Bayram: Ramazan bitti diye sevinmek, her an her yerde ağzında bir şeyleri geveleme özgürlüğü ya da boğazlanan kuzu-koçların inek ve hatta develerin -ne kadar büyük olurlarsa sırattan geçme kolaylaşacak ya-karşılarına geçip onları nasıl işkembeye indireceğini düşlemek değil. Bütün bir yıl içinde iş hayatından bunalıp birkaç kez 3–5er günlük kafadan tatil yapma sevincine dönüşmüş bir kutlama bile değil bana göre.
Bayram: YAR'in cemalini hiç beklemediğin bir anda karşında görmektir…
Kapının çalınışından onun geldiğini iç sesinle hissetmek…
Sevgilinin dokunuşu, şefkati, korumasıdır bayram…
Pişirdiğin yemeği sevdiklerine yedirirken yüzlerindeki mutluluğu seyredebilmek…
Nefes boruna bir şeyler kaçıp 1–2 saniye nefessiz kaldıktan sonra uzun bir soluk alabilmek
İlk anne olacağını hissetmek…
Doğum sonrası o acılar ve sancılardan sonra taptaze tenin göğsüne yatırılması…
İlk kalp atışını dinlemek ilk gülüş, ilk tutuş, bardakla su içirirken.
kulağa gelen o çıt sesinden ilk dişinin çıktığını fark etmek bayram.
İlk adım atışı, yarım yamalak söylediği ilk kelimesini kulaklarında duyuşun bayram…
Bir dostunun mutlu bir anını paylaşabilmek, gecenin bir vakti burnuna bahçendeki melisanın kokusunu çekebilmek, çocuğunun üniversiteyi bitirdiği haberini almak, evlendirmek, eşleriyle mutlu olduklarını öğrenmek, torunlarınla ilk göz göze gelip gülümsediklerini fark etmek,
Gökten süzüle süzüle düşen bir kuşun tüyünün sevinci bayram
Bayram: güneşli bir havada aniden çiselemeye başlayan yağmurla coşmak
Akşam güneş öbür yarı küreye kaymaya başladığında önüne gelen bir kadeh rakı…
Gece yarısı bitirdiğin tablonun günışığında gözüne daha bir hoş görünmesi…
Sabah uyandığında yerlerde diz boyu kar görmen bayram…
Bayram: fırtına sonrası çocuklarının da içinde olduğu teknenin limana yanaştığını görmek
Bayram. En sıkıntılı olduğun bir anda unuttuğun bir alacağının banka hesabına yattığını öğrenmen… Kırılan elinin sargıları açıldığında parmaklarını yeniden oynatabildiği görmen bayram… Hasta olduğunu duyduğun can arkadaşının ölümcül hastalığını yendiğini duyman…
Platonik bir aşkla birini seven dostunun sevdiğine kavuştuğunu duyman, aynadan sana bakan senin, beğeniyle sana baktığını görmen bayram. Tuttuğun takımın maçı kazanması, attığın topun çemberden geçmesi, yazdığın yazının onlarca yorum alması… Bir yıla yakın zamanda blogtaki reklamlardan kazanılan 54 dolar gibi rakam işte bizim, benim bayramlarım. Eh ne demişler “Deliye her gün ve her şey bayram” der, hepinizin şeker bayramını sufi saja ekibi olarak candan kutlarız. Sevgilerimizle..
27 Eylül 2008 Cumartesi
BAYRAM: YARİN CEMALİNİ GÖRMEKTİR BİZE
Gönderen sufi zaman: 01:58
Etiketler: DİLEK'ten mektuplar...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
8 yorum:
Canımmm benim ne kadar da doğru yazmışsın,anlatmışsın. Bayramların tatil havası içinde ve hominigırtlak geçtiğini biliyorken bayram bayram mıdır yani?
Yazdıklarına aynen, candan, gönülden katılıyorum kelimesi kelimesine. Aklına, fikrine sağlık. İyi Bayramlar!!!
Sizi Seviyorummm...
Bütün düşüncelerine aynen katılıyorum ve düşündüklerimi bu kadar güzel dile getirdiğin için sana teşekkür ediyorum.
Benim için de bayram bu ve keşke hergün deli olabilsek.
Sevgilerle bende tüm SUFİ- SAJA ekibinin bayramlarını kutluyor ve istedikleri tüm bayramları coşkuyla yaşamalarını diliyorum.
hepinize şimdiden iyi bayramlae sevgiler ve selamlar...
Ne güzel yorumlamışsın bayramı..Üzerine yorumum yok ...Bende bu blog ekibinin bayramını kutluyorum sevgiler..
Dilek açacakmısın tarotumu :))
İlham perisiiii:hişşşt ordamısın blograzzi'den gitti tarotun.Sevgiler.
S.Ç.S DİYEBİLMEK
SEVDİĞİMİZ OLUP ONU KENDİMİZDE YAŞATABİLMEK...
NİCE BAYRAMLARA
Yorum Gönder