Bu hafta Salı günü, İzmir Tire arası turistik gezimizin ilk etabı otobanda 130 kilometre hızla sağlı sollu gözümüze hoş gözükmeyen görüntülerle geçti önce... Hedefimiz tarihi şehirdeki görülesi yerleri ziyaret,öğlen Kaplan restoranda yemek yemek ve meşhur Tire pazarından alışveriş etmekti. Şarkılarla yolumuza devam ederken ne zaman otobanı terk edip de Tire yoluna saptık, işte o zaman gelin-kaynana geniş bir nefes alıp çocukluk günlerimizin sevinç dolu köysel yaşamlarına kanatlanıverdik birdenbire. Biz patika kadınlar gerçek hayattaki gibi yaşamın zorluklarına göğüs germek ve dar ve dere tepe tırmandıran engebeli yollarda yürümeyi ve umut çiçekleri, uğur böcekleri, ayaklarımıza batan dikenleri sevme geniyle doğup tüm keşfedilmemiş, daha önce az kullanılmış, ayak basılmamış doğanın koynunu tercih ettiğimizi fark ettik. Erkekler ise otobanı tercih ettiklerini söylediklerinde ne kadar onları anlamakta zorluk çekmiş olsak da patika yolların vazgeçilmez cazibesini onlara anlatmaya çalışsak da bir noktadan sonra sustuk biz patika kadınlar olarak kendimizi sınıflandırıp otoban erkekleri anlamaya çalışıp bir türkü tutturduk.
Sakın çıkma patika yollara
O dağlara kırlara o karlı ovaya
Yenik düşüyor her şey zamana
Biz büyüdük ve kirlendi dünya.
Neden otoban erkek; çünkü daha az riskli ulaşım, daha az fren ve otomatiğe bağlanılmış durum, yoksa diğer yollar öyle mi? Hız sınırını aşamazsın... Laka-laklar, ani yola fırlayan eşek köpek gibi canlılar, tali yollardan son sürat fırlayan araçlar, sanki tabakhaneye… yetiştirecek gibi ısrarla sollamak isteyen vatandaşlar… Falan da filan, haklılar galiba dikkat ve adrenalin sınırlara vururken hele de arabada çocuk varsa onun hayatını garantileme ve koruma içgüdüsü erkekleri OTOBAN erkek yapan.
Patika kadın; Sever doğayı, rüzgârın nefesini, bulutların gökdenizde süzülüşünü, ineğin yavrusunu emzirişini, kuşun kanadını çırpışını, diz boyu papatyalar içerisinde bir seksen uzanışını, ırmağın gürültüsünü, ormanın uğultusunu…
Ya otoban erkek; Doğayı sevse de göz ardı edemez doğadaki riskleri, rüzgârın dalları ve damları uçurabileceğini, bulutlardan bir anda inebilecek sağanak yağmuru, ineğe fazla yaklaşılırsa tepebileceğini, papatya ve gelincikler arasından kene yılan ve çıyanların çıkabileceğini, ırmağın sürükleyip içine çekebileceğini, ormanlarda kurdun çakalın ve ayıların olabileceğini… Düşünür de düşünür… Acil durumda yapacağı şeylerin çetelesini tutar. Yapmasın mı? Patika kadın laylaylom duygu donanımlı, şefkat sevgi abidesi, erkek; Akıl timsali, taşkın sulara set çeken baraj duvarları gibi sanki.
İyi ki varsınız, iyi ki bizler de varız… Yoksa sizsiz biz, bizsiz siz nasıl birlikte BİR olabiliriz? Sevgilerimle.
26 Haziran 2009 Cuma
PATİKA KADINLAR ve OTOBAN ERKEKLER
Gönderen sufi zaman: 12:30
Etiketler: DİLEK'ten mektuplar...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
14 yorum:
Ablam, gittin, gördün mü bizim oralari, bende seninle birlikte vardim oralara...
Ne olur biraz daha anlat, bu kesmedi beni:)))
Ne biz onlarsiz, ne de onlar bizsiz yapabiliriz:))
Kucak dolusu selamlar, sevgiler hepinize,
Öptüm
Sevgili Belgin;
Tire'de her köşeye senin gözlerinle baktım.Pazarcılarla muhabbet edip,pazardan DİRKEN otu mis gibi sebzelerden aldık.En büyük oğlumun eşi ve torunum Ata çok mutluyduk.Hele Ata kabak çiçeği dolmasını süzme yoğurtla nasıl götürdü görmeliydin. Sufi Cem ve Ben Türbe gezdik ama sana söz verdiğim gibi yeterli bilgi toplayamadığım için yazamadım.Kaplan dağındaki kaplan restoranda çeşitli bitkilerle yapılmış mezelerden ve özel dağ kekiği eşliğinde tire köftesinden yiyip ardından karadutlu lor tatlısının doyulmaz tadına baktık.üstüne de buz gibi dağ suyunu içip elimizi yüzümüzü yıkayıp yola koyulduk.Canım seni imrendirmemek için bunları yazmamıştım ama sen istedin yazmamı ne yapayım. Ben yine de istediğin bir şey olursa alır sana yollarım .Tire kokan kucaklardan kucak dolusu sevgiler .
ya ben yazıyı okurken bu kadar imrenmedim, bu yorumla son noktayı koymuşsun ama!
ösledim ben hemde çok İsmir'imi..
Ablam cok cok cok tesekkürler. Okurken, bende oralara gittim geldim, nasil özledim bir bilsen....
Yedikleriniz, ictikleriniz sifa olsun bedeninize:)
Insallah bir gün beraber gider, gezeriz oralari:))
Sevgilerimle
Daha önce gördüğüm, gezme fırsatı bulabildiğim o yerleri tekrar hatırladım. Nasıl güzeldi ve Ankara'dan sonra nasılda yeşildi.Karlama süperdi (kar ve pekmezden oluşan harika birleşim) Bayılmıştım...
Çok keyifli bir yazı olmuş. Gözümde canlandırdım hepinizi.:)
Bu arada benim erkeğim, patika erkek:) ve sanırsam ben otoban kadınlardanım. O gideceği yolda önüne çıkacakları hiç düşünmez, planlamaz, kendini teslim eder. Ordan burdan çıkacak hayvancıkları, tepme tehlikesi olan ineği, önceden gelebilecek tehlikeleri, hepsini ben düşünürüm.
O yüzden sevdim ben onu yaaa bütün erkeklerden farklı olduğu için:))
Sizi de seviyorum.
Selamlar, sevgiler hepinize...
bizim yerimize de keyfini çıkarın patika kadınlar :)))
Bayıldım ben bu başlığa :)) ne kadar hoş bir tanımlama olmuş, önce merak uyandırıyor "o da ne demek öyle" diye hem de çok güzel özetliyor durumu :))
Biraz da galiba erkekler daha hedef-sonuç odaklı olduğundan otobanın da hedef odaklı oluşu ve hız imkanı verip zaman kazandırması cazip geliyor onlara. Biz kadınlar ise daha çok "yol" odaklıyız galiba, hedefe giderken hedefi gözardı etmeden yolun keyfini çıkarmayı da ihmal etmiyoruz :))
ve son paragrafına yürekten katılıyorum Dilek'ciğim, tamamlanıp BİR oluyoruz, denge oluşuyor...
sen bin yasa he mi :)
tamamlama,ikiyken bir olma ,böyle bişey olsa gerek.
yorumunla tamamlanan sıcacık bir sen işte :)
Sevgili Maryjade;
İzmir dışına çıkıp da İzmir'i özlememek ne mümkün?Selam ve sevgiler buralardan sana.
Sevgili Belgin;
Bence de inşaallah bir gün hep birlikte bloggerler turu düzenleriz.Sevgilerimle.
Sevgili otoban kadın Ela patika erkeğin öyle teslim ki ona ben bile imreniyorum.Onun güvendiği bir dağ var doruklarına kar değmeyen.Hepinizi kucaklayıp öpüyorum, sevgilerimle.
Yorumun yazından daha güzel bilesin:)Gelin kaynanamı anne kız diyelim size bence.Süpersiniz.
Sevgili beenmayam;
Sorma canım şu son hafta gelin kaynana yani "patika kadınlar" kelebek gibiydik maaşallah.
Sevgili Nilambara;
Biz kadınlar ne güzel yaratılmışız değil mi canım?Resmin tamamını görebilme çabamız sayesinde hiç bir ayrıntiyı kaçırmıyoruz.Bir de çözülemeyen denklemlerin çözümünde 6. hissimiz devreye girince tadımızdan yenmez oluyoruz vallahi.Ben bizi seviyorum, öbür yarılarımızı da seviyorum tabi ki.Sevgilerimle.
Sevgili Hümam;
Bin yıl sonra da varolanın varlığında varolacağımıza inanıyorum ben de.
Sevgili y.
Çifter çifter yaratılma sırrımız bu olsa gerek.
Sevgili Funda;
Teşekkür ederim, sıcacık yorumun için.
Sevgii prima rimam;
Anne kızdan çok can dostlar gibiyiz tüm gelinlerimle maaşallah.Darısı herkesin başına sevgilerimle.
Yorum Gönder