HİÇ KIRILMAYACAK VAZO - SUFİ SAJA

.

"Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur."Kemal ATATÜRK .

4 Haziran 2009 Perşembe

HİÇ KIRILMAYACAK VAZO


Geçen gün en yakın dostlarımdan birini aradım. Telefonu açar açmaz beni aramaya utandığını söyledi.
“-Hayırdır!” dedim.
“—Doğum gününde arayamadım, özür dilerim.” dedi.
Gülüp geçtim. Belki başka biri olsa hafiften içerleyebilirdim ama onun bendeki sonsuz kredisinden kesildi gitti hesabı. Kapandı.
Biz neler yaşadık şöyle bir düşündüm sonra...
Soğuk bir kış günü okuldan çıkıp, her gün toplandığımız lojmanımızın kafeteryasında kimsecikler yoktu o gün. Bende toparlanıp eve gideyim diye düşünürken bir arkadaşın telaşlı koşturmacasına takıldı gözüm. Yanına gittim. "hayırdır n'oluyo". Duyduklarıma inanamadım önce. "Olmaz canım bir yanlışlık vardır". Karlara bata çıka koştururken elimden fırlayıp giden kitap ve defterlerime bakmadım bile. İçimden "Allah’ım nolur gerçek olmasın" diye diye buz tutmuş kaldırımlarda koştum.
Evlerinin önüne yaklaştığımda kalabalığı fark ettim. Evet, olağan dışı bir şey vardı. Arkadaşımı aradı gözlerim. Sonra hemen seçtim kalabalığın arasından. Çok sakindi. "Ohhh" içim rahatlamıştı birazcık." Allaha şükür" dedim. Demek ki uydurma bir haberdi. Sonuçta babası ölen bir insan o kadar sakin olamazdı.
Yanına yaklaştım. Yüzüne baktım. Belki kendisi hatırlamıyordur çünkü bir rüyada gibiydi. Geldi, boynuma sarıldı. Annesine baktım. Yüzü sapsarıydı. Görünüşte iyiydi ama içi yaralıydı sanki. Evlerine girmelerine izin verilmiyordu. İçeride neler olmuştu hiç bir fikrim yoktu. Dudaklarımdan zorla çıkarabildiğim tek kelime "N'oldu?"...
Nasıl patladığı tarafımızdan hala bilinmeyen silahtan çıkan kurşun önce duvara oradan da kalbine saplanmıştı babacığının. Zorlukla anlatıyordu ve ben bir o kadar zorlukla dinliyordum. Sarıldım ne diyebilirdim ki "ağla ağla güzelim, açıl" demekten başka. Sonra o ağlamaya başladı. Annesi, ağbisi ve biz onları çok seven bir sürü insan.
O gece her zaman neşeyle cıvıldadığımız, şakalaştığımız, dertleştiğimiz odam bu sefer efkâr yuvamız olmuştu. Ne desem anlamsız olacağını bildiğimden genelde sustum. Uyumak istesek de nafile. Sabahladık o gece. Güç toplamaya, kendimize gelmeye çalıştık.
Olayın üzerinde 1 ay kadar bir zaman geçtikten sonra ister istemez İstanbul'a taşınacaklarını duyduğumda ikinci bir şok yaşadım tabii o da. O zamana kadar hayatı, dostluğu, aşklarını paylaştığım dostum benden uzaklara gidecekti. Peki ben ne yapacaktım?...
Gittiler. Belki bir değişiklik olur da kalırlar desem de, hayallerimi suya düşürüp gittiler.
Bu duruma da alıştık. Maalesef mecburen alıştık. Ama ayrılmadık. Rengârenk mektup kâğıtlarına, zarflarına dökmeye başladık içimizi. Her hafta hiç şaşmadan aldım ve yazıp, yolladım. Tam 2 yıl boyunca hem de. Okurken onun yeni hayatına biraz olsun alışmış olması bile çocuk gibi sevindiriyordu beni. Mutlulukları, sevinci, neşesi benim de sevincimdi. Ne de olsa o benim ikinci BENimdi.
Sonra yine bir gün canım arkadaşımın anneciğini de uğurladığını öğrendim. İnanabiliyor musunuz? Haberim bile olmadı. :(( Beraber çıktıkları bir tatilde rahatsızlanan canımm teyzemmm iki gün içinde hakkın rahmetine kavuşmuştu. Bu sefer ondan ayrı ağladım, ona sarılamadım, gidemedim ama yanındaydım.
Canım benimmm öyle güçlü, öyle dik durdu ki hayata karşı. Birdenbire ağbisi ve yaşlı anneanne ve dedesinden başka kimsesi kalmayan o kız asla pes etmedi. Sonraaaa, âşık oldu. Evlendi. Bir ara görüşemesek de benim kalbim hep onun yanındaydı ve biliyorum ki onunki de benim. Biz yine bulduk birbirimizi tabii ki. İlk günki gibi heyecanla devam ettik dostluğumuza. Ediyoruz da. Bu sefer mektupların yerini msn görüşmeleri ve mailler aldı tabii. Eee, dile kolay mektupların üzerinden geçen zaman hemen hemen 15 yıl...
Hamile olduğunu bana büyük bir sevinçle söyledikten tam 2 hafta sonra bende ona aynı güzel haberi verdim. Şimdi o kız o güzel, güçlü, sevimli kız, benim dostum; aynı ben gibi anne. Daha bir anlar olduk artık birbirimizi. Dostluğumuz boyut atladı bir nevii. Artık hayalimiz yavrularımızın da AYNI BİZİM GİBİ dost olmaları...
Dostum nasıl kızarım sana. Bizim dostluğumuz kırılmasından korktuğumuz bir çin vazosu değil, ne kadar atarsak atalım kırılmayacak bir eşya gibi. Her ne olursa olsun hep yanındayım ve biliyorum ki sen de benim. Kırılmam, küsmem, vazgeçmem ;)
Seni Çok Seviyorum...

16 yorum:

Primarima dedi ki...

Ne şanslısınız...böyle bir dostluk,dost bulmanın dost kalabılmenın bu kadar zor oldugu zamanlarda üstelik...özendim.Keşke bir dostum olsaydı dedim.Yok :(

kubra zeynep kara dedi ki...

böyle dostlar varmı acaba yoksa sadece hikayelerde mi yaşıyorlar

Vladimir dedi ki...

Dostluklar eskimiyor zaman daha değerli kılıyor, zamanın sınavlarını aşan dostlara selam olsun.

şirinem dedi ki...

okurken çok duygulandım harika bir dostluk kurmuşsunuz bende kurduğumu sandığım dostlukları düşününce ne yazık ki çin vazosundan ibaret olduklarını gördüm sevgiyle kalın

Pabuc dedi ki...

İnsanın hayatına her dönem farklı arkadaşlar çıkıyor ve bi şekilde onlardan ayrılıyorsunuz...Eğer bi süre sonra(ki bu süre çok uzun ya da kısa olabilir)karşılaştığınızda kaldığınız yerden devam edebiliyorsanız işte o gerçek dostluktur bence..Allah kimseyi dostsuz bırakmasın..

beenmaya dedi ki...

siz kelimelerin, kutlamaların ötesinde bir dostluğu yaşıyorsunuz artık. yürek dili var sizin dostluğunuzda ne kadar güzel hep böyle kalmanız dileğiyle...

Adsız dedi ki...

Ne saf ne güzel bir bağmış böyle tontinim.Yıllar geçmiş ama sevginiz hiç tükenmemiş.Herkese nasip olmaz böyle güzel dostluklar.Size nasip olmuş.O da sizin iyiliğinizden olsa gerek.Rabbim sizi sizden bir an bile ayırmasın !

Belgin dedi ki...

Elacim, dostlugunuz daim olsun kuzum. Yürek bagi ne güzel bir bag:))

Ebruya Not: Ebrucum biz ne güne duruyoruz, dostum yok diyorsunda, biz variz ya:))

cinar dedi ki...

konu dostluk olunca zaman ve mekan buharlaşıp gidiyor. birbirinize sahip olduğunuz için şanslısınız ama aslında bu şansı biraz da kendiniz yaratmışsınız. dostluğunuzun her zaman böyle sınırsız olması dileği ve sevgilerimle.

efsa dedi ki...

Ela cım daha nice güzel günler paylaşılan güzel anlar sizinle olsun. ikinizide kutluyorum güzel yürekler.

Aydan Atlayan Kedi dedi ki...

Benim dostluklarım da böyle. Çünkü az ve sağlam dostlukları tercih eder oldum artık. Küsülmeyen, kimsenin kimseye alınmadığı, uzun zaman görüşülmese bile hep aynı kalan dostlukları...
dostluğunu daim olsun...

Adsız dedi ki...

ne şanslısın boyle bır dostun olduguna ...

Bilge'lik Yolcusu dedi ki...

Ela'cığım,
Daim olsun.Dost kolay bulunmuyor ki bir çırpıda kaybedilsin. Allah hayatımızdan dostlarımızı ve dostluğu eksik etmesin. Ömrümüz oldukça var olsunlar.
Sevgilerimle...

nilüfer dedi ki...

ne güzeldir gönül dostluğu,sitem çınlamaz o dostlukta,çınlayan sadece iki kalbin, tek atış sesidir, ve o ses titreşir iki gönül dostundan yayılıp tüm evrende ve kalplerde:)

aysema dedi ki...

Gerçek dostlarımızın olması ne güzel. Keşke sayıları bu kadar az olmasa...

cecil dedi ki...

dost kalbin yükünü seninle yaşayandır...
uzaklaşsalar bile kaybolmazlar kalbimizin topraklarından ..