"Onları gördüğünde gövdeleri hoşuna gider.Bir şey konuşsalar, sözlerine kulak verirsin.Onlar birbirine dayandırılmış keresteler/Hint kumaşı giydirilmiş kütük parçaları gibidirler.Her bağırtıyı aleyhlerinde zannederler.Düşmandır onlar; sakın onlardan."Kuran'da Münafıkın suresi 4. ayet böyle diyor.
Her Sabah BAŞ KUŞ (ya da görevli) bilmiyorum, diğer kuşların uyuduğu ağaçları tek tek gezinerek melodik bir şakımayla "hay-di ar-tık u-ya-nın, gece güne kavuştu hay-di ar-tık uyanın" dediğinde ve sonra kepenkli pencereme geri geldiğinde kuşlar korosuna ayıp olmasın diye ben de uyanırım mutlu umutlu erkenden. Teşekkür ederim BAŞ KUŞA.
Kepenklerim kapalı camım açık ben onu görürüm o beni görmez zavallı. Açılan kapanan lavabo,wc, mutfak musluklarından sonra basılır düğmelere sırasıyla otomatik olarak. Selam verilir önce aynadaki aksine, sonra bahçedeki melisa, erik, mandalina, limon ağacı, kapıdaki prenses'ine. Bir elde mis kokulu kahve laf aramızda: bir elde sigara, bilgisayarın açılması beklenirken Kuran'dan bir ayet okunur, üzerinde tüm gün düşünmek üzere.Bugün de bahtımıza bu ayet çıktı:Haydi düşünelim hep birlikte...Sevgilerimle.
5 Mart 2009 Perşembe
HİNT KUMAŞI GİYDİRİLMİŞ KÜTÜK PARÇALARI
Gönderen sufi zaman: 10:41
Etiketler: DİLEK'ten mektuplar...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
24 yorum:
canım sufim, ne güzel bir ayet ve ne güzel bir uyanış bu. Günün güzel olsun sufim. Düşünelim bakalım. Çoook düşünmek lazım çoook. mesela neden hint kumaşı? ama sende düşündüklerini yazacaksın dimi?
hint kumaşları, kaliteli, güzel ve pahalı olurlar. Münafıkların riyakarlıklarını ve iki yüzlü oluşlarını, güvenilmez oluşlarını vurgulamak için hint kumaşı tercih edilmiş olabilir miki?
güzel de konuşurlar bu münafıklar galiba, kulak verdiğimize göre. Zehirli dillerinden bal mı akarki.
Yan yana birbirilerin e dayanmaları, doğruya hakka sırtlarını dönmekten midir ki? dolayısyla kendi gibilerin desteği ve kabulüne mi ihtiyaç duyarlar acaba?
Kurudur ve cansızdırlar, tıpkı kütük parçaları gibi. Ağaçlar gibi özleri yoktur, yaprak, çiçek meyve vermezler de habire konuşurmıki bunlar? Yaşamın gerçek özünden kopmuş ve mahrum mu kalmışlardır?
Guguk kuşum;
"Her bağırtıyı da aleyhlerinde zannederler"Kısmını atlamışsın canım.
Hint kumaşı;İpek ve nadir bulunan kumaşların en pahalısından giyinip
birbirine dayandırılmış içi boş dünya insanı olmalarını anlatıyor bence de;Birlikte bulunmaları "tek çubuk kırılır çok çubuğu kıramazsın" felsefesinden hareketle daha bir güçlenmiş,kuvvetlenmiş olmalarını anlatıyor herhalde...
Kütükler de kuru ve cansız... Yaşamın gerçek mana ve özünden uzaklaşmış kalıba kılıfa bezenip bakana hoş görünüp göz aldatan nesneler demek doğru olur herhalde.
Ama gözden kaçırılamayacak bir konu var ki; kütükleri içten içe kemirip bitiren ağaç kurtları vardır.Onları hangi zamana kadar ayakta tutar bu görüntülerinde sebat gösterirler, orası da tartışılır.Yorumların için teşekkür ederim , sevgilerimle.
aaa evet "her bağırtıyı da alyhlerinde zannederler" bu cümleyi unutmuşum oysa en çok da o cümleyi beğenmiştim. Öyle zannetmeleri, aslında içden içe kendilerinin, içlerindeki boşluğun farkında olmalarından kaynaklanıyor galiba. Korku dolu içleri aslında, sakladıkları gerçeklerin farkına varılacağı korkusu bu da.
canım yaaaa, bunu hep yapalım mı? çooooook sevdim. ne bileyim haftada bi gün mesela noolur nooolur.
Aslında sure genel olarak münafıklardan bahsediyor yani nifak yaratıcılardan. Kendi gönüllerinde inanmadıkları halde inanmış gibi görünerek, hint kumaşı gibi gönle güzel görünen sözler söyleselerde aslında işe yaramaz kenara bırakılmış tahtalar gibidirler. Kendileri de söylediklerine inanmadıkları için yalanlarının her an ortaya çıkabileceğini bilip korkarlar
dışının hiçbir önemi yok aslında göz boyamaktan, kandırmaktan başka. içinin dışının bir olması önemli değil mi...
içindir önemli olan içinle gönülleri hoş tutmaktır. üstelik içi güzel olanın bu güzelliği zaten dışına da yansımaz mı...o zaman ne hint kumaşına gerek kalır ne de başka bir şeye...
Sevgili Guguk kuşum ve
Sevgili tutsakcım;
Münafık:kelime anlamı ikiyüzlü,kafir nifak sokucular şeklinde...
Mümin de; inanan.vaadine sadık kalan.
Kafirler; rüzgarın eğmeyip kökten söktüğü erz(hurma) ağacı gibidir.
Müminler; de başak gibi rüzgarın onları ürün verinceye kadar kah yatırıp kah düzelttikleri şeklinde açıklanmaktadır.Ne güzel benzetmeler ama değil mi?Biz hangi hapı yutanlardanız acaba?
"sakın onlardan" öncesinde ne güzel bir tasvir ve sonra ne güzel bir öğüt,gerçekten üzerinde bol bol düşünülmesi gereken.
Noooluuur Sufi bunu hep yapalım. koşturmaca arasında Kuranı okuyamıyoruz. belki böyle damla damla okuyup, deryaya karışırız, ne dersiniz? hadi hadi yapalımmmmm
Canimcim, guguk kusunu kiskandim, söyliycek hicbir sey birakmamis bana:)) Sohbetinizi zevkle okudum, ne güzel.
Öptüm seni en kocamanindan:*)
Sevgili Beenmayacığım;
Sevgili Tabiat anam;
Kuran'ın beyanındaki benzetmenin derin inceliği insanı düşündürüyor.Bizler ne kadar, kişilerin iç güzelliğiyle ilgilensek de, madde, mal mülkün değer yargılarımıza bir etkisi olmasa da, giyim kuşam, zenginliğine göre kişilere itibar eden büyük bir çoğunluğun olduğunu da yadsıyamayız.Gerçek de: herşey olması gerektiği gibi, yerli yerinde...Ama yine de sakın onlardan... Sevgilerimle.Dilek.
Sevgili Belgin tatlı cadım;
Aslında ayeti yorumlamamız biz ve onlar şeklinde olmayıp, kendi içimizdeki münafık ve mümin yönlerimiz şeklinde olmalıydı.Dilerim ikiyüzlü yanlarımız inanan yanlarımızın yanında etkisiz ve geçersiz kalır.Sevgilerimle dilek.
İnan okuduğumda derin bir nefes aldım ve hemen Kurana sarıldım buldum süreyi tamamını okudum ve
bir kez daha şükrettim varlığıma sebep olana
Dış görünüşün bizleri yanılta bileceğini nasılda incelikle anlatmış etrafımızda gördüğümüz allı pullu giyinmiş insanların içlerinin boş olduğunu onlara inanmamamız gerektiğini sinsi ve yalancı olduklarını görünenin aksine boş tenekeler gibi her söylenileni kendi içlerinde sindiremeyip üzerlerine alındıklarını
Çok sağol günümü güzelleştirdin.
gukuk kuşuna katılıyorum... bunu sürekli yapalım... bir ayet yazın, üstüne konuşalım... lütfennnn...
Sevgili Ateş
İnsan gerçekten Kuran'ı doğru okuduğunda nasıl olması,insan olmasının şekil şartlarını daha kolay fehmediyor.Savaşlarımız hep kendimizle, içimizdeki devlerle olması gerektiği çıkıyor ortaya.
Taze nanem
Ellerime batmayan güller
Yaralamayan sevdalar
Yüreğe dolan mutluluklar
hepimiz için olsun, sevgilerimle dilek.
Sevgili Haccecan
Ben hergün yapıyorum fırsat oldukça ama haftada bir hep birlikte Kuran'dan bir ayet seçebiliriz.Sevgilerimle dilek.
Evet biz dış görüntüye önem verip, etrafımızdaki insanların iyi birer insan olmasına dikkat ediyoruz. Daha sonra bunları unutuyoruz, sonra yine önem veriyoruz, sonra yine unutuyoruz... etrafımız dönem dönem boş kişiliklerle dolu oluyor. evleneceğimiz insanalrda bile iyi olmasına dikkat ederken, hint kumaşı giyinmişler gözümüze güzellik gibi geliyor.Komşular, sevgililer, işler...
Bana en anlaşılır ayetlerden biri gibi geldi. Yakın, öz, içinde herşeyi barındırıyor.
İmkanlar dahilinde, bunu devam ettir, bizler içinde.
Ne güzel bir sureymiş. Dışı güzel içi çirkin olanlardan Allah korusun hepimizi. Onlardan korunmanın, güzelliklerine kanmamanın da koruyucu bir suresi vardır dimi. Hadi onu da yaz öğrenelim canım benimm...Seviyom seni.
Sevgili Dilek, yazını da yorumları da keyifle sindire sindire okudum ve çok sevdim ama en çok ta "Aslında ayeti yorumlamamız biz ve onlar şeklinde olmayıp, kendi içimizdeki münafık ve mümin yönlerimiz şeklinde olmalıydı.Dilerim ikiyüzlü yanlarımız inanan yanlarımızın yanında etkisiz ve geçersiz kalır." sözlerini sevdim...
Allah hepimize özgür irade vermiş ki yaşamımızı şekillendirelim, karşımıza çıkardığı fırsatları değerlendirme ölçüsünde... O bizlere bu hoşgörüyü gösterip yargılamazken bazen unutuyoruz biz kimiz ki demeyi ve yargılıyoruz çevremizdekileri... bırakıp dışarıyı sadece kendimize baksak, inanan yanlarımızı güçlendirsek çevremizde göreceklerimiz de içimizde göreceklermizden farklı olmayacak...
içten sevgilerimle,
Sevgili Efsa;
"Hint kumaşı giydirilmiş kütük parçaları"muhtaşem bir ifade değil mi.Göze hoş gelen gönle herzaman hoşgelmeyebiliyor ya.Gözümüze pek itibar etmememiz lazım galiba.Sevgilerimle dilek.
Canım Elacım;
Felak ve nas suresinin koruyucu bir kalkan oluşturduğuna inanıyorum ben.
Ben de seni seviyorum canım.dilek.
Sevgili Nilambaram
İnanan ve ondan başka bir varlık olmadığı konusunda mütmain(kani olup, inanmış)olmak zaten tüm sorunları kökten çözecek.Dil ile söylenene gönülle onay vermek, bir gün mutlaka olacaktır inanıyorum.İçimizdeki devlere, kendi kendimizi kandırmalaramıza bir kez SON deyip son etmek gerek.Kandırılamayacağımız günlere kavuşmamız dileğiyle. sevgiler dilek.
Yorum Gönder