arttıkça birbirine siner. Tontini parfümünün hepimizin üstüne sinmesi dilekleri ile aşk ile.

Evren dedi ki...

insan ölüm karşısında önce bocalıyor, yitip gitmek, sonsuza ulaşmak ve daha nice ötelenmiş kavramla boğuşuyor. sonra sular duruluyor, hele de sevdiği biriyse, hele de yüreğine işlediyse, gözünün nuru olduysa... onun yok olup gidemeyeceğini anlıyor. bir gün mail kutusuna düşen bir yazı bile ona kocaman sarılıp, iyi ki dedirtiyor... ölümün ona öğretildiği gibi olmadığını bir kez daha anlıyor.

Adsız dedi ki...

Tontinimize selam olsun.İyi ki varsınız.Özlemi paylaşmakta çok güzel.İçimden gelen duyguları ifade etmekte zorlanıyorum.Hikaye harika herzamanki gibi.Yüreğinize sağlık.Bayramınız kutlu olsun.