Bir grup kariyer yolunda ilerleyen yeni mezun, eski üniversitelerindeki profesörlerini ziyaret için bir araya gelirler. Sohbet; sonunda işin ve hayatın stresinden şikâyetleşmeye döner.
Misafirlerine kahve ikram etmek isteyen profesör mutfağa gider ve yanında büyük bir termos içinde kahve ve porselen, plastik, cam, kristal olmak üzere değişik tarzda ve ucuz görünenden, pahalı ve hatta çok özel olanlarına kadar değişik kahve bardakları ile gelir. Herkes bir bardak seçince, profesör şöyle söyler:
“Fark ettiyseniz, tüm pahalı görünen bardaklar alındı ve geriye ucuz görünümlü, sade bardaklar kaldı.”
Kendiniz için en iyi olanı istemeniz normal olsa da, bu sizin stresinizin ve problemlerinizin kaynağı aslında. Emin olun ki, bardağın kendisi kahvenin kalitesine hiç bir şey katmaz.
Çoğu zaman, sadece daha pahalıdır ve hatta bazı durumlarda da içtiğimizi saklar. !
Hepinizin aslında istediği kahveydi, bardak değil, ama bilinçli olarak en iyi bardaklara yöneldiniz ve sonra birbirinizin bardağına bakmaya başladınız.
Hayat kahveye benzer, iş, para ve toplumdaki konumunuz da bardaklar. Onlar hayati tutmak için sadece araçlardır ve seçtiğimiz bardak yasadığımız hayatin kalitesini belirlemediği gibi değiştirmez de. Bazen sadece bardağa odaklanarak Yaratanın sunduğu kahvenin tadını çıkarmayı unuturuz.
Kahvenizin tadına varın!En mutlu insanlar her şeyin en iyisine sahip değildirler. Sadece her şeyin en iyi şekilde tadını çıkartırlar.
Alıntı:Bütün dünya'dan.
26 Eylül 2009 Cumartesi
HAYAT KAHVEYE BENZER
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
16 yorum:
Kesinlikle katılıyorum canım.
Kahve hikâyelerinin farklı versiyonlarını da seviyorum. : ))
Teşekkür ve sevgiler... :))
Bu paralellikte bir yazi yazmayi dusunyordum, hani mutlu olabilmenin kiymetini bilmek uzerine...fakat bu da benzer durumu cok guzel sekilde aciklamis. Kalemine saglik ve paylastigin icin de cok tesekkurler. Sevgi ve selamlarimla.
"Bazen sadece bardağa odaklanarak Yaratanın sunduğu kahvenin tadını çıkarmayı unuturuz."
Muhteşem...
"İmaj hiçbir şeydir, susuzluk her şey." dedirtti bana:))
Ders niteliğinde bir paylaşım daha. Teşekkürler canım.
Bir itiraf: Çay ya da kahve içtiğim bardağa önem verdiğimi farkettim.Bu yazından sonra içindekine öncelik tanıyacağım(geç oldu ama...)
Sevgiler
Ben orada olsaydım kesinlikle en basit bardağa yönelirdim, eminim bundan..
Yaratanın sunduğu kahvenin kokusu ve onu yudumlayacağımın sevinci yeterdi bana..
Çok güzel bir paylaşım gerçekten.
Çok güzel bir malikanede hastalıkla boğuşarak yemek yiyememek mi, yoksa basit bir gecekonduda sadece tarhana kaşıklayabilmek midir mutluluk ve kanaat etmek?
Onun gibi..
Her şeyin başı sağlıklı ve mutlu bir hayat..Gerisi teferruattır ..
Sevgilerimle..
Kahvemi yudumlarken okudum paylaşımınızı...Güzel bir tevafuk oldu benim için...
Fincandakinin değil asıl ''kahve''min farkına vardım
ne mutlu kahvesinin tadına varabilenlere :)
Demk ki dış görünüm değil öz önemli.
Bayıldım bu hikayeye.
Sevgilerimle...
Bardak faso fiso karşılıklı yudumlayacak biri olmadıktan sonra altın bardakta kahve içmişim neyime:)sizdeki yeşil renkli sapı kırık fincanda içtiğim zaman sufinin sevgisini kattığı o süperrrr lezzetli kahveye saygısızlık ettiğimi düşünüyorum.özledim yavvv
Profösör öğrencilerine en iyi dersi vermiş.
Paylaşımın için teşekkürler.
Hep kaliteli bir yaşam sürün derim çocuklarıma....
Amaaa,kalite derken lüks yaşam değil,yaşamın tadına ,özün tadına vararak diye anlattığım ,belkide kelime seçmeye çalışarak kendimi paraladığım konu,nasıl güzel bir öyküyle anlatılmış...
Akşama gidip çocuklarıma okutturacağım bu öyküyü...
"Yav anne bu muydu yıllardır bize anlattığın şey.Biz zaten biliyorduk" derlerse vay hallerine..:-))
TüTü
bardaklarla uğraşmaktan, kahvenin tadına bakmayı unuttuğum zamanların en yoğunundayım... ve bir kez daha hatırladım aslında kahvenin tadının daha güzel olduğunu....
iyi ki varsınız....
Sevgili Hayat;
"Bir kahvenin kırk yıl hatırı vardır" gibi mi?
Sevgili Biraz;
Senin şeker hayatlarından olmadan ben kahve içemiyorum ama, fincan pek farketmiyor doğrusu.Şekercanlardan benim için özür dileyebilirmisin?
Sevgili Hye;
Öyleyse mektubun zarfına değil de içinde ne yazdığınla ilgilenme zamanımız geldi.Hoş artık ZARF da kalmadı ki mektuplarımızı içine koyup adrese postalayalım.
Sevgili Çınar;
Hiçbir şey için GEÇ değil canım, başlamak yolun sonuna varmak olmasa! sevgilerimle.
Sevgili Zeugma;
Yine ne güzel örnekler vermişsin.Çobanlara özendiğim günlerim geldi aklıma ve sonra ne oldu biliyormusun? İş için gittiğim Kabak'ta 4 ay çobanlar gibi bez çadırda kalmam gerekti hertürlü böcekle baş-başa.Olsun, bu bir şikayet değildi.Sevgilerimle.
Sevgili Feri;
Sevgili Funda
Sevgili Özlem
Sevgili Pegasus;
Sevgili Nur;
Sevgili Tütü;
Sevgili Coffe;
Farkındalığın farkına varmanın farkında olmak güzel olsa gerek.Yeşil ya da rengi önemli olmayan fincanın sapı kırık da olsa dostlarla karşılıklı içilecek kahvenin tadı da tek başımıza içtiğimizden çok daha keyifli oluyor her nedense. Bekleriz ki biri gelse de karşılıklı kahve içsek diye.Dileyelim ki tad olma duyularımız yok olmaya!Hepinize sevgilerimle.Kahve içeceğimiz günlerde buluşmak üzere.
kAHVENİZİ NASIL ALIRDINIZ sUFİ'M!
Sevgili Anne;
Nasıl olursa olsun, önemli olan aşkla yapılsın.Sevgilerimle.
Yorum Gönder