Kıskançlık... Çok sevdiğiniz, kaybetmekten hep korktuğunuz kişinin başkalarına kaptırılma korkusu...
Birçok insanın hayatını zehir eden bir duygu, bir karabasan. Bazılarının da aşkla cilveleştiği, sevgiden ayıramadığı bir parçası...
Psikiyatrislere göre aşırıya kaçılması durumunda tedavi edilmesi gereken bir hastalık. Yaşayana göre çok doğal karşılanan ruhsal bir yaşantı.
Peki neden kıskanır insan.? Ağlamak, gülmek, düşünmek, duygulanmak gibi doğal bir his mi bu? Doğuştan mı var olur içimiz de yoksa sonradan mı yerleşir. Mecbur muyuz katlanmaya, mecbur muyuz içimizi kemiren bu sıkıntılı düşünceyle uyanmaya???.
Seven insan gerçekten hep kıskanmak zorunda mıdır? Kıskanmayan sevmeyen midir yani? Kadın ve erkek her konuda olduğu gibi bu duyguyu da ayrı ayrı, farklı mı yaşarlar?
Kıskanç insan hasta mıdır? Nasıl iyileşir peki. Bütün dünyasını karartan,
ilişkisini doya doya yaşamasına bile engel olan bu kasınç duygudan kurtulabilir mi çok isterse.
Bu soruları hep merak eder ve düşünürüm.
İnsanın doğasında var olan bu duyguyla, başa çıkamayanlar, ilişkiyi hırpalayanlar, gizli gizli kin besleyenler, içi içini yiyenler sonunda korktuklarıyla karşı karşıya gelirler elbet. Yitirmekten çok korktuklarını, kıskanarak koruyabileceklerini sanırlar. Sonunda baş başa kalırlar kıskançlıklarıyla. Korkulan başa gelir ama onlar yine vazgeçmezler.
Başka bir taraftan kıskanılan insan kendini önemli, değerli hisseder. Hoşuna gider. Kıskanılmak onun için bir değer ölçüsüdür sanki. Kıskanıldığı kadar çekicidir. Kıskanıldıkça kendine güveni artar. Ama kıskanan için durum pekte iç açıcı değildir. Sürekli bir kuşkuyla, korkuyla yaşamak ne kadar yaşamaksa o kadar yaşar. Roller zaman zaman değişir. Kıskanılan bir anda kıskanan olur. Asıl o zaman anlar karşıdakinin neler yaşadığını, hissettiğini. Ne berbat bir duyguymuş yaşayıp öğrenir.
Tabii ki erkek ve kadın farklı yaşarlar kıskançlığı. Kadın hırpalar, takip eder, kendini yer bitirir. Daha çok kendine zarar verir. Erkeklerse, genelde tehdit ederler. Kaba kuvvete bile başvurabilirler. Osmanlı tokadını koydular mıydııı 2.80 uzatabilirler. Dikkat!:)) Kadının deliliği biraz daha masumdur anlayacağınız...;)
Aa unutmadan birde senaryocular vardır. ÖRK: Aranılan kişinin telefonu Kapalıdır. Eyvah ki eyvahhhh "Kesin Ayşe yanında. Ondan açmıyooooo. Aç şu telefonu aç aç.!!! Tamam, şimdi gidip yakalıycam ikisini. Emeklerimin karşılığı bu mu olmalıydı. Allah cezanızı vereeeee:)... Allah kimseyi ellerine düşürmesinn: ))
Nerden biliyor sun bunları derseniz hepsini direk ya da endirekt bende yaşadım da oradan biliyorum. Kıskanılan da oldum, kıskanan da. İkisi de hoş değil bence.
Her şeyin fazlası zarar ya dozunda yaşasak olmaz mı yani? Hem bakın, doğamızda var olan bu duygunun, aşırıya kaçılmadıkça ilişkileri kuvvetlendirdiği de kanıtlanmış bir gerçekmiş. İyi olmaz mı kuvvetlendirsek bağlarımızı. Hı?
Verilmesi gereken bir sınavdır aslında kıskançlık. Çünkü kıskandıkça kıskanılacak şeyler artar. . Ne zaman duygularınızı bastırırsınız, güvenirsiniz (hem kendinize, hem ona) o zaman azalmaya başlar. Üstünüze üstünüze gelmez. O zaman telefonlara gelen anlamsız mesajları, Kapalı telefonları, göz ucuyla atılan bakışları daha hoş karşılayabilirsiniz. Sınavı geçersiniz yani. İyi dersler herkese.)
29 Kasım 2008 Cumartesi
KISKANÇ-LIĞA HAYIIIR
Gönderen sufi zaman: 13:03
Etiketler: ELA'dan mektup
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
22 yorum:
Bence hepimiz içimizde bu duyguyla doğuyoruz. Bu bizim hamurumuzda var. Fakat insan yaşaya yaşaya öğreniyor ki bu duygu zamanla törpülenebiliyor. Ve onu törpüledikçe hem iç huzuru artıyor hem de etrafa yaydığımız huzur...
fazlası gerçekten hem insanın kendisine hemde çevresindekilere huzursuzluk ve bir o kadar da zarar veren bir duygu. kıskanmayan bir insan olduğuna inanmıyorum ben. ama sadece bunu kendi içinde dengede tutup zararlı kısmını törpüleyen insan vardır. ve kıskançlık güven duymakla gerçekten çok alakalıdır. güven duymak derken sadece karşıdakine duyulan güven değil. asıl önemlisi kendine duyulan güvendir.
Öncelikle yazında biraz kendimi buldum sufi;
Çok kısa bugün yaşadım o kıskançlığı:En komiğinden arkadaşım sınavda birinci ben de üçüncü oldum ve kısaknçlık duygularım açığa çıktı itiraf ediyorum.Aslında çocukçaydı ki daha ben de çocuk sayılırım ama onu kendi yerime koydum ve geçen gün başımdan geçen olayı düşüncüm.Yeditepe'ye ücretsiz gidince samimi arkadaşlarımdan biri benim yanımda her şey torpil zaten dedi ve benim için gerçekten arkadaşlığımız bitti.Anlıyorum ki herkes sanırım kendi başarılarına ve kendi hayatına baksa kıskançlık çöpleşip toprağa karışacak:)
Dozu fazla olan kıskançlık zarar verir, ama hemen tatlıya bağlanan hafif kıskançlıklar vardır ki, iki sevgili arasında olursa sonrasında ateşli zamanların vukubulmasına neden olur.
ne kadar güvenirsen güven insan o içindeki kıskanma dürtüsün engel olamıyor.Kontrol altına alabiliyorsan bu duygularını yaşa derim ben.normali kimseye zarar vermez
http://img385.imageshack.us/img385/23/adsz1im3.gif
İZLERSENİZ SÖYLENECEK TEK KELİME BIRAKMIYOR
hiç sevmediğim ama kurtulmayı da başaramadığım bir şey maalesef. karşımdakini tanımak, ona güvenmek tek çözüm galiba.
Sevgili Aydan Atlayan Kedi ve beenmaya; Bende sizler gibi bu duygunun törpülenebildiğini düşünüyorum. Yazımda da belirttiğim gibi bu bir sınav. Başarılı olmakta var ikmale kalmakta. Sevgiler...
Sevgili Tutsak; Eklediğin linki merakla açtım ve hala etkisindeyim. İlk defa okuduğumu söylemeden geçemiycem. Çok etkilendim. Gerçektende söylenecek tek kelime bile yok...Bu değerli bilgi için çok teşekkür ederim sana.
Sevgiyle kal...
Sevgili Beyaz Çiklet;Hepimizin hayatında, her anında var olan bir duygu kıska(n)çlık. Senin yaşadığın da başka bir çeşidi işte. Dozunun aşırıya kaçmamasını dilerim;)
................................
Sevgili Buzcevheri; yaşayan çok iyi bilir ki, sende haklısın;)
Sevgili Arzu Pınar; Kurtulmak için öncelikle kendine güvenden geçiyor yol, sonra karşındakine. Rebelonun da dediği gibi dozunda oldukça keyif bile verebiliyor. Özellikle biz kadınlara;)Sevgiler ve teşekkürler...
MERHABALAR...
Yazınızı okur okumaz, inanamadım.Sanki beni biliyoda beni anlatıyo dedim :) Severek bazende üzülerek okudum :(
Sizce de; kıskanmaların sonu var mı?
Emeğinize sağlık.Leziz bir yazıydı....
Kıskançlığın tarifi, bence insanın kendine güvensizliğidir. O yüzden, o kodu bünyemden çıkaralı çok oldu. O veya bu şekilde öğretiyor hayat...çok kıskanarak, kıskanılarak.. Kendine o güveni öğretiyor bir şekilde sanirim hayat...
kıskançlık tamamen sahiplenme içgüdüsünden kaynaklıdır bence... sevmekle ilgili olmadığını düşünüyorum...
Sanırım kıskançlığın yenmek insanın kendi elinde ama önce kendisini çok iyi tanıması ve gerçekten önemsemesi gerekiyor. Kişinin karşısındaki insanlara hakettiklerinden ya da üzerinde mutabık kalınmış olandan daha fazla anlamlar yüklemenin aslında hastalıklı bir tutum olduğunu idrak etmesiyle de uygulanılabilirliği artıyor. Hepsi kanaat tabi. İnsanı çözmek kolay mı? Kıskançlığı mantık ile altetmek mümkün mü? yaşayan bilir. :)
Sevgili moonlight; senin gibi düşünen çok insan olduğuna eminim. Sonuçta duygu, hissedilenler ortak. Sonuçları değişebilir ama yaşanılanlar benzer.
Tamamen sonu olmasa da bir şekilde kontrol altına alınabildiğini yaşayarak gördüm ben. Herşey senin elinde. Kolay mı? Elbette değil. kendine güvenmekle başla derim. Sevgiler...
Sevgili demet; belki yanlış ama sahiplenme duygusu da sevginin bir parçası. Yada biz o şekilde görüyoruz. Sadece sevgiliyi değil, sevdiğimiz her şeyi sahiplenmek istiyoruz. Belki doğru olmayanda bu.
Sevgiyle kal....
Sevgili Brajeshwari; seninle de mutabıkız.:) teşekkürler...
................................
Sevgili vladimir; kıskançlık söz konusu olunca mantık devre dışı kalıyor bir anda. Özellikle senaryolar kısmında:) Sevgiler..
Herkesin söylediği gibi kıskançlık herkesin içinde azda olsa var.Ama fazlası gerçekten zarar.
Kötü ama bir yandanda olmazsa olmaz bi duygu bu .Bakınız 70 yaşındaki de kıskanır 3 yaşındakide.Sevdiğin insanı kıskanmak bir yere kadar ama arkadaş kıskançlığı fenadır.
Hepimizin içinde var kıskançlık duygusu ama hepimiz kontrol eder durumda değiliz.
Gerçi bir de bu duyguyu had safhaya getiren nedenler ve bu nedenleri yaratan kişiler var,o da işin arka kısmı.
Fazlaya kaçtığında huzursuzluğu getiren bu duygunun kimsenin hayatını alt üst etmemesini diliyorum.
bende yok misal o duygu ya çok bastırdım ya yok hakkaten normal dışı mıyım?
Yorum Gönder