HATA ve AFFETME/Kelime Oyunları - SUFİ SAJA

.

"Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur."Kemal ATATÜRK .

3 Nisan 2008 Perşembe

HATA ve AFFETME/Kelime Oyunları


Büyük bir bankanın Cari Hesaplar Servisinde yeni işe başlamış 1–2 aylık bir memurum o zamanlar. Genel Müdürlük birimleri ve şubenin kadrosuyla 300 ü aşkın çalışan var tarihi binada. Hayat doluyum, daha doğrusu öyle olduğum söyleniyor. Ne kadar idealim olan doktorluk ve hatta ilkokuldan itibaren kendime çizdiğim gelecekte “deli doktoru” olacağım dememe, Ankara tıbba puanımın tutmasına rağmen TCDD memuru olan babamın maddi durumu ve okulun devam mecburiyetinde olmasından, hiç alakasız yaradılışıma ters bir üniversiteye kaydolmuştum. Dışarıdan okulun sınavlarına katılıp, aynı zamanda çalışıp, para kazanıp aileme yardımcı olacaktım. Tıbbiyeye gidemediğim için umutlarım kırılmadı dersem yalan söylemiş olurum. Şu yaşımda sokaktaki divanelerle muhabbet etmek isteyişim, onlara sevgi ve ilgi duyuşumun temelindeki gerçek de bu sanıyorum.......…

İdealist, hataların ve günah diye nitelendirilen şeylerin bile hatayı yapanda ve günahı işleyende değil onu o yanlışa ve hataya sevk edende, toplumda, ailede ve diğer faktörlerde olduğunu düşünen bir kafa yapısındayım. Belki de burcumun özelliğidir diyelim bu tür uç tavırlar. Bilirsiniz balık burcu insanı biraz saftır, salaktır ya, bu huyunu bildiği için de ortada bir yanlış bir hata varsa; kusurları hep kendindeki gönül aynasındaki sırda bulmuştur.
Bankamın o zamanlar çalışan sayısına göre küçük olan tuvaletleri çok sayıda insana hizmet ediyor, Birbirimizi kapıda beklemek zorunda kalıyoruz çoğu zaman. Benimle aynı dönemde bankaya giren bir kızcağıza sevgiyle aynadan bakıyorum fırsat kolluyorum arkadaş olabilmek için. Ama o da ne, uzun boylu beline kadar saçları olan bu kızcağız daha önce tuvalete girerken yüzüğünü aynanın önüne çıkarıp bırakan diğer bayanın yüzüğünü parmağına geçirmiyor mu? Görmezden gelip bir üst kata çıkıyorum
”.Beğenmiş parmağında nasıl duracağına bakıyordur” diyorum.
Neyse diğer gelişmelerden hiç haberim yok. Ama bu arada müdürler toplanıyor, bizlere göre eski memurlar ikide bir Şube müdürünün odasına girip çıkıyor, bir şeyler dönüyor da zerre kadar ne olduğu ya da olacağı konusunda hiçbir fikrim yok. Teftiş kurulundan bir müfettişin geldiği söyleniyor. Burası banka gelir ya, normaldir herhalde diyorum. Müfettiş şubeye geldikten iki ya da üç gün sonra müstahdem yanıma geliyor ve
” Dilek hanım sizi müfettiş bey çağırıyor “diyor.
”Allah Allah! Neden acaba “deyip biraz da kendimi önemseyip –çünkü benim bankada ilk aylarım, daha memuriyetim bile onaylanmamış. Müdüriyete ancak kıdemliler şefler müdürler girer biliyorum. Saygıyla karışık bir merakla giriyorum içeri. Müfettiş;
”Oturun Dilek Hanım “diyor. Ben mahcup utangaç belki de saygıdan oturmak istemiyorum önce. Sonra konuyu öğreniyorum bu bir sorgulama imiş. Efendim Şubede birçok bayanın kıymetli yüzükleri kaybolmuş, benim görüp bildiğim bir şey var mıymış, mış mış… Dinliyorum ve :
“Varsayın ki biliyorum ama size söylemek istemiyorum “diyorum.
“Belki de o arkadaşımızı işten çıkaracaksınız toplumdaki bu insanı daha büyük suçlara itmiş olmayacak mısınız?”
“Belki arkadaşımız hastadır, onunla konuşup bu yaptığının hata olduğunu, bir daha yapmazsa onu affedeceğinizi” söyleseniz diyorum.
18 yaşındayım ve cesurmuşum demek ki müfettişlere hatta müdürlere öyle öneri getirmek prosedüre tersmiş, sonra öğreniyorum. Müfettiş Bey sevecen bir ifadeyle
“Bu küçücük yaşınızla bana hayatımın dersini verdiniz “diyor. “Biz de tespit ettik hırsızlığı yapan kişiyi, planımız işten el çektirmekti, fakat şu an bu uygulamadan vazgeçiyorum emin olabilirsiniz.”Diyor ve ayağa kalkıp benimle tokalaşıyor.
Neticeyi mi merak ediyorsunuz?
Evet, o arkadaşım işten atılmadı. Bankanın üst kademelerinden emekli oldu. Hayatı boyunca o sırrı benim bildiğimi asla bilmedi, bilmeyecek .
Ben 7 yıllık bir çalışma sonrası ilk oğlum doğduğunda bankamdan ayrıldım. 5 sene ara verdim. Bankalara, bayan elemanın alınmadığı bir dönemde ekonomik sıkıntılardan tekrar aynı bankaya başvurmak zorunda kaldım ve reddedildim. Genel müdürlük personel müdürü olduğunu öğrendiğim o müfettişe tekrar ayrıntılı iş başvurumu gönderdiğimde, haftasına aynı unvanla en güzel şubede işe başladım.banka tarihinde ilk olduğum söylendi.Kıdem tazminatımı almıştım,32 yaşındaydım,bayandım.Maaş ayarlanmam ertesi yıl toplu sözleşmeye ek madde konarak yapıldı.
"İkinci işe alınışlarda mensubun tahsil ve ünvanı geçmiş çalıştığı yıllar gözönüne alınarak emsalleriyle eşdeğerde olacaktır." Diye.
Zamanında bir arkadaşımın hatasını affettirme çalışması ödülümü işte böyle fazlasıyla almıştım.
..

11 yorum:

Berrin dedi ki...

işten cıkarılsa belkı daha buyuk suclara ıtılecektı dogru, ama bankadar emeklı olana kadar kımbılır kaç yüzük daha calmıs olma ıhtımalı yuksek degıl mı?
iyi niyetiniz takdire şayan..
sevgıler..

PEGASUS dedi ki...

hatamıydı babanın tcdd memur olması,hatamıydı senin tıp okumayıpta bankada çalışman hayırr... hayatının seni dilek yapması gereken tüm koşullarıyla yogurmuş. senin güzelligini yaşadıklarını bilsem bile yazılarından okumak çok güzel
lanet olsun şu içimdeki dilek sevgisine:):):):):) dilek sempatizanı olmak elimde değil

Yaşamın kıyısında dedi ki...

Merak ettim Dilek,
O kızcağız emekli oldu ama hastalığı geçmişmiydi, bende senin gibi yaparmıydım bilmiyorum ama gördüğümü asla söylemezdim, yalan da söyleyemezdim. Gerçekten çok zor bir durum.
Çalışma başarını da tebrik ederim,
Sevgilerimle,

sufi dedi ki...

Sevgili Nur;İnanıyorum o arkadaşımız tedavi edildi ve o olaylardan sonra şubede bu tür hırsızlık olayı hiç olmadı emin ol.Ya da ben duymadım.6 yıl birlikte çalıştık çünkü,sonra ben izmir'e geldim.Sevgilerimle.

Esra dedi ki...

Cok hos bir hikaye bu. Gercek olmasi ise bir o kadar ilginc. Insan hayatinda yaptigi kucuk bir adim ile ileriye nasil da tohumlar atiyor. Bazen affetmek ise insani topluma kazandiriyor... cok guzel olmus.Ellerine saglik...

Adsız dedi ki...

Dilek Han�m acaba y�ks� �al�nan ki�ilerden biride siz olsayd�n�z ayn� tepkiyimi vercektiniz.burda esas affeden siz de�ilsiniz bence.bana dokunmayan y�lan bin y�l ya�as�n demi�inizbence.mesela �antan�z� kapka�� �alsa topluma kazand�ral�m diyebilecekmisiniz.yaz�lar�n�z� dikkatle okuyorum.Micro

Adsız dedi ki...

iyiliğe iyilikle karşılık vermek bana göre tam anlamıyla arifliğin erdemidir yaş kaç olursa olsun kişi her zaman kendini gösterir güzel bacım verilen mücadelenin her zaman kazanılacağı erdemliğin ifadesidir sır insanın kendisi dürüstlükte aynasıdır yazın için eline sağlık teşekkür ederim
sefil zeynel

Adsız dedi ki...

Yukarida yorum yapan bir arkadasima cevap olarak ben yazma geregini duydum. Ablam oldugu icin degil ama onu iyi tanidigim icin gercekten calinan esyalar kendisine ait olsaydi gene de ayni davranisi göstereceginden adim kadar eminim. Nasil diye soracak olursaniz evine girip esyalarini calan hirsiz yakalandiginda sikayetci olmadigi gibi acilan kamu davasinda o kisiyi cocuk oldugu icin savunabilmesi bunun kanitidir sanirim ama bu herkesin yapabilecegi bir davranis olmadigi icin ( siz de dahil olmak üzere, ki bunu ifadenizden rahatlikla anliyabiliyorum )yadirgamanizi dogal karsiliyorum
SEVGi iLE KALIN
Bektash

etki alanı dedi ki...

Belli ki sempatizanı olan ender kişilerdensin...
Hikaye zaten güzel,ama tarzın daha güzel..Çok keyifle okudum.

İnsanın tutarlılığı en büyük prim!
Sevgiler..
TüTü

sufi dedi ki...

Bana dair berrin
Pegasus
yaşamın kıyısında
Archi sugar
Micro
Sefil Zeynel
Bektash
Etki alanı
Hepinize yorumlarınız için teşekkür ediyorum.Berrin'e ve Micro'nın yorumlarına yanıt yazacaktım,Bektash benim yerime yapmış o işi.Sevgilerimle.

Derin Sularda dedi ki...

Bu çok güzel yazınız için bende size teşekkür etmek istiyorum böyle paylaşımların çok değerli olduğuna inanıyorum..
Sevgiler.
Dilek