Sevgili dostlar:Kuran zilzal suresinde, "artık kim zerre miktarı iyilik yapmışsa onun sevabını görecek, kim de zerre miktarı kötülük yapmışsa onun cezasını görür " diyor.Haksızlığa uğradığını düşünenlerin alacakları mutlaka bir gün ödenir "hak asla yerde kalmaz" da; ya iyilik yaptığını sanıp da kötülük tohumları ekenlerin sonu nice olur sizce?
Bektaşi’nin biri bir bakkaldan 20 paralık alışveriş etmiş, çıkarmış kesesini parasını ödemiş. Ta kapıdan çıkacak bakkalcı; “hop hop amca hani para demiş.” Bektaşi; “ayol şimdi verdim ya demiş.” Verdim vermedin, verdin vermedin sonunda Bektaşi baba açıp keseyi bir daha vermiş.
Oradan fırıncıya uğrayıp ekmek vs almış o da 20 para tutmuş. “Hadi eyvallah deyip tam fırından çıkacak fırıncı; “hey amca aldıklarının parası nerde diye bağırmış.” Bektaşi “tövbe tövbe verdim ya!” demiş. Verdin vermedin, verdin vermedin oradan koşarak uzaklaşmış. Bir köşede durup
“AlLah Allah” demiş, “bakkalcı benim 20liği yuttu ben de fırıncınınkini yuttum, sen her şeye kadirsin bakkalcıdan al fırıncıya ver, günahı bana olmasın.”demiş.
********
Gariban Bektaşi'nin birine konuk gelecekmiş. Bektaşi konuğu nasıl ağırlar?..Elde yok, ayakta yok.. Mahcup olmak da istemiyor, konuk ağırlayarak Hak’ka hizmet edeceğini de düşünmüş...Komşusu Yahudi'nin bir sürü keçisi varmış...Onlardan birini çaktırmadan alıp kesmiş...Ama çaktırmadığını sanan kendisi...Yahudi, ağacın arkasından gözlermiş durumu...Demiş ki kendi kendine, "Kadıya gitsem.. Kadı Müslüman, o Müslüman, ben Yahudi.. Davayı kazanamam. Hadi kazandım, Bektaşi'nin nesi var ki, ondan alıp bana versin... Biz artık Allah'ın huzurunda hesaplaşırız... Yillar geçmiş. Yahudi, Allah'ın huzurunda davacı olmuş Bektaşi'den... Mahkeme kurulmuş.
Allah: Bektaşi’ye,
—Sen Yahudi kulumun keçisini kesmişsin,
—Kesmedim, demiş Bektaşi...
Yahudi:
—Ben gözlerimle gördüm diyor ya!
—Allah’ım, demiş Bektaşi... “Bir mahkemede bir adam hem şahit, hem davacı olamaz.”
—Haklısın ama demiş Allah, “Ben her şeyi görürüm. Ben de gördüm, kestiğini!...”
—Allah’ım, demiş Bektaşi... “Aynı mahkemede, hem şahit, hem hâkim olunmaz ki!...”
—Gene haklısın, demiş Allah... “O zaman getirin keçiyi ona soralım... “
—Ne! Demiş Bektaşi...” Keçi burada mı?...Ver onu o zaman bu Yahudi'ye...Bitsin bu alacak davası..”
Resim:images com'dan.
16 Ocak 2010 Cumartesi
BİTSİN BU ALACAK DAVASI
Gönderen sufi zaman: 09:19
Etiketler: DİLEK'ten mektuplar...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
12 yorum:
Canımın içi Suficiğim;
Bektaşi, "Bitsin bu alacak davası." demiş demesine ya.. Peki bitmiş mi acaba dava?..
Benim ki de ne soru ama!!..
Tanrı katında da bitmezse, ya nerede biter ki!?..
Bir sorum daha olacak; Bu Bektaşi bilmez mi, ya da bu bektaşi hikayelerini yazanlar (Sözüm meclisten dışarı) Tanrı katında yalan söylenemeyeceğini?..
Soruların anlamsızlığını biliyorum da, insanız nihayetinde..
Bir insan düşüncesinin ürünü olan bu soruların cevabı, insanca farklı olacaktır, Tanrı katında ise dosdoğru..
Bu hikayelerin de, bir çıkış nedeni olduğu muhakkak..
Bu söylencelerin buraya aktarılışının da bir sebebi hikmeti olduğu gibi..
Çok teşekkürler, bu paylaşım için de..
Bir sevgi demeti bırakıyorum hanenize..
Çok ince dersler var efendim.
Saygılarımla,
O değil de bu hikayede Bektaşinin Allah'ın sözüne de güveni olmadığı görülüyor. Ben pek anlamam ama Allah'a şirk koşuyor. Direkt cehennemlik zaten. :)))
Sevgili Arzu kızı;
Bektaşiler "her gördüğünde hakkın varlığı olduğu inancında ve işleri hep hakla olduğu için Allah'la halef selef olmuş, kendi beden ve nefislerini terbiye etmiş kişiler gibi görünüyorlar benim gözüme naçizane.Hakkın adaletine o kadar inanmış ki birinci bektaşi "al birinden ver ötekine" diyebiliyor."Hani bizler birine haksızlık ederiz de bir müddet sonra başka biri tarafından haksızlığa uğrarız."Allah katında hesaplar böyle görülüyor galiba.Suçsuz yere bir sevgiliye arkanı dönersin, akabinde çok sevdiğin başka bir adam sana ardını dönüp senin 1.ye çektirdiğin acıyı sana çektirir.Kusur edersin birine, diğeri iki kat kusurlu davranır sana...Örnekler o kadar çoğaltılabilir ki.Hani eskiler dede erik çalar torunun dişi kamaşır" der ya. Atalarımızın günahını bile torunlar çekebiliyor.
2. bektaşiye gelince keçisini aldığı adam hakkın varlığı, kesip yedirdiği hakkın varlığı, kendisinin de onun varlığı olduğunu düşündüğünden o işi yapmış bence.Ancak onun makamındaki bir zat anlayabilir onu da.Bence bu hikayelerin özeti kuran ayetindeki gibi "zerre kadar iyilik ve kötülüğün karşılığını bir şekilde ödeyeceğimiz,Her başa gelen olayda da nedenini ince ince düşünüp tefekkür etmemiz tarzında anlaşılması gerektiği...sevgilerimle.
Sevgili Jivago;
Sevgili Mr-lonely;
Bence olayı dar bir çerçeveden değil de geniş görmek gerekiyor.Bu gün bektaşilerin ve gerçek eren ve evliyaların dediğinin aynını kuantumcular söylüyor.Gözümüzün gördüğü heryerde tek bir varlık var.Narın içinde belki bin nar tanesi var ve irili ufaklı ama hepsi nar.Zanda olan ve benlikte olan bizler kişileri kişilerden ayırıp kusurlu görebiliyoruz.Gözümüz de 2 ama bir görüyoruz değil mi? Hak nasip etsin bizlere de BİR görmeyi inşaallah Sevgilerimle.
Sevgili Sufi,
Ah keşke alacak verecek davası kalmasa...
Hesaplar bu dünyada da görülse.
Öykü güzelmiş.
Sevgili Sufi ablacığım,
Kar taneleri bile Allah'ın takdiriyle nar tanesi gibi tek tek düşüyor.Bu nasıl ilahi bir güçtür ki çığ halinde düşüp felaket olmuyor.
Bazı hesapların bu dünyada da görüldüğüne inanıyorum.Şarhoş keş
gibi insanların 2 yakası bir araya gelmiyor.İnanın çok gözledim.
Sevgilerrr
bence la-kayd hikayeler. vahdet-i vucud inancının ifrat hali...
adam yapmış olduğu çakallığa kılf uyduruyor.bu hikayelerde bir ders varsa oda çakallık dersi..
Yok estağfurullah. Bektaşilere sözüm yok benim. Saygı duyarım. Daha doğrusu dünya görüşlerinin hiç birisine karşı bir sözüm yok. Herkes farklı bir pencereden aynı manzaraya bakıyor...
Ben bu hikayeden bahsediyorum. Yani Bektaşi'nin ceza çekmesi için herhangi bir nedene gerek yok, zaten şirk oşarak cezayı haketmiş demek istiyorum. :)))
Bloğumda bir ödülünüz var.
Sevgilerrr
Sevgili Aysemam;
Ayşegül'üm;
Hesaplar bu dünyada görülüyor zaten.Biz görür müyüz, görmez miyiz orası şüpheli yine de.Ayağımıza taş takılsa sebebini arayıp buluyoruz da kendi halimizce, varsın diğer hesap ödeyenleri bilmeyelim ne çıkar?Sevgilerimle.
Sevgili Murat;
Sevgili Mr.Lonely;
Kuran ayetine istinaden;"Hak asla yerde kalmaz, iyilik yaptığını sanıp ta kötülük tohumları ekenlerin sonu nice olur?" demiştim ben de.Kimseyi de yargılamaya hakkımız olmadığını düşünüyorum,"vardır bir nedeni, yapılanın şirk mi çakallık mı olduğunu da Allah bilir" deyip seyrediyorum, sevgilerimle.
Yorum Gönder