
Öncelikle bloğumuzu ihmal etmiyceğime dair verdiğim sözümü
tutamadığım için sizlerden özür dileyerek başlamalıyım öyle değil mi? Ve
de hepinizi ayrı ayrı selamlayarak...
Tontini bir çok şeyim
olduğu gibi aynı zamanda ilham perimmiş benim. O gitti gideli bir türlü
kafamı toparlayıp, iki lafı bir araya getiremedim. Yazamadım. Hiç
denemedim zannetmeyin. Bazen geceleri uyumaya çalışırken bile
yazabileceklerimi düşünüp, not ettim aklımın bir köşesine ama iş yazıya
dökmeye gelince...
Anlatmak istediğim hep aynı yere çıktı. Yaşadığım
sonsuz boşuğa, özleme...Gözyaşı ise uzun zamandır en iyi arkadaşım. Ahhh
ağlamaktan yazamadıklarım...Yazımı okuyunca O'nu kimse üzülerek
anımsamasın diye de yarısına gelmeden sildim gitti çoğunu. Bir çok
denemeden sonra yine bilgisayar karşısındayım şimdi, bilmem
anlatabilecek miyim?
Çok zor bir yaz geçirdim. Geçirdik...Tontinimim ...
hemen arkasından, kendimi bildim bileli hep var olan, bana ve ailedeki
tüm insanlara büyük emeği geçen, adımı koyan, beni bebekken aylarca
ayaklarında sallamış, bakmış, hep sevmiş güzelller güzelim, anneannemi
de uğurladık son yolculuğuna. O kadar güzel anılar kaldı ki ondnan da
geriye...Eşi benzerini başka yerde yiyemediğim o girit yemekleri,
kimsenin aynı lezzette yapamadığı o caanım köftesi...İpek gibi saçları,
ayakları, elleri, güzel gözleri hepsi benimle, bizimle kaldı ama o
gitti. Şu anda İzmir'de çocuklarının yada 13 torunundan birinin evininde
olmayışını kabul etmek tıpkı Tontinin hep huzur dolu evinde olmayışını
kabullenmek kadar zor oldu..
Her zaman bulduğumuz o bahanelerle daha kolay atlatmaya çalıştık kendimizce işte...Çekmeden gitti, allahın sevgili kuluymuş...VS
Öyle böyle geçti zaman beraberinde getirdiklerinle işte. Birkaç ay sonra 1 sene olacağını düşünmekse ayrıca inanılası değil.
Neyse...
2012
böyle biter, aman allah beterin beterinden saklasın derken, 1
Ağustos'da öğrendim ki Tontinin 5. torununu, anneannemin ise 12. torun
çocuğunu taşıyorum. Yani anneliğin belkide en kolay
zamanları...Taşımak...
Beklemediğimiz bir haberdi ama bu senenin en
güzel haberiydi kuşkusuz. Yazılarımı takip edenler tanırlar oğlumu,
Ege'nin bir kardeşi olsun isterdim hep. Nedense son zamanlarda bu
istekten vazgeçmişken gelmesini de vardır bunda da bir hayır diyerek
kabul ettik tabii ki. Ettik de 5,5 ayı bitirdik bile şimdi. O da yıllar
önce Tontininin "senden kız çıkmaz" sözüyle tahmin ettiği gibi bir
erkek. İlk başlarda çok kötü başlayan miğde bulantıları, halsizlik ve
büyük bir gerginlikle geçen ilk aylarımdan sonra şükrediyorum ki şimdi
çok daha iyiym. Hala nedenini çok iyi bildiğim o yalnızlık hissinden
kurtulamasamda biliyorum ki O yine en büyük destekçim benim... Kısacası
dostlar herşeye rağmen henüz adını koymadığımız oğlumuzu, yine
güzelimin olmasını istediği gibi büyütme heyecanına kapılmış
bulunmaktayım ;) Sağlıkla kucağıma almak beni içimdeki korkulardan
kurtaracak yine biliyorum. Ve umuyorum...
Bu haberi sizinle paylaşmak
için bu zamana kadar beklememin nedenlerini anlatmak istedim kısaca,
umarım beni anlar ve hak verirsiniz. Bu yıl sanki güzel bir şey olmıycak
gibiydi, belki ben düşünmekle o kadar meşguldum ki, bu güzelliği biraz
geç farkettim diyelim.
Tontinisini hiç göremiycek olduğu için çok mu
şanssız, yoksa benden, bizden, sizden, hep onu dinleyerek büyüyeceği
için çok mu şanslı bir türlü karar veremediğim bu bebeğimizin de güzel
haberlerini, büyüyüşünü paylaşıcam sizlerle inşallah.
O zaaaamaann
tekrar iki nokta üst üste ve bir parantezden oluşsa da gülücüklerle
dolu, O'nun sevdiği eğlenceli yazılar yazmak için güzellikler diliyorum
etrafıma.
Yaşadığınız her günün size sevgi ve güzellikler katması dileğiyle...
Sevgiler.
Devamı Buradan ...>>