Anlatırlar ki; Zeliha, Yusuf’u zindana attırdığı vakit onun ayrılığıyla ardından yanıp yakılmaya başlamış. Hem kendisinden ayırmış, hem hasretini çeker olmuş. Bu yüzden zaman zaman zindanı ziyaretine gider, sureta “Hükümlüm kaçmış olmasın!” diye kontrol eder, ama içten hasret giderirmiş..Eğer Yusuf’u uyurken bulursa hücresinin önünde bekler, seyreder, uyanık bulursa azarlar, böylece yüzüne bakarmış. Nihayet bir keresinde sesini de çok özlediğini fark etmiş ve köle çağırıp, “Hemen şimdi Yusuf’u yere yık, adamakıllı kamçıla! Öyle vur ki ta uzaktan ah ettiğini duyayım.” demiş. Köle emre itaate niyetlendiyse de Yusuf’un güzel yüzünü görünce kıyamamış. Hücrede bir post var imiş, onu yere sermiş ve başlamış vurmaya. Kölenin her kamçısında Yusuf mahsustan feryad etmekte, çığlık atmaktaymış. Zeliha ise bağırmaya devamda.
“Daha hızlı vur, adamakıllı vur!”
Nihayet köle Yusuf’a yalvarmış:
”A güneş yüzlü, Zeliha gelir de sırtında kamçı izi göremezse şüphesiz beni öldürür. Omzunu aç, dişini sık, bir kerecik olsun kamçıya dayan!”
Yusuf elbisesini sıyırmış. Köle öyle bir vuruşla vurmuş ki Yusuf yere kapaklanmış. Zeliha bu sefer Yusuf’un ah edişini duyar duymaz bağırmış;
”YeTEEER!”
Alıntı: İskender Pala
8 Ağustos 2009 Cumartesi
YUSUF’u zindana attıran ZELİHA
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
14 yorum:
nasıl bir sevgi diyesim geldi. Ama sanırım bir sevgide bazen herşey hissediliyor ama şiddet olmamalı
Zeliha Yusuf'un mahsustan bağırdığını anlamaz mı?
gerçek nasıl getiriyor insanı dize... tek bir ah yeter dedirtiyor...
Aralarındaki gerçek aşkın,gönül bağlarındaki gücün ispatlanması bu.
Nasıl niyet etmiş, diyesi geliyor insanın.. Ama zaten kıyamamış..
Bu hikayeyi İskender Pala'nın bizzat kendisinden dinlemek.. Sanki o anı yaşarcasına! Harikuladeydi.. Hikayenin burada yer almış olması da çok güzel, teşekkürler. :)
Sevgili Efsa;
Sevgide hiddet ve şiddet olmamalı da bu sevginin şiddetinden olmuş galiba.
Sevgili Hye;
Zeliha mahsusdan bağırdığını anlar belki de, gerçek feryada "yeter" demesine bakılırsa!
Sevgili Evren;
Şiddet ve şefkat=aşkın içinde saklı galiba.
Sevgili Zeugma;
Ve önce züleyha sevdi, ama öyle yandı ki sonunda yusuf'u da o aşkı yaktı.i yazmadan da edemiyoruz işte
Sevgili Şahika;
Aşkı değeri gibi bildiğimizi sanmıyorum ama, aşk hikayeleri yazmadan da edemiyoruz işte.
Bu nasil bir ask, bu nasil bir sevda...
Bu hikaye kücüklügümden beri büyüler beni, senin dilinden dinlemekse dahada büyüleyici, ellerine yüregine saglik ablam.
Sarildim SIMSIKI:)
Aşk ne tuhaf bir duygu değil mi?
Aşk ne tuhaf bir duygu değil mi?
Kara zindan bile olsa AŞK yaşanmış en güzelinden içinde en acısı olduğu halde ...
aşk aslında züleyha'nın yüreğinde nida, yusuf'un dilinde kamçı..
Sevgili Belgin;
Züleyha 17 yıl bekledi sonunda erdi muradına.Oldu mu böyle Aşk olmalı işte.
Sevgili Özlem;
AŞK:"En uzun hece "demiş şairin biri.
Sevgili sil Baştan;
"Kara zindanı aydınlatan ateş" desek de olur.
Sevgili Neyira;
Blogunu ziyarete geldim, beğeni sözcüklerimi dökeceğim bir alan bulamadım!200 km gidiş güzeldi bence.
Hepinize teşekkür ve sevgiler.
Can Sufim, Gönül Dostum !
Ah O Züleyha Nefsinin kurbanı olup ta elinde Yusuf un gömlek parçası kalan Züleyha.
Yusuf'u gördüğünde kadınlar kendilerini parçaladılar ellerini kestiler der. İbretliktir bu sure. Hem Tevrattan hemde Kur-an dan okumuşluğum vardır. Okurken yaşlara boğulup hep İlAllah derim hep. Çok da yazmışlığım vardır üstüne. Beni derinden sarsar bu imtahan. Bir de kadınlardan ürkütür beni Züleyha.
Yine canım üstüne vurdun yaşlara boğdun beni ki bereket olsun sana ailene.
Sevgilerim İle.
Sevgili Ali dost;
Züleyha nefsine uydu da, o Züleyha hakkında dedikodu yapan bütün şehrin kadınları Yusufun gül cemalini görünce peki nasıl parmaklarını kestiler?Babası Yakub'un gönlüne de o aşk'ı koyan onun ilahi cemali değil mi zaten.Ben de her okuduğumda Züleyhanın aşkının mecaz mı ilahi mi olduğunu sorgulamışımdır.Sonuca bakınca "susmak" düşmüştür bana da.Sevgiler can Ali.
Yorum Gönder