İŞBAŞINDA EĞİTİM - SUFİ SAJA

.

"Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur."Kemal ATATÜRK .

24 Nisan 2009 Cuma

İŞBAŞINDA EĞİTİM


Bir Bankanın Ankara Merkez Şubesi tarihi binasında çalışıyordum o zamanlar.20 kız, "küçük cari hesaplar" servisinde her öğle tatili yemekten sonra toplanıyoruz bir muhabbet bir muhabbet öyle derinlere dalıyoruz ki geçen zamanın bile farkında olamıyorduk. Bu arada cozuttuğumuz günlerimiz de oluyordu doğal olarak. Gençlik vardı ya serde! Tarihi kapının açılıp müşterilerin koşar adım bankolara üşüşmelerinden anlıyorduk öğle tatilinin bittiğini.
Bazen tiyatro sahnesindeyiz sanki, bazen konser salonunda tüm hünerlerimizi gösteriyorduk birbirimize. Her yeni işe alınan, staj dönemini önce bizim serviste *işbaşında eğitim* alarak geçiriyor.

Taze memurun tavır ve davranışları, müşteri münasebetleri, güler yüzü vs vs test edilip; ya bizim serviste bırakılıyor, ya da başka servislere transfer oluyordu. Genç kızlar topluluğunun özenle seçilerek işe alındığı kesin de, servislere dağılımlarında ölçü neye göre yapılıyordu, kıstas neydi öğrenememiştim. O tarihlerde CV falan bilinmediğinden klasik iş başvurularımıza 6 adet vesikalık ve 3 adet boy fotoğrafı ve diplomalarımızla başvuruyorduk. Öyle özgeçmiş falan da istenmiyordu. Deneyimli eleman arayışı da yoktu Banka prosedüründe. Hatta işe alınacak memurun hiç iş deneyimi olmaması birinci tercih nedeni bile olabiliyordu. Sıfır memura; kural ve kaideler ilk iş yerinde iş başında öğretilip, baş kaldırmaların, kıyaslamaların ve isyanların önü baştan kesilmiş oluyordu. Belki de en doğrusu buydu. Çünkü evlilik ve yurtdışı gibi nedenler dışında işten kendi isteğiyle ayrılıp başka işyerine başvuran hiç arkadaşım olmamıştı. Şimdiki memurların 6 ay çalışıp, olmadı başka iş arayışlarına girmeleri işverenlerin deneyimli eleman arayışından kaynaklanıyordur belki de. Hoş şu son yıllarda adayları kalas taşıma becerilerine göre işe alan kuruluşlar var ya. Yakında sırtlarında tuz taşıtıp dere tepe yürütüp becerenleri işe almayacakları da ne malum? Bu tür sınavlar yanında bizlerin işe alınışları çekirdek fındık yiyebilme becerisi kadar kolay kalıyordu o zamanlar.
8 aday memur staj dönemimizin bitmesine 1, 2 hafta kaldığı günlerin birinde diğer kıdemli memurlarla beraber önce usuldan sonra giderek artan ritimlerde şen şakrak şarkılar söylüyorduk. Hünerlerimizi birbirimize göstermek ister gibi kendimizden geçmiş, gözlerimiz kapalı. Bankanın akustiği de muhteşem mikrofona ne hacet sanki tarihi tiyatro salonu. Servisler sıra sıra oval holün kenarına dizili, genel müdürlük birimleri o kubbenin yuvarlağındaki localarda görevlerini sürdürmekte. Biz aday memurlarınsa haberi bile yok bu ayrıntılardan. Efes antik tiyatroda bile seslerimiz ancak böyle güzel yankılanabilirdi.

Eeelbet biİr güüün, buLUşAacağızz bu bÖylee yarıım kalmAyacak
Benim içimdeee yanAn Ateş var, sevgilim ne zamAn buluşaCAğız.


Şarkının devamını getiremedik tabii. Yukarıdaki kapılardan biri açıldı ve kalantor babayiğit bir adam locasından aşağıya haykırdı;
"Hadi kızım SAHNEYE sahneye!” diye.
Hepimizin başları oluktan su içen civcivler gibi önce yukarıya kalktı ve anında yutkunabilmek için adı geçen kellelerimiz önümüze düştü. Kıdemli memurlardan birinin; “genel müdür, genel müdür” diye fısıldamasıyla, bizim ilk sözümüz “eyvah! İş akdimize son verildi” oldu.

*Devamı yarın*
Bu yazı "öykü Atölyesi" için yazılmıştır.

15 yorum:

sera dedi ki...

Yarından önce düşüncemi söyliyeyim, yazınız güzeldi, sevgiler..

kubra zeynep kara dedi ki...

ben yarını heyecanla bekleyeceğim.

nilüfer dedi ki...

Bu banka Ulus'ta mıdır?biraz ilerisinde ve arkada yeni binasi ve bahçesinde Mithat paşanın heykeli vardır?çocukluğum o binada geçti de benim eheh:)şimdi muze oldu, artık ziyaretcilere açık sadece..
sevgimlee

Ateş Böceği dedi ki...

ee dilek oldumu şimdi büyük heyecanla bekledim sonunu arkası yarınmış bekleyelim bakalım :):)

Belgin dedi ki...

Ablacim, sabirsizlikla bekliyorum:))

Adsız dedi ki...

Ama olmadı dilek annem, tadı damağımda kaldı :)

Yarını sabırsızlıkla bekliycem annem :))

Sevgilerimle...

KOZA dedi ki...

Dilek abla
bu banka sümerbankın yanındaki mi? o ise o dönemdeki g.müdürü kimdi?

:)den dedi ki...

Ne kadar hoş, gülümseten bir dille anlatmışsınız hikayenizi. Bir solukta okuyuverdim. Bir de o dönemde çalışan bayan sayısı a olduğundan, kadınlar daha kolay iş bulabiliyordu. Şimdi öyle mi? Bir parende atmadığımız kalıyor:) CV meselesi de işin ayrı bir boyutu.
Dikkatimi çeken bir başka konu da o zamanlar çalışma arkadaşlarınızla samimi bir şekilde sohbet edebiliyormuşsunuz. Şimdi Neredeeee? Ofis içi ayak oyunları, hırslar, ego savaşları, terfi için yapılan numaralar... Ohooo iş yerlerimiz Dallas kıvamında modern zamanlarda:)
Hikayenin sonunu da çok merak ettim doğrusu!
Sevgiler...

sufi dedi ki...

Sevgili sera;Hoş geldin bloglar alemine.
Sevgili kubra zeynep kara;Söz verdik bir kere.
Sevgili düş;Evet canımmmm....
Ateş böceği;Yarın dediğimiz nedir ki,bugün bitti bile bak.

sufi dedi ki...

Sevgili sihirli değnekli cadım;Bekletmek istemezdim ama İstanbul'dan konuğum gelecekti kısa kesmem gerekti canım.
Minik ayışığım:Yarınlar; Biz mutlu olunca hemen geliverir ..
Sevgili Kozam;Evet canım adını reklam yapar gibi vermek istemedim.
Sevgili uçanmartım;Ben mi yaşlandım yoksa zaman mı değişti? Gerçekten bizler çok şanslıydık ve öyle de devam ediyoruz.Bizlerin üst yönetimleri eleştiri haklarımız bile vardı.Şu zamanlarda düşünmek bile numaralandırılmış dalgalara takılıyor.Sevgilerimle.

Bilge'lik Yolcusu dedi ki...

Dilek'ciğim,
Hayatta tesadüf yok biliyorum,ben de memuriyet hayatıma o cenahlarda başlamıştım. Tarihi bir binadaki Ankara Merkez ŞB. üzerindeki bir Gn.MD.lük biriminde...
Hayatımız LOST dizisi gibi ....
Sevgilerimle....

alpayyonca dedi ki...

Bu da yapılmaz ki, bu kadar merakta bırılmaz ki insan..

sufi dedi ki...

Sevgili bilgelik yolcusu;Canım, adada buluştuk mu yine ne dersin?Yoksa sende o localar kısmında çalışan genel müdürlük personelinden biri miydin?
Sevgili yonca;Yazının devamı hazır bebeğim.

Primarima dedi ki...

İyiki ben bu yazıyı bu gün okudum arkasını hemen birazdan okuyabileceğim:):)
benı bu bölumde en cok şaşırtan; işe alınıcak kişinin önceden deneyimi olmaması tercih ediliyormus ya işte odur!

sufi dedi ki...

Sevgili primarimam;İş deneyimi olmayan bir kişiyi işe almak taze kan değil mi?Düşün ki sen işverensin herşeyi sen öğreteceksin.Senin gösterdiğin yolda hareket edilecek ve "biz ilk çalıştığım yerde böyle yapmıyorduk" itirazlarıyla karşılaşmayacaksın.Daha sağlıklı değil mi?